Sahife 2 Akşam 22 Kânunusani 1929 Açık kapılar Nedendir bilmem, bir çok | kimselerin kapı kapamağa bir türlü elleri varmaz Tramvaya — binersiniz.. - Vagon buz gibi soğuktur.., Biraz sonra içeriye bi er Ve kapıyı ardına k çık brakır. Baş- Tarsınız tril ril Güremeğe.. Bu esnada herkes hoşnutsuz hoşnut- suz sonradan gelen adama bakar, ker kafadan fisilti halinde bir — Herif hayatında aslâ dağdan şehre inmemiş ki kapı hakkında fikri olsun.. — Ko-döktör şu kapıyı kapa cereyar yapıyor... Sonradan içeriye giren adam bütün bunlara ,Bana mısın?,, bile | demez, iki avucunu çanak şeklinde birbirine — birleşdirerek — nefesile asınmağa çalışır. Nihayet / biletçinin keyfi” olur. kapı kapamır ve siz de gripe lutul maktan kurtulursunuz.. İş bu kadarla kalsa yine dua edin. dâkin kalmaz ki... kahveye gider siniz kapıyı açık bi 'noya gidersiniz kapıı dar, şömendöfere binersiniz kapı- açık birakırlar. İstanbulda hapis- han kapısından mâdâ her kapı açık birakilir. T Hapishane dediniz de hatırıma geldi. Geçen gün tramvaya bi dim. Şehzade başında, Himalâya dağını andıracak kadar iri bir adam vağondan içerye girdi ve kapıyı açık biraktı."- Yanımdaki — senber sakallı çelebice bir zat açık kaş — Oğlum, İri yarı adam derhal arkasını p e kapıyı kapadıktan sonra özür diledi : — Kusura bakma bey baba.. Meslekten ayrılalı tamam on beş sene oldu da onun için kapi ka- pamağı unuttuk... Sen beni on beş sene evel göreydin acaba bir tek açık kapı bırakır miydim?. Çember sakallı adam sordu — Tramvay kondöktüru müydün evlât?.. İri adam tramvayın kapı- sını sikı siki tutarak kemali aza- metle cevap verdi: —Gardiyandandım... Gardiyan, hapishane gardiyamı... Hikmet Feridun Resmi mühürler Dahiliye vekâleti resmi mühür- lerin ne tarzda olacağını Baş ve- kâletten sormuştur. Yeni mühür- lerin şekli tespit edilinceye kadar Muharriri: Herif bir tuhaflaşmış,,, bir kabacası, deyyuslaşmış... Kendine yardımcı tutmadan, sevdiği kadının zevkini alamıyormuş. — Siz, o kadının Romaya bir zafer kazandırdığına bakmayı: O, şehrimize bin hezimet hazır- Parisiler üzerine ihraz edilen =ydı'n dumanı gözleri bürü- “Kıskanan bir kadının lâfıdır!,, liye, Oktavinin sözlerine fazla emmiyet vermeyi kimse iste- miyordu. |J_ı::ııın HABERLERİ Vılavetle Emanet | İ Tevİıı[ lâyihası | esasli surette tetkik ediliyor Vilâyetle Emanetin tevhidi hak- kında Ankarada yapılan tetkikat hayli ilerlemiştir. Dahiliye vekâ- leti bu mesele hakkında Şehre- mini ve Vali ” vekili Muhiddin beyden icap eden izahatı almıştı Geçenlerde bir refikimiz tevbit keyfiyetiğinden şimdilik sarfmazar edildini yazmıştı Halbuki mütem- gelen malümat, bu husustaki kat ve müzakeratın ilerdiğini gösteriyor. Gelen malümata göre Dahiliye Vekâleti ihzar olunacak lâyihanın | | bu sene zarfında behemehal B.M. Meclisine tevdi edilmesi fikrinde- | dir. Ancak tevhit keyfiyeti ile İstanbulun idari #aziyeti yeni bir teşkilât ile tekemmül edeceğinden diger — vekâletlerin de — noktai nazarı sorulacaktır Lâyiha Dahili- yede ihzar ve