Padişahı teshir etmek için, Karılı erkekli bü- Yazan: iskender Fahreddin yük bir rakabet başlamıştı. Sadrazamın ko- nâğıhda eğlenirlerken, Sultan Mehmet de sa- rayın gizli köşesinde (Elvira)yı bekliyordu. Saraylılar ve padişahın gözdeleri arasında müthiş bir kıskançlık başlamıştı. Hepsi de ayni fikirdeydi: «Bizans orospularını biran evel, saraydan defetmeli!'» O gün, akşama kadar bir odada ve bir yatakta yattılar. Klio, sadrazamın kona- ğındaki öğlen ziyafetine gidemedi. Rüstem beyde güneş aya kadar, sarayda- le meğğul olamadı. Sadrazam, Âniva: vceniz niçin gek medi? Diye sorunca, genç za- bit: sirden bire rahatsız- Tandı.. Dışarıya çıkamadı! Cevabını vermişti. Sadrazam da (Elvira) yı gözüne kestirmişli. Yunus bey Sadrazamın * yanında oturyor ve tercü- manlık ediyordu. “Yemek yiyorlardı. Sadrazam, Yunus beyin kulağına eğilerek,yavaşça: — Köftehor, dedi, dilberlerle adam akıllı gönül eğlendiriyorsun! Bâri şu muahedeyi rumcaya ter- cüme ederken işi biraz uzat ta, biz de şu hasna ve müstesna dil- berleri doya doya temaşa edelim ... gönlümüz açılsın! Yunus bey Sadrazama söz Ogünkü ziyafet çok eğlen- li. Yemekten sonra bahçede gezdiler, koştular ve çerkes kız- larının — saatlarca devam eden < rakslarını seyrettiler. Sadrazam konağında eğlence devam ederken, sarayda da Sul- 'tan Mehmet hazırlanmış, (Elvira) yı bekliyordu. Elvira. Bir müddet Kostantinle beraber yaşamış olan bu güzel kadın, Padişahın fevkalâde hoşuma git- mişti. Ziyafet gününün akşamı Sultan Mehmetle - buluşacaktı. - Padişah Sarayın en gizli bir köşesinde, hazinei hümayun divanhanesinde hafi olarak hazırlattığı mükemmel bir sofranın - başında Elvira ile başbaşa kalacak, yemek yiyecek ve eğlenecel Padişah Cülus günlerinde giy- diği sırmalı muhteşem elbisesini giymiş ve kimse görmeden hazinci hümayun dairesine geçmişti. Agripas, karısının o gece Pa- dişahla birlikte yemek yiyecegini bildiği için fevaklâde memnundu. Öyleya! Karısını Padişah ye- meğe davet etmişti .. bundan daha büyük iltifat tasavvur olu- 'nür muydu? Zaten elçilerin vazifesi neydi? Güzel kadınlarla Edirneye gel- | da da iki kişi meleri, Sultan Mehmedi teshir etmek gibi mühim bir gayeye vasıl olmak için degil miydi? Bu sahada karılı erkekli büyük bir rakabet başlamıştı. - Herkes Sultan Mehmedi teshir ederek Bizansa muzafferen dönmek ve bu suretle de İmperatorun gözüne girmek istiyordu. Elçilerin hepsi de bir noktayı merak ediyorlardı: — Bu şerefi acaba kim kaza- nacak..? Şimdilik Türk sarayında göze çarpan iki kadın vardı: Klio ve Elvira... Sultan Mehmede ancak — bu kadınlar hulül edebilmişlerdi. Şu halde istikbali parlak ola- cağı tahmin edilen elçiler arasın- n ismi geçiyordu: Anivas ve Agripas... Türk sarayında, bu kısa zaman m rolü bu dört zarfında, en 1 kişiden — başka mıştı. Fakat, tarihin kaydet kikat, acaba yalnız bundan ret miydi? Bizans akademilerinde evvelce mühim — mevkileri olan, tahsil görmüş bu. kadınlarla beraber Edirne sarayında ayni sahneye oynama- ha- çıkmış cahil, tahsilsiz fakat saray — entirikalarında ve bilhassa fesat ve fitne ikamda çok mahir türk kadınları.. Padişah gözdeleri, bu tehlike karşısında nasıl bir cephe almışlar; bu iki sıhırbaz kadını Padişahın gözünden düşürmek ve için ne fırıldaklar çevirmişlerdi?! (Mabadı var) dauguldak Baytar müdürlüğünden: Çaydamarında inşası mukarrer Aygır deposu iğe 9662 lira 10 Kuruş bedeli keşifli inşaatı teşrinievelin 28 inci pazartesi günü