ry Ordumuz Hataya Bugece Girecek (Başı inside) O )metciği selâmlamak ümldinin Adana, 3 (Tan muhabirinden) — Orgeneral Asım Gündüzün Başkan- lığındaki heyet burada bir saat kal- dı. Akşam yemeğinden sonra halkin hararetli tezahüratı arasında tren Ankaraya doğru yoluna devam etti. Anlaşmanın imzası Antakya, 3 (AA) — Anadolu a- jansının hususi muhabiri bildiriyor: Yirmi iki gündür Antakyada ce- rTeyan eden Türk — Fransız erkânı harbiye müzakereleri dün neticelen- miş ve anlaşma bu sabah saat sekiz- de imza edilmiştir. Bu derece mühim vesikaların İm- zalandığını öğrenmekle beraber; Pa- risteki müzakerelerin de memnüni - yeti mucip bir şekilde neticelendiği- ni radyodan haber alan Antakyanın ve bütün Hatayın haftalardanberi de» vam eden heyecanlı duyguları en yüksek noktasına varmıştır, Esasen anlaşma Hatayın toprak bütünlüğünü ve politik statüsünün devamını temin için iki memleket #eşriki mesaisini ihzara matuftur. Bu anlaşmada bir de Türkiye — Fran- sa kıtaatının Hatayda teşriki mesai- si tarzını tanzim eden bir protokol mevcuttur, Heyetimizden albay Fevzi Mengüç ordu mümessili olarak burada kal - maktadır. Heyetin diğer azası bugün saat 10,30 da Antakyadan ayrılmış- tır. Alınan malümata göre, Türk kıta- atı pek yakında Hataya girecek ve Fransiz ve Türk kıtaları muayyen yerlere tevzi edilecektir. İki tarafın asker mevcudü müsavi olacak ve ye- 'künu kuvvetçe muhteziel olarak beş 'bine baliğ olacaktır. Orgeneral, yanında Cevat Açıka- “Jan olduğu halde bana şu sözleri söy “ledi: “— Bu büyük eser, yalnız ve ancak Büyük Atatürkün eseridir.,, Resmi tebliğ Antakya;-3-(A.A.) — “Havas A- jansı bildiriyor: Türk - Fransız erkânı harbiye itilâflarının imzasından sonra aşa Zıdaki resmi tebliğ neşredilmiştir; “29.5.937 tarihli muahede mu- cibince aktedilen itilâf Fransız - Türk Erkâniharbiye heyetleri ta- rafından bu sabah Antakyada im- za edilmiştir. Bu itilâfın zayesi, Sancağın mülki tamamiyetini ve siyasi statüsüne riayet edilmesini temin etmek üzere iki ordunun muhtemel bir teşriki mesaisini ha zırlamaktır. İki erkânıharbiye mü. messili bunu müteakip Fransız ve Türk kıtalarınm Sancaktaki faa- Hiyet şekillerini tanzim eden mer but protokolü imza etmişlerdir. Yakında başlıyacak olan bu faali- yetin tarihi Fransız ve Türk hikü metlerince tesbit edilecektir.,, Heyetimizin dönüşü verdi ğİ neşe gideriyordu. Arabalarıimız bütün Antakya 80- .küklarını hıncahınç dolduran binler- ce halk, mektepli, İzci, sporcu arasın dan ve bayraklarla, ampullerle ve defne ve söğüt dallarile süslenmiş 0- lan takların altından geçiyor, muay- yen mesafelerde yer almış olan a$- keri müfrezeler ihtiram vaziyetinde duruyordu. Bu fevkalâde iztihama rağmen bü yük bir intizam göze çarpıyordu. Halk heyetin gelişindekinden . daha kalabalıktı ve çünkü diğer unsurlar da merasime iştirak etmişti. Saat 11 de Bedire köylerinin mu- habbet ve alkışlarını topladıktan son ra sast 11,10 da Topboğazma vardık. Burada Kırıkhan ve Reyhaniye mül messilleri bekliyordu. Heyet otomo- billerden indi ve Orgeneral Antakya llara veda ettikten sonra bir süvari müfrezesini teftiş etti. Baylanda halk bütün çılkınlığile heyeti alkışlıyor, biraz sonra tekrar hareket ediyoruz. Saat 12 de İsken - derundayız. Yaşa