M.Papas'ın Matmazel Şi hakkında bir mektubi Atinada Mösyö Şordan 50 bin lirâ aldığını tekzip ediyor zay” RE vi — Farikulâde Aşk ve Macera Romanı Misyonerler Resimliay mecmuasının —— ' Kadınlara Hâkim e o Nakleden - fa verdigi izahat İ - Resimliay matbaasımdan dün O gün matmazel Luiz, mekte -| burada imtihan evrakile meşgu -| aldığımız mektubu aynen koyuyo" bin son sınıf talebelerini baka -/lüm.. orya imtihanlarını vermek üzere| — Siz Türkçe © Vefadaki kız lisesine götürmüş -| yaptınız efendim?. a tü — Evet. ruz: l Efendim, Amerikan Beybilhavz müesse - İ sesinin Amerikada neşrettiği bir imtihanmı mı © ya imtihanı verilmekle beraber, hükümet bu imtihanı mektepte olduğu takdirde Ecnebi mekteplerinde bakalor - ni resmi bir)ş, kabul ettiği için bu kızlar oraya gitmiş - lerdi . R da Bayazıttaki © kantasına Öğle üzeri, yemek için kızlar , Emin Efendi lo - inip yemek yediler... Bu yarı serbestlikten memnun o - © Jan kızlar gülüşe oynaşa yemek © yediler, ve tekrar mektebe dön - düler.. Matmazel “ esnasında Jeneviyev'le meşgul ol - © muş, yanlışlarına işaret etmişti . Luiz, imtihan Öğeleden sonraki imtihanlara, © Matmazel Luiz girmemişti. Kızla: ra, mektebin kapısında buluşma - — larını tenbih ettikten sonra, mu- allimeler odasına çekildi ve ora - K ” da, yeni tanıştığı oldukça yaşlı - bir muallime ile konuşmağa baş > ladı.. haber veren zil çalımca biribirle - İki kadın, imtihanın © bittiğini rinden ayrıldılar. Matmazel Luiz, © kapıya gitti ve orada, bütün kız - ” ları toplanmış bir halde buldu... Çoğunun suratları asıktı. Çünkü , © Türkçe imtihanında, kendilerini ? © biraz sıkıştırmışlardı, ve çoğu, is- © tedikleri gibi cevap verememişti « d. © ler. Müzakereci sordu: * birer kızların isimlerini okudu » Hepsi oradaydı.. Yalnız Jenevi - — Hepiniz tamam mısınız !. Sonra elindeki kâğıttan birer — yev daha gelmemişti. o © gösterdiği imtihan müsvettesine “ bıkmağa başladı.. © de bakalorya imthanına “bir çok talebeler, kapıdan çıkıp toplanıyorlar, grup grup Matmazel Luiz: — Biraz gekliyelim, neredey - gelir, Diyerek, çocuklardan birisinin vi Onlar gibi başka mekteplerden gelmiş | m mi olarak tel “mekteplerine dönüyorlardı. Artık içeride mektep hademelerinden yi “di. Jeneviyev hâlâ görünmiyordu. hiç kimse kalmamış gibiy - “Matmazel Luiz merak (etmeğe 7 ii © — Gördük, beraberdik.. asladı, sordu: — Kendisini görmediniz mi?. Üç kız cevap verdi: yoktu.. Kimse de geldiğini kain Kin bakar öm | bültende İstanbuldaki ve Türkiye- ır, imtihan evrakı arasında onun ni de bulabiliriz.. İsmi Jenevi - yev... Jan Dark mektebinden .. Muallim, asabi parmaklarile kâğıtları karıştırdı. — Bu isimde kimse imtihana girmemiş... Dedi.. Matmazel Luiz'in rengi sap sarı kesilmişti... bir — Ne diyorsunuz efendim, yanlışiık olacak... Şimdi ben mü- direye ne derim?. Lütfen bir daha bakar mısınız?.. Bir daha baktılar.. Hakikaten Jeneviyev'in evrakı yoktu. Matmazel Luiz kapıya döndü .. ızlar oradaydılar: — Geldi mi?. — Hayır efendim.. —Eyvah.. Korktuğum başıma geldi.. Jeneviyev son Türkçe imti- hanıma girmemiş.. Bu haber, kızları dondurmuş - tu. Jeneviyev kaybolmuştu, Kaç - ış mıydı?. Kabil