u f takor Mi Sahife 6 Akşam 12 Temmuz 1929 Tetrika numarası: 58 ABDÜLHAMİT VE AFRODİT Yaver Kâzım beyin almağa karar verdi Yazan: İskender Fahreddin Padişahtan intikam | anlaşılıyordu. Ba- şındaki kurşun yarası, bu yakışıklı gencin çehresini çirkinleştirmiş ve endişesini artırmıştı..! İnsanların çirkinliğini N gibi yüzüne vuran endam ” Melâhatin uykusu kaçmıştı. Kâzim beyin hatıra defteri mühimdi. Genç yaver, sevgili hakkındaki tahassüslerini kayde- derken, bu ufak defterin ufak — sabifeleri arasına büyük ve vatani duyğular ve mühim malümat ta ilâve etmişti. Melâhat bir sahife daha çevirdi ve büyük bir heyecan içinde oku- mağa başladı. Zi Çarşamba - Mayıs - 21.. *..Ba sabah aynanın karşısın- da duydüğuüm - teessür ve azabı bu — perişan satırların arasına kaydetmenin ne kadar tehlikeli bir iş olduğunu biliyorum. Fakat, | ben Melâhatın - zannettiği gibi, Bir esir ve bir uşak değilim. O, beni Efendimizin azat ka- bul etmez Bir kölesi ” sanıyor. Hakki var...Biz Padişaha yaverlik 'eden, aşağı yukarı bir nevi ki- bar köleleriz ki diğer - kölelerle aramızdaki fark, yalnız rengi- mizdir. Onlar siyah.. Biz beyaz! İşte Melâhat bizi böyle tavsif ve) tarif ediyor.."Çok haklı.. yerden göke kadar haklı. Fakat ayna.. Bu yabah beni bana bütün çıplaklığımla gös- teren şu büyük ayna.. Bana, ba- şımdaki kurşun yarasının alnım- da ne çirkin bir iz bıraktığını gösterdi. / Birden tüylerimin birer iğne gibi sertleşerek vücudüme battı- Şını hissettim. İnsanların çirkinliğini bir ka- bahat gibi yüzüne vuran bu ayna, sanki dile gelmiş de bana şöyle haykırıyordu: — Zavallı genç! sana acıyo- ram... Yüzündeki bu iğrenç leke ile, hiç bir kadın kalbinde yer Bulamıyacaksın ! < Çoktan beri, odamdaş-benimle İstihza eden bBöyle bir düşmanı nasıl sakladıgıma hayret ettim. Onu bir anda kırıp parçalamak, görümün — önünden yok elmek istedim... Lâkin bunu yapama- dım.. Üzerine atıldığım zaman, kollarım hareketsiz kaldı.. Onun ikinci Bir — istihzası ile - karşı- laştım: — Budala! -dedi- Beni kırınca, karşına başka ayna çıkmıyacak mt zannediyorsun?!. Devlet demiryollar O vakit, sarayın her köşesinde yerden tavana kadar yükselen endam aynalarını göz önüne getirdim . Ellerim aşağıya düştü.. Bir şey yapamadım. Alnımdaki bu ebedi nişane, bu ihtiras damgası bende yeni bir kin ve intikam hissi uyan- dırdı. Artık beni, her hangi bir. ka- dın kalbinde yaşamak hakkın- dan mahrum bırakan bu iğrenç damgayı vuran elin ebedi düş- manıyım. Bu hakikatı öğrendikten sonra bana esir ve köle diyenlere, kendime acıdığım kadar acıya- | cağım , Melâhat, yaver Kzım beyi basit bir adam zannetmi; Onun şerefinden ve dan başka bir meziyetini gi genç kız şimdi Kâzim beyin ruhunu okuyordu. Onü bir az daha fazla sevmeğe başladığının farkındaydı... Kendi kendine: lar hiç de göründükleri — İns gibi Diye söyleniyordu. Sabah olmuştu.. Güneş doğdu. Melâhat Kâzım beyi nasıl göre- Madamki, amidin attığı kurşun onun kalbinde ölmez bir intikam hissi uyandırmıştı. O halde kardeşi Fikret bey- den