ve alkış sesleri gök leri tutuyor. Heyet öğle yemeğini İskenderun konsolosluğunda yedi. Yemek çok sa mimi bir hava içinde geçti ve saat 15 de heyet istasyona hareket etti. Konsoloslukla istasyon arası kesif bir kalabalıkla örtülmüştü. Saat 15,15 te hususi tren İskende- rundan Payasa hareket etti. Payasta birikmiş olan yüzlerce halk, heyeti ayni coşkunlukla alkışladı ve bir as- keri kıta ihtiram merasimi , yaptı. Hususi tren Payasta yirmi dakika kaldı ve saat 16,20 de Ankaraya ba- reket etti, Mareşalın telgrafı Payas, 3 (A.A) — Anadolu A- jansının hususi muhabiri bildiri- yor: Genel Kurmay Başkanı mareşal Fevzi Çakmak, Orgeneral Asım Gündüze aşağıdaki telgrafı çek - miştir: Üç haftadanberi geceli gündüz. lü devam eden çetin mücsdeleniz- le başarılan bu o muvaffakıyettön dolayı teşekkür eder, başta siz ol- duğunuz halde heyetimizi eden arkadaşlarımızın gözlerin - den öperim. Bone'nin nutku Paris, 3 (A.A) — Anadolu A- jansının hususi muhabiri bildiri. yor: Bugün Dovilde Harici Ticaret müşavirlerinin ziyafetine riyaset eden Boe, irat ettiği nutukta ez. cümle uzun müzakerelerden sonra Türkiye ile Sancak işinde anlaş mıya ve bir dostluk muahedesi ak- dine varılmasından dolayı fevka- lâde sevinç ve memnuniyetini ifa- de etmiştir. Avrupada müsait akisler Paysa, 3 (A.A) — Anadolu Ajan-| Baris 3 (A.A) — Anadolu Ajansı: sının hususi muhabiri bildiriyor: Heyetimizin bugün öğleden evvel Antakyadan hareket edeceğini öğre- men halk, mektepliler ve spor teşek külleri daha gün doğarken Antakya sokaklarını doldurmuş idi. Orgeneral saat dokuza doğru Ge- meral Hutzingeri ziyaret ederek ve- da etti. Beş on dakika sonra da Hut zinger Antakyadan ayrıldı. Orgeneral saat dokuzda Halkevi erkânmi biraz sonra da vali, kayma- kam ve belediye erkânının tebrikle Tini kabul etti, Sonra sırasile izci mi messilleri, Rum ve Ermeni ruhanlie ri reisleri ve saat 10725 de : Kolonel Burje ve Kolonel Kole tebrike geldi ler. İki Kolonel kapıda asker tarafın dan karşılandı ve Türk halkı tarafın dan hararetli alkışlandı. Saat 1040 da Orgeneral kapıya çıkarak askeri müfrezeyi teftiş etti ve müteakiben onbeş otomobilden mürekkep alay “yaşasın Atatürk, ya! Şasın Orgeneralimiz, yaşasın heyeti miz, bravo, varol, sesleri ve sürekli alkışlar arasında hareket etti. Evin önündeki meydanı dolduran halkın, on sekiz senedir çektiği ye- #imliği, yirmi iki gündür unutturan Türk ordusunun mümessilini teşyi ©- nın hususi muhabiri bildiriyor: Akşam gazeteleri bu sabah Antak- yada askeri anlaşmaların İmzasını memnuniyetle haber veriyorlar. İti- lâf, Ankarada dostluk rnuahedesinin parafesini müteakip o meriyete gire- cektir. Antakya telgraflarında, Türk ahalide uyanan şevk ve heyecandan, Atatürkün resimleri ile süslü taklar kurulduğundan, diğer unsurların ha- beri sükünetle karşıladığından bah- sedilmektedir. Bazı muhalif ailelerin işlerini tasfiye edip mallarını alarak Hatayı terkeylediklerinden bahse- dilmektedir. Londra haberleri, Türk — Fransız anlaşmasının İngilterede fevkalâde iyi karşılandığı ve Bonnenin hararet İe tebrik edildiği merkezindedir. Anlaşmanın Cenevre mahafilinde de en İyi İntibaları tevlit ettiğini bil diriyor, Mi eğ vene. YENİ NEŞRİYAT : İnsan Anstorii Medeli ve Terimleri — Lâtince fransızca, arapça terimlerin peo- tesör Doktor Kemal Cenap tarafından tes- bit edilen öztürkçelerini göstermekte olan #serin İkinci tab'ıdir. Bu tabıda, doçent Dr, Zeki Zeren tarafından yapılmış ilâveler derken duyduğu tessürü, bütün Ha-| de vardır. tayın hakiki bayramını teşkil eden anlaşmaların imzasını ve pek yakın. .da Türk ordusunun kahraman Meh- 4 Büyük Harpte Makedonya Cepbesi— Yüzbaşı Nureddin Alpkartal tarafından ya gılmış ve Genel kurmay başkanlığınca neş redilmiş yeni bir kitaptır, teşkil (BAŞMAKALEDEN MABAT) İnsanlık Hesabına Zaferimiz (Başı 1 incide) Te askeri, Hataya toprak al- mıya gitmiyor. Hatay için gö- nül hoşluğu ile bir istiklâl kabul et- tik. Bu istiklâle başkaları riayet et- tiği müddetçe biz de candan saygı göstereceğiz. İşin hangi safhasında olursa olsun, bize karşı yapılan taah- hütler tutulmazsa biz de kendimizi her türlü taahhütlerden âzade saya- cağımızi zaten iptidadan ilân etmiş- tik. Bugün Hatayda Fransa ile müşte- rek bir vazife kabul etmiş bulunu- yoruz. Bugüne kadar bir takım me murlar bu iştiraki yıkmak, göz boya- İmak istediler, Bunun çıkar yol olma- dığını herhalde bu memurlar da an- İlamış bulunuyorlar. Karşımızda iyi niyetler bulursak bugüne kadar bizi Fransadan ayıran Hatay, iki memle- ket arasında pek kolayca bir dostluk köprüsü olabilir. Ortadaki bütün emareler bundan sonra nikbin ol mak caiz bulunduğunu gösteriyor. Türkiye ile Fransâ arasında mazide hiç görülmemiş bir derecede yakın- Tık kurulmasına imkân © uyanmıştır. Bu dostluk Yakın Şarkta sükün ve istikrarın en kuvvetli zımanı olabi. İecek istidattadır. ye askerinin Hatayda vazife alması iki şeyi gösteriyor! Bi- rineisi Türk milletinin yalnız haklı gayeler için mücadele ettiği. fakat böyle bir haklı gayeye neticede mut- Taka vardığıdır. İkincisi de Atatürkün ver- diği her sözü tuttuğudur. 1921 senesi sonunda Adana- nın kurtuluşu kutlanırken kara bayraklarla matem eden Hataylılara Atatürk kurtu- lus vadetmişti. Hatayın Türk na ve bu çokluğun iltürüne dayanan istiklâlini ve istikrar ve emniyetini kök- leştirmek vazifesiyle Hafaya girecek Türk askerleri, sevgi- li Önderimizin Hataylılara ©- lan sözünün tamamı tamamı- na yerine getirilmiş bulun- duğuna canlı şahit ve alâmet- lerdir. Ahmet Emin YALMAN Başvekil Gelivor (Başı 1 incide) vekiller, mebuslar, İstanbul Valisi Muhittin Ustündağ Istanbul Kuman- danı ve daha birçok askeri ve sivil erkân tarafından karşılanmıştır. Son Hatay zaferinin neşesini yü- zünde taşıyan Başvekillmiz trenden | indikten sonra kendilerini karşılamı ya gelenlerin birere birer ellerini sı- karak iltifatta bulunmuş, ondan son ra motörle doğruca Savarona yatın- da bulunan Atatürke tâzimatta bu- lunmak üzere yata gitmiştir. Başvekilimizin dün sabahki eks- presle şehrimize gelmiş olan Mili Müdafaa Vekili Kâzım Özalp ve bir. kaç gündenberi şehrimizde bulunan TAN diğer vekillerle birlikte bu akşam Ankaraya döneceği ve orada Mare- Şal Çakmağın da iştirak edecoği He- yeti Vekileye riyaset edeceği anla- şılmaktadır. Hariçten Getirtilecek Kok Kömürü Ankara, 3 (TAN Muhabirinden)— Orman kanununun tatbik edilmesi münasebetiyle-bu sene kâfi miktar. da odun katiyatı yapılamamış oldu- ğundan odun satışı azalmış, buna