zaman, hizmetçi: — Küçük bey, paşafendi, oda- sında — sizi - bekliyor ! -dedi .- Fena halde kızgın amma sebebini bilmiyorum. Nurettin, idam sehpasına gidi- 41 —4 Mayıs 1929 MA'I.'A HARİ Hayatının ve ölümünün esrarı Nakleden: M: Şevki Konuşurken bu günkü meser- len — istifade ederek Dava vekili — Evet, anlıyorum! -dedi. - 22 yaşında olmanın manasını gunu bilirim. Fakat, amcam, beni, dün- yada affetmiyecektir. — Esasen, öteden beri benden nefret eder. Nurettin. bey, sizi görmek istiyor. — Nurettin bey mi?... Ne mü- nasebet?i Dava vekili Avni Kâmil bey, banyo odasında, elinde fırça, kır Harbin bu en kızgin ” devre- sinde fransızların gözü cepheden başka bir yeri görmüyor, Fransız ordusunun ve vatanının aleyhinde Odaya, girdiği zaman, Feyti ve saçsız kafasına koltuğunda oturur. ve — Madam bir zemanki muvaf- saçlarını yatıştırmakla meşguldü. | Babam bundan 15 sene evel beş çeker buldu. Siyah baş | yıkua gelecek en ufak cürmü | fakiyetinizin esrarını öğrenebilir K DıırH bıkıg:ıâ.; rııye pura bwığmudu;“'zlduiukîılş:w :m“. yengesi de, baş uçunda | Dij CaE ğmm da, Hele divani | miyim? Vakıa güzelsiniz ve mu. ti - i in bey | elâlemin ından koörl luruyordu. AY iç bi iş en büyük sırrı da Üae A N içim, amcamla yengem beni evlerine| ““— Bonjur, amca paşacığım, | Parplerin hükümlerinde biç bir | vaffakiyatınızın en büyük sırı d budur, fakat sizin kadar güzel olan ber kadın sizi fak olamıyor. aldılar. Ah, onların yanında ne kadar bedbaht olduğumu bilseniz. Şimdi, başlarından beni defetmek tebeddül yapılmayordu. cephede yüzbinlerce insan bir günde can çekişirken gerideki tek insan hak- Hizmetçi, cevap verdi: — Feyzi paşanın yegeni Nuret- bonjur yengeciğim. — Sus1.. Bonjurun da — senin (tin be, için bu fırsatı nimet bileceklerdir. | olsun; bonsuvarın da... Sen yalaız, 4 z SS ) — Peki kendisini - salona al. Eç.ıyvıhlı:r olmuna. Tahsilim de yarr — beni dinle ve soracağım suallere k":: verilen dıh“k';:; ıd—Ile': :')":'“ bi wn-::h C liyorum. kalacal ibetim n eT npi racı noktai nazarından — döğrü — oluş msöz uzun bir h S e B çiçekli, | cak?. SDdlN, Geyeir. n olmadığına kim bakar. İsterse 6 | — & Doktor, demek siz buna bu ir il , belâgatsiz e a heyecanla bekledir HüL LGE Gi söy. | kadın dünyanın en meşhur. bir | kadar merak ettiniz ha? Pek âlâ mor zeminli robdöşambrımı. giydi; Vatkâr ireyim ve bu itti. S vi göz- . durdu. Ona bu günedek | San'atkârı olsun. arzunuzu yerine getireyim ve bu n,:î:ııı" kılıkh.nıı:: ,nr:k.ı,ıîı— “tin.'Ne yapayım? yaptığı iyilikleri saydı, döktü. > Mete klünet ise- vazifesi icabı | Sımı size tevdi edeyim. belki bir yet şaşkın görünen bir delikanlı | —Avukat Avni beyin .ıınuae, .. Nürettin, “amcasını, / asabiyet | onu bir çocuk gibi avutuyor, Re- | gün sizde o sayede meşhur olur- ile karşılaştı. manidar bir mimik beli içinde dinliyordu. Paşa, nihayet: | içicümhur. Mösyö — Poankare ile | sunuzl Z Mlerkaba, oğlum.. -dedi ve | "7 Çocuğuml - Diye söze başı | aa simdi arlık hesap Vermek — yapacağı — mülâkatta - kendisini | — Muvaffakiyet — için üç. sibirli uzattı, - Ne var, me yok ba- | ladı. - Amcanı, senin kadar, ben g - d idamdan — kurtaracagını — kat'i | reçetem vardır: VElyi mazarımda, sen, bugünden itibafen ü ? ? de