11 Ağustos 1929 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 4

11 Ağustos 1929 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sahife 4 Yakacıga rağbet Otomobillere taksi kon- ması düşünülüyor Yakacık, bu sene diğer sene- lere nazaran halkın daha fazla rağbetini celbediyor. Bilhassa pa- zar, cuma günleri Yakacığa giden- ler Kartal istasyonunda otomobil gibi vesait bulmak için bir. haylı bekliyorlar. Bu maksatla zaten az mikdarda olan otomobiller, Yaka- cik seferleri çoğalt- mışlardır. Kartal belediyesi, vesaiti nak- liye ücretleri için hiç bir tarife tatbik etmediği için otomobil şo- förleri alabildiğine ücret istiyorlar. Bundan başka Karta! ile Yaka- cık arasındaki yol, iki sene evvel idarei hususiye tarafından yapıl- dığı halde tozdan - geçilmiyecek bir hale gelmiştir. » Bunu nazarı dikkate alan vilâyet her gün iki defa kartal ile yaka- cık arasındaki yolu sulamak üzere bir arazöz tayin etmiştir. Bu arazöz muntazaman günde iki defa yolu sulamakla meşgul olmak- tadır. | Vilâyet otomobil ücretleri hak- kında da tahkikat yapacaktır.. Kartal belediyesi dahilindeki oto- mobiller için de şehremaneti hu- dudü dahilinde olduğu gibi taksi | konulması imektedir | Deliren talebe Adanada muallim mektebinde bir talebe cinnet getirdi, mektep müdürü ile bir hademeyi ağır | suretie yaraladı Adanada çıkan yeni Adana gazelesi yazıyor: Adana erkek muallim mekte- binde bir hadise olmuştur. Kursa iştirak eden muallim muavinlerinden Ayıntaplı Necip efendinin öteden beri şuuru muhtel bulunuyormuş. ücretlerii ile bu gayri tabilik artmış. Niha- yet geçen gün birdenbir arka- daşlarına - tecavüze - başlamıştır. Bunu baber alan müdür. mua- vini Sait B. ve hademeler derhal | koşmuşlarsada — hasta / tamamen — kendisini kaybettiğinden - bunla- | rada tecavüze başlamıştır. Eline — geçirdiği bir ağaç parçasile Sait beyin gözlüğünü kırmış ve başınıda ağır surette yaralamıştır. Bundan sonra hasta daha ziyade çığırdan çıkmış ve bir hademeyi de kolundan yaralamıştır. Hasta şimdi mektep hastane- sinde müşahede altındadır. Maarif idaresince memleketine iadesine tevessül edilmiştir . * Moskova sefirimiz gidiyor— Moskova sefiri Hüseyin Ragıp B. bugün Moskovaya müteveccihen sehrimizden hareket edecektir. Müskirat kaçakçıları Yeni kaçakçılık kanunu | ağus- sla mevkü mer'iyete girmiştir. açakçılar hakkında ağır mevadı ihtiva eden bu kanunun bir mad- desin de kaçakçılık yapanla sür- gün cezasına tabi tutulmaktadır. Geçen sene yalnız şehrimizde hali faaliyette 55 ve bütün Türkiyede 1234 kazan yakalanmıştı * Gazi köprüsünün projesi — Gazi köprüsünün projesini yapa- cak olan Fransız mühendisinden gelen mektupta plânın ihzar edil- mekte olduğu ve bir çok meşhur Avrupa köprülerinden alınan nü- müneler nazarı dikkate ahnarak Gazi yapılacağı köprüsünün lerbeyi ve Ortaköy camilerinin rıktımları yıkılmağa — başlamıştır. Bu rıhtımlar daha fazla çök! takdirde tamiri çok masraf iht yarımı mucip olacağından Evkaf idaresi şimdiden bunun — önüne geçecektir. * Londra sefirimiz dün de gelmedi — Londra sefirimiz Fe- rit B. dün de gelmemiştir. Ferit beyin Londradan ayrılmışsa bir kaç gün için Pariste kalmış olma- sına ihtimal verilmektedir. * Vakit küresi düm yerint konulmadı — Galatakulesine dün kurulması muükarrer - olan - vakit küresi, bazı noksanların ikmaline düzum görüldüğnden bir müddet sonra yerine vazedilebilecektir. * Yerli mallar sergisi — Sana- yi birliği tarafından Galatasaray İisesinde pek muhteşem ve zen- gin bir surette ihzar edilen yerli mallarımızı halkımıza