; ; 3 i p , rae ENER g —6 — VAKII 50 May 1558 — — — 217 sene önce bir Türk sefiri i Pa ee 28 Mehmet Efendinin Paris seyahatnamesi Biz kendimiz yanımızda beş at “rmiştik. İki beygir daha | zımdı ki biri yedek tam ola. Bi-| rine biz binecektik. Altı dane de | atımızı çeken yedek gerektir. Kırk — sekiz nefer de mükemmel atlarla süvariler lâzımdır, diye deftere kaydettik. Pazar günü olunca oğlumuz di- van efendisi için bir murassa göm- — Mi kısrak, kahyamıza mükemmel bir hayvan, diğerlerine de rütbe - lerine göre münasip atlar getirip dağıttılar, Sonra mareşal Dimitri “antro doktor,, ile beraber kıralın arabasına binerek geldiler. Biz de istikbale riayet ettik. Yüze yakın süslü, şatafatlr ara- © ba gelmişti: — Kralımız sizin için kendi a- rebasını gönderdiler, bütün ricali- miz kendi arabalarını sizin için ik- ram ettiler. Diyorlardı. Sonra ikinci teşri - fatçı: — Hayırlı vakittir, izniniz olur- sa alayıyürütmeğebaşlıyalım. Deyüp ayağa kalktı. Evvelce kralın kendine mahsus atlı asker- inden bir bölük yürümüş, ardınca da bizim adamları atlara bindir - miş, bir miktarına kürkler geydi- rerek süsleyip ellerine tüfekler vermiş, yollamıştık. Onların ar - kasından ağa makulesinden sa- kallı olanlar yürüyor, sonra imam efendi ile kapucular kahyası, son- ra da oğlumuz ile kâhyamız arka- larından altı adet yedek atımız ile müzeyyen atlarda gidiyorler, en sonda kralın mirahoru, tercüman ve kendimiz de pek süslü bir ata bimerek samur kürkle sağımızda mareşhl, solumuzda teşrifatçı yü - rüyorduk. Arkamızdan bir bölük atlı dizilip arabalar mertebe mer- tebe sıralandılar. Paris şehrinin sokakların gayet geniştir. Yan yana beş altı araba gitmek rhümkün iken bazı yerler- de halkın kalabalığından üç süva- ri güçlükle geçebilirdi. Yanımıza altı adet çuhadar almıştık. Etrafı- mızda gidecek yer bulamadıkla- rından önümüzde gidiyorlardı. Sokaklarda iki tarafta piyade askeri, süvariler takım takım dizi- Tip Balk ta onar on beşer kat di. O zilmişlerdi. Güya şehirde olan bü: | tün halk alayı seyretmek için 80- © kaklara atılmışlardı. Parisin evleri dörder beşer kat olup pençereleri sokaklara nazır - dır. Her pençereye hatten aşırı genç, kadm, kiz, çocuk atılmış, © seyre dalmıştı. Bunların osmanlı X d K görmedikleri “acep osmanlılar na- sıl adamlardır?.,, diye bakındıkla- rı anlaşılıyordu. Kral, amcası ve vasisi Dük dor lean, bütün devlet ricali, şebrin kibarları birer eve yerleşmiş, bizi temaşaya dalmış - Bizler ise deniz tarikile geldiği- miz için alay tertip etmek üzere her şeyimiz hazır değil iken: —Paris şehrinde böyle müzey - © yen alay olmamıştır. Diye itirafta © bulundukları işitilmiştir. Bu tertip ile hazırlanan haneye endik. Selâma duran asker de ter- tip sırasile hanemizin önünden lisimizi doldurup boşaltıyorlardı. | Bahusus yemek yediğimizi görme- ğe can atarlardı. Meselâ şöyle haberler geliyor - du: — Falan zatin karısı yemek ye- | menizi görmek üzere izninizi rica ederler. Bu haberlerden sonra kimini defedemeyüp naçar ruhsat verir - dik. Meğer perhizleri varmış, ken- dileri yiyemedikleri için sofranın etrafını sarıp o seyrederlerdi. Bu hal alışmadığımız bir manzara ol- duğu için bize pek ağır geliyordu. Hatır için sabrederdik. Onlar ise | taam seyrine alışık imişler, Mese- lâ kralın yemek yemesini seyret - meğe talip olanlara izin verilir i- miş. | Daha doğrusu şöyle ki kralın yatağından nasıl kalktığını, nasıl geyindiğini seyretmeğe bile giden- ler olurmuş. Onun için bize de böyle teklifler yaparak ağırlık verirlerdi. İki gün sonra teşrifatçımız ge - lerek: — Cuma günü kral sizi davet eder, inşaallah gidersiniz, Size ik- ram ve tazim için Prens Lanskiyi tayin etmişlerdir. Beraber geliriz ve evvelki gibi gideriz. Bu ane ka- dar elçilere mareşal ve prens tayin olunduğu vaki değildir. Lâkin kralımız size pek ziyade hürmet gösterdiğinden tazim ve tekrim e- diyorlar.. Deye bir çok komplimenteler etti, ! Eskisinden daha dehşetli bir a:| lay tertip olunmuştur. Padişahrmı- zin mektubunu verince cevabını kralın lalası verecektir. Kralımız karşınızda ayakta duracaktır. Siz | de dostluğa lâyik muamele ne ise öyle edersiniz. Dedi ve gitti. Cuma olunsa Preas Lanski ile teşrifatçımız geldiler. Eskisi gibi maiyetimiz halkını sıraya koyup, | fakat kılıç kuşanmayıp, tüfek ve| mızrakları da vermedik. Oğlumuz divan efendisi maka - mında olduğu için namei hüma - yunu eline verdik. Ona mahsus murasşa dizginli bir kısrak getir | mişlerdi. Ona bindi ve önümüze alup kendimiz de ferace ve samur kürk ile mükemmel eğerli kendi hayvanımıza bindik. Prens Lans- ki sağımızda, tesrifatçı solumuzda yola çıktık. Kral bizi seyreltirmek için bazı etraftaki kışlaktaki askerini de şehire getirmis. Piyade ve süvari çoğuna yani elbiseler geydırnsisler. Otuz binden fazla asker toplan - mış, oturduğumuz evden saraya kadar dizilmişlerdi. Devamı Var Yol kesme davası İstanbul Ağır ceza mahkemesin- de, dün bir yol kesme davası gö - rülmüştür. Yunus ve Raşit isimlerinde iki arkadaş, Nazif isminde birisinin yolunu keserek, kendisini soymak- tan suçludurlar. İkisi de şu cevabı veriyorlar: — Yol kesip soymadık. Nazifin geçti. Mareşal da veda edip evi | bize borcu vardı. Yolda rast gel « ne giti. dik. Paramızı istedik. O da iğ Gene erkek, kadın seyretmek ü- | dı, verdi ve yanımızdan ayrıldı. - monya ve komplimenteler ile mec- ! çin muhakeme kalmıştır. Limon Kralı Kurt, Kuzu, Kart Kavgası — 145 sandık limon kaçırılması “Limon kralı,, Diyamandi Efen- di aleyhinde evvelce açılan ve iki defa beraatle neticelenen 145 san- dık limon kaçakçılığı davasınn Temyizce tekrar bozulduğu yazıl" mıştı. Adliyedeki dokuzuncu ihtisas | mahkemesi, bu meseleden dolayı | haklarında tahkikat yapılan güm - rük memurlarına ait tahkikatın ne netice verdiğini gümrükteki seki - zinci ihtisas mahkemesinden sor -! muştu. Gelen cevapta, mahkemeye bu memurlara ait bir dava verilme | diği bilidirliyordu. Diğer tarfatan, memurlar hak - kındaki dosyanın vekâlete gönde- rildiği anlaşılmış, neticenin öğre - | nilmesi için muhakeme 12 hazira- | na bırakılmıştır. Diyamandi Efendi, aleyhine ye- ni açılan ve gümrükteki sekizinci ihtisas mahkemesinde bakılan da- | vadan dolayı mevkuftur. Dünkü muhakemede yoktu, Yalnız vekil - leri gelmişti. Eski eserler araştıran bir Amerikalı heyet Suriyede eski eserleri araştır- ma işine nezaret eden yedi ki- şilik Amerikalı heyet Londraya dönmek üzere Suriyeden İstan- bula gelmiştir. Madam Colt isminde Ameri- kalı bir kadınım riyaseti altında bulunan heyet otomobille seya- bat