saat on lâyet encümeninde ihale olunmak üzere bu ayın yedisinden diba © 21 gün müddetle münakasaya — vazzedil inden şartname ŞB7 Resini görmek ve daha fşla tafsilât almak isteyenlerin İŞel baytarlığına müracaat eylemeleri ilân olunur. ydan biran evel uzaklaştırmak VİRGİLİUS Çoban şiirleri İ | | Tereüme eden Rüşen Eş klasik eserler si- rine başlan: silesinden birincisini meşhur latin şairi Virgilius'un lâyemut kitabı teşkil ediyor: Bükolikler. -yahut çoban şürleri. Bu eserin tercüme- sini Ruşen Eşref bey yapmıştır. Ruşen Eşref bey, müşkülâtı ve ağırlığı nisbetinde kıymetli bir vazife deruhte etmiş, ilk defa olarek İisarımıza , temiz ve güzel türkçe ile klasik bir eser hediye etmeğe muvaffak olmuştur. Klasik — kitapların — lisanımıza nakli çoktan beri özlenen bir teşebbüstü. Fakat, teşebbüsün işe yaraması için, tercümelerin, memleketimiz: de ekseriya yapıldığı gibi. yalan yanlıs anlaşılmış eserlerin acele ve acemice olması değil, bizzat eser yaratmak kadar kıymetli ve bilgili mesainin semeresi olmak dâzm geli Rüşen Eşref, hem fransızçaya ana dili kadar vukulu, hem de yeni neslin kudretli bir nasiri olmak itibarile bu güç işi başa: zacak nadir kalem sahiplerinden Virgilius gibi, Latin şairlerinin '€n meşhurunun 2000 senedenberi Avrupa harsinde terbiyevi te: icra eden bir eserini intihap ve türkçeye nakletmesi, harsi terbiye ve klasik edebiyat kütüphanemiz için değeri büyük bir kazançtır. Türk Ocağını, bize kıymetli klasik bir eser, ve saf, temiz türkçe ile yazılmış bir kitap ka- zandırdığından dolayı tebrik ederiz. Uyanış ( Sabık Servelifünun ) Yeni 47.nci, eski 1732 - ci nüshası çıkmıştır. Kâzım Nami Beyin bir. zümre, bir millet ser- içtimai tetkik makalesi . Bir tiyatro ten- kidi , dört manzume , muhtelif mensuüreler , bir hikâye ile , ve bilhassa Yalovaya , Edison'a, ço- cuk - büyütmeye , sinamacılığa , fransız edebiyatına , dünya şuu- 'nuna dair yazılarla bu nüsha çok zengindir. Tunusta veba Tunus ve İsfaks de bir çok Veba vakaları görüldüğü haber alındığından tekmil tunus limanları muvaredatına — müayenel — tibbiye ve itlâfı far konulmuştur. TAYYAREYE TEBERRU nameli alâkayı calipt namına oğlu Memet Ali B. tara- fından Tayyare Cemiyeti İstanbul şubesine on lira teberru edilmiş | ve cemiyet tarafından kendisine teşekkür edilmiştir. iLÂN Osmanlı Bankasının Galata, ye- ni cami ve Beyoğlu devairi “Cum- huriyet, Bayramı münasebeti 29 Teş.evvel 1929 tarihine müsa- dif Sah günü kapalı bulunacaktır, mmna BANKA KOMERÇİYALE iT | * 540,000,000 (| Merkezi İdare: MİLANO () italyanın baş'ıca şehirlerinde ŞUBELER Avusturya, Maca: Wottehidesi, Hay, Arjattim ve Kolumbiyada L ŞÜBE MERKİ Voyyodü caddesi Karaköy 8/t &i İstiklâl Kambiyo dairesi Borsada Telef. 1718 İZMİRDE ŞUBE Türk Ocakları tarafından neş- | Kereste taciri Memet Emin B. | Gui de Cremone ve komin de Pavie isminde ü arkadaş silâhşur, artık | ihtiyarlamışlar; mütemadi muharebelerden — bikarak Fano şehrinde, ömürlerini sakinane nihayete — erdir- miye karar vermişlerdi. Birkaç —zaman sonra, | Gui, hasta düştü; hiç bir |hisim akrabası olmadığı için, —dünya — yüzündeki yegâne dostu Jakomin'e | varını yoğunu vasiyet eyledi; aynı zamanda da, on yaşın- daki sevgili evlâtlığı Marie'y arkadaşına emanet etti. Derken efendim, Gui, öldü; Jakomin de, küçük kıza, hakıki bir baba şefkati ile sarıldı; onun tah- sil ve terbiyesi- 'ne himmet etti Bir deç ki eylemedi. Yavru- cuğu naz ve ni- am içinde