sn MH . —s - VAKIT 30 Mayıs 1933 Define İp bazan geriliyor, neredeyse kopacak zannediyordum. Yüzü - « me sıcak bir şey damladı. Elimi , götürdüm, Bu, çamurla karışık . kandı. Nihayet yukarıdan bir ses, To -| ni'nin sesi duyuldu: — Bu tamam, gönderin. Ameleler, ikinci yaralıyı da yır karı çekerlerken, ben de yukarı çıkmıştım. Yukarda güneş ortalığı yakıyordu. Fakat, bana, orası, â- deta Çamlıcatepesi gibi serin gel- — mişti, Teni yüzüme baktı: — Yavrum, dedi, görüyorum ki kuyunun içerisi ve böyle hâdi - seler sana hiç te yaramıyor. Sura» | » İm: bir görsen.. Kireç gibi, Göğsünün bir kısmı ezilmiş o - lan yaralıyı yere wzatmışlardı . | Arkadaşları bir paçavrayla yü- © zünü siliyorlardı. Toni seslendi: © — Onu,şöyle bir kenara bıra -! © kın., İşte ötekisi geldi. Çözüp onu da yatırdılar. Toni| © üzerine iğildi, muayene etti, doğ - » ruldu ve: —Bu, dedi, gitmiş. . Hem de © çaktan... © Sonra bana dönerek ilâve etti: — Yaralıyı İngiliz hastahane - sine göndereceğim, Fakat onda da ümidim yok.. Ameleler ağaç dallariyle he - mencecik bir tezkere yapıverdiler, ölüyü içine koyarak götürdüler,. | Yaralı da gönderilir gönderilmez, | - Toni bağırdı: | — Haydi bakalım, bu kadarlık yeler. İş başına.. Yukarıya çıkarılan ilk küfeler - de, adamların ezilmiş olduğu top- | rağm illeması vardı. Bunun için, yeryer kan pıhtıları görüpüyordu. Sordum: — Toni bu küfeyi ne yapaca - ğız?, — Hangi küfeyi?, — İşte şunu.. İçinde kanlı ille - ma olanı.. — Ha.. Öteki küfelerin yanına dökeceğiz. Belki içinde kıymetli bir taş vardır.. Beşimi önüme iğdim, sanki hiç bir şey olmamış gibi çalışmakta devam eden ameleleri boş gözler - le seyre daldım.. Onlar, kanlı ille- mayı çoktan boşaltmışlardı bile.. Öğle paydosundan sonra, aşa - ğıda, kuyunun dibinde çalışan a- | meleler, yukardakilerle yerlerini | değiştirdiler. Şimdi, artık onlar a- şağıda çalışacaklardı. Saat dört buçuğa doğru, adam- cağızlar adam akıllı yorulmuşlar - öteki mortiyi Adası “ELMAS ARAYICILAR pi » — Doğru söylemişim, dedi, he- rif hastahanede can çekişiyor. - Doktorlar kurtulmak ihtimali ol - madığını söylemişler, Ailesi de ge- lip almış, evine götürmüşler, ve şeytan köçeklerine haber gönder - mişler.. — Şeytan köçekleri mi?. — Evet.. Hem bunlar bir nevi de üfürükçüdürler. Doktor arık bir hastadan ümidini kesti mi, bü- tün yerliler hemen bunlara koşar- lar.. Bunlar şarkıları ve feci oyun- ları ile hastayı yatağında çivili - yen habis ruhu kovmıya çalışırlar. Ekseriyetle bu tedavi, hastayı bir İ an evvel öteki dünyaya gönder - mekten başka bir şeye yaramaz amma, ailesi, onun için ellerinden geldiğini yaptıklarma memnun - durlar ve buna inanırlar. — Böyle kazalar sik sık olur mu?, Kız taleb . Jove Kadınlar birliği i bir yurt açıyor Kadınlar birliği eylülde Şehza- i debaşında bir kız talebe yurdu aç- , mıya karar vermiştir. Yurt, Ferah sinemasının arkasındaki büyük ko nağın bir kısmında açılacktır. Ta- | til devresinde, birlik idare heyeti | icap eden hazırlıkları yapacak ve mekteplerle birlikte yurdu da aça caktır. Yurda Anadoludan gelecek ve İstanbulda yüksek tahsillerini takip edecek olan genç kızlar alı- nacaktır. Bu kızlarım tahsilleri ve hariçteki yaşayışları kadınlar bir- liği tarafından sıkı bir kontrol al- tında bulundurulacaktır. Istanbul- lu yüksek tahsilde bulunan fakir kızlardan bir kısmı da meccanen yurda almacaklardır. Birlik, yurdun kadrosunu ve ya” tak adedini henüz tesbit etmemiş- tir. Müracaat edenlerin sonu alın- dıktan sonra kat'i bir karar verile- cektir. Belediyede masraf Sene sonu münasebetile beledi - yede hiç bir masraf yapılamamak- tadır, Benzin de bittiği için bazı vesait iki gündenberi işletileme - mektedir. Buna da sebep benzin tahsisatının bitmesidir. Belediye bütçesinin haziran haftasma doğ - ru tasdik edilebileceği ümit edil - mektedir. Bu takdirde benzin gibi sair ihtiyaçların temini uzamıya - caktır, ———— Domates tozu Sermayedar bir grup İstanbulda ey A e !Bir otomobille tren ar r da acıklı bir çarpışmi Parçalanan ceset; parçalar nehi€ düştü, yolcular ağır yaralı .. sın Sofya, 28 (Hususi) — Dün İs- tanbuldan gelen ekspresle bir sey- yah otomobili arasında feci bir çarpışma oldu. Bir Fransiz seyya - hı öldü, üçü ağır yaralandı. Çarpışma saat tam 11,35 de Kos tenets Banya istasyonu ile Sostri - mo istasyonu arasında olmuştur. Trenle çarpışan otomobilde iki kadın ile iki erkek bulunuyordu. Seyyahlar İstanbuldan otomobille hareketetmişler ve bu suretle Pa - | rise gidiyorlardı. Seyyahlar 42 ya- şında Parisli Hanri Burje ile 42 ya şında Madritli Jorj Jülive isminde ki iki erkek 38 yaşımda Monpelyeli Aklamta Rozan 25 yaşında Mai ritli Manocla Ortavo isminde iki kadındı. Otomobil tren yolunu ka- teden $ose hattını katetmek üzere idi .Kaza yerine yarım kilometre kala yol çavuşunun karısı, iki da - kika sonra trenin geçeceğini söyli- yerek muhtemel bir kazanın önü - nü almak istemiştir. ” Direksiyonda bulunan ve oto » | mobilin sahibi olan Hanri Burje o- Bulgaristanda münasebatına dair — Bereket versin hayır.. Yoksa ! domates tozu yapmak için tekik - Başvekil Muşanofun nutku çalışacak adam bulamazdık.. Son kazayı size anlatayım. Bak nasıl oldu., Gene böyle bir gün kuyu - nun dibinden bir adamın ezildiği- ni haber verdiler. Ötekisi, beraber çalştığı arkadaşı kurtulabilmişti , Yukarı çıkınca anlattı. Toprağın yıkılmağa başladığını görünce ya na sıçramış, kurtulabilmiş bu sıçra mak meselesi bana tuhaf geldi... Sen de gördün ya, bu kadarcık bir yerde sıçrayabilmek herkesin kâ - rı değildir. e İnsan pire olmalı ki sıçrayabilsin.. Maamafih, adamın üstü başı çamur içindeydi ve o* muzundan yaralanmıştı. Olabilir ya, diye düşündüm, sesimi çıkar - madım.. Fakat, cesedi yıkarken, berifin ensesinde garip bir yara gördüm.. Kurtulanın gözlerinin i- çine baktım. Sesini çıkarmadı. Ö- lüyü kaldırmıştım ve herifi göz hapsine aldım. Akşam üzeri, iş bi- tince, herkes nehre yıkanmağa gitti. Hepsi