etmektedir. Yanlarında 'her türlü levazımı havi bir de kam- yon bulunmakta, ıssız yerlerde İ durmya mecbur kaldıkları za- man bu kamyondaki yataklarda yatmaktadırlar. Amerikan heyeti bu sabah gene o'omobillerle Londraya doğru yola çıkacaktır. Tramvaydan düşerek .. Şişli - Tunel arasında işliyen tramvay dün öğleden evvel Ga- latasarayda ingiliz o<czahanesi önüne gelince bir çocuk tram- vaya atlarken yere düşmüş hafif surette yaralanmıştır. Yapılan tabkikatta gencin avukat Muhtar Beyin oğlu Ga- latasaray iisesi talebesinden Mu- rat Ef, olduğu anlaşı'mıştır. Murat Ef. çocuk hâstanesine kaldırılmıştır. anlama lag Belediye reis muavini Dün çıkan bir gazete belediye reisi muavini Hâmit Beyin valilik lerden birine tayin edileceğini ve belediyede müdürler arasında hay Ni değişiklikler olacağını yazıyor - du. Hâmit Bey kendisi hakkındaki haberi tekzip ettiği gibi diğer te - beddüllerin de mevzuu bahis ol - madığın: söylemiştir. ——2 Karadenizde bir rekabet Karadeniz-Bartın hattına işli- yen vapur kumpanyaları arasın- da bu hafta müthiş rekabet ol- muştur. Kumpanyalar müşteri celbetmek için fiat kırarak 50 kuruşa kadar indirmişlerdir. emilimine; Dökmecilik san'atı Dökmecilik sanatı son günler» de inkişaf ettiği için birçok mü- eseseler Suriyede, Mısırda, dök- me işi yaptıracak müşteri bul- iç zere bir kalabalık geldi. Sere - | Davacı ile şahitlerin çağrılması i - malarımı ibracat ofisinden rica etmişlerdir. ” dik a GM, Yolda binlerce yahudi hacısı ka fileye iltihak etmiş, yeni hareket hakkındaki rivayetler her tarafa! yayıldığı için ortalığı heyecan kaplamıştı. | Mesih Kudüse girdiği şehrin halkı onu: | — Bizi kurtar, bizi kurtar! say- halarile karşılamış, o da mabede ! girerek mabedi işgal etmiş, taraf- | tarları mabedin kalesini ele desi miş, kendisine taraftar olanlar o - nu yahudilerin kıralı . ilân etmiş, fakat yahudi kâhinleri yeni dava- ya hiyanet ederek Romalılara ilti- ca ettikleri için bunların askerleri | de yetişerek müthiş bir katliam - dan sonra mabedi istirdat etmiş, | Mesih ile beraber arkadaşlarının başlıcaları yakalanarak mahküm | edilmişler, fakat ele geçmiyenler kaçmış ve dağılmışlardı. Bu dağılma, yeni hareketin kı - yırtıcı bir kaplandı. Sanki K i sa bir zaman sonra canlnamasına kâfi idi, Kaçnalar ve dağılanlar, ötede beride gizli cemiyetler teş » | kil ediyor, fikirlerine ve kanatle- rine iştirak edenleri bu cemiyetle- re alıyor, fakat bu gibi teşkilât li-| dersiz kaldığı için, Mesihin tekrar gelip işin başına geçeceği akidesi | vücut buluyordu. Bu yeni cemiyetler gizli olmak- la beraber takipten kurtulamamış- ta. Hükümet bunların mevcudiye- tinden haber alarak faaliyete geç- miş ve bunları tek tek ele geçir- meğe başlamıştı. Ele geçenleri en müthiş cezalara çarpıyor, ya taşlanarak öldürülüyör,; yahut a -! sılarak idam ediliyordu. Çünkü! yahudiler de, Romalılar da bu ye- ni fırkaya, bu yeni mezhebe aman ! vermek istemiyorlardı. Ara sıra yeni mezhep taraftar - ları bir tilmiz ve ya müridin ku- mandası altında ısyan bayrağı aç- mağa muvaffak oluyor ise de bu ısyanlar kan içinde bastırılmakta, fakat bu isyanlar bastırıldıktan sonra asıl yahudiler kıyam ederek Romadan kurtulmak için didiş - mekte fakat bir netice elde ede- memekte idiler. Flistin mütemadi bir