kendisini haberdar etmek çok faydalı olacaktı. Defteri derhal / bir kibritle yaktı ve külünü bir kağıda sa- p sakladı. Bu defter bomba kadar tehlikeli bir şeydi.. ikisini lerhal mahvetmeğe kâfi ge- Kâzım beyin kar- deşi ile ihtilâtta bulunmaması için saray erkânına kat'i ve mü- teaddit iradeler teblig etmişti. Zavallı Kâzım beyin o sıra kardeşinin ğördüğü işkenceden ha- beri yoktu. — * Melâhat, Kâzım beye gizlice bu haberi — vererek - kardeşine şafaat etmesini rica edecekti. Mamafih, — Melâhatin bundan evvel görülecek mühim bir işi vardı: NAZİKTERi zehirlemek! (Mabadi var) ve İimanları Umumi idaresinden: Ankara istasyonundaki binalardan birisine ilave olunacak kısmın inşası kapalı zarf usulile münakasaya konulmuştur. Mi akasa 30 tem- muz sal günü saat 15,30 da Ankarada Devlet Demiryolları binasında icra edilecektir. Münakasaya / iştirak edeceklerin teklif mektuplarni ve muvakkat teminatlarını ayni günde saat 15 e kadar umumi müdür- lük kalemine vermeleri lâzımdır. Talipler münakasa Şşartnamesini 2 hira mukabilinde Ankarada Devlet Demiryolları maliye ve muhasebe işleri reisliğinden tedarik edebilirle, 1 Temmuzdan itibaren umuma açılan Yalova Kaplıcaları münasebetiyle 13 Temmuz cumartesi gününden itibaren Yalova seferleri tezyit edilmiştir. Gidiş seferleri: Tophaneden seyrisefain rıhtımından cumartesi, pazar, salı, çarşanba, perşenbe günleri saat 9 da kalkar. Bunlardan Cumartesi, sah, çarşamba seferleri Büyükadaya da uğrar. Geliş seferleri : Yalovadan cuma, pazartesi, 13,45, te kalkar doğru İstanbula gelir. Cumartesi, salı, çarşamba 15,30da kalkar Büyükadaya uğrıyarak “stanbula gelir. Seyahat umuma serbestir . Tehdit.. Sovyet bankası | müdürünün elindeki evrak Berlin 9 | Hususi) — Sovyet devlet bankası müdürü olup Ame- rikada emtia karşılığı kredi almağa teşebbüs eden ve buna muvaffak olamıyan Şaynman — Amerikadan avdet ederek Berlinde kalmış ve Sövyet hükümetiyle her türlü alâkasını kesmişt Sovyet hükümeti Şaynmanı Rus- yada haiz bulunduğu bütün teza- miş ve kdndisir lâğ verilmediği takdirde elindi mahrem evrakı neşredeceğini bi dirmiştir. 3 . B . ; b E 3 yor. Çünkü Sovyet tarafından verilen emir Ü Berlindeki Sovyet sefiri müzake- rede bulunmuştur. Uzun pazarlıktan sonra Şayn- mana> verilecek paranın miktarı | ir. Sabık devlet bankası müdürü ifşaatta taahhüt eylemiştir. Rusyada mahsulâtı arttırmak için teşebbüs Sovyet komiserler heys dele yapılmasına dair me neşretmiştir. Bu emirnameye göre gelecek son baharda tohum zerolunacak —saha yüzde yedi artacaktır. 1930 senesinde Rusyanın mah- sulü bu seneye nazaran yüzde 7 yahut 8 fazla olacaktır. KİRALIK MOBİLYALI APARTMAN Osman bey, Cabi caddesinde 6 odalı, telefonu ve kalöriferi havi mobilyah bir apartman azimet hasebiyle bir kaç ay veya uzun müddet için acele kiralıktır, Bey- oğlu 4413 mumaraya — telefonla müracaat: Kuyruklu Bechstein Bekştayn piyanosu satılıktır Telefon Beyoğlu, 4269 Mehmet İzzet ve Mustafa Asım beylerle Lutfiye hanımın, Fatma Neyyire hanıtdan borç