bilirim. Mektebi Sultanide ben | bir vabancısın! | olarak temin ediyor. Bu esnada | — Birincisi ve en başlıcası, kim hlım Hayırlı olsun b dekisii, Sulun y a Hayırlı değil galiba, efen- | babanla sinif arkadaşı iene o a anneendi, mühavere- | İspanyada, Hollandada, — hatta | olursa olsun sevimli - insanlara dim... Başım pek sıkıda da sizden | Pön 'e kadar çi nin arkasını dinlemek istemiyor- | Amerikada Dansözün — kurtarıl- | kendimi sevdirmek kudreti, akıl danışmaya geldim... Siz mer- | müsamahakâr, adam| Muş gibi, dışarı çıktı. ması, affa mazhariyeti hakkında |— İkincisi ve en amelisi, sanatı hüm babamın can dostu. idiniz. | idi ise, amcan,, ne diyeyim, bil- Amca paşa, yalnız kaldıktan | bazı mühim teşebbüsler. başladı, | ha çevirmek, Tei n ksidir. | sonra, senetlerden, sepetlerden, | sanatkâr Kâdının Perestişkârları | “ ae b aat da danmak SEr e İeleyi Darülfünuna gidecek yerde rande- | pit F; e lçüneüsü osetdaia li Ayvni bey, gülümsiyerek : vulara gitmelerden, beyoğlunda I_,ıuıı! 'ransı uml ıınıkı'ıaJ VG ( Ginleş — Hmmm... Galiba, amcanla öçi. ) p odiünimalardan. denima bt 'arlamentoya müracaalta bulun- n;m iayip Feler göüldü höyüri aran açıldı 2 - diye sördar Gailen eei berde S d |V Pa Nürcitin, 'onun sönükü | dular, bu teşobbünlerde danaörün ai a Larka Di tarafa dalmştı Delikanlı, “evet! , manasında, — maya gelseydin, sana bambaşka | kesti: — kulağına kadar gitti; fakat kana | ll L L L aa başını salladı. bir yol gösterirdim... Fakat, am- | — — Amcacığım! - diye bağırdı.- | atında bir tebeddül hasıl etmedi. | » e L A ak * — Anlat bakalım, — evlâdım, — can, bu çılgınlığına müsamaha | Bana karşı müsamaha gösteri Doktor Bralezin dediği gibi | »u kendisinden geçirı mesele ne? H e pçğakü, o, bu | Mazinizi ” batırlayın! Düşünün ki, | onun ruhu on iki namuskâr aske- | ( .ccge ki benim hücreyi terketti Nurettin kızardı: kmâ“i_'ıi':;:*;g;;;î' macerası | Sİz de gençtiniz. Siz de delilikler, | rin kendisi hakkındaki korkunç | Şinin bile farkına varmadı. — Büyük bir çılgınlık yaptım. | Gya di seninkini onunla kıyas | Çılgınlıklar yaptınız. Sir de sevdi- | karari verdiği günden beri ölüme | v ,, — l — şılıınl.ık mı? eder; sana ı..kd(mi.dı_. zığ.ı..;, 'niz ve sevildiniz. :ınrllllmlıll. bu huıîıstıhtcwh- ki bir kız gibi hoppa görür — Evet. Feyzi paşa şimdi neyse 25 inde | — Paşa, hayretle gözlerini açtı. üste bulunmağı bile hatırına | c a ya a e a A a B meselesi mi ? de, 23 ünde de, İ9unda da | —— Ne söyliyorsun orada; sen, | getirmiyordu. " iler, ke Iık;:dı:ı dıî sar, ::L: gn ÖL ğ çocuk? Dökter — Benlazin — batıratının | GA AM ve vakur. halini e Bi? kadına fazla para mı | Na n yeana N ., sizin | — — İŞittiklerimi Söyliyorum, paşa | bundan sonraki kısmini okurken | ikkişap Öederdi. Yarım saatlık e Büdediğiniz barı vükceralt lüş- Haber aldım ki, sizin | onun da dansöze aşık olmuş | bi müddet esgasında bir bahar —Evet... Aımıı.