tanıttıracak olan sergi yarın açılacaktır. Sergi | saat 16 da İsmet Pş. Hz.leri ta- rafından Küşat edilecektir. Rüsubi B. dün Maryenbattan geldi — Riyaseti cumhur serya- Rüsuhi B. refikasiyle birlikte lün Avrupadan avdet etmiştir. Rüsuhi B. Viyana ve Maryenbatta istirahat ve vücütçe istifade etti- ğini söylemiştir. * Tayyare cemiyeti reisi Av- rapadan avdet etti — Bir aydan beri Maryenbatta bulunan tayyare cemiyeti reisi ve Rize mebusu Fuat B. dünkü ekspresle şehri- mize a ğ rupada / istirahat ett işle meşgul olmadığını söylemişt * Tevfik Rüştü beyin seya- hatı — Son — günlerde Hariciye vekili Tevfik Rüştü beyin şehri- mize geleci )lmuştu. Tevfik Rüştü B. Türk - Yunan meselesi bir neticeye raptedildikten sonra İstanbula ve müteakiben İzmire gidecektir. — Şimdilik çıkması muhtemel dej seyahata | Boluda çifte katil Bolunun Yunuslu köyünde tüyler ürpertici bir cinayet olmuştur. Yunuslu köyünden — topcuoğlu İzzetin kızını Hacı beyin oğlu ister. Şöz verildiği halde nedense son radan geri aılnır. Onun üzerine erkek tarafı kızı kaçırır. İş mah- kemeye akseder, kız babasının evine gelir, hakkında muvakkat ahzü- girift müzkkerei çıktığım haber alan Hacı beyin oğlu fırar eder. Geçenlerde bir gece karanlıkta İzzetin evine giren mechul bir adam hem İzzet ağayı hemde kızı zannı ile İzzef ağanım gelinini öldürür. Mesele henüz Jlâyikile tenevvür etmemiştir. Bu - katilin yukardaki vakalarla alâkadar ol- duğu söyleni Gllınmı:ii_ne ve iskeçede İskeçe ve Gümülcünede | türk namzetleri kazandıklarından gazeteler hükümetin tedabir ittihaz etme- sini talep etmektedirler. Başvekil naibi, intihabat kanur dairesinde — yapıldığından — hül metçe ittihaz edilecek hiç bir tedbire lüzum olmadığını beyan etmiştir. * Frengi mücadelesi — Bu | sene genişletilen frengi mücade- lesi için Anadolunun — muhtelif yerlerinden gönderilen - Doktor- larımıza mahsus Güreba hastane- indeki kurs müddeti - bir ay daha temdit edilmiştir. Kursta , mukayyet olmayıp ta dersleri ta- kip eden doktorlar da vardır. Kursu Hulüsi Behçet ve Os- man Şerafeddin Beyler — idare etmektedir. Bir ay sonra bu doktorlar Sıh- hiye vekâletinin tensip edeceği mücadele mıntakalarına gidecek- Vlerdir: Tefrika numarası: 24 ÇİNGENELER Muharriri: Konrad Berkovitehy kavrıyamadılar: Bu yabancı adam- lar burada ne yapacaklardı. Fakat, onları müteessir eden cihet, bunca asırlardan beri devam edip duran Sükünun bozulması idi. Romenler, 'ta köyün burnu dibine kadar bir takım münasebetsiz makineler sok- muşlardı. Tatarlar, kara Muradın | yanı başında bir amele köyünün | zuhur edivermesine dehşetle ba- | kıyorlardı. | THeri Gaklü çrnleli Vüşük de” | falar gitmişti. Tatarlar, makine düdüğü öttüğü zaman, kulak de- liklerini — nefretle — kaparlarken, dük se: Nay'ın gözleri neşe ve n ye yordu, Bu 40 Ağustos 1929 KAHRAMANI Mütercimi: (Vâ - Nü ) onun için, musikıden daha güzeldi. Onda, hayat, servet ve saadet nağmeleri duyuyordu. Taşocaklarındaki yüzlerce ame- le, yiyecek, içecek ve giyeceğe mühtaçtı. Nay ise, ezelden tüccar tabiatlı idi. Ameleye taze et ge- getirmeyi süt ve bal tedarik ey- lemeyi taahhüt etti. İlk gün zar- fında bir kaç koyun birden sattı, — Görürsün, Ayşe! -diyordu.