değil.. Bu ka dar ciddi, bu kadar çalışkan bir kız, bir imtihan günü böyle orta- an kaybolamazdı Buna rağmen, yaramaz kızlardan biri alay etti: — Sakın bir sevdalısı ile kaçmış olmaşın.. — Rica ederim susunuz.. Lâti - “İ fenin sırası değil.. Vakit te geçi - yor, haydi mektebe dönelim.. Belki Jeneviyev rahatsız olmus- tur, bize haber vermeden mekte - be dönmüştür.. Evet... Muhakkak oradadır.. Mektebe döner dönmez, mat mazel Luiz'in ilk işi Jeneviye- aramak oldu. Fakat kız orada gör - emişti.. O zaman, müzakereci üdirenin yanma gitti ve olanı bi- ni anlattı... Müdire, hâdisenin etrafa yayı - larak mektebin şöhretini azaltma- ması için hemen Pangaltı merke - 7ine müracaat etti. (Devamı var) Ali Şükrü Bey Çocuk hastalıkları mütehassısı Dr. Ali Şükrü Bey bugün Sinoba © — Bir gidip baksanız... Acaba hareket edecektir. Ali Şükrü Bey i © Kızlar içeri gittiler.. Biraz son- © — Siz buradan bir yere kıpır damaymız!.. © Diyerek koşa koşa içeri gitti . i ş ihayet bir hademeye rastladı. “Bir kız talebe görüp görmediği - de kaldı?. döndüler. Bulamamışlardı. Ar- ik Matmazel Luiz meraklanmağa muıştı.. m ra Koridorlarda kimseler yoktu .. (GG sordu.. Hademenin aptal aptal üne bakışından sinirlendi, yü - on gün sonra şehrimize dönecek - tir. o —— Gümrükler umum müdürü Gümrükler umum müdürü Ce - il Bey dün sabahki trenle Anka- dan gelmiştir. Cemil Bey İstan - bulda on gün kadar kalarak bazı teftişler yapacaktır, ümrükler vekili ve Maliye müsteşarı şehrimizde Gümrük ve inhisarlar vekili Ra- b üdü, bir sınıfın camekânından , | na Bey ile Maliye müşteşarr Ali çeride bir muallim gördü, kapıyı | Rıza Bey dün sabah Ankaradan b aç 1, içeri girdi: © — Efendim, talebelerimden bi- gelmişlerdir. ———— i arıyorum... Acaba gördünüz! Yeni mektebin kapanması i ” Muallim gözlüklerinin üzerin -| M Şişlide hususi bir ilk mektep aarif müdüriyetince kapatılmış- den bakarak ters ters cevap ver -İtır. Bu kapatma işine, mektebin di: hesaplarının tetkikinde görülen © — A, kızım ne bilirim ben? Ben | usulsüzlükler sebep olmuştur. deki neşriyat faaliyeti hakkında bir rapor olduğunu bu raporda müessesemizi alâkadar eden ba - zı yazıların bulunduğunu muhte * rem gazetenizin 27 mart 1933 ta- rih ve 5465 numaralı nüshasmı (Misyonerler) kısmında gördük; misyonerlerin hakikatleri bu ka » dar tahrif edeceklerini ve şirketi- mizde vukubulan bir tebeddülü bu tarzda tefsir edeceklerini düşün - memiştik. Hakikat olmıyan bu neşriyatı en kat'i ve cezri bir su-| rette reddederiz. Efkârı umumiye yi tenvir için şu noktaların tavzi- hine lüzum hasıl olmuştur: 1 — Resimli ay mecmuası her zaman misyonerlerin (dini faali- yetlerine rakip olduğu gibi onu istihlâf eden Resimli Şark mec- muası da bu sahada ayni mesleği takip etmektedir. 2 — Resimli Ay limitet şirketi mecmuasmın tahrir müdürünü teb dil ettiği bir hakikattir. Fakat bundaki sebep sırf memleketimi - ze ait bazı yazıların menfi bir su- rette olması ve bu yüzden mües - sesenin mahkemelere düşmesiydi. Bu hakikati misyonerlerin kendi noktai nazarlarma göre tevil ve tefsir etmeleri kadar (gülünç bir şey olamaz. 