tetkik edildikten sonr: alâkadar vekâletlere tevdi oluna: caktır Her vekâlet ayrı ayrı tetkikat yapacak , badehu lâyiha heyeti vekilede tetkik olunacaktır. Ticarex Mektebi ne şekil alacak? Şimdiye kadar Ticaret Mektebi üç kısımdan mürekkepti: Orta Ticaret Mektebi, Yüksek Ticaret Mektebi ve Ulümu Âliyei Ticariye. Bu üç müstekil kısım, Sultan Ahmet meydanındaki Ticaret mek- İktisat Balık bollandı Hamsi ve uskumru bollanıyor Bu günlerde Bebekte hamsi Kumkapıda uskumnu tutulmakta- dır. Hamsi dündenberi fazla tutu: duyor. Bandırma havalisinden bol miktarda levrek gelmektedir. Fakat bu. balıkların ekserisi bomba ile tatuluyor. Bombayla tutulan balıklar bir iki gün içinde bozalmaktadır. Bo mevsim her balığın en yağlı zamanıdır. Balıkçıların söylediğine göre bu sene Boğaz içinin Anadolu sahil- lerindeki balıkçılar zarar içinde- dir. -Paşabahçedeki bir dalyan her sene 100 bin İiralık balık tuttuğu halde bu sene ancak 30 bin lirahk balık tutmuştur. Rumeli sahilindeyse Bebek ve Büyükdere balıkçıları vaziyetten memnundurlar. Mükerrer sigorta teşkilâtı Memleketimizde mükerrer siğorta şirketi tesisi için hükümete - bir müracaat vaki olmuştu. Bir İsviçre grubu tarafından yapılan bu mü- racaat Maliye vekâleti tarafından tetkik edilmiş, Heyeti - vekileye havale edilmişti. Dün Ankaradan gelen bir ha- bere göre İsviçre grubu tarafın- dan teklif edilen şerait kabul edilmemiştir. İsviçre grubu ile hükümet ara- sındaki müzakerat bu - süretle inkitaa uğramıştır. ilaâç fiatları Eczacılar ) yüzde 100 artacağını söyliyorlar Müskirat inhisar idaresi şimdiye kadar eczacılara 130 kuruştan verdiği ispotunun fiatını 300 ku- ruşa çıkarmıştır. Eczacılar cemiyeti bunun üzerine Sıhhiye vekâletine müracaat etmişler ve Maliye ve- kâleti nezdinde teşebbüste bulun- masını rica etmişlerdir. Eczacılar Cemiyeti idare heye- tinden bir zat bu hususta şu şayanı dikkat izahatı vermiştir. — Muskirat idaresi evelce bize 130 kuruştan ispirto — verirken bunu 300 kuruşa - çıkardı. İlâç için bu fiatlar biç bir zamam bizi mütcessir etmez. Açık söyleyelim içine ispirto konulan bir ilâç evelce meselâ 100 kuruşa veri- lirse şimdi. bu ilâç 150 kuruşa, hatta daha fazlaya yapılır. Fakat bundan en ziyade müteessir olan balktır. Ancak dahilde yapılan mustah- Zarat vardır. İspirtoyu 300 kuruş- tan alarak mustahzarat imâl edi- lirse —Avrupa — müstahzaratı ile rakabet edilemez. Hatta şimdiden evelce 200 ku- ruşa — alabildiğimiz - tentürdiyotu S00 kuruşa almak mecburiyeten- deyiz. Avrupa - tentürdiyotu daha ucuza mal olduğundan her eczacı Avrupa mustahızaratını tercih edi- yor. vekâletine merbut bulanuyordu. Askeri mekteplerden gaynı b tün mekteplerin - Maarife di hakkında ahiren ittihaz edilen bir karar üzerine Ticaret Mektebi de Marife geçecektir. Ankarada, Ticaret Mektebinin müstakbel “şekline dair hâkim olan fikir, Ulümu Âliyei Tica- riyeyi Darülfünunun İktisat fakül- tesi baline getirmektir. Yüksek ve Orta kısımlar ise, yekdigerlerine ilhak edilerek beş bir meslek mektebi şekline ifrağ olunacaklardır. Mürefte bağciları Ankaraya bir heyet yolladılar Mürefte bağcıları ve şarapcılı ından mürekkep bir gurup dün Ankaraya gitmimiştir. Bu heyet Ankarada Mürefte bağcılarını alâ- kadar eden bazı meseleler hak- kında Maliye - vekâletile temas edecekler ve müskirat — idare- sinin Mürefte bağcılarından mal (Vâ-Nü) tuhaflaşmış... Yani, açıkçası, mahut Fakat, gün geçtikçe, ayuka eriilere ' eit dedikodular çıkmaya başladı: .— P: mağlüp ettikten indistan yolu , açık olduğu alde ileri gitmemişler. * —Kleopatra: " İskenderiyeye dönelim. Orada keyfimize bakalım. Dağ tepe dolaşmaktan ne çıkar?, iemiş de, onun için geri dönmüş. ler. sonra , önlerinde Sabıkalılar iş güç tutuyorlar Polis -müdiriyeti İstanbuldaki sabıkalıların elyevm ne işle meş- gül oldukları. hakkında — tetkikat icra etmektedir. Bu tetkikata gö- re evelce bir kaç sabıkası olan bir çok kimseler şimdi İş güç sahi bidirler. Bu adamlar bilhassa kah- vecilik, hammallık ve saire gibi işlerle meşgul olmaktadırlar. Yine bu tetkikata göre sabıkalılardan ekserisi " Yunanistan ve balkan memleketlerine hicret etmişlerdir. Mezbaha ve Oktruva varidatı Mezbaha varidatında bu sene az tezayöt vardır. Her — sene 150 bin lira artarken bu sene henüz 30 bin lira artmıştır. Sene sonuna kadar da artıp artmıya- cağı belli değildir. Oktruva va- ridatında da tezayüt — vardır. Bu varidat bu sene ,1,750,000 lirayı bulacaktır. Ankarada ipekli mer sucattan alınan oktruva meselesi * — Geri döndüklerine aberler teeyyüt ediyor. — Hattâ.. Hatti İranın or- talarına kadar zaptettikleri arazi bile,, hattâ, hattâ, eskiden beri Romaya ait olan araziyi bile hüsnü muhafaza etmek siyasetini gütmiyorlarmış... * — Geri döndükleri - sırada, arkalarında, ne Vali, ne ihtiyat kuvveti bırakıyorlarmış. * — Her yeri yakıp yıkıyorlar- miş. “— Çıldırmış mı? - Kudurmuş mu bu kadınla bu herif?.. Ne Kasabaları, köy- orlar, yanğınların ışığında, yerli kadınları askerlere peşkeş çekiyorlarmış. “— Dünyayı Rom: isyana kaldıracaklar. “ — Ordunun 'ahlâkını berbat etti serdar... Bir daha asker mu- harebe eder mi hiçi dair aleyhine düşmeğe başladı Kaç gündenberi 998 kuruş ;ınuıriııdr. sabit bir fiat arzeden giliz lirası düşmeğe başladı. Dün İngiliz 998 kuruşta — açılmış 996 kuraşta kapanmıştır. Bu te- nezzüle sebep evelce de yazdığımız gibi İhgilizden başlayan zeytin yağı ihracatıdır. İngilizin tenezzülü kar- şisinda altun da 862 kuruşta açılmış, iki kuruş — düşmüştür. Düyunu —muvahhide ve istikrazı dahili üzerinde ehemmiyetli bir müamele — olmamıştır. — yalınız sermayelerini — tezyit eden bir çimento şirketile bir değirmen şirketi aksiş hararetli mua- mele görmi imtihana girmeyen memurların isimleri Türk harfleri imtihanına iştirak edemeyen memurların - isimlerini da var! Dahası da var! Hem öyle bir dahası ki,sormayın Askerleri kendi meclislerine, ken- di şehvet ve ihtiras meclislerine alıyorlarmış. —Askerler, Romalı serdarın — metresini, — serdarın gözleri öhünde sevip okşuyor- Mmuş... Sevgilisini