28 Nisan 1929 Meclisde — bulunanların hepsi başlarından — gecen — vakalardan, yaptıkları latifelerden birer tane anlatdıkdan Sonra sıra Mümtaz Hayri beye gelmişti. Bir iki defa öksurdükten sonra ayagfaj kalktı ve anlatmağa başladı: — Bundan 15 sene evel 14 yi iken mektep tatilinden istifade, ederek. taşradaki ailem zelilis; gili Evimize her — gün kasabada " Hanife t Takabile anılan bit kadın le “Phosphure- de colcium,, denilen madde çok tuhafıma gider ve hayretimi celbederdi. zira bu madde saya atildimi yanâr, parlar ve beyaz dumanlar saçardı. Ben gülmek ve eğlenmek için bu maddeden bir avuç almıştı. Bir gün hatırıma hem eğlence hem de küçük bir intikam almak için bir. fikir geldi. Bu fikrimi yeğenime açtığım zaman “korktu ve benimle bir olmadı. Nihayel bir gün Hanife teyze- nin komşunun kızıyla kur yaptı- ğimi gelip te anneme haber ver- diği gün, iİatikam almak zamanı- nın geldiğini anladım. Hanife teyze o gece bizde kalacaktı. Akşam yemekten sonra annemle — oturup kahvelerini içerlerken “Yatmağa gidiyorum,, diyerek odadan. sıvıştın ve yokarı kata çıkarak Hanife teyzenin yatacağı odoya girdim. e a düran ve O heril ddının odasında bu- lunan üstü örtülü lâzımlığı aldım, içine- bir: miktar/ “Pkösphüre de mındm attım, üstünü kapayarak koydum! 'Sotra 'odanın bir kjişaıııde olan büyük yükün içine kaparmak - istiyormış lini ağzına götürdü ve bir hamlede, votuz ı,ııııı.ım birden / Tetrika humterosu: 7a söktü çıkardı!.. Bende adeta çok ayip ve bü- yük birs ırra agâh oluyormuşum gibi bir korku uyandı. Dişleri bardağa koyduktan sonra elini başına götürdü ve saçlarını çıkardı! Kafası cascavlak kalmıştı ! Yükün içinde kakkaba ile gül mekten kendimi — zor zaptedi- iyordum, Duasinı hyor, alev saçıyar ve /düman tavane doğru uzanıyordu... Zavallı kadın deli gibi olmuştu. bir çığlik kopardı ve yere düşüp bayıldı... Benyarı memnun, yarı mutees- sir hemen yükden- fırladım, oda- ma giderek kendimi yatağa attım. kendi kendime - “mutlak — öldü, ben öldürdum, diye düşünürkem gıdan gelen kahkahalar içimi ferahlatmıştı. — - R O günden sonra'ne zaman Ha nife teyzenin yanınd. hastalıktan bahs edilse- içihi çeker, ve “Ah benim geçirdiğim hastalığı kimse geçirmemiştir, - beynimden — ateş çıktı, ateşi, derdi. M. Vedat Yahudı Menahim 12 yaşınd pek meşhur bir kemani Amerikada ğî. ve büyüyen bul olunan konserlerin cümlesinde bu çocuk-e kadar kudret ve istidat örtemistirki bazır b&mı':uı'r esatizesi bu kudret inda hayrette kalmışlardır. Bu harikai tabiat şimdi Almanyaya davet kedilmiştir. Butada bir kaç konser yerecektir. CASUS >US MEKTEBi Mis NORA DAvîs in sergüzeştleri giden geri gelseydi, ölen akraba- Tarım gelirdi! — Kardeşiniz şimdi nerde? — Ceneral: “gözüm görmesin, baydı git. bir çantamı muha- faza edemedini, dedi ve aynı zamanda — kendisini de — çok için başka bir ceza vere- li. Cepheye gönderdiler. — Bundan daha büyük bir ceza tasavvur ediyor mı idin 2 — Bundan nasıl kurtuldu? - — Cenctal bir kaç sene evel tenha bir sokaktan geçerken bir kaç hirsizin ” taarruzuna — maruz kalır.. O sırada kardeşim de ora- dan geçiyormuş. Hırsızlar / ceneralın — gırtlağına sarılarak öldürürlerken kardeşim kendisini bu canavarların - pençe- sinden kurtarır. Ceneralın O va- kitten beri kendisine muhabbet ve teveccühü vardır.. Harp ilân edilir. edilmez kar- deşimi perde çavuşu olarak ya- gına aldı... — Demek ki biraderiniz cesur bir erkek... — Cesur demek te lâf mi? doksan kilo ağırlığında, ayğır gibi kuvvetli pazu- kuvetlidir. Kalın, Halk sütunu 2 noktaya itiraz - Edebiyat anketimiz ve | dokturluk.. - | günkü Akşamda iki mosoleye müstadenizle itiraz edeceğim | 1 — Bdebi, Anketinde, Vedat Ne- | dim bey, bu günün kulaklarının sahne de manzüm . söz. işitmeğe tahammal