Sahife 6 Tarihi roman tefrikamız: 16 Yazan : Hamza'nın sesi işidildi: Deliler Saltanatı İskender Fahrettin 26 Eylül 930 “Sultanım kapıyı açınız, düşmanınızın başını getirdim!,, “Padişahın şişman kadınlardan hoşlandığını biliyorum. Hazırla- dığım cariyelerin biri yetmiş, diğer ikisi de Mİ. okka sikletindedir. Merak etme, Şivekâr kle unutulur. “... Şekerparem..! Sen, kırmızı dudaklarla, pembe beyaz vücü- dünle gözüme o kadar çok güzel rn 'orsun ki' cennet taamı gibi, seni bir hamlede yemek istiyorum..I,, 'han Sultan, Hamza'nın arka- m da düşüniyorum: eğer sından hayretle baktı. lamza bu işi üzerine ilani z, yani — > yalan söyledim... Gel... fakat, mai arasına Gitm a bağırdı.. lmuştu. Turhan Sultan, Sel ii bir işe girdiğini anlamış! Şimdi ne lame Odasında yalnız kalınca düşün- meğe başladı. Şivekâr Bula öldürmek im- kânı a bunu Hamza bey de “itiraf et Köndike iz konuşıyordu: — Hamza, içi sırlı kimse ği ve ve bana çok daha fazla lacağı için, kendisini kayıkla tahrik « e lirim. Şivekâr'ın mezara gitmi iza urban gitmesi lâzımmış... Turhan Sultan, yavaş yavaş sarayda entirika mi istiyen bir kadın için elbette ihmal edil- mezdi. İseniz? Sun; Turhanın oda- "Valide Sl o gün, gine çok eğe . Bu kavgamızı şimdi ikmal edeceğim. urhan Sultan, —E Sultanı odasırda fazla oturtmamak i ir için, ai Gigi Giaifktı hatırla- e de, dedi, biraz sonra Hamza ile o iş hakkında görüşmek üzere Behram ağanın odasına gideceğim! — Aman Turhancığım, bu işi bugün herhalde hallet... Çünkü, şivekâr, sarayda, dondurucu bir poyraz Mya gibi her saat esmeğe başi rl eri Sultanım! Ben Hamza'yı iknaa çalışacağım... — Turhan! Ben bu işin aksi “Ben Şivekârı öldüremem!,, derse, ne yapacağız? — Ben bu ibtimali düşünme- dim. Hamza, Şivekârın vücudunun kalkmasına şahsen taraftar görü- nürse, onu öldürmekte tereddüt nederim. ârdan çekinmesi ihti- dar işi Hamza yapamazsa, ei Turhan bece- rebilir mi?,, Kösem Sultan bu sözü söyler- ken, gözünün ucile de Turhan'ın yüzündeki manaları tetkik ediyordu. , Genç kadın, birdenbire, bu ün ne maksatla söylendiğini anlıyamamıştı. ni e biç bir zaman mİ iye cev. erdi . Kösem Sul, ayakta, sözüne devam etti: & — Bu kadının vücudu ortadan mi hepiniz rahat edersiniz | — Padişah bir şey hissetmez mi, Sultanım — Ben şimdiden, O padişaha takdim sa üzere yeni cariyeler hazırlad — Efendi imiz son günlerde man kadınlardan hoşlandığı için, yeni cariyelerin de şişman olması ve Şivekâr'ı aratmaması lâzımdır. hazırladığım cariyelerin biri yet- miş, diğer ikisi yetmiş beşer okka sikletindedi Turhan, sakbcnli vücudu or- tadan kalkm — Şi Efendimizin yüzünü sik sıl bileceğim, ği mi Sı — Şüphesiz... e İbrahim, sizin olacak. 