3 — Misyonerler “hayatın fena taraflarını göstermek siyasetinder i vazgeçerek iyi ve sıhhatli tarafla» rma ehemmiyet bahsediyorlar. Biz mecmuamızda müspet bir verdiğimizden,, taraflarmı da iyi taraflarını da muntazaman yazmaktayız. Bugü - ne kadar intişar eden 28 nüshamız bunun en kuvvetli ispat ve şahitle- ridir. 4 — Raporda mecmuamıza ta - bedilmek üzere bazı yazılar ver - diklerinden bahsetmişler. Bu sureti kat'iyede bir uydur - madır. Bugüne kadar intişar eden mecmualarımızda bir tek yazının kendileri tarafmdan verildiğini ispat etsinler. İspat edemedikleri takdirde bütün neşriyatlarınm baş tan başa yalan olduğuna bundan açık bir ispat olamaz. Çocuk sesi ve Misyonerler Çocuk Sesi gazetesi sahibi Fa- ruk Beyden bir mektup aldık. Bu mektupta Faruk Bey misyonerle - rin iddialarını reddederek diyor ki; Kıymetli gazetenizin 27 mari 933 tarih ve 5465 numaralı sayı - sında (Misyonerler) tefrikasında Bible House'in raporunda mecmu- ama ait bazı asılsız yalanları gör- dük. Bitmesini beklediğimiz bu yazıda bu iftiralara cevap veriyo» Yuz: Maarif Vekâletinin de müzahe- retini temin etmiş olan MUHİT mecmuası neşriyatından bazı ki - tapların yevmi gazetelerde yapıl - dığı gibi ücret tarifemiz mukabi - linde beş senelik koca bir o neşir hayatımızda yalnız dört defa ilâ- nı yapılmıştır. Bu kitaplar Viktor Hügonun meşhur Sefiller romanı na ve Devlet Matbaasınm da bas- tığı bir kitapla elân mektep kütüp- hanelerine tavsiye edilen kitaplara M. Şorun kızmı kacırmakla meşhur Yunan artisti M. Papas e - velki gün şehrimizde bir Türk dos tuna mektup göndermiş, hâdisenin son safhaları hakkında malümâ yoruz: Aziz dostum, Uzun zamandır sana mektup yazmak istiyordum. Fakat bu me- seleden o kadar muztaribim ki. | Son günlerde Matmazel Şorun al- i dığı vaziyet benim için bir muam- ma teşkil ediyor. Tasavvur et ki aziz dostum, yüksek tahsil görmüş, hüsnü tabi- at ve zevk sahibi bir genç kız u- zun boylu düşündükten sonra (15 gün) beni takip etmiye razı oldu, benimle beraber, güçlüklerini pe- Pasaport meselesinde Matmazel kabahatli değ ' ben kabahatliyim, Istanbula gelmiye hazırım, diğ” babasının, benim bundan on © evvel geçirmiş olduğum bir © ya ait bir dosya gösterdiğini, i na ehemmiyet bile verme söyledi. Öğleden sonra ge vermiştir, Bu mektubu aynen al -| diyerek gitti. Ve gelmedi. gazeteleri, onun, polise ifadelerinde, benimle birle” istemediğini söylediğini yaz Çünkü benim aleyhimde bir i ya sörmüş, Bu mesele de şudur: on sene evvel birisi aleyhim va açmak istemiş, fakat vazgeçmişti. Böyle bir şeye İ etmek için insanın “'puritaine” ması lâzım gelir. Pek tabii 8. vesile. Fakat ne de olsa, sabs” yin çıkan bazı muhalefet gi leri, benim aleyhime edep şinen kendisine söylediğim artist ! neşriyat yaptılar. Bu neşriyat” hayatımı paylaşmıya muvafakat | le bir tarzda idi ki, cevap etti, Benim evli olduğumu biliyor- | bir tenezzül olurdu. du. Bana itimat ediyordu ve talâk Tina görünmüyordu. Bab kararını alır almaz kendisile evle- | turdukları Büyük Britanya © necektik. adeta muhasarada imiş gibi Bundan başka, babasının bu iz“! yordu, kızımın gazetecilerle divaca razı olmıyacağına da kat'- | mesine müsaade etmiyordu. iyyen