- çok geçmiyecek, nasıl zengileşe- ceğiz! Zenginleşelim de kulübe- mizi ne hale getireceğiz, o vakit göreceksin ! Ayge, cidden mesuttu. der, — sabahtan akşama kadar — çalışıyorlardı. — Ortalığa, kireç tozu gibi ince bir toz saça- rak, taşları mikâp şeklinde kesi- yorlar; bu mikâplar, öküz araba- larma yüklenerek bu - yerlere naklonuyordu. İş esnasında, ame- leler, — yekdiğerlerine — yüksek sesle — seslenmekte, - bağırmakta, | küfretmekteydiler . Ocak — de- rinleştikçe, aksisada çoğalmak- ta, haykırışmalarla küfürler daha fazla duyulmaktaydı. Her sayha, her çekiç darbesi, buhar makine- sinin her soluyuşu karşı vadide yankılanıyordu. — Artık, — bütün var, taşocaklarının ince tozuyla örtülmüştü. | Nay için, yepyeni bir hayat başlamıştı. Zaten dört ay kış kulübesinde kapalı kaldığı için hareketsizlikten —canı sıkılmıştı. Kabilesi arasında yaşadığı müddet ise, canı manı sıkılmıyordu. Bütün bu vaziyet karşısında | Türkiye İş Bankasından: Muhterem hissedarlarımıza Yeni senetlerimize ait mühlet 10 Ağustos cumartesi günü akşamı bi- tiyor hakkı rüchanınızı istimal ediniz. SICAKLARA ÇARE Ahmet bey - Üç gündenberi evde kimse uyuyamıyor. âdetâ hasta olduk. Beyoğl: Benizsizlik icin yeçine deva kanl ihya eden Ka mantnıp oN arakndan tertp cleimişür. Hergün * Bir Bulgar gazetecinin tet- kikatı — Bulgar gazetecilerinden M. Pançe Dorev, şehrimizde 1871 den evvelki Bugar hayatina ve Osmanlı hâkimiyeti altındaki yaşa- yışına ait vesaiki tetkik ile meş- guldur. Mumaileyh, evrak hazine- lerinde mühim vesikalar ele geçi miştir. Bunlar Bulgar milli tarihine esas ittihaz edilmeden bir silsilei makalât halinde neşrolunacaktır. kış, gençler arasında öyul danslar, güreşler tertip edilirdi. Fakat, Kara Murat köyünün Tatarları, pek sofu, pek münzevi ve mütekit müslümandılar, oğul; sessiz sedasız, “edep ve terbiye dairesinde,, bir ömür sürerlerdi. Köyde eylence meylence de mevcut - bulunmadığını / görünce, Nay, kendini, büsbütün ticarete verdi. Vaktinin çoğunu taşocak- larında geçirmiye başladı. Amele, pek hayatlıydı; gülüyor. oymyor, şarkı söyliyordu. Nay, işile gücüyle © derece | meşguldü ki, Romanyalılarla dü- Şi kalkmıya başladığı tarihten aren, Tatarların ona nasıl yan baktıklarını fark bile etmedi. Deli- kanlı, pek mesuttu da etrafındaki değişikliği ondan görmemişti. Hattâ, tatarların, ameleye satacağı öt beri için, kendisinden fahiş Mehmet bey - Siz asrımızın adamı değilsiniz de on- dan; ben sıcaklar Başlayalı beri geceleri vantila- törümü işletiyorum ve adam başına 2 kuruş bir masralla, ben, karım ve iki çocuğum sabaha kadar rahatça uyuyoruz. orue SATİE <- VERESİE olarak VANTİLÂTÖR SATIN ALMALISINIZ Mietro Han, Tünel meydanı İstanbul: Elektrik Evi, Beyazit KANSIZLI | mıştır. Nörasteni, zaliyet ve Chlorose SIROP DESCHİENS, PARIS Tarabyada, Tokatliyan otelinde te dansan. Elettrich Jazz, * Ankarada çok feci bir ote- büs kazası — Dün akşam Çocuk sarayı caddesinde İktisat vekâleti ıde nöbetçi jandarma, cadde- nin bir tarafından diğer tarafına eçerken Taş handan gelen şoför lasanın idaresindeki (60) numa- ralı otobüsün altında kalarak ezil- miştir.Otobüs, jandarmanın boynu üzerinden geçmiş olduğu için derhal ölmüştür. Şoför yakalan istedikler E | Yumurtanın pahalandığını söyliyen | karısına: — Taş ocaklarına, çok geçme- den, yeni bir amele grubu geldi. Bazıları, karılarım da - birlikte getirip evler yapmıya başladı Şimdi, artık, Nay, satım işleri başka köylere de baş vurmak mec- buriyetinde kalıyordu. Zira, kara Murat köyündeki erzak ve eşya ticaret için kâfi gelmiyordu. Tatarlar, paranın bu derecesini daha hiç görmemişlerdi. Buna rağmen, Romanyalların bu dere- ce yakına sokulmasını bir türlü hazmedemiyorlardı. Şeytan gibj soluyup —duran — buhar maki- nesinden — nefret — etmektey- diler. Hele , canım köylerin bembeyaz toz — dümanının kaplanmış bulunması, tahammül ( Mabadi var )

Bu sayıdan diğer sayfalar: