Sahife 6 17 Mart 1930 Tetrika numarası Mütareke ıonelerinıle ELE GEÇMİYEN HIRSIZ ÇETESİ Romanyalı arkadaşım, Yazan: İskender Fahreddin sahte beşlik banknot çıkaracaktı! Para imali için Perşembe pazarında * gizli bir yer hazırladık ve Siğarasından bir nefes çekti; sözüne devam etti: — Bu vakanın faillerini yak: hıyamazsam, mahvoldum demektir! O mecliste bulunan - Nuriye banımefendi Celâl beye hitaber tede, tuzağa düşürül duğum o meşhur taharri memuru zatı âliniz misiniz, beyefendi? Celâl bey mahcubiyetle başını önüne eğdi: | — Evet.. Maalesef, (K ) vapu- kömürlüğünde bir gece misafir kalan ı=ur bender îıuı Nuriye — hanimefendi, bir az istihfafki raz da ciddi olaral — Zabıta mesleğinde bu vakalara daima tesadüf edilir, | dedi, ancak zatı âliniz gibi müte- bir zabıta memuruna böyle iyangonun çıkması - cidden lir. | Nuriye - banım, — bizim " 8 Bedia dan başka bir kimse deği Celâl bey, kadınların bu alayı üzerine, — tahammül edemiyerek ayağa kalktı. İçtiği çay bogazın- da düğümlenip * kalmıştı. - Çok hürmet ettiği hane sahibesine izar ederek paltosunu giydi ve misafirlere: —— Dimağım çok meşguldü anımefendiler! Beni mazur gi nüz, dedi. Ben bu ele geçmez yakalamadan rahat edemi- Nasıl zenğin olduk?! Kd İkinci vaka da çok mühimdi. timamnda ir karar (Dokuzlar) 1n son şöyle kısa fakat kat'i vermiştil * Zabita bütün şiddet ve kuv- vetile izimizi bulmağa - çalışıyor. Üç ay kadar Dokuzlar dan hiç- biri sırkat ve saire ikar — suretile polisin nazarı dikkatini celbetme- yecekl, Bu karara hepimiz sadık kaldık. Fakat, üç ay ne yapacaktık? Arkadaşlarım: — Alışmış kudürmüştan — be- terdir! Diyerek, benden bu müd- det zarfında ne ile meşgul ola- caklarını soruyorlardı Hepsine birer miktar harçlık tevzi etmekle beraber, kumpan- yaya yeni ve kârlı bir iş aramak- ftan da geri durmıyordum. Bu karardan dört, beş gün sonrayd'. bir akşam Beyoğlunda Romanyalı bir dostumla karşılaş- mıştim. — Vay, Petrol Senin İstanbulda işin ne? Diyerek koluna gi Perto ile Romanyada bulundu- ğum zaman pek mühim ve gizli işler yapmıştık. Konuşurken göz- lerinin içine dikkatle baktım, ve nazarlarından, bu tesadüfün onu çok memnun ettiğini gecikmedim. —« Petro çok zeki ve yüksek tah- | sil görmüş bir mühendisti. Ro- manyada sahte para imal ettiği tam yakayı ele vereceği la Viyana'ya firar etmişti. müddet sonra orada da takip edilerek, İstanbul'a kaçmağa mu- | vaffak olmuş... Bu izahat, beni de, onun bana tesadüfünden kadar sevindirmişti bir gazinoya oturduk. Bir müddet | konuştuktan / sonra, şu- süretle mutabık kaldık: Petro, kısa bir zaman zarfında , piyasada bulu- nan beşlik , — yirmibeşlik ve ellilik — banknotların - kalıplarını yapacak ve masarifi bize ait olmak üzere, bunları tabetmek için icabeden makine, mürekkep | ve sair levazımı tedarik edecekti. Petro çok sanatkâr bir adamdı. Kendi gece perşembe paza- rındaki içtimağahımıza götürdüm ve arkadaşlara tanı Kumpanyada adamımız gibi çalışacak ve ufak bir hiyaneti hissedilecek olursa, klubümüzün dahili - nizamnamesi mucibince İşkenceli idam cezasile tecziye edilecekti. Petro'nun bize biyaneti esasen mevzuubahs olmazdı, çünkü ken- disi, bükümdtçe az çok tanınmış, maruf bir adamdı, yuvada oldu- gu gibi burada da takip edilmek ihtimalini düşünyor, sokakta gez- meğe bile cesaret edemiyordu. Petro ert liyete geçmişti. Arkadaşlarım, bu yeni yapa- çağımız işten çok memnundular. Öyleya! imal edeceğim'z sahte banknotların aynen tabına muü- vaffak — olursak,, hepsi de lord olacaklar.. avuç avuç para sarfe- derek lüks bir hayat yaşayacak- larda. Petro bize: — Bu işde emin olunuz ki, muvaffak — olacağım.. Fakat, asıl muvaffakiyeti, banknotle sürümünde — temin edeceksiniz Mühim vazife o vakit başlıyacakl! Diyordu. Kulaksız temin etti — Merak etme dostum, İstan- bul enayi yatağıdır... Yuttururuz! (Mabar İzzet, ları Umumi idaresinden: Otuz dört metrelik bir adet köprü kapal muştur. zarlla münal saya kon- Münakasa 13 Nisan 30 Pazar günü saat 16da Ankarada Devlet Demiryolları idaresinde yapılacaktır. Münakasaya iştirak edeceklerin teminatlarını ayni kâtipliğine vermeleri lâzımdır. Talipler mür edebilirler. günde saat 15,30 a sa şartnamelerini 15 lira mukabi Malzeme dairesinden, İstanbulda Haydarpaşa —ma; teklif mektuplarını - ve muvakkat kadar münakasa komisyonu inde Ankarada, zasından tedarik pıyasaya | issetmekte W memnün — olduğu | Taksimde | günü derhal faali- | Romanyalıyı | Devlet demiryolları veliman- Havalar ne kadar iyi gidiyor. fefafafal KlalsTA| — Azıcık bahar kokusu almak Te a | için sokağa çıktım.. Taksim'den | L 0 visla oA LAŞR | Sisli'ye doğru yürümeğe başladım. B v PİAİYİN | — Lâtif havada, cinsi lâtif de, A A oA insana, olduğundan - daha - İâtif HL İ L scünüyor galiba.. Talelele Bae S Li Üvle| — — Yanımdan eli yüzü düzgün ol lal ADeİlel-İ — kadınlar geçtikçe, dönüp dönüp Hafah A lo ahf olaTe| | bakıyorüm. — Arkadan , şöööyle A OA AA N — ER bacaklarını , bellerini , vücut- SKB - z - MŞN : (e | Jarının diğer aksamını zevkle , e D dErlak hazla muayene ediyorum. Arada sırada da cidden enfen kadınlarla karşılaşıyorum ha Bunları, doya doya tepeden ti mağa kadar süzüyorum. Bu aralık bir herif peydalandı. Şıkça giyinmiş.. Gözlerini benden | ayırmıyor.. Ben gidiyorum; o da, nin para mukabilinde satılmakta ol- | gölgem gibi arkamda... düğü - işitilmektedir. Halbuki İk- | — Allab Allahl. Maksadı nedir ramiye Jlistelerimiz, üzerlerinde- | acaba?... de yazıldığı gibi herkese mecanen | — Nihayet, dayanamadı; yanıma yaklaştı verilmektedir Muhterem — halkımızın siz, erbabı zevkten bir a- dama benziyorsunuz!- dedi. Şaşaladım. Mamafih: — İltifatı diyerek — gülümsedim. - BÖYÜK TAYYARE PİYANGOSU 8.Cİ TERTİP 3. ÜNCÜ KEŞİDE 11 / Nisan / 1930 Keşideler : Vilâyet, Şehremaneti, Defterdarlık, İş, Ziraat, ve Osmanlı Bankaları Mürakıpları ve Halk huzurunda yapılır. BUÜYÜK iKRAMiYE 40,000 Liradır Her keşidede çıkan numaralar tekrar dolaba konmaz. listeler için her ne nam altında olursa olsun rica para — vermemelerini eyleriz. 35,000 Lira isabet eden “ 52843 ,, numaralı biletin “ 3 , parçası İstanbul'da, birer parçası Gemlik, İzmir, Muğla ve İzmit'te satılmış * 3 ,, parçası satılamıyarak iade edilmiştir. 15,000 Lira isabet eden “ 7134 , numaralı biletin “ 3 , parçası İstanbul'da birer parçası Yalova, Zogunldak ve Diyarbe- kir'de satılmış ve dört parçası satılamıyarak iade edilmiştir. 10,000 Lira isabet eden “ 50430 ,, numaralı biletin * 3 , parçası İstanbul'da birer parçası Ankara, Ödemiş, İzmir, Giresun 'da satılmış ve iki parçası da satılamıyarak iade | Devlet demiryolları ve Limanları mumi idaresinden: Milli İktisat - ve Tasarruf Cemiyeti tarafından 20 Nisan 1930 tari- binde Ankara'da açılacak olan Sanayi " Nümune sergisinde teşhir edilmek üzere Ankara hattile doğrudan doğruya iltisakı olan Devlet demiryolları istasyonlarından Ankara'ya gönderilecek ve sergide teşhir edildikten sonra iade edilecek eşyaya ve