emindi. Binaenaleyh o ci « Gidip poliste, Tinanın v hetten hiç bir ümit (O beslemiyor -| ifadeleri okudum. Benim için duk. Bunun üzerine kalktı Obenimle beraber Atinaya geldi. Burada | ğunu iddia ediyorlar, miş ki: — Onun fena bir adam of” Fakat” polis takibatına uğradık, saklan - | bir şey bilmiyorum. Babamla mıya mecbur olduk. Maamafih, | raber İstanbula dönüyorum. bu suretle gizli yaşamak mecburi- | annem var ve hastadır. Hem yetinde oluşumuz, hoşumuza gidi- | rada Papas'la beraber kalıp yordu, o kadar ki, birbirimizi bü- dığımızı duyarsa annem sahada olmak üzere hayatın fena | yük bir aşkla sevdiğimize artık| den ölür. kat'iyyen inanmıştık. Nihayet Mösyö Sor buraya gel- | yerinde gördüğüme nazaran P di. Matmazel Şor babasmı gör mekten korkuyor, onun (babalık hakkını kullanarak, kendi arzula- Aziz dostum, İstanbul J l | mazel Şor'u pasaport mesel den polise çağırmışlar ve mes'ul tutmak istiyorlarmış. v rına mani olacağını düşünüyordu. | nn bana karşı hareketinde 8 Ben, Mösyö Şor'un bir baba ola - yamadığım şeyler olmasına rak istırap çektiğini öğrendim, men, kendisinin, Türk p Matmazel Şor'u gidip onu görsün karşı hiçbir suretle kabahatli diye ikna ettim. madığını söylemeyi bir vazif& Akşam saat 8 de gidip babasını | aki ediyorum. Bu hususta #9 gördü ve saat 10 da, Mösyö Şor'- un Atinadaki muhabiri Yoannides ile avdet etti, babası - n dete hazırım ve icap ederse Mösyö bahatten dolayı tevellüt mes'uliyeti tamamen üzerime © nın kendisini affettiğini evlenme- | mak Özin döptıniSetküblia miz İçin müsaade vermiye müte - mayil olduğumu, fakat bunun için vakit geçmesi lâzım geldiğini söy- ledi, ertesi gün gelmek üzere tek- rar babasınm yanına döndü. Fil - hakika ertesi gün geldi. Gene ay- | ni derecede memnun idi. aittir, Soruyoruz? Bu adamlar bu dört ilân ücretinden gayri Çocuk Sesine para mı vermişlerdir? Yev- mi gazetelere ilân vermemişler mi- dir?. Çocuk sesine yoksa her ay bir tahsisat mı koymuşlardır. Klişelere gelince: O zaman Mu hitin tahrir müdürü olan ve Bu - gün İzmirde Yenı asm gazetesi tahrir müdürlüğünde çalışan Ke- malettin Şükrü Beyin İşgal fecin - ları kitabınm kocaman bir ilânına mukabil ve hatta ilân ücretleri - mizin bir kısım karşılığı ie her ca” ye hazırım. Ne yapayım Henüz bende romantik hisler” işiyor! Bu itibarla meseleyi kanu; hetten tetkik etmeni ve bana dirmeni rica ederim. j Beni burada altı aydan ik neye kadar hapse mahküm cek olan bu hâdise acaba baf* zin memlekette de ikinci bir kümiyete mi mal olacak? bi rum, Her halde, böyle olursar”| nin hapishaneye gelerek ban#” gara getireceğini ve orada b#” ımı yazacağımı düşünerek çi selli oluyorum. Ki Şunu da ilâve ediyorum, b burada Mösyö Şor'dan 50000, aldığıma dair olan yazıları etmeni rica ederim. Dosya heniz polist& zaman matbuat âleminde olduğu; Matmazel Şor hakkında gibi birkaç klişe arijeler alınmış” İ pasaport işinden dolayı tr. Bu mu teşriki mesaidi 2. tahkikata, henüz polisçe de Sonra Çocuk ses: satışını ı ik: ! lanmaktadır. Tahkikat, misli artırıldığını söylemişler. Bu | ertesine (o kadar tamamla” ise yalanların en büyüğüdir. dosya, adliyeye verilecektir. ğ