soyunup girdiler, fa » kat herif peştemalını çözmeden suya girmişti. Yaklaştım: “ — Çıkar şunu, dedim. “. - Niçin?. Dedi, ve karşı sahi- le geçmek üzere suya atıldı, He- İ men ötekilere yakalamaları için e- mir verdim, Yakalayıp getirdiler. Hiç öylesini yutarmıyım ?. Heri - fin bir kıymetli taş bulup sakladı - ğı muhakkaktı, Bazıları bu taşla - rı ağızlarına, bazıları başka yerle- rine, bazıları da, opeştemallarma saklarlar. Bu da sonuncu şekli tercih etmişti. Peştemalında ha- rikulâde güzel bir pembe taş bul- duk. Taş o kadar şeffaf idi ki, karanlıkta bile görünebiliyordu.. “— Ha, dedim, arkadaşını sen lerde bulunmaktadır. Bu tetkikata göre, grup bu işle uğraşıp uğraşa- mıyacağı hakkında bir karar vere- cektir. Netice müsbet çıkarsa Al - manyadan getirilecek makinelerle domates salçaları kurutularak: toz haline getirilecek ve bu tozlar yaz, kış yemeklerde domates gibi kul - lanılabilecektir. kkk Mezbahanın baskülleri Mezbaha için getirilen baskülle - rin dün mezbahada tecrübeleri ya ! pılmıştır. Tecrübelerde iy neticeler alınmıştır. Basküller etleri tel üze- rinde geçerken otomatik olarak tartmaktadır. Etler bugünden iti - baren yeni basküllerle tartılacak - tır. ! ! — Belediye memurları maaşı Belediye memurlarının maaşı perşenbe günü verilecektir. Yeni se ne bütçesinin tasdik edilmemesi İ mani teşkil etmemektedir. Me - | murların maaşı avans olarak veri « İ lecek, bütçe gelince mahsubi yapı- lacaktır. Konservatuvar binası Şehzadebaşında konservatuvar binasınnı yapılacağı arsanın bele - | diyece satın alınması işi bitirilmiş- tir. Arsa sahiplerine paraları veril. ! miştir. Konservatuvar binasının in | | | | tehassısı M, Marksın vereceği ra | i por beklenmektedir. İ ! parçalarına rağmen üç ay inkâr! etti, nihayet mahkemede itiraf et-| İ ti. Beni de şahit sıfatile çağırmış- lardır, Yerli hâkim ona: dı. Artık, sabahleyin olduğu gibi, istirahat zamanlarında gidip neh- re atılmıyorlardı. Oldukları yerde çömelip kalıyorlar, kolları dizle - rinde böşbön önlerine bakıyorlar- “dı. Biraz sonra Toni geldi: öldürdün, hem bu taş için değil | mi?. lacaksın. Herif cevap vermedi, götürüp | Dedi ve burada adet olduğu ü- polise teslim ettik. Ne katı yürek- | zere elindeki hükmü imzalıyan li herifmiş. Çalmış olduğu taşa, | kalemi kırdı. kazmasımın ucunda bulunan saç Ed *“ — Yarın, sabah saat 9 da ası- (Devamı var) EM SOFYA, 25 (Hususi) — Baş- vekil Göspodin Müşanef “bu: gün belediye gazinosunda kalabalk bir dinleyici kütlesi karşısında mühim bir nutuk söylemiştir. Başveiklin bu nutku radyo ile Bulgaristanın her tarafına verilmiştir. Göspodin Muşanof dahili va - ziyet hakkımda uzun boylu izahat verdikten sonra OBulgaristanın kamşularile (olan münasebatna geçmiştir. Diğerlerinden (o kısaca bahisle iktifa eden başvekil Tür- kiye — Bulgaristan omünasebalı üzerinde bilhassa durarak şunla - r söylemiştir: — Türkiyeyle münasebatımız gayet samimane ve © dostanedir; ve bu samimiyet günden