aldıkları paraya mukadil vefaen ferağ eyledikleri Fatih Kirmastı mahal- lesinde cedit İmam sokağında atik 4 mükerrer cedit 7 No bir kıt'a arsanın tamamiyle derununa ca f masura mai İezizin ihalci / evveliyesiyçün otuz. gün müddetle müzayedey konulmuştu Hududu : Sağ tarafı 2055 a: kası 2051 ve 2050 ve 2049, 2048, 2047, 2046, 2045, 2044, 2055/1 harita No. mahaller sol tarafı ve cephesi tarik ile mahdut beş yüz elli dört metro otuz. iki santimet- ro terbünde yüksekçe bir mevki- de muhterik konak arsası” olup derununda harem ve - selâmlık cihetinin kısmen — mevcut — taş duvarlariyle toprak altında bir haylı temel taşları beş altı ayak mozaik merdiven taşları dolmuş kuyu, Fatih çarşısına kurbiyeti bulunan iki bin dört yüz doksan üç lira kıymeti muhammineli arsa- n iştirasına talip olanlar vedaha ziyade malümat almak isteyenler 928-7116'N. dosyasında mevcut hari- la ve sairesine muracaat edebilirler ve kıymeti muhaminesinin */, de 10 nisbetinde pey akçesini müstas- biben İstanbul icra dördüncü mü- zayede şubesine müracaat etmeleri ve 17-8-929 tarihinde saat 14 ten 16 ya kadar ihalei evveliyesi ya- pilacağı ilân olunur. bir çocuk ane . Buü k vzün — böylü - kocasını olan Mme şabi bir bubran geçi M. Delesdain'e - verdiğim sözü totarak, o gittikten sonra, kadınla ye çocuğuyla uğraşmıya başladım. | Tababet sahasındaki / tecrübele- m, bende, şu kanaati hasıl et- inir hastalığına müptelâ ın, ekseriya, kalple- inde — muvaffakıyet- sizlikle meticelenmiş bir aşk m: cerası uyurl / Doktorin — vazifesi bu sırrı, hastasından doğurtmaktı Lâkin, Mme Delesdain, kalbini kolayca faşetmiyordu. Ben, onun sırrını, ancak, sanatoryomdan ay- tılmama iki gün kala öyrendim. İşte, genç kadının bana anlat- tıkları: 22 yaşıma geldiğim zaman pek sevdiğim bir adamla evlen- dim. Onun akrabası, benimkilerle, pek eski ve sıkı münasebette ir Kendisinin, ta çocukluğunda, zim eve, mektep elbisesile şeldi: ğini hatırlarım. Benim, bu adamla evlenmem, iyi bir oyun arkadaş- lığının aşka tebeddülü neticesi oldu. “ Kocamı, son derece seviyor- dum. O da,bana tapıyrdu... Boyca ve bosça küçüktü. Sarı saçlı, matruş, şık... Yüzü güzeldi. Pek, zarif, pek konuşkan, sözü sohbeti pek yerinde idi... Kadınlar, arka- sında dolaşırlardı ki, ben, buna, hayli içerlerdim. Mamafih, karı ğına, son derece sadıktı. 42 sene ve 4 ay tambir saa- det içinde yaşadık. “Yalnız, emellerimizden bir ta- nesi tahakkuk etmemişti: Çocu- ğumuz olmamıştı. Doktorlar vurdum. Vücudumda hiçbir. gay- ri tabülik olmadığını söylediler. Beklemeyi ve ümit etmeyi söyle- diler. Hakları varmış: İzdivacımı zın 28- inci ayı zarfında hamile kaldım. | dolaşır “hüsüle yanında için, kendi evinin bir katını bize tahsis ul(îdkzevcîmle beraber, oraya, taşındık. * Aynı yatakta yatardık. Başur cumuzda, — daima, — bir” kandil yanardı. Çocukluğumdan kalma bir âdet. karanlıktan korkarım! Gözümün önünde hayaller belir *Bir gece — 9 teşrinisani g cesi, iyice hatırlıyorum! — ansızın yyanıverdim. Yanımda bir fev- kalâdeliğin cereyan