ımım ti | sği $ iz, benimkine — nisbetle foruz. — Bukadar — iyi — gün n ğ diye kekeledi. » B görüyr yi — gi seması gibi bu kadının siması bir geyi öyrendi.. İmzalamnış olduğum “Payır, evlâdım... Buğün, | 'yöz bin kat “daha fazla matera | aşıklarının yanında bir de bapıs: | binae y tebenil bereri billeri gö /#enetleri getirip ona gösterdiler. | sen, hiçbir kadının ona gönül | ile dolu imiş... Sevgililerinizi dü- | hane aşıkı. | rekladinlz. T ea 'tre kesin Kati Buna eminin: Alacaklımın içeri | veremiyeceğine nasıl eminse, ben | şünün. Beni, onların hatırasına | — Dansöz onu sik sik çağırır ve — tdiniz. Yalnız her İ ialam ha Ah e| de ll di yermcaş bu | bağilağin! Daaa aa Talemele Ca | olarak itiraf eltiği bir şey varsa gân ah... “Zarar yok! Ehemmiye- | lunduğuna o derece eminim... — Aya, â, ai d BAs a. "h ';ı";'_' “ı)îıkî a |a da tekmil bu zit hallerin hep- fimi yoki , diye verdi paraları, | Ab, o, kendi. gibi olmuyanları | — — Hayır. efendim , kızmıyın, | Gört, gözle - beklerdi. y aşıkları üzerinde ayni fü- - Diyerek, — Nurettin, belâgatla | “Yor BEna Aksaf inkâr tesiri yaptığıdır. a devam etti. - Ben, © günlerdeki — Sözleri beni çok teshir edi- g ç aai Ğİ ü vacdş Bd “ ettim. Ona tahkiramiz sözler söy- sizden müsamaha ve af rica | yordu. Bir zamanlar kibar ale- Ğİ SÜRERER l İ - — Mahvoldum! -diye inildedi. — *t eĞi 4 lezin dansözün maddi ve manevi ledim. O_dıhııı:ııııuııı senetleri.| — Ayukat, bir. lahza, ediğforum. mine ait olan bu. mükâlemeler ansöR ea ir düşünce, d a Kiş * H " | ahvali üzerinde yaptığı tetkikatı; ni götüreyim de gür varmıştı, ansızın, zeki bakışlı göz- | — İhtiyar, mütehayyirdi. Hakikatte | şimdi ne şeklil almıştı. kendi ŞERRĞÖRLE ŞĞ « dedi... Hasılı, tehtidini ıfı lerinin etrafında tebessüm kırışık- | mevcut olmuyan macera- | oşahsına mahsüs. ve ancak kedisi-. | SYAti C SN Te ” Her şeyi, amma her şeyi ları hasıl oldu: Lürüeilekdiilmel Kletlimii Bakdırt VEŞKE Saalaöü 'olah bir'tarnz fa- | mülükal yapmıs ve güreliği bake — “Her şeyi, amma her leyly.'ı’ — Dinle, yavrum! -dedi.- Sana | Ması pek hoşuna, Hati Artık: Zirlâninış — bir — levanta hiç bi v EŞEİN . TİRDR GOĞ ö seven ve sevilen bu çocuğa karşı | v n muştur. Bu hususta şöyle bir O dane?... bir kurnazlık - öyreteyim de onu | (EL dK K düymiyorde. İti | bir kadına göremeyece, KARk — İşte, bütün bu söylediklerimi..| tatbik et.. Bir az gariptir amma.. / yi a £ ÖHendi kakkında | alik ve podra, sonra bunun ya- | SeYAP almiştir . Sonra gece biri, Darülfünuna gidi-| (€ ceğini u“_:';'m,,î_î ğ__":_'_f”;,e uydurulan böyle pohpohlayıcı bir | nında her âlimden işidemeyece- | — — Gözlerimi, kollarım ve ba- yorum, kurslara devam edeceğim | kareket edersin: efsaneyi reddedemezdi. ğiniz sihirli bir cümle, bir fıkra. — caklarımın eşini hayatımda başka diye evden çıkarak metresime v çi Sesini alçaldarak: İşte Mata Hariyi diğerlerinden | bir kadında görmedim. Diğer tarafları alelade idi. Fakat onun cazibeli tarafı ve parlak «e koyu | gözleri me de fevkalâde güzel gittiğimi,, Beyoğlunda bir oda kiraladığımı... Söyleyin: Başka, türlü hareket etmenie imkân var dııiı kaç dakika M;nıly Nürettin, lava vekilinin evinden çıkmıştı. “Bu tecrübeyi yapmaktan başka — Sergüzeştlerimi nereden işit- din, çocuk! - dedi- Amma da kulağı delik şeymişsin ha.. Peki ayıran ve meşhur eden hususiyet- ler. Bir gün öğleden sonra ziyare- miydı? Sevgilim, benim için aile- | Çören yokl - diye düşünüyordu. - | » y gaA e sakm | tine gitmiştim. Kendisine göster- | olan kol ve bacakları idi Önde sini