güne de artmaktadır. Gerçi bu dostluğu çekemiyen düşmanlarımız paralar sarfetmek suretile aramızı bozmı- ya çalışmaktadırlar. Fakat bu fa- aliyetlerinin boşa gideceği ve mu * vaffak olamyacakları muhakkka- tır. Bizden evvelki İzgovor hükü - meti Türkiyeyle yaptığı bir mua - hedeyle Türkiye hudutları dahilin- de kalan Trakyalıların emlâkini Türkiyeye terketmiş bulunmakta- dır. Biz onların yaptığı bu hatayı da tashih etmiye çalışıyoruz. Buna şası hakkında konservatuvar mü - | yaknda muvaffak olacağımıza e - | görmek üzere her ve miniz. Vilâyet idare heyetinde Vilâyet idare heyeti dün toplan mış memurlara ait bazı evrak üze- rinde meşgul olmuştur. Galatasa- ray lİisesindedi hesaplara bakan | tali komisyon henüz işini bitirme- | diği için, bu lisede işten el çekti- rilen memurlar hakkında henüz karar veril#memiştir. | Sim A liz! det Bul i Türk - Bulgar | . !tomobili bir an için yavaşlatır | bi olmuşsa da sonra birdenbir€” | ; Jaştırmıştır, Otomobil tam te lunu geçerken tren bir yıldır : İ ratile yetişmiş, otomobile gr irak önüne takmış 300 metre d sürüklemiştir. Müsademe şiddetli olduğu için ot > İça parça olmuş ve direksiyo" | lanan Hanri Burje de otomo"”” *l daha ziyade parça, parça olmüt tur. Diğer üç yolcu ağır sureli€ * ralanmışlardır. Kazadan soprs pres hemen durmuş, yaralılar, Ni İ prese alınarak Sofyaya getir” lerdir. , Klomantiniska hastanesinde davi altına alınmışlardır. parçalanan Hanri Burjenin * | nabilen parçaları biraz iler© İ nehire atılmıştır. | Kazaya uğrıyanlar Madritte olan bir sanayi şirk€ "assis ve hissedarları idi. | yede bir fabrika kurmak için p | kaç ay evvel Madritten otom” İstanbula gitmişlerdir. işle il madığı için Parise dönüyor! A LL — üncü Kolordu Satıni Komisyonu iNânlar! Ankara Merkez Kali i Satınalma Komisyonundan: Üç yüz bin kilo un ve üç Y* koli arpa kapalı zarf usulile kasaya konulmuştur. İhalesi İ ziran 933 pazar ve arpanın 25 haziran 933 pazartesi # “| saat 14 te e e Sp melerini görmek için İs Fındıklıda Üçüncü Kol ora alma komisyonuna müri yy ve ihale günleri vakti mu??? de teklif ve teminat mektvf' makbuz mukabilinde Ankaf* ge kez Kumandanlığı Satınal? misyonu riyasetine vermel! 2451) (3074) İ “| w ». 4 dar! 3 M.M.V.SAL AL. KOM yö” Yerli fabrikaları mam ye? 70.000 metre kışlık elbi ğ amaaa | maş kapalı zarfla m a muştur. İhalesi 28 her r | çarşamba günü saat 15 W # teklilerin şartname ve ü pi ni görmek üzere her Gi " kasaya girmek için © e veni atinden evvel teklif MM mektuplarile An ” a i İ SA, AL, KOM, nuna (3075 ru ,.” deni İC MEM. SA, AL KOM pd İ Yerli fabrikaları vaar e bö | 535.000 metre yazlık eb kor ” ye gi İ kapalı zarfla müğnakai ira 4 muştur. İhalesi 26 yp idi pazartesi günü saat 1S ei ; teklilerin şartname ve MÜ yek vi saya gireceklerin 9 gül Me | İden evvel teklif ve ri N İ tublarının makbuz A AL ? 1 ga. N , 1 * Ankarada M. M. V: 5 nuna vermeleri. (3076) Göz Hekim! “ ' Dr. s5. Birinci Sınıf (Babıali) Ankara ln ai