7 Bilhassa senin... ei Er vi diğer Hileler fazla — ami ki üç defa Efendimizin iltifatına maz- har olurdum. Acaba şimdi haf- tada bir ela olsun beni hatırlı- yacaklar mi? — Hiç ş etme , yavrum! sen Sultan sini herkesten iyi bilirsin! > tıpkı bir çocuk an zaman mizaç ve değişir. Fakat, mavi gibi zile” Akşam İki cesur kız Afrikayı baştan başa otomobille kattetiler Mis Belçer ve Budgel isminde b iyi iz yalnız başlarına otomo- ile Afrika kıt'asını şimal. m kat'ederek Ümit buru nund. Kahireye Imeğe E vaffak olmuşlardır. Her iki kız Nisanın birinde Ümit burunundan hareket etmişler ve beş buçuk ayda mil mesafe katederek Kahireye gelmişlerdir. İki kızın tek başına vahşi e ve aslanlar arasından Afri red n başa geçmiş olm. ih bak tarafında hayret iy aldırmışkir. Uganda'da bir yerli reisi iki EE kızın ormanlar içinden sz aşmış ve taarruza uğramama iy için icelim dinin önüne beş yerli nöbetçi koymuştur. İngiliz kızları en büyük tehli- keyi Sudan ile Mısır arasında e Kızlar yanlarına klavuz olarak bir Arabı Zalmışlak mi deve üzerinde mesafe ne e istikameti tayin edeme- ek nü çöllerde susuz ve eni im eçirdikten nra bir yere gelinerek Li ölümden kurtulmuşlardır. Kızlar şimdi İtalya ve Fransa tarikiyle memleketlerine dönüyor- lar. İngilterede ii belcu için hazırlık yapılmıştı Herkes irik Rusyada yakında sakalsız kimse kalmıyacak da sakalını uzatanların me günden güne artmaktadır. p gümrük lr fazlalığı. eki zaman ustu! ralar; nın beherinden dört ingiliz, bir düzine vaa lamından ll ingiliz, kurtulmak için Uzun ra kravi malda da lin m > kaç. gün değiştir- muhafaza ederek sıcak tutma| tadır. Gazetelere nazaran bir müddet nra Rusyada matruş kimse kalmıyacaktır. © © Bir komser hakkında tahkikat iyor Polis dördüncü şubede k muavini İhsan efendi mülkiye müfettişliğine e şikâyet vakı olmuştur. endinin; 'omser e İbrahim'i idare etme- ir madama yolsuz iş mi dair olan bu şikâyet rl tahkikata başlanmıştır. Kom İhsan efendi (obugün eri edilecektir. gözlerimi herşeyden fazla sev- diğini söylemiştir. Benim gözlerimi süzerek bakışım Efendimizin çok hoşuna gidermi Kösem Sultan'ı ın hiddeti geç- mişti, — Mavi gözü ben de severim, Turhan! - “dedi - Ferahfeza'yı da mavi e için ati ayır- ııyorum Bu esnada, ire önünde bir v kiras işidildi.. n benzi sapsarı olmuştu. ME Te sesleniyordu: — Sultanım, iban açınız, düş- manınızın başını getirdim! (Arkası yarın) 3İ Eyldl 1930: | Her akşam bir hikâye Muharriri : Yanınıza e a raber, Paris'teki rtere ider şimdilik, “yataklarından yeni, çık- mış işçilere ait bulunuyordu. anımıza taktığımız adam, pej- mürde kılıklı bir iktiyardı. Paris'e hemen gelmiş ; sabahlayın, erken- Ni Seir yer (o bulamamış; aşkoloz ( dolaşıyordu. Serli, Ay olsun diye herifin elini sıktık; ve, bizimle beraber, bir kabaraye gelmesini teklif ettik. Paris'ten değil a, dünyadan refakatinde ne değişik bir hayat geçirecektik. amafih, iyi tahmin etmişim. Bu basit dimağın ıztırazları vardı: ye müdü ünü elli e iş lal müstakbel muharebelere dair bir şeyler kulağına çalınmış. Bunu, bize, büyük bir esrarı hükümet diye i megi heri âkin , tuhaf olmakla ee eme Haya- tının facia olan tarafı da vardı. Bunu bize öyle e coşkunlukla anlattı ki, arkadaşım Pierre ile en fena mütessir olduk. Kızın- dan bahsediyordu: vet aziz sirri - diyor- dük (Biçarel Bizi hemen aziz dost addedivermişti. ) - Kis doğdu- ğu . Amma anlıyamadım. Galiba, loğmadan evvel, imanları