bü- yüttü. Kız, böyle bir iti- naya — cidden lâyıktı. Güzel miydi güzeldi en dilruba, en nefis mahlüku © idi. 16-17 yaşına vardığı vakit, Fano'nun tekmil delikanlıları, ken- disine meclüp olmuşlardı. Kıza güzel görünmek için biribirlerile yarışıyorlardı. Hele Jeannot ve Mingui de pek sevimli, pek za | rader vardı ki, bunların il | den Marie'ye gönül ver: Sevdalarının şiddı deşi birbirine candüşi Kız, bunların, ikisinin aşkına karşıda lâkayt kalmıştı. Jakomin ise, evlâtlığım —iki biraderden hiç birine vermek taraftarı gö- rünmedi. Daha hayırlı bir kısmet zliyordu. TRr el az D alan de aklına, Marie'yi kaçırtmak geldi. İşte; bu planlarını tatbik sahasına koymak için kullandık- ları usül: İhtiyar âh:ııknın Gkrivel isminde bir uşağı vardı ki, pek paragi şeyi i. îeınnel, herifin bu zaf keşfederek, onu kandırdı; har mına karşı olan aşkını kendisine anlattı: — Marie'yi " kaçırmak — işinde bana yardım gösterirsen on altın veririm! — Size, ne gibi yardımda bu- hunabilirim, efendim? Yapacağım şey, ancak, Efendimin evde bur kanmadığını size haber vermek; ve, bu müddet zarfında da kapıyı aralık birakmaktır. Bundan gayrı bir. hizmetinizde bulunabi- leceğimi zannetmiyorum. — Pek âlâl Bu kadarı k: Minguin de, keza, evdeki hiz- metçi kızı kandırmıştı. O da, vadi aldı: — Efendi evden gittiği zaman kapıyı aralık birakı İki taraf da birbirinin tasav- vurundan bihaber, ihtiyarın evden | çıkmasını gözlemeğe başladılar. Nihayet, dostlarından biri, silâh- | şaru, gece yemeğine çağırdı. Üşak Grivel, Jeannot'a, hizmetçi de Minguin'e sarkıttı haberi Geceliyin, Aşıkların / ikisi de tedabir aldılar: Gerek rakip tara- fından gerek başkası tarafından gelccek tehlikenin önüne geçmek için, yanlarma müsellah arkadaş- Keşif bedeli (996) | kısımlarına ait tamirat | müracaatları ilân olunur. | lendi; Jeannot da, arkadaşları Kızcağızı bağırta bağırta evinden kaçırdılar ip miydi cazipti. Belki de şeh- | lar aldılar; Minguin komşu evle- rinden irinin boş ahırında giz- birlikte, bostan kulübesinde, Kapının açılması - için, iki ta- raf da aleste... lahşur evden çıktığı zaman, in içinde uşakla hizmetçinin yeti, cidden görülecek şeydi : — Haydi, gidip yatsan — hka ll eli Seç Efendi sana - “mahzendeki / kırık dökük eşyayı izama / sokl,, demişti hani. Fırsattan istifade mahzene in. Şu işi yap haydi. — Ben mahzeni topladım bile. Sen tavan arasına çık da orasını bir temizle... — Ben de tavan arasını temiz- ledim., Eh öyleyse, git, gezin... Kahvede, ıık.ıdı.ilınnl_ı iskambil oyna. Uşak, baktı ki Hizmetçi de, zati, Allahından bunu istiyordu. — Peki! - dedi. - çıkarken kaz piyi aralık biraki Ben, burada 200-e kadar sayar sonra - dişari çikarım. Bahçeye çıkar çıkmaz, iki tarafı kendi da adamlarına — işareti önce, Jeannot'un arka- i . Taşlıktan usul usul Merdivenleri çıktılar. len bir tanesi, Mari odasında buldu. Onu kucağına alınca, haydi bakalım hep birlikte dışarıya... Kız, bağıryor, ç imdat talep ediyordı adılar. Tam bu. esnada, adamları ile karşılaştılar. Merak etmiyin kan dökülmiye- cek; yarın, bu bikâye pek garip ve heyecanlı bir şekilde nihayet- lenecektir. Mütercimi: (Hikâyeci) BOCCACE'NİN HİKÂYELERİ Bundan sonraki hikâye Kocası niyetine başka erkeğin koynunda yatan kadın Mütercimi: (Vâ- Nü) Bursa saratlar meklehi Müdirlüğünden: (33) kuruş olan mektep binasının muhtelif münakasaya — konulmuştur | keşifnameyi — görmek ve şeraiti anlamak üzere mektlep idaresine Talip olanların