sergiye eşya getirecek, | mal sahiplerine nakliye ücretinden yüzde elli nispetinde - tenzilât yapılacaktır. İşbu tenzilât müddeti 15 Mart 1930 tarihine kadar mer'i olacaktır. Fazla tafsılât için istasyonlara müracaat edilmelidir. Devlet demiryolları umumi idaresinden: 000 - 603 —- 000 kilometreleri ıdaki Karaözü, İhsanlı, Şarkışla, Bedirli ve Söğü tasyonlarile metre 145 teki askeri makasta yapılacak olan mebani ve- tesisatı sabite inşaatı 31/3/930 tarihine müsadif pazartesi günü saat on beşe kadar münakasaya vazedilmiştir. Talip olanların bu baptaki münakasa evrakını 50 lira mukabilinde maliye ve muhasebe dairesinden tedarik teklifnamelerini mezkür tarihte saat on dört buçuğa kadar idare münakasa komisyonuna tevdi etmeleri ilân olunur. tarihinden 24 Mayıs 1930 Kayseri - Sivas hattının 457 | Kastamnnı Evkaf müdürlügünden: Kastamonide Saraçlar çarşısında yeniden yapılacak yedi adet zarf usulile münakasaya vaz edilerek Martın ihalesi icra edileceginden talip olanların şart- nameyi görmek üzere her gün İstanbul Evkaf levazım idaresine ve | kadının Daüddeyaset zevkten olduğumu nerden anla- dıniz? — Kadınlara — bakmanızdan... Amma, azizim.. Bunlar birşey değil. Benim elimin altında bir tane var... Bir tane var... Nah... Oht.. Pppppp- “Nah... Oht.. , derken sağ elinin beş parmağını uç uca bir- leştirerek dudaklarına götürdü, öptü, Sarıya meyyal gözleri pırıl- dıyordu. Adamı — İâalettayin — bir aşk tellâli Fakat, — böyle sokak ortasında insana musallat olan aşk tellâlına da hiç tesadüf etmemiştim... Bilhassa, Dahiliye Vekili Şükrü Kaya Beyin fuhş aleyhine müthiş bir mücadele aç- tığı bu devirde... Ne cesaretti bu sırnaşıklık! Belki gizli bir batakhane keşf- ederek gazeteye enteresan bir havadis. çıkarırım — diye - düşün- di sandı! — Çok mu güzel birşey? - diye sordum... Heyecanından âdeta eli ayağı titremeğe başladı. — Ne diyorsunuz? Ne diyor- sunuz ?... O gözler, o kaşlar, © saçlar, © kirpikler, o dudak- lar, © yanaklar, o gerdan, o memeler, evet o memelerrrrr,, o kollar, o eller, o bel, o kalçalar, © bacaklar, © ayaklar... Ah.. Vaktile zikrede ede sar'ası tu- 'tan bir derviş görmüştüm. İşte, azasını tepeden tırnağa kadar sayan bu adamda da âdeta İ sar'ası tutmuş gibi öyle bir anor- | mnal hâl vardı. |— Merakım iki katlı arttı. | — Haydi beni kadının yanına götürün öyleyse dedim. -. Adamın beni getirip de bir o- | dada başbaşa - biraktığı kadın, | ağlamağa başladı: | — Allahınızı severseniz. beni zi severseniz.. Gayet üslüplu, yakışıklı, sözü ü düzgün bir hanımefendi Meseleyi — anlıyamıyorum ! - dedim. - Sizi - hangi; tehlikeden, nasıl - kurtarayım?.. Bu. adam kimdir? | — — Bu adam benim kocamdır, | Beyfendi... | —i Beni fevkalâde seviyı lâde, delirircesine... Bende onu seviyorum... Ben de onu delirircesine sevdiğim için deliliklerine tahammül ediyo- rum işte. —I?ı? —.. Tutturdu; diyor 'Sen dünyanın en güzel kadınısın... Sen, bütün erkekleri çileden çıkarırsın. Sen, bu güzelliğinle tekmil beşe- riyetin tekmil erkeklerinin malı olmalısın... Şaye t güzelliğindinden sade ben istifade edersem büyük bir hodbinlik etmiş bulunacağım... Hem, senin gi aşka Ne olur? bana dokun- mıyim, fakat, hüsnüm ve visalim karşısında çıldırmış gibi görüni LARI Kapıdan çıkarken — hakikaten çıldırmış gibi göründüm. Adam, sevinç. içinde: j — Demedim mi, karı... Deme- dim mi?... - diyerek karısının yanına koştu. projeleri görmek üzere de Kastamoni Evkaf idaresine müracaatları. (Vâ - Nü)