t - bir buçuk ay geçti; "““ÜHATI HER YERDE $ KURUŞ Heretleri 1 Türkiye için * Seneliği 1700, ç aylıfı 08 kuruş. Benebi memleketler SS0i a Caylğı 160er Üç eli 900 “kuraş Abe inci sene - FİATI HER vgıwıa's KURUŞ. . Bebar ahi eilaği £ ö açt e ee Tetp eli NT a gada a GAS | ğndertan Sürtar TERİDİRİ 1dan.ballmek “Harf inkilâbımızin hariçteki tesirleri Amerikalılar Türkiye hakkındaki yanlış fikirlerini değiştirdiler Türk harflerinin t bikine başlandığı za- mandan beri ancak bu kadar kısa müd- dete rağmen. halkın siyet peyda etmiştir. Şimdiye kadar o- kuyup yazma öğren- memiş olan bir çok kimseler, Gazinin emir ve işareti üze- rine, millet mekteple- in açılmasını bek- lemeden türk harfle- rini — öğrenmeğe baş- lamışlardır. Bunlardan bir çek kimse şimdi bü- yük harflerle dizilmiş yazıları kıraat laradam » lwyıırlıuı göğlere tırmanan yorlar. binalarından bir kaçı Sokakta küfesinin üstünde otu- rarak alfabe kitabımı - karıştıran çocı "Jar, elma, portakal tablala- Hti — ğişında türk harflerini yaz- maç — çalışan ihtiyarlar“ görülür. Mekiebe devam etmek mecbu- riyetinde olmadıkları - halde bu küçük çocuklar, ak sakallı” ihti yarlar cehalete karşı açılmış müca- ladıktan sonra arap harflerinin, fes ve püskül gibi tamamile unu- tulacağı şüphesizdir. Türk harfleri yalnız ” milletin ilim ve irfanına hizmet etmekle kalmamış, hariçte en büyük pro- paganda vazifesini görmüştür. Şimdiye kadar türk - inkilâbı hakkında mütereddit bulunanlar deleye gönüllü olarak k et | bile fikirlerini tebdil etmişlerdir. mişlerdir. Aradan biraz zaman | Yeni harflerimiz bilhassa Amerika- geçtikten, — millet — mekteplerin- | da çok büyük tesir yapmıştır den talebe neşet etmeğe baş- | ( sahifemizda ) AOUN NKKK KA KN NNN Wiimaliler... | — Yeni harfler bize çok yaradı. — Neden? — Mimden kurtulduk! senin neyine ? Bir mecliste otu- diye soracak olur- 7:9 'nız, herkes derhal S var1., der. Obürü: “ Hayır! -diye itiraz eder.- Se6 varl., rürken, “saat kaç?,, saatini çıkarır ; biri, faraza : * Se Hazırundan üçüncüsü, adeta asa- biyetle haylarır ; * Benim kronometrodur |— Beni- dir saat, tam 5 € * dakika 32 saniye İşiten de, memlekette, saatlerin, dakikaların, saniyelerin kıymeti olduğunu sanır... Halbuki, bir de, bi vu verdiğimizi 7 ile 9 aymı saatmiş gibi, ) - © arasında buluşalım .. Randevu ver- diğimiz — zat, sorarı “Neri de buluşaca- “Nerede- 7 zim, ben, 7 ile 9 arasında, ya Tokatliyanda, ya Tokatlıda, ya Raşit Rizanın Bi: Lokantasında, yahut da Mülâtye- de bulunurum!... Orada buluşuruz!” *Peki,e. Randevu günü, bir ko- medidir başlar: Saat 7 den 9 a kadar, Tokatliyanda , Tokatlıda, zim Lokantada, Mülâtyede, işi niz yoksa me- kik dokuyun, durun... Buluşacağınız adam, bini nn bir kapısından / girer; si başka kapıdan çıkarsınız... O öteki tarafa doğru yürür, siz beriki tarafa, doğru... İki saat tallarriden sonra, gene buluşamazsınız ! 