karşı kok kömürü sarfiyatı geçen se neye nazaran yerli fabrikaların istih sal kabiliyetleri üstüne çıkmıştır. Hükümet kok kömürü mevcut stok- larının az zamanda istihsal edilece- ğini göz önüne almış ve kış sonlari. na doğru yurdda bir kömür buhra- nmın meydana gelmesini önlemek için dışarıdan 20 bin ton kömür ithal edilmesini kararlaştırmıştır. Hükü- metin bu hususu temin için hazırla. mış olduğu kanun projesi Kamula- yın son toplantılarında kabul edilmiş tir, Buna göre Ankara memurlar ko- operatifi yalnız bu seneye mahsus ol mak üzere yirmi bin ton Kek kömü. Eğlence (Başı 1 incide) lerinin tarifelerinde, kaymakam. Tar tarafından yapılan tetkikler ne ticesinde kararlaşan tenzilâtın tat- bikine bu sabahtan itibaren başlan maktadır! Zabıta ve belediye mü- rakıpları, bu sabahtan itibaren eğ- lence yerlerini sıki bir surette tef- tiş edecekler, tarifede gösterilen fi yattan yukarıya satış yapan mücs- seseleri cezalağıdıracaklardır!,, Bizim ahbap, bü lâflan oküduk- tansonra? — Eh, dedi, bu Pazar, dünyalar bizim demektir. Dileğimiz yerde, kazıktan korkmadan, istediğimiz kadar eğlenebiliriz! yazın başından- * P azar günü, beri eşini göremediğimiz havanın cazibesi ve şehrin gürül tülü âlemi içinde geçen günlerin yorgunluğu, bizde, bir deniz kena- rında birkaç saat dinlenmek, ciğer lerimizin kirini temizlemek arzusu nu uyandırdı. Ahbabımın hatırla- dığım sevinç verici sözleri de, bu arzuyu büsbütün şiddetlendirdi, İstanbulun sayısız mesirelerini hayalen dolaştıktan sonra, katşı sahildeki plâjlardan birinde karar kıldık. Ahbabımla zevcesi de be- nimle beraberdiler, Vapurda neşe miz yerindeydi. Fakat plâja gire- bilmek için kırkar kuruştan yüz yirmi kuruş vermiye mecbur ka- lınca ahbabım geyrlihtiyari: — Yandık!. dedi. Zevcesi işin sakasındaydı: - Elbette!. dedi, Plâja başka ne için gidilir? G üneş altında, hafif ateşe kon- muş pirzola gibi kızarmak için gittiğimiz plâjın daha kapısın da iken, sarılık illetine tutulmuş biçareler gibi olgun Ilmona dönün- ce, ahbabım, somurttu. — Benim dışım değil, içim yan- dı! İçeri girince, ahbabım, bir ağaç gölgesindeki o kırık sundalyelere döğru yürüdü: . Gelin, dedi, şurada biraz ötü: | rup kendimize gelelim! Bu yüz yir mi kuruş, hayli sarstı benil, Kapıda verdiğimiz yüz yirmi ku ruşun sarşıntısını gidermek emeli- le, üzerlerinde beşer dakika oturdu ğumuz kırık sandalyelardan kal karken, önümüzü, beyaz patiska gömlekli bir delikanlı kesti: — Yetmiş beş kuruş yereceksi- niz baylar! — Ne parası! * — Sandalye kitası efendim! İleri geri lâf etmenin âlemi yok tu, Çünkü, beyaz patiska gömlekli dölikanh, saldırıp 'dişlemiye “ha- zırlanır gibi kabarmiştı. Sandal kirasını da verdik. Ve bir an evvel soyunup, içimizin ateşini deryada söndürmek üzere kabinelere can attık. Fakat, kapıları açik bulunan kabinelerde soyunmak imkânı yok tu. Zira, içine bizim ahbabin gö- zünden kıskandığı bayanın da gire ceği bu kabinelerin her köşesi de- lik içinde ve yârü ağyara küşadey- di. Döne dolaşa, mazbutça bir ka- bine bulabildik. Fakat bu kabine- Yerlerinde Ucuzluk Başladı mı nin kapısında da, kocaman bir as- ma kilit sallanıyordu. B eyaz patiska gömlekli deli- kanlı, bu arzumuzu yerine getirdi. Fakat, kendisine katmerli bir