6 Tarihi roman tefrikamız:88 Fâtih, Deli Hasan'ı Tezveren kövüne gönderm maal Prenses Ayda ile kövde Ee lan Padişah Yunus beyin odasına uğradı Edirne kalesi önünde yeni BİZANSIN SON GÜNLERİ İSTANBUL'U! Fethinden sonra... Yazan: İskender Fahreddin eğe karar ve vardı. büyük top talimleri yapılıyordu. Toğan bey beyaz bir at üstünde, kalabalığı yararak ilerledi. stalıktan yeni kalkmış olan bu örenlerin Fâtih, Hasan'ın bu kısa izaha- — Ne biçim adamdı bu Pos- bıyık...? — İri yarı, dev gibi heybetli, e Es bal ARİ herşeyi keşfetmiş gö- mi ei kğ kalktı. an a may — Sen mı » dedi - e in Bir kaç adım vi na nın başıucuna ge! mt) i? geld — Toğanl kiş günden beri sarayda pi biten işlerden - bit- tabi- tamamen haberdar a) Cellatlardan Avurduyırık'la Pos- bıyık üç dört günden beri onup kaldı, Fâtih, Mk tepkiğdn taktı. — Haydi , dedi, "Yunus'a göstereyim. Ona Po: m şir kövünde gördüğünü gi beraber köve “ > Sk bali ri bugün herhalde bali amli öznenin! Fâtih ön. Hasan cs odadan çıktılar. Cafer — padişahın sol tara- yer duruyordu. Toğan'ın oOodasından O hare dairesine doğ idiyorl ardı. Sult Mehmet hiddetinden a gıcırdatıyordu. Yunus beyin kapısı önünde Barilla o bütün saray halkı he- deydi. — Padişah odaları delikiyon. l — Acaba nı — Geni oğla arıyordur..! çi Ayda gideceği yere varmış- — ln kaybolalı kaç gün - sevinçten - gözleri sulanmıştı... oluyor? — Bugün dördüncü gün... Fâtih harem ağasını çağırdı: — Cafer..l Yunus'un odasına bak.. a gelsin. Cafer ağa Yane beyin kapı- sını çaldı. çabuk buraya bey, odasınd Pos- parçasına sarıp, sarayın bahçesine gömecekti. Vaziyetinden emindi. — Ayda, rey bi la her- halde Sırbistan'a kaçmıştır. iyordu. Kesik başı iyice sardı. Bahçeye inecekti. Fakat, tam bu sırada: — Yun a s bey! alli ince bir ses ye odanın ortasında bı- raktı. Yunus bey bu sesi derhal tanımıştı. Kendikendin. — Gene 5 gövdze herif... iye söylendi. Kapıyı araladı: — Cafer, Allah rızası için, az beni odamda rahat v alnız bırak... Şöyle, kendiken- ime e uzatıp yatayım Ca e eğil imi içeriye uzatarak yavaşça fısıldadı: — Arkamda hünkâr var.. Kendine m Fâtih kapının önünde, sözleri; den çok hoşlandığı Deli Hasan, la konuşıyordu. — Posbıyığı iyice teşhis ettin, değil mi? — Ne demek, Padişahım..! O- nu İm kişinin içinde görsem tanı Su Mehmet, Yunus beyin sesini işiderek caferin li çekti ve ek girdi. — , hazır ol! vr Hasan- la birli ikte Tezveren kövüne gide- ceksin! Posbıyıkı orada görme. i var) ermişti. Akşam MR İN e. 3 Temmuz 1930 | BE eğlencesi <İ | | e Dünkü bulmacanın halledilmiş şekli, Teslihat yarışı İtalya - Fransız bahri rekabeti alevlendi İtalya ile Fransa arasında tes- lihati bahriye rekabeti fevkalâde şiddet kesbetmiştir. İtalya hükü- meti (Fransanın vasi inşaati pe mukabelede bulunmak üzere e 29 sefinei harbiyeyi tezgiha bik üzere bir proğ- am hazırlamıştır. İtalya Fransanın flotilla rehberi yeni gemilerine karşı beş bin beş yüz tonluk kal e inşa ettir- i nsadaki bu eni ler inşasına karar (o vermiştir. uhrip yerine ç yeni m yle bir Ermnzli inşa ettire- r. İtalyanın yeni ttirmekte olduğu altı bati e her biri 5600 ton ve sür'ati saatte 37 mil olup an altışar pusluk sekizer toptur. Şimdiye kadar İtalya ile Fran- adan her biri yedişer adet onar bin tonluk Me inşa etmiştir. Bu büyük gemilerde rakal betir tin İm kabinesi erkâni harbi- umiye reisi Ceneral Vey- al gi olduğu halde 7 içtimada Fransız ordusı mühimmat depolarının ikmal silerek anin bir hale getiril- mıştır. solininin sa iilkemeki için tertibdt almağa sevketmiştir. Hint hapishane- sinde müthiş bir ısyan Hindistanın Tai Bi yanın merkezi (Rang şehir b dan bazı- larını ve ve bazılarıda ola il 299 an dışari o fırlamaya ışlardır. Bu esnada askeri iircedik ye- tişerek hapishane binasını sar- mış ve kaçmağa çalışanları kur- şunlamıştır. Bu esnada asiler 30 tüfek daha zaptettiklerinden askeri kıt'aları geri püskürtmeğe başlamışlardır. Asilerden kırkı gi ve alt- mışı mecruh olduktan sonra isya- nın önü alınmıştır. İber ingiliz idaresine karşı Hindular ve Bir- yi ğe tertip edil- miş bir fesat ve kiyam neticesi İ olduğu BİL” çıkmıştır. gm — Time, Ti aamamanba Her akşam bir hikâye Diktatörün metresi j Sonia Manieva ka'yı mu serdiği muştu. H. ri ona her dediğini de yen Ekseriya, akşam yemeklerini, bir kaç samimi enli beraber, Vassili Somenef'in sarayında yer- dik. Ahl Aman yarabbil Ne a kunç, ç, ne urunuvüstai ve heybetli bir saraydı bul.. arazi ları kubbeli sirri idi... Para- da (Çingene'ler epimiz, mukannen zamanda eğleniede İl bakir metresine birşey diyemezdi! Böyle vx bir mahlükun mutavaatkâr aşkına hayret edilir.. Mamafik, bir “ek ni istediğini söyledi. Ziyafette altı kişi idik: Dimitri evidis, Maroussia Goudoutzeva, metalik Nathalia ve ben... Bittabi, Sonia, m meydan- larda değil... Diktat: — Çocuklar! çok eğlence Görürsünüz! “A Sonia.. Ona, vE in, vi e besinin misafirlerine etmesi lâzimgel eldiğini, öğreteceğim Hah, hah!.. Ben, insanları korkut- mak usulünü bilirim! ii öğ niz. Nasıl gülüp eğlene ünden gülmeğe sr tık. yüksek sesle.. Calgıcı rd bile, paravananın ar- e b içinde gülüyorlardı. Paravanayı iğneyle çe ve ara- lıktan etrafı ogözetliy Bittabi, Sonia'yı ebili sonra, artık eğleneceğiz, çok... Biçarenin ve ibtiyacı olacak... Ne hoş, ne hoş. Diktatör halini unutmıyaca- ğım : Yüzü sokakt kanı kabarık el de toplanmıştı. Gözbebekleri hain | | bir alla Barlı yordu. ri aşkı iş hem de zulmü tezahürde buluna- caktı. Nasıl kanlı bir oyun düşündü- ğünü bilemiyorduk. Paravananin arkasına gizlenmiş, hepimiz bek- liyorduk. Nathalia, usulça: — Korkuyorum! - dedi. Kendisine ig? hâkimane bir nazar attım ki, susmak mecburi- yükünde aldı. Vasili , odanın içinde , görü- nürde yalnızmış ii kaldı. Son vi dıktan sonra, muhafızlarını ll ve di a dikti. Bu esnada, Sonia, odaya, pür- neşe, görülü içinde girdi. Ansızın , korku içinde , Vasi- li'nin nazarlarından büyülenemiş gibi, du ie içarenin t kadar beyazlaştı- tk sörlük. yi kalbi üzerine iL, Diktatörün burun delikleri fort- lıya fortliya açılıp kapanıyordu. Elleri, koltuğun kenarlarında asa- biyetle kenetlenmişti. Korkutucu pre in muvaffakıyettle lu, eği nia, sendeliyerek, anlaşılmaz er söyliyordu. asili Somenef, aheste bir paravanalar arkasından a tık. Yarım saniye sonra, iş, tabil mecrasını alacaktı. kat, Sonia, ansızın dimdik dikildi; sesi metin bir hâl alarak: — Beni sattılar, ele verdiler ha? - dedi - Pek âlâ... Doğru söylemişler... Senden nefret edi- yorum. Vasili Somenefl İki sene- denberi ancak seni için gizliden gizliye fenalık ederek Pe iyilik Diktatör, mütahayyir, bir hâlde, ii kalkmıştı, Biribirlerine, uzun uzun baktılar. pe da müthiş bir uçurum açılmış! “Dial ie ce seni <rgapagi iste- mili Sonral - E Bir an öyle siği ük t old kapalı çifte pencerelerin dipdilk karın yağışını duyduk. — Ben de şaka ettim... Aktris değil miyim, Vasili? Nathalia" vi kucağımda ii örle metresini yalnız bırakarak e eri çekildik. Fakat, Sonia'yıol baren artık kimse Müteri Sil; va Nü) ii al iti- medi. “uu Aydın sanal meklebi mirğinden Mektebimizin 926/927/92 28/929 Senesi mezunlarının şehadetnameleri Vekâleti Celile tarafından gönde- rilmiş olduğundan bir an evel: tezii için mezun efendilerin taahhütlü posta ücreti ile birlikte üç adet fotoğraf ve (50) kuruşluk damga pulunu (15) güne kadar mektep idaresine göndermeleri ilân olunur.