000 900 Akıllı biri çıksa da şöyle dese ne kadar isabet eder : “Behey hi gerileri Füzuli yere saat sorulduğu zaman, böyle, kılı kirk yararcasına saniyeleri hesap edeceğinize, randevularınızı dakikası dakikasına verseniz de, ço- cukların “kovuklardan balık kaç- ten girip öbürünüz başka bir delik- | ten çıkmasanız olmaz mı?,,... Fakat, | gel de bunu millete anlat!... Gene:; “Kaçta buluşacağız?,, sında...şe. Sonra: “Saat kaç?,, dedi- 'niz miydi: “SeS / varl,.. “Yokl Hayır! 6 varl, “Ne 6 varı bell 5$ dakıka 32 saniye var! Benim saat halis kronometrodur!. Be adami “T ile 9 ara- (Akşamcı) AaNNtINmINNAaskaamm nn Yarın S inci sahifemizde Selâmi — İzzet beyin mezahi fıkrası Bar şen yazılar, şen sözler şen karikatürler Be adam ! Acaba kronometro | i birimize nasıl rande- | Zarfıı şkilât yap | üzerine yürümek fikrindedir. deriz! | | t gibi, saatlerce biriniz bir delik-| Acaba kronometro senin neyine!? | Efgan tahtını paylaşamıyor ır Kâbilde 3 kişi krallık iddiasında bulunuyor Kral Emanullah Kandaharda teşkilât ve hazırlık yapmağa başlıyor Londra 16 (Hususi) — Kabilde cereyan eden son vakalar üzerine kral İnayetullah ta istifa etmiş. asilerin reisi Habibullah namile kral ilân edilmişti Kral Emanullah Kandharda bulunuyor. iki av zarfında:Orada teşkilat yapasak flk” haliğedi. Kubil Yeni kral Habibullah elyevm Celâlabatta bulun- nan ve Kâbil üzerine yürüyerek kendisini kral ilân | ettirmek istiyen prens Mahmut Ömer hanın der- emretmişt destii Karadenizde seyahat meselesi Kaptanların en büyük. derdi Lımansızlık.. Limanlarımız - yar ılmadıkça gonul râlıatlığı ile seyaînt değildir Karadenizin dalgaları ile Bir aydanberi kara denizde fasılalı fırtmalar hüküm sürüyor. Gecen hafta ve bu hafta içinde gerek seyrisefain ve gerek tüccar vapurlarından bazıları ilân ettik- leri günlerde Istanbuldan — et | edememişlerdir, bazıları da galata rıhtımından ve sirkeciden hareket çarpışan bir vapurumuz fırtınaya — mukavemeti — olmayan bazı vapurlar için, Kara deniz bittabi daima tehlikelidir. Böyle bir tehlike karşısında, ö liman bulamamaktır. Kara ettikleri halde kara denizdeki fır- tınaların şiddeti yüzünden, boğaz- dan çıkamamışlardır. Kara denizden muvasalatı bekle- nen vapuzlar da ” gü gelemiyerek kara deniz limanlarına iltica etmektedirler. Kara deniz ahvaline yakından vakıf olan bazı kaptanlarla temas eden bir muharririmize, tecrübeli ve mesleğinde- mutahassıs yapur suvarisi şu izahatı vermiştir: — Gerçi Karadeniz dalgaları çok büyüksede sürati yerinde bir vapur. için, korkulacak kadar tehlikeli değildir. Karadeniz dalgaları çok yüksek | olmakla beraber, üstüste gelme- | diği için, yolumuza devam ederiz. | Ancak dalgaları venemeyen ve | tey. deniz sevahilinde mendireği mun- tazam bir liman bulunmaması yü- zünden hem vapur kumpanya- ları , hem de yolcular çok sıkıntı çekiyorlar. Liman meselesi, memleketimiz ticaret ve iktisa- diyatı noktai nazarından süratle halledilmesi lâzım gelen bir me- seledir. Hiç bir yolcu rahat ve huzurla vapura girip çıkamadığı gibi, fırtınalı zamanlarda limansız iskelelere uğrayamamak mecbu- riyeti karşısında, tüccar malları da vaktü zamanile icap eden mahal- lere nakledilememektedir. Limansızlık - yüzünden dahiliyemizin — uğradığı yekünu yüz binlerce oluyor. ti ziyanın a balig