meçhul ölkeler emi kız, bun ir melek sesile anla- tıyordu. ni yavaş yavaş bü- yüdü. Mektepten şahadetnamesini aldığı vakit ne güzel olduğunu bilmeli i en iyi çiçe er bavulumu alınca size esmi erir Siz benim dozlar içar Derim yordu anın bütün X dönmedi. Bir bayram günüydü. Derede boğuldu... Ne onun naaşı bulundu; ne de | ni Kom- şumun oğlununki...Oğlan da kızımı kurtarıyım derken boğulmuş za: . Ben haberi alınca gr rielerine geli Hâlâ kızı eşyasını, pe MR bera yer saklarım. Yaşı o zaman n beşti. Şi yaşasaydı on ei bulunacaktı. Bir kabareye çoktandır girmiş- tik. Pierre, kederlenmeğe başlıyor- du. Bir ii konyağı bir yudum- da yuvarladı. — Ofl Hikâyen beni ağlatacak Na dedi. (Pierre akşamın saat onundanberi bütün dünyaya sen e bp ve rdu. Ayağa mi edelim. Deli di- vane gibi hovardalık edelim. Oradan kalkıp başka kabareye gittik. Danseden ölü hız i Plerre Frondai e Her girdiğimiz yerde, âlem bize “bakıyordu. Biz, “ki smokin'i bir karış açtı. Pierre sağında, ben solunda. Ne komi zaramız vardı. Boş bir masa bulduk. Yeni dostumuz artık hiç konuşmıyor- u. Eminin, herşeyin ve teferrüatına bir nazar yordu. Muhteşem kab o tepinmenin, gürültü; o musi- olduğunu bilirsiniz. Çingeneler telleri ve perdeleri kopar. çalışıyordu. Beyinleri R Herkes - birden bağırıyor ve sailor yaa Hizmetkârlar, rengârenk im Bunlardan bir tanesi hav. mıydı kıyametler a Balonlar vantılatörlere kim patlıyınca, Amerikalılar sevinçten çıldırma raddelerine geliyordu Zam A rika ormanında imiş ve bağırıyorlardı. İhtiyar, ortâmıza a ar Beli Sir a kaçtı simay kir e ansöze ei Parmağını bir Yar: - Yarabbi! Kiz ne e ee Allah e şeylere müsaade etmemeli! beni in bu derecesini Pe nın fenasına gidiyor. benimkis sinin hâli pek saftı. İlinin ür, aralarında bu fari Bieire, sözünü kesti: — Dur, O dansözü senin yanına gireyim, Belki böylelikle ke e mi ağılır. daşım Sale geçti. Olup Bkz azıcık Miniş düşerek, Oben ds ittim. Dansöz, Çingene kikia skandal küçük salonda. dans- esnada, divanda — O ihtiyar sarhoş benden ne istiyor? - diye mırıldandı. Nerede “ bakayım? Sa a nun öteki ucundaki ibtiyarı usulle e dansöz, sıçradı: Eli, kol m E kenetlendi. Düşe- | in. İhtiyar bizi aramak- Di Mei İhtiyar ei Ni çıkardık. Kaldırımda söyleniyordu. — Dört sene pi öldü... Fakat yarabbil Bu ka enzeyiş... Yum onunla konuşmak isterdim. adem benziyor. Mütercimi: (Hikâyeci) anma m e Aksaray'da Mustafa Kemal Pş. caddesine ve yenikapı istasyonuna ri bir dakika mesa Mir de 18 parçaya ayrılmış 1800 troluk bir arsa e Lâleli ve “Valide camijeri arasında köşe başında üç yzlü 340 metroluk diğer bir arsa satılıktır. tafa Kemal Pş. e b 113 No. kahveci Ya- akki Ef. müracaat. im bul mahkemei asliye birinci ticaret dairesinden: Müflis Şalcı Abbaszade Ahmet efendinin gö No. lu hanesi bizi arttırmaya talip zuhur etmemesi dolayısile ikinci satışa bae verildiği ve satışın 4/11/930 salı günü saat 4 e mahkemenin iflâs odasında il edileceği ve alâk satış şeraitini her gün n evvel mahkeme kalemine müra- caatla (o öğrenebilecekleri (ilân olunur.