teşekkür sarkıtmamiza rağmen, toprağa İyi gömülmüş bir kazık gi- bi karşımıza dikildi. “Belki başka bir ferman bekliyordur! Teşekkü- rümüzü duymamıştır!,, dedik — Minnettarız.. Gidebilirsin yav. rum! Dedik. — 60 kuruş: vereceksiniz? Haksız bir hüküm yemiş gibi boynumuzu büktük: — Neden? — Bu kabine lükstür! Ne delikanlıya kabarmak, nedi- Her delik deşik kabinelerde soyun- mak, nede, —o kadir zahmete, masrafa girdikten sonra— geri dön mek akil kârı değildi. Bu öeremeyi de . Denize girip çıktık. Ve bize; de- ———— rü ithal edebilecek ve ithal edilen kö mürlerden ton başına alınan 7,5 lira gümrük resmi bu kömürlere inhisar etmek üzere iki Hraya indirilecek- tir. lik bir İeğenle bir maşraba su ge- tiren çıplak delikanlı: — Haydi... dedi... 60 kuruş ve- rin. Artık, ber felâkete alışmıştık. Hangi günahımızın kefareti oldu- ğunu anlıyamadığımız bu fermanı da yerine getirdik. Fakat buna rağ men, plâj müstahdeminini hoşnut edememiştik. Her cezalarını çekti- ğimiz halde, ardımizdan: — Cimri herifler. On para bak şiş vermediler! dediler. Jâj dönüşünde, bizim ah - bap: — Yahu... Dedi... Tenzilât kara- rı, belki henüz oralara kadar var- mamıştır. Fakat Beyoğlu gazino- ları, herhalde ucuzlamıştır! Onlar dan birine gidelim! Ben, bu kararı da reddetmeğim. Ve kuru Beyoğlu kaldırımlarının kenarlarında, tıpkı birer vahayı an dıran bahçelerden birine girdik. Apartman teraslarında sallanan yı kanmış çamaşırlara, seviyesi her gün biraz daha yükselen bir çöplü ğe bakarak Sulukule köçeklerini gölgede birakan iki oyuncuyu sey rettik: Hesap getiren bildik garsona da: — Hani?.. dedik. Hiç tenzilât yapılmadı mı? Hayır... Kaymakam, yeni ta- rifeleri henüz tasdik etmedi! — Tarifeler tasdik edilirse ne olacak? -—— Rakılardan yüzde on, meze- lerden de yüzde yirmi tenzilât ya- pacağız!.. Fakat, biz içki hesaplarından, bu kadar tenzilâtı zaten yaparız. Mezelere gelince, onların da yüz. de yirmisini eksilteceğiz. Bir pors- yon şişten iki parça aldık, bir sa- İatanın yağını, .sirkesini biraz 8» zalttık mı, bizim yüzde yirmi za- rar çıktı demektir!, Bu covabı alınca: — Anlaşılan, dedim, zeki Be- yoğlu kaymakamı, yeni tarifeyi, “Eski hamam;,“eski tas" hikâyesi- - ni bildiği için tasdik etmiyor! B eyoğlunun en meşhur lo- kantasına uğradım. Istan- bulun en maruf barına gittim. Bü- tün işlek gazinoları birer birer do- laştım. Sizin anlıyacağınız, ucuz- luğu aramak, bana hayli pahalıya patladı. Beyoğlu gazinclarından bi- risinin sahibi; »— Bayım... dedi... Kaymakam henüz tarifeyi tasdik etmedi. Fa- kat fiyatlarımızı ucuzlatmamızı söyledi. Biz de: “Hesaplar üzerin- den yüzde yirmi tenzilât isteyi“ niz!” diye bir levha yazıp, bahçe- mize astık, Fakat ne gören var, ne soran) — Nerede bu levha 1 — Antrede! Patronla birlikte antreye gittik. Fakat levhayı ancak çaktığımız kibritlerin alevi sayesinde okuya- bildik. Çünkü levhayı aydınlatan elektriği — patronun iddiasına gö- re — rüzgâr söndürmüştü! ğramadığım yegâne mahal sinemalardı. Son bir ümit- le, onların tarifelerini — şimdi pek moda olan “ârgo” tabirile — dikiz e'ek istedim. Büyük sine- malarımızdan birine telefon ettim. Karşıma çıkan zata: — Bayım... dedim, sizin fiyatlar ucuzladı mı? — Elbette! Hayretle sordum: — Sahi