ettiğini his- setmiştim. “Kandil, odayı, hafifçe aydın- latıyordu. Civarımdaki her mükemmelen teşhis — edebili dum. Kocamdan tarafa döndüm. “Sanki kanım, damarlarımda donakaldı. Heyecan ve korkudan bayılacaktım. Görünmiyen bir el, boğazımı sıkıyor. sandım. “Yanımda, bir erkek, ağzı bi Misabaka İi karış açık uyuyordu. Fakat, bü adam, kocam değildi! Uzun boy- hu, şişman, siyah sakallı idi. Onu ir zaman, kendimi kaybet- Uyandığım, yahut ayıl: it, güneş doğmuştu. “Lâkin korkunç hayal gözüme görünmesin diye başımı, arkaya, kocamın yattığı tarafa çeviremi- yordum. “Şimdi hizmetçi çayımızı Ve, ben de . “Bir çığlık kopardım. O adam, o kara sakallı, iri- yan adam, hâlâ yanıbaşımda yatıyordu. “Fakat, —en ziyade dehşetimi mucip olan hal, biz- metçinin hayrete düşmemesi idi. Yanımdaki erkeğe, sanki onu tanıyormuş gibi bakıyordu. “Bundan sonra cereyan eden vakalar, hafızamda, — müphöm, dumanlıdır. Birkaç gün, ve bir- kaç gete süren: bir bulran. imti> dadınca , — annemi , — babamı, kardeşlerimi, etrafımda deli gibi gördüm . — Asıl — işin abancı da, onların ara- Onu, herkes, kocam telâkki ediyordu. 'Dimağımda, acaip ameliyeler geldi. Kendikendimden şüpheye başladım. Derken, hami- İelik bastırdı. Ağrım tuttu. Doğur- düm... » * Yanımda dolaşan, büyük bir pişkinlikle koynuma girip çıkan bu adamın kocam - olmadığını kimseye itiraf edemiyordum. Öyle ya: Bu yeni kocamın kanuniye- erkes tastik ettikten sonra.. eski hatıralarımı, benimle beraber yaşamış gibi bildikten sonra... * Onu, ben de kocam saymıya başladım. “İşte efendim, beş seneden beri böyle yaşıyorum. Yanımda uzün zaman kalınca, kendisine alışıyorum. Fakat yanımdan uzak- laşınca, ilk zevcimin hayali, zib Bi bebiyet veriyor. “Bu sırrımı, sizden başka kim- seye Aaçmadım. İtiraf edilmesi ayıp bir hastalık — gibi, onu sakladım. * Hattâ, bunu, size itiraf etti- ğime bile pişmanım! Mme - Delesdain, çocuguyla beraber Paris'e döndü. Aramızda kararlaştırmıştık: Onu tedavi ede- cektim. Gayet garip bir cinneti vahideye ( —monomanie'ye) müp- telâ idi. Tedavisi mümkündü. Paris'e avdetimde, kadının,beni çağırmadığını hayretle gördüm. Kendisine mektup yazdım. Cevap göndermedi. Aradan beş ay geçmişti ki, onu unutmağa başlamıştım. Bir gün, M. Delesdain'in intiharını -haber aldım. Mme Delesdain ise, başka biri ile evlendi. Şimdi, hem aklen, hem bedenen pürsıhhatır. Müterimi: (Hatice Süreyya) Devlet demiryolları ve Limanlrıa Tasarruf sandığı müdürlüğünden: Şimdiki halde Haydarpaşada ifayı vazife eden tasarruf sandığı iki memur namzedi alınacaktır. Taliplerin âtideki şeraiti haiz olmaları ve hesap ( tenasüp, faiz, iskonto ) usuli defteri, kitabetten imtihan vermeleri lâzımdır. ıcaat müddeti 18/7/929 tarihine kadardır. İmtihan 20/7/929 da saat 14,30 da mezkür sandık müdürlüğünde icra edilecektir. Şerait: 1- Askerlikle alâkası olmamak. 2 - Bulunduğu resmi ve muteber mahallerden hüsnühal vesikası ibraz etmek. 3 - Orta mektepten mezun olmak. 4 - Malül ve hasta olmamak 5 - İmti- handa muvaffak olmak,