terketti.. Ben de onu seviyo- | yayde Encam ya büsbütün krar | anlctme. — Boçrlar meselesini | diğim ihtimamdan dolayı teşekkür | tarif edilemiyecek bambaşka bir Tum; © da beni seviyor; anlıyor | nacak... , ğ hâllederiz. etti ve gene bir parça oturmasını — hal vardı. Feyzi paşanın kon: vardı Nükili : (Vâ- (Mabadi var ) üzerine nezaret altına alınmıştı. Erkânı harbiye reisinin Vellere taaruzdan beklenen netice elde | man istilâ ettiği zamun hayret CASUS MEKTEBİ :: etümdn he me | Gümeniti, Kayaor bi ça | cncmliriz l seleyi tahkikata havale etmişti. Ceneral — Lüdendorfi — saraya | — Diyen İmperator merakından â Fransız gazetelerinden Birinin | çagırmış ve meseleyi iyice tahkik | ne yapacağını bilmiyordu. Mis NORA DAVİS in sergüzeştleri ifşaat şeklinde telekki edilen bu | etmelerini söyledikten sonra şu | — Kayser bu kanaatı izhar et- Km, birdenbire şaşırdı. neşriyatı Berlinde çok fena bir | sözleri de ilâve etmişti : mekle beraber, — kendisini mu- — Merak etmel -dedi- Nora | DST KD — Amân yüzbaşım! Yoksa ya- | Davis hıy.mâı:.“ıfıkıı :ı....ğı..'.. MOL GU — “ Bu memleketin öz evlâdı; | hakemeye başlıyan âli divanı harp landı mi? binl eller, v iyanı Pariste idam edilen Madam | hiç bir zaman kendi vatanına | heyeti de, bilâkis başka noktalar KEe Seni bal şabes Ve . vabiin - Miyasat | KükğTAbiş ceril ööüklüli lli | Ailamet çekme / üzerinde tevekkuf ediyor ve Kay- — Hayır... Fakat vaziyeti teh- | cürmünden dolayı tevkif edilmiştr. ( v Yelcn mektabu. YORA Blenz İ do lalar - K öze gaa A aeti B Vei ğ inde intişar eder etmez | Ka ea badiseri b Gareie, | O raL. insanların daima yollarını — Allah aşkına, bir şey oldu | ALTINCI KISIM — gözetesinde intişar eder, etmez | Kayser gibi muhakeme ediyor ve | Ölürak, a Bn u ise söyleyiniz! ği Alman hükümeti İsviçredeki Kara ga Te a ee aleMle | Sağırabileceğini ileri sürerek VEL- ZINDANDA GÇEN ACI GÜNLER ğ Pariste bir Fransız gazetecisinin oynadığı rol, Binbaşı VELLERiİ ölüme sevkediyordu... Binbaşı Veller , nişanlısını has- tahaneden - çıkardıktan ” bir kaç gün sonra, Paris gazetelerinin hakkında yazdığı fena bir haber LERin bu işte kat'i surette ban Dalşin ae önell Bu vaziyet karşısında en ziya- de müşkilâta düçar olan ve me- rakından ne yapacağını şaşnıp kar İza'biri vardır Madam HÜZBERCG Genç kadın nişanlısile son rüştügü sabahtan sonra ar: vn beş gün geçtigi halde Binbaşı Velleri görememişti. (Mabadi var) si memuru vasttasile yaptırmıştı. Hadiseye lüzumundan - fazla ehemmiyet atfediyorlardı. Bütün ordu zabitanı heyecan ve tecasür de, — Vellerin muhakemesini bekliyorlardı. Meseleyi her gön hassatan Kayser de takip ettiriyordu. İmperatorun sarayında büyük tahkikat casusluk edeceğini - en ufak bir ihtimal ile bile - kabul etmiyordu. Kayserin Binbaşı Vellere büyük bir teveccühü vardı. imperatorun kanaatı — “Göksüne kendi elimle harp | madalyası taktığım en fedakâr bir zabit de, saadet ve istikbalini böyle teklikeli ve fena yollarda — Ya. demek, siz onü bu — derece seviyorsunuz ha .? ' —Kaptenl Ben yalnız onun için / yaşıyorum.. yalvarırım size, hayatı kühlikeye — düştüyse gidip kur- tarayım! Kapiten Skot, Fransız zabitinin bu gibi safiyane sözlerinden hoş- Tandığı için elini sıkarak güldü.