edembeliğini sayhiyor. Bekt vedaimil bir' edebiyat muhibbi olan Bendenizce bu ildia” yaltıştır. « Böndü - kandilerim » temsiligde dört, Üü bulunabildim. Hattâ | son temsilinde” hayanın mMühalefetinden | ni gün basta, yattım. Bi seheptan | sönefi büir kandil de Hemen Hömen ben | olacaktım. Pakat ağle müşüki değilim. | Çünkü bir defk dâha- gürebilimiştim. Bu | izahattan maksadım, halkunıziğ matzum Biyosleri vek âlâ dakdir. citiği <anlat maktır, 2 — Bir aletii teşekküro dairdir. Pil vaki pek hağik bir öperatöre teşekkür ederken Vir çok Boktorları adeta teçhil elmek doğru: disitin mevcat olduğumu — kat'iyello aulamayacak — bir çok döktör bulunacağını a benbanlaya aadlım! Di 8. 5. Zayi vesika askerlik şütesimlen aldığın amı ve nulüs teakeremi kaybettim. Ş Nuyan oğullurından Bekle 'oğlü - Hasan Çangırı Bir karüimize cevap kir Şikrü teya adde hteal di daki fikirler kat hikâye' şekliii yamlibilinek ” için” bi stidadi Teriletmeniz. vo mektebi Tkmüâl ölmeniz Çok ua mavafık- ötf Tirimileyiz. tozlardan şikâyet <Yaz yeliyor; yine Wükkâ tozdan göçilmez oldu. Sokaklar Muatazam süpüralemiyor. Avrupa şehit: derinde yapıldığı gibi sokuklarlaki kat-- bârat. asrl ve fonm bir şekilde yapılımıyor. Tavfen ;şebramanetinin, vazarı Yikkatint 93 katlı bina” * ' -Bu muazzam bina 40 milyon liraya mal olacak Aderikalılar dünyanın en bü- yük ve yüksek binalarından bir yemesini daha inşa etmeğe ha- zırlanıyorlar. Bu bina Manhatan bankasının yeni idarehanesi olmak üzere Nev yorkta borsanın bulun: duğu Nalistret caddesinde “inşa olunacaktır. Bü bina 840 kadem irtifaında ve >63 kat olacaktır. yoraçak olan bu banka Ssinin masarifi inişaiyesi 4,000,000 İngiliz lirasına 40 milyon Türk lirasına baliğ olacakt vardır. - Düşmanı gibi güreşmesini iyi bi nasıl oldu, — Bu sözünüzde! kâğıdın ziyama kendi Bu işte lmem, boş bulundu. © mühim Şiveşter, sır halinde kalmış bir hakıkatı — ifşa etmek zaruretini hissediyormuş gibi, gayet garip bir haleti ruhiyenin tesiri altında idi. Bu yüzden, sebet kendisi- elem ve iztrap içinde bunalıp | kaldığını anlattıktan sonra, evrak çantasının sırrını anlatmağa baş- |ladi. Ceneralın çantasından hususi notları kim aşırmıştı? — Bir gün kardeşim evden çıktı ve |bir daha gelmedi. Ha- diseyi haber aldığım zaman onu Berlin stasyonuna sevketmişlerdi. MA.'.I.'A 28 Nisan 1920 HARİ Hayatının ve ölümünün esrarı Hattâ bunün için Villanın bah- çesinin etrafıni yüksek —divarlarla çevirttirerek bu sahneleri - hariç gözlerden saklamağa - çalışmıştı. Casuslugu hakkında başka bir şüpheli halini bildiğiniz varımı ve bu husustaki kanaatınız nedir? — Benim — tanıdığım dansözün tabiatı çok Mütehavvildir, bu gün bakarsınız en ciddi bir kadındır. yalnız sanatı ve edebiyali düşu- nür ve etralıni Bayran bi- rakır; Bir saat sonra bunlardan biç, bir eser kalmaz, çılğın, hoppa bir hal takınır. Hülâsa ahval n İkkın- bir kanaat müş- küldür. Ben ca: 'T bir emare hissetmedim bü da kendisinden be Paâni Oliver den >dansö- zün I&ıll İuln di, ti bir Birinin ayaı idi ve şu cümlelerle hülâsa olona- — Bizim hanı z bir melek- in ömrümüzde ondan tck kelime fena / söz| eşitmedik. dünyanın muhakkak en iyi kalpli kadındır. çünkü bütün kazan. dıklarını — fakirleri — doyurmağa sarfeder. Bunlar dinlenirken de Matahın ihtiyar vekilinin sesi duyuldu — Efendiler nazarı dikkatinizi celbederim, bu Şehadetler göste- Tiyor ki muhakeme ettiğiniz kadın merbametli ve iyi kalpli bir sandır, binaenaleyb Kolay kolay ve göz göre fenalık yapamaz. Divane harp muhakemenin de- vamını kâfi gördü v& dânsözün vekilinin müdafaânamesini hazır- erlesi İrtam  karşı tam: raber hemen nun farkına varmışlar; çünkü, her meclişte, her yerde bundan bahs- büyük — kapısını lanıp Dağisözü getire- Palı mahbushane otomu- 4 bekleyenlerin adedi de buna alâmetti: Dansöz geldi, otomobilden indi, bir zamanlar onu — alkışlayan bu halkın içinde şimdi yumruk salla- yanları brolsun —melun — ardeşlerimizin sebqı almlamicasusu gıh:rm:lıd deyildi. 