kavga ve arbede sahnesi olmuştu... ».. Kıral Ağripanın muhteşem met- buu imparator Klot şerefine yap- tığı ihtifaller yahudilerin Mesih taraftarlarından intikam almaları Mesih taraftarlarının yahudilere ve Romalılara karşı kinlerini art- tırmaları için yeni bir vesile teşkil eN Beşeri bir ilâh İzleri ve eserleri her müteteb - biin gözü önünde olan medeniyet- ler içinde Roma medeniyeti tezat- larile insanı şaşırtır. Hiç bir yer- de, eski Meksikada bile, yüksek bir hars, en adi bir barbarlık ile bu”derece imtizaç edememişti, bu derece biribirine bağlı yakın yaşa- yamamıştı, Romanın doğurduğu zekâları kim takdir etmez?!, Onların kar- şısımda kim eğilmez7!. Belki Ro- manın doğurduğu dehalara pek nâdir tefevvük edilir, Roma kanu- nu hâlâ Avrupa kanunlarının en belli başlı, en esaslı membaıdır. Roma gerçi sanatını başkaların- dan istiare etti, Fakat sanata ON | büyüklüklerini muhafaza İ için gerçi kral Agripa nie — eelenekl Muharriri : Ömer Ri Bilâkis, *” ona” a hürmetsizlik etmedi. natın hakkını tanıdı. askeri teşkilâtı hâlâ hayret! kik olunuyor. Onun büyük ade” ları, daha sonra yetişen ve şöbe' kazanan saf saf rakiplere Ya diler. Buna rağğmen Roma ne YE man bir Roma, ne korkun€ Si canavardı. Romanın bütün harabeleri ii diğiğ halde bir tek bastaha”* , bulunamadı. Romanm cihansi” liği devrinde öksüz bırakt! 2 rın, yoksul kalanların sayısı yek” tu. Fakat öksüzleri himaye & cek, yoksulları koruyacak bi” # müessese yapılmadı ve efradı?” | tırabı hiç bir vakit umumun © danında bir makes bulamadı” Sanki Roma vicdansızdı. K nm bhaşmeti, Romanın dehat” | nun vahşet ve vicdansızlığın! ” kat alevledi ve körükledi. 1 Roma böyle idi. Ona uyan da onun gibi oluyorlardı. hükümdarı idi. Fakat haki” Romalılaşmış bir şarklı idi. 0” her işte örneği Roma idi. Rom? i nın mefküreleri onun da met#i si olmuştu. O da Romalılar *, anfitiatr yaptırmış, orada > sanları kurbanederek Deri ç Agripa da zaiflere zaif oldU için zulmeder, onların e ona ve onun etrafında toplan” ra neşe verirdi. Mevsim sıcak olduğu için se” rın şerefine yapılacak eği a şafakla başlıyacak ve öğlede”., saat evvel bitecekti, Halk ge ii rısından itibaren akınakın £ tiatra doğru koşuyordu. pi rl bin kişi sığan bu bina dolu? il i tıktan başka dışarısı, $ü gh 1 kalabalıkla kaynaşıyordu. Mr tiatrda boş kalan yerler, yağ ral ile misafirine ve mümtö? . siyetlere ait olanlardı. Mahpuslar sevkolunmada” vel kendilerine dağıtılan i yemişler, sonra yola dü fi” dar sokaklardan geçerek âtrm önüne varmışlardı!. Güneş henüz doğmamış. © de beride, kıralın tahtı el meşaleler yanıyordu. gö” işgal eden büyük kalabalıği” “pir rültüsü, ortalığa, esrare yo” gulgule gibi dalga dalga Tiğ | du. Mabpuslar, ez e adli bir meşalenin arkasından ? . ha ne vardılar. Bir azdan vi pir vanlara atılacaklarını yi çareler, son bir gayretle ist tin merhametine iltica ei diler. İçlerinden biri 8* 8 seyi” ek, karak bir kaç söz söyle” giledi cileri hallerine acındırnak pi | Fakat seyircilerin #ü Her * , tırdısı onu susturmuştü Za raftan: i | | —Sus, mürtet, ed a yaln” Sayhaları yükseliYO”', azılar” beklemekten bıkanlar!" len” — Bırakın söylesin Ğ lim, diye bağ ge Tam bu sırada ; taht üzerinde dönerek yali” lar koparması, bütün aşti içine haşyet salar gibi gli p