başkasının koy- nunda görmekten hoşlanıyormuş!, Anladınız mi?. * — Herif bir tuhaflaşmış... Bir tuhaflaşmış... Yani açıkçası, ka- bacası, deyyuslaşmış: Artık, baş- kasını kendine yardımcı tutmadan kadından zevk alamıyormuş, Bütün bu dedikodular, Romada, ağızdan ağıza dolaşıyor; ortalığı Allak bullak ediyordu. n Fakat, birden bire, bir dediko- du serisi daha zuhur etti ki, ilk öncekileri gölgede bıraktı * " — Antuan, sakal bırakmı Mısir modası Üzere, kıvir. kıvir, upuzun bir sakal ! | — DEDiKODU: Zincirleme izdivaç Bu günlerde Şişli muhitinde dedikodunun âlâsı var. —Anlata- yım da şaşın;- bakalım, garabetin böylesini biç işittiniz mi?... | Aslan İstanbullu olan ve şehri- mizde epiyce maruf bulunan Va- hit bey, | Bittabi, ne Vahit beyin nede aşağıdaki — zevatın isimlerini kullanmıyorum| beri, baldızi. Saniye — hanımı sevmekteydi. Lâkin, Vahit beyin zevcesi Vahide hanım sağ oldu- gundan, adamcağız ses çıkaramı- yör; aşkam Nihayet, gü Saniye hanım, biriyle evlendi. Vahide hanımsa, Salis beyi öte- den beri, pek yakışıklı buluyordu. lalbuki, Salis beyin zevcesi Salise Hanım, Rabia hanımın ko- cası Rabi beyle, çoktandır hoşla- şıp anlaşmışlardı bile.. Tesadüfün garip cilvesine bakın ki, Rabia hanımla da Sani bey sevişmeye başlamazlar mı?. Nihayet, son günlerde âşıklar bu çapraşık gönül lâbiretinin için- den selâmetle çıktılar. Planımızda görüldügü vechile: ün birinde, Sani bey ( | Vahit bey. Vahide hanımdan ayrılıp Saniye z Ühamımı aldı. — |Dee (özce | |— Sani bey. | 94) 27 Saniye banım- | 9 X<E | dan — ayrılıp BÖLL3 Rabia hanımı | 497 | aldı. İ Salis B. Sa- e hanımdan ayrılıp Val nımı aldı. Rabi bey de Rah' ayrılıp Salise hanı —« hanımdan Ve mesele kalmadı. TTi Hepsi sevdiğiyle gül gibi geçinip gidiyor. El âleme ne oluyor da bu mes- eleye dair dedikodu / yapıyorlar, bilmem Kâl?I Dedikoducu W Vapurcularla Emanet arasında bir mesele Şehremanetile vapurcular ara- sında bir ihtilaf çıkmıştır. Bu ih- şudür. - Avrupadan memleketimize getirilen vapurlar için Emanet okturva resmi almağa Bu günlerde Şehremaneti bir vapur idaresinin Hollandadan satın aldığı bir vapurdan okturvâ olarak 1800 lira istenmektedir. Halbuki ilen vapurlar- dan gümrük resmi alınmamaktadır Vapurcular bu noktayi ileri sü- rerek ticaret odasına şikâyet et- mişlerdir. Ticaret odası bu mes- * ele hakında Emanete müracaat edeci — Antuan, Romalılara has olan tüniği (1) çıkarmış... Mısırlı Firavunların ve alelâmum — şark hükümdarlarının giydiği şatafatlı elbiseleri giyiyormuş ... Rezalet! Rezalet ! Bir Romalı serdar, Firavun kılığına girer mi hiç?... Romalı serdar, sakal brakır mi hiç ?... Rezaleti Rezalet!.. — Nasıl olmuş da, Antuan, Firavun - kılığına girmiş, biliyot musunuz? Artık ipiyce büyüyeg Firavun Çocuk Ptoleme ile bit anlaşma yapmışlar... #— Nasıl bir anlaşma?... Rezilâne bir anlaşma t Meselâ ? '— Bu anlaşma © kadar rerde lâne ki, ne türlü şey ol Romadı (L) Tünik, Romalıların ve derin giydikleri bastt - bayas ıumıııâ barmaniyo idi, (mabadi vaf)