mi? — Tabii... Hususi koltuklar 70 kuruştu, 40 kuruş oldu. Antre, 25 kuruştu, 20 ye indi. Localar üçer buçuk liraydı, Şimdi iki liraya ve» riyoruz! Yanlış duymadığıma inanmak için parmağımla, — tıkanmış bir delik açar gibi — kulağımı didik- ledim. Muhatabım, ayni rakamla: rı tekrarladı: — Demek, dedim, siz, yeni tari- feyi tatbike başladımz? Muhatabım: — Evet... dedi, ve şu sözleri ilâ- ve ederek, gittikçe artan hayre- timi kökünden giderdi; — Yaz tarifesi Bayım... Her se- ne böyle yaparız! ? Atletizm Müsabake İm (Spordan Mabaat) Türkiye - Mısır (Başı 6 d tur bindirdi. Müsabakanın niha; ne altı tur kala Türkiye rekordm Hüseyin müsabakayı terketti. Şi pistte yalnız Mısırlı İle Artin yorlar. Aralarındaki mesafe tur. Bu açıklık nihayete kadar hafaza edildi. Ve Mısırı o Abusö seti bir finişle birinciliği aldı. ikinci oldu. Teknik netice TI Artin (Türk) Uç adım: Bu müsabakaya Mısırli atlı iştirak etmediği İçin Türk atlet arasında yapıldı. Teknik netice: I Yavru II Uçtek II Seyvan Gülle atma; Bu müsabakaya Mısırlı iştirak etmediği için Türk & arasında yapıldı. Teknik netice: I Ateş Ibrahim 13. TI Arat 21. MI Şerif Balkan bayrak yarışı: Bu müsabakaya bir Türk bir sır takımı iştirâk etti. İlk olarak metrede Mısırdan Muskuris, biz! Galip koştular. Ilk turda ileri ff yan Galip sona Kadar bu birin muhafaza etti ve 400 metreyi ko Recebe bayrağı ilk olaraş verdi de Mısır takımının en yüksek koşü su olan Ebeyd Recebi geçmekte lük çekmedi. 200 metreyi koşan riman Mısırlı atletle arayı 10 m reye yakın bir mesafe ile kayb Son olarak 10 metreyi koşan aradaki farkı kapatmak için çok lıştı ise de muvaffak olamadı ve “ sir takımı 10 metre farkla biri! Türk takımı ikinci geldi. Teknik tice: I Mısır takımı II Türk takımı. Bu müsabaka ile Mısır ve Yun atletlerile yapılan karşılaşmalara hayet verildi ve Mısır büyük el tarafından kazanan atletlere simle kupa ve madulyalar verili müs&bükâalar kâpandı, Bu arada 1916 danberi Türki; atletizmin inkişafı için çalışan atletlerden Unvana ve evvelki 110 metre manlalıda rekor yal Faiğa federesyon tarafından b kupa hediye edildi. 3232/10 İstanbulspor - Beykoz Spor Bayramı Şehrimizin kuvvetli teşekkü den olan Istanbulsporlularla B Tular dün Beykoz çayırında m reken bir bayram tertip etm 100 kişilik bir kafile halinde koza giden Istanbulsporlular öğl meklerini çayırda yemişler ve £ 14 ten itibaren iki klüp arasında #f temasları yapılmıştır. Bu karşıl” malarda alınan neticeleri sırasile # zıyoruz: Genç takımlar maçında İsta, sporlular 2—4, B takımlar m Beykozlular 1—0 kazanmışlar" Günün en cazip numarası her iki * büp tekaüt futbolcuları arasındâ* pılan maç olmuştur. | Kahkahalarla takip edilen bu 1—i berabere neticelenmiştir. | Son olarak yapılan birinci tak! tip edilen Apoyematini kupa mâf rinin Ünali dün sabah Taksim dında Pera B takımı ile Kurtul takımı arasında yapıldı. Ve Pera hâkim bir oyundan ra 3—| galip gelerek Bt şampiyonluğunu kazandı. ———— Barutgücü Sahasındd Yapılana Maçlar Dün Barutgücü sahasında müsabakalarda OBarutgücü genç takımı Egespor A takımı il£ berabere kalmış, Barutgücü b genç takımı Ateşspor A takımı Barutgücü genç B takımı Yilmaz B takımını 4-0 ve Baruti A takimi Harbiye Yılmaz A nı 4-0 mağlüp etmiştir.