7 inci “merkez ) fırküsiyle te Fransiz cephesine 'sevk- ediliyordu. - Onunla' beş dakika görüşebilmek arzusiyle çırpınıyor- dum. Nöbetçi babiti müsaade etti, vagonun yanına sokuldum. zavâllı kardeşim, bana derdini yandıktan | sonra, çanta hadisesinin iç yüzü- Nü şu süretle ve mahrem . olarak izah ettil “Erkâm barbiye reisi ile bera- ber bir akşam daireden çıkıyor- dük. Onun evrak çantasını daima ben taşırdım. Çantayı” koluma almış, Ceneralı kapının — önünde bekliyordum.. Otomobile binip gideceğimiz sırada cenerah görmeğe gelen bir misafir üzerine azimetimiz bir kaç dakika teahhur etmişti. Çanta kolumda, yazı odasının kapısında ceneralı bekliyordum. Nakleden: M- Şevki Bunları hiç işitmiyormuş gibi bö- tün zerafet ve güzel edasil sanki bir eğlenceye gider gibi süslenmiş bir balde süngülü jan- darmaların! önünde adliye daire- sinin — merdivenlerini — çıktı. ve muhakeme salonunun ağır kapısı arkasında kayboldu. Her gün olduğu “gibi bugün de Paris “matbuatının ( Ihtiyar aşık ) “ismini — verdikleri — velili ve yalmız Fransanın değil, belki' bütün avrupanın en meşhür avu: katları - sırasıtda / bulunan >metr kluneyi kendisine muntazır buldu. — Bonjut metr. — Bonjur Madam. — Bu günkü kanaatınız? — Kazanacağız madam, hakı-, katı bu çetim ve fakat adaletin- den şüphe. edilmeyen mahkeme- nin kulağına işittireceğim. — Ben Mornayden çok korku- yorum. —Hiç korkmayınız, görecek- iz ki ufak uslu puslu olacaktır. — Bütün ümidim sizde, şizin talâkatınızda kaldı. — İtimal ediniz ve korkmayınız madam. Paris matbuatımı bu namdar avukata taktığı isim boşuna değildi. Metr klünet dansözü bir vakıtlar çıldırasıya sevmiş, fakat yüz bula- mamıştı . Buna rağmen aşkını unutmadı., dildadesinin felâkete uğradığını görür görmez yardımı- 'na koştu Bir çok kimselerin ve ezcünle | askerlerin üefretini celb edeceğini bildiği halde bilâ ücret bu vazi- feyi üzerine aldı. yirmi senelik mesaisile kazan- dığı şöhreti bile tehlikeye köysi maktan çekinmemişti.. Netekim onu çok- seven ve eski; arkadaşı- bulunan bir nazır (Briyan) Mata Harinin dava/ vekâletini klünenia deruhte ettiğini duyduğu zaman: | — Klüne çok değerli bir hatip ve âvukattır. fakat göni bu “değerli' hasletlerini lâyik olduğu Bir işte kullk göreliği, 'demişti. AD 0 Fakat oherfşeyden evvel u- h.muk:ımkıız 'ati "hlıp bulundüğu * b kadımım biyünik olduğuna kani idi. Bizzal Mussürin anlattiğına nar - zaran, son. dakikaya kadar 'da bu> kanaatını, kaybetmemiştir. * Çok ; vatanperver ve Caziletli, olanı bu , hukuk âliminin taşıdığı - kanaat ; boşu boşuna olumazdı -ve bilhassa,, tekmil mühakeme safhatımı din- ledikten sonra da bu kanaafında asrarın mühim sebepleri vardı ki bümüâ'da ” Tartı " müdafasıldanı yacağız. (Mabadi var) kıyafetli, bir “kadın “geldi Ve 'otada zabit kocası” olduğundan ve ken- ” disinin tışarıya çıkmış bulundu- gundan . babisle beklemeğe mec- bur olduğunu söyledi. Beni lâfa duttu.. şuradan buradan konuştuk. Cok dilbaz bir kadındı! Bir aralık benden bir. bardak - $u istemişti. Galiba — işte O sırada olacak, boş bulundum, çantayı bir kenara bırakarak İcadına su etirmeğe gittim ve derhal su ile avdet ettim. Sonra kadın dairenin koridoruna çıktı ve ker casını aramağa gitti. Beş on dakika sonra Ceneral çıkkmıştı . Otomobile bindi; ben de bermutat şoförün yanına otur: muştüm, evrak çantasını da kolur mdan bırakmıyordum . Gece ye- daima ' | mekten sonra Ceneral beni çağırdı, yüzünden çok hiddetli. olduğunu anlamıştım... Evrakı benden sordu. Bir şeyden haberim yoktu. (Mabadi var)