Nakıli : Muharrem ©, & e N . Babasının öldüğü oda Şarlo bu. sözleri / bitirdikten sonra yi (Taymis) in suların- dan çevirir. Önde kendisi olduğu halde kafile yoluna devam eder. ( Sent Tomas ) hastahanesinin önünden geçerler. Şarlo hasta- | hanenin - karşısında - birden bire durür. Arkadaşları ne olacak diye merak içinde. Şarlo clini kaldırıp uzatır, — parma hastanenin üçüncü — kalında — içinde lamba | yanan. bir pencereye işaret ederek | der ki: “Bu azametli binanın üçüncü da, içinde aydınlık bulunan gördünüz mi?,, Bütün nmazarlar gecenin kesif karanlığını parçalıyarak Şarlonun işaret eylediği noktaya dikilir. Herkes birden “ evet! , diye cevap verir. Şarlo sözüne devam eder: — “İşte bu odada, üzerinde babamın vefat eylediği ” yatak duruyor. Ben daha bir genç erkek çocuk idim. Şimdi durdu- igumuz noktada soğuk bir havada bir çok geceyi geçirdim. Daima gözlerimi bu pencereye dikerdim. Her gece burada saatlerce tevak- kuf ederek göz yaşlarımı döker- dim, ah babam kurtulacak mı diye düşünürdüm. Şimdi bunları hatır- liyorum. Şarlo bu sözleri söylerken için içim ağlıyordu. Kısa bir zaman devam eden bir süküt fasılasın- dan sonra sözüne tekrar devam eder: — Arkadaşlar! Bu odada neye bu akşam da İlamba yanıyor, biliyor musunuz? Orada bu gece bir başkası daha dünyadan göçü- yer.. Bunu Seyahatından menet- mek kimsenin harcı değildir. Yo- kundan durdüramaz, ne benim param, nede başka bir şey. Köprü altında Şarlo arkadaşlarını yanını hyarak yoluna devam . etmişt Gide gide Londranın altı serse- riler yatağı olan Vestminister köprüsüne gelmişler; Şarlo doğruca köprünün altına inmiş ve arkadaşları da izini takip eylemiştir. Köprünün kemerleri altında bir çok sefil adam horul horul uyuyor idi. Şarlo bunları görünce durmuş ve arkadaşlarma demiştir ki: — Arkadaşler, ben daha sıra/ büraya Tetrika nümerosu:89 Birdenbire kararımı verdim; ve nir-misiniz?» Diye sordum. - Mühim Meyerse, 0 mühim şartı şu Hali yok.. Acaip! Tuhafl.. Tehl, Çüşl. Yürüsen € pe eşek.. Tehi.. Çuşl. Tehi, Çuş.... Kadıncağın, güç bal ile, eşeğe bindirdiler, İki yanından biri ikâ yanından öbürü tuttuğu halde, zevallıcık, titriyor , muvazenesini kaybetme derecelerine geliyordu. * Pek halsizdi. Sanki, onun halsiz liği, allmdaki eşeğe de sirayet etmiş gibi idi. Hakikaten, köylü- lerin dediği doğro idi: Hayvanın | Bi S ile dolu idi. Bu geceki gibi bu SK ANACIZ Tatip yederdi öfayorlr a. l&ıh K! AX( GIK Örüüda değişen lir sey yök , goşüeü kazaamn ada z BENİN HATIRATI FEESET MA FN Nâkili: (Vâ-Nü) 18 Mayıs 1929 20 Fo BEBEKTE FURKUAZ a ve Pazar günleri Tefrika Nomerusu az- eğlenceleri K sinemasınDa MELE gelirdim. Bu kemerlerin altı şim- adamlar Bu cihetten eski Londra ne ise şimdiki de odur. Bir farkla ki | ben en mükellef bir otelde otu- ruyorum, Onlar eskisi gibi açık havada uyuyorlar. Uykudaki sefillere - para dağıtıyor Şarlo Vestminister köprüsünün meroların sahipleri ikramiyelerini al ürere MELEK SİNEMASI ü jöriyetine caat Güneleri vica olunur . 974-468-929-688-528-782-502 731-898-896-490-524-957-601 403-444-616-850-549-800-995 432-411-592-657-465-987-821 548-442. ratip ve soğuk kemerleri altında, Te Bu gün Kh0 çecıklara Öimrçt eti D ALHAMRADA Şdi Tondemda bulunduğanı| günlerde tekrar kimsesiz çoçuklar gibi olmak istedim. Bu küçük çocuklara Hımır - gibi medetkâr Üzerimdeki — bütün paraları — çıkaracağım , — bunları usulca bedbaht gençlerin ceybine koyacağım . Zavallılar sabahleyin kalktıkları zaman ceplerinin şişkin olduğuna dikkat edecekler ve içini yokla- dıkları vakit zengin olduklarını anlayacaklardır. Şarlo bu sözleri” söyledikten sonra paralarını çıkarmış, hepsini horul horül uyuyan - zavallıların ceRerine doldurmuştur. - (Mabadi var) ÇiFTLER CENNETİ , İstanbul Polis Müdiriyetinden: İstanbul Polis memurları için imali muktezi 1400 ila 1600 adet yaz- | hık caket kapalı zarf usülile mu- nakasaya - çıkarılmıştır. taliplerin mümüneyi gürmek ve şartname suret musaddakaları almak üzere komisyonna ve olacağım . te vilayet omur hukukiye müc dairesinde müteşekkil — mubayaa | komsiyonuna — muracaatları — ilân Tni Terkillane llli — Hazıranından 930 Mayıs gayesine kadar muktezi 15,000 çift ekmek kapalı zarf usuliyle ve yirmi gün müddetle mevkü münakasaya konmuş olduğundan taliplerin olbaptaki şartnameyi görmek üzere Cumadan maada her gün Tevkifhanci Umumi müdürlüğüne ve yevmi ihale olan 5/6/929 tarihine müsadif Çarşamba günü de Defterdarlıkta müteşek- komisyonu mahsusa müracaatları. Aksaray Azmimilli T.A.Ş. Meci laresinden: Aksaray Azmimilli şirketi Heyeti umumiyesi 20 Haziran 929 tari- hine müsadif Perşembe günü saat on dörtte Şirket merkezinde kâi Lokalde sureti adiyede akdi içtima edeceğinden muhterem hisseda- ranın yevmi mezkürda teşrifleri ve nizamnamei esasinin 26 mcı mad- desine tevfikan hissedaranın hamil oldukları hisse senetlerini içtima gününe takaddüm eden nihayet on gün zarfında her yerde Ziraat Benkalarına tevdi ile mukabilinde duhuliye varaksı makamına kaim olmak üzere makbuz almaları reca olunu. Meclisi İdare Ruznâmei müzakerat berveçhi ati ğ 1 — 928 senei hesabiyesi muamelâtı hakkında meclisi idare ve mürakip raporu. 2 — 928 senci hesabiyesi bilânçosiyle tastıki. 3 — 928 senesi temettuu hakkında bir karar ittihazı. 4 — 930 senesi için mürakip intihabı. ü 5 — Mürakip ğ kâr ve zarar hesabının hap edilen zevi W Anlattığım şeyler, aynen, hakikate mukarindir. Şayet, siz, bünlardan | hüküm - çıkarabilirseniz, ne z Bu aralık, yanımıza “F.CEF., hanım yaklaştığı için, “.N.N, la muhaveremiz yarıda kaldı. — Oooo... Siz, burada şıkır- dim sohbet! — Evet, konuşuyorum. — Kaç saattir. konuştuğumuz- haberiniz var mı? — Ayağınız nasıl oldu. «H.N.» hanıma: «Benimle evle- ir şarlı olduğunu söyledi. adım atacak hali yoktur. Felâketzede dul kadını, 200, 250 metro ilerideki evlerden bi- ZEHİRLi HANÇER arzumu beyefendiye söyledim. deminki paşazadeyi güsterdi; ve devam etti: akompanye etmeyi siz, bunda bir mahzur görmezseniz, güreceğim ? Buyrun, rica ederim. diyecektim. Fakat, bu potu kır- PARİS, LONDRA, BERLİN ve ROMADAN SONRA İSTANDILDA LK DEFA OLARAK 40 KAZAKTAN MüREKKEP MEŞHUR VE HAKiKi DON KAZAKLARI Hey'eti muganniyesi MELEK SiNEMASINDA 23 ve 24 Mayısta BÜYÜK GALA SUVARESİ olarak muhtelif programlı iki konser verecktir. San'at ve musiki aleminde büyük bi hadise teşkil eden bu konserlerin tafsilatı yakında neşredilecektir. ASRİ SiİNEMAnın .237 dığı muhteşem süperfi Dilber Elga Brink ükn ivh. meşhür alfkör Her akşam: Mesar GERA AHMET * muzafferane Türk dansözü ittiğiniz yere beraherinizde e. KODAK Fotograf makinası ile kodak filimlerini almağı unutmayınız. Kodak fotograf makinaları ve filimleri - ve lüks kâğıtları A lâ minüt fotograflar içim:” MiNOTEROS KARTLARI Her yerde satılır Z OCAKLARIMIZ GELMİŞTİi Petrol gazı ile yanan sarfiyatı gayet az, istimali gayet kolay, mavi alevi kokusuz, dümansız Radium gaz ocaklarımızı her yerde arayınız. Bu gün piyasada bulunanların en alâsı ve en ucuzu olup asla rekabet kabul etinez. Taklitlerinden sakınınız. Toptan alan satıcı esnaf için tenzilât vardır. Deposu : Galatada Okçu Musa caddesinde Şişhane karakoluna gider iken ikinci ekmekçi ittisalinde : furunu a RADiUM LÂMBASIı TiCARETHANESidir Bozyük kereste Tahrikalarından: Bozyük kereste fabrikalarnın Galatada Nazlı handa ikinci katta dansları . kâin İstanbul satış şubesi yazıhanesinde bulunan Emrullah zade Ali Beyin bu defa Bozyük kereste fabrikaları merkez ve şuabatile olan alâkasını katetmiş olduğu ve müessesemizle bir güna alâkası ve mü- ve ilân eyler Bu | hareke ivermişti. Salondan uzaklaştılar. Gittikle- rine dair kat'i kanaat hasıl ettik- ten sonra, “N. N. ,, la beraber densa kalktık. Pek garip tabiâtlerim vardır : Tahteşşuurumda, intibalar birikir, irikir de, ansızın kat'i ve değiş- met bir hüküm halinde, şuurumun üzerine — yükseliverir! Gene de öyle oldu: Dürüstlüğü, tendürüstlüğü, gi zelliği, hoşsohbetliği, çalışkanlı; zekâsı, bana-karşı gösterdiği yrdu! beyfendi. derken, — Beyefendi de, beni evime | adetti.. Eyer, — Aman efendim, ne mahzur — Darılmadınız ya.. Az daha : —“ Bilâkis ! Memnun oldum ! ,, rine götürdüm. — Hâlâ ağrıyor. | dm mimiyeti, hasılı bütün hüviyeti ile Bu eve, kadını götürdük. — Kalkamıyacak mısınız? — Bunda darılacak bir şey | hoşuma giden, beni saran “N.N. Yatağına yatırdık. — Zannedersem, saat | yok ki... - dedim. hanıma, dansetti; i kelime- söyleyiverdim; Tedvisine - giriştim. “Ölmesine ölmedi; kurtuldu, amma, ahırda zavallıcığa ne olmuşu; başma ne belâ gelmişti? - bunu ne kendisine bizzat itiraf etmek mümkün oldu; hraç eyliyebildim. daha, bu yumuşak koltukta otur- sam daha isabet ederim. — Ben, yoruldum. — Vah vah. — Uykum da geldi. — Öyle mi, efendim? N.N. , a da, bana da elini uzattı. Ve dalaştık. Benim ona karşı hüsnü nazarının zail olduğu bir Aanda, garip Şey, zahir telepatı | neticesi, onun da bana tavr u lime, işte, tahteşşuurumda olgun- laşıp ansızm şuuruma fışkıran ka- rarlardan biri idi: — Benimle evlenir misiniz? (Mabadı var) "”