Ge SON POSTA Uluslar Arası İşleri Müzminleş- tiren Sebebler Bütün dünyada yer yer yapılan Siyasal konuşmalara bir göz attığımız Şaman şahit Oolduğumuz manzara, tarafın diğer taraf aleyhine büyük Menfnatler koparmiya çalıştığını gös- . Bu, yeni birşey değildir. Acun e kurulah cemaat ve ulus faatleri hep böyle çarpışmıştır. Amma bu e meri yapanların Ağzında hep barış sözleri vardı ve Yardır. Size denir allâhlarının ihzari konuşmalarından bahsedeyim: Bu iste tarafları teşkil eden İngiltere, Amerika, Japonya hep barış namına P gemilerinin o küçültülmesinden bahsediyorlar. Silâh yarışının uluslara Nkam olduğunu söylüyorlar ve «l yitmdan istedikleri gibi at oynatıyor- Bunu bir tarafa bırakıp akameti Müpha götürmiyen umumi tahdidi tes- t konferansına göz attığımız zamen ikyasta bu müzakerelere etim e acun uluslarının aym tlN oynadıklarını görürüz. Fransa ile ya arasındaki o müzakereler de İyledir. Bunlar, uluslar arası pürüz- k birer sivilce iken dahi eri tedavi olunamadıkla- gösterir İbret verici misaldır. aleye insan hırsı devam ettikçe Wuslar ram en hafif anlaşamamaz- ın da kangren olmak istidadını Bözteren birer çıban başı haline gal- meleri mukadderdir. Bunun Önüne Şeçebilacek tek çare uluslar kurumu idi. Fekat mahiyet ve hüvi- Yetle o da kendisinden beklenen hizmeti görmekten uzak bulunuyor. Süreyya Sovyet Rusyada Bir Tevkif Mi? Moskova, 21 (A.A.) — Röyter ajan- sndan: Dişişler Bakanlığı Sovyet Piealinden Zinoviyev'in tevkif edildi- e lime halymlşpemtaram Arnavudlukta Kargaşalık Çıktığı Yalanmış Tiran, 21 (A.A) — Arnavudluk Matbuat bürosu, Arnavudlukta kar #ikliklar o olduğuna dair yabancı kaynaklardan çıkan kaberlerin doğru olmadığını ve bütün ülkenin tam bir sükünet içinde bulunduğunu bildir — Sen, sevdiğin için, bu hu- Susta bitaraf olamazsın... m ar seni, dinledim. Fa bugün, e fikir sahibiyim! Cevad Gölibin ciddiyeti, Ha- Tan Şinasinin hoşuna gidiyordu: aşa, Cevad... Zamanında konunşmasını biliyorsun. Cevad Galib, bu iltifatı duy- Mamış gibiydi; araya söz kar» Mersa, ciddiyeti bozulacaktı : — Evet.. Bugün, bir rey, Hi Senin bütün bak, yalanım yok, biraz da ye nm kulakla... i Ciddiyetini bozmı; UFNAz bir serer bıyık mma gi ordu: — Kusüra bakma, âşık sözü dalma böyle, yarım kulakla dim lanir | Cigarasını yere atmıştı : Gine, diyordun; güzel di- Yordun; sevimli, cana yakın di- Yordun | Ben, hep dinleyordum. ir, bir kız, bir kadın için az çok, tabi vasıflardır. Fakat şok mahcub, çok toy, çok saf, çok masum; dediğin zaman, İçime e inanmak gelmiyordu. Sen de im yerimde olsa idin, inan- mazdın, İnanamazdın... Fakat bir Zün, yanıldığını anladım. Demin İngilterede Silâh Ticareti Tahkikatı Londra, 271 ( A.A.) — Avam ke marasında, silâh ticareti tahkikatında İngilterenin silâh sanayii ile alâkadar ve bunda menfaat snbibi bir ezanın alınmıyacağına dair teminat vermesi- ni istiyen bir meb'usn cevabân, B, Makdonald, tahkikatın krallık komis- yonu tarafından yapılacağını söyle- a heaşinm, İagiiemele mütemadiyen şübhe tohumları saçan kimsöleri davet edip kendilerinden iddialarını isbat etmelerini istemiye salâhiyeti olup olmıyacağını sormuştur. B. Makdonuld, buna “şübhesiz,, cevabını vermiştir. Bir Facıa Yedi Kişi Bir Tayyare İle Düşüp Öldüler Kahire, £1 (A.A.) — Felemenk ile Bâtavya arasındaki hava yolculuğunu beş günde yapmak üzere Âmsterdem- dan üç yolcu ve dört tayfa ile kalkan büyük Felemenk tayyaresinin Rutbah- dan on mil cenubunda fırtınaya tatu- lup yanarak düştüğü tahakkuk etmiştir. Töyyeiye ari isabet ettiği tah. min ediliyor. İçindekiler hep ölmüş- lerdir. Amsterdam, 21 (A. A.) — Bütün Felemenk matem içindedir. Sar Yolunda Stokholm, 21 (A.A.) — Sara gide- esk İsveç askeri müfrezesi alkışlar arasında yola çıkmıştır. Londra, 21 (A.A.) — Kırkı zabit olmak üzere 950 kişilik İngiliz kuvveti Sara gitmek üzere bugün Duvrdan vapura binecekler. yi Berlin, 21 (A.A) — Sar plebistine tirak etmk üzere 32 Sarlı Alhnsn Gia Amerikasından bugün Ham- burga yelmişlerdir. Bay «Simon Pariste Fransız Başbakanı İle Görüşecek Londra, 21 (A.A) — Dış işleri bakanı Bay Simon, yarın Bayan Si- mon İle birlikte nesi yortularım ge Üzere Fronsanın o cenubuna gidecektir. Bay Simon Paristen geçer- ken Bay Flanden ve Bay Laval ile görüşecektir. sana, söylediğim zaman, kızdın. Halbuki haksızsın. Tasavvur et, bir kız ki memuriyete gidiyor, erkek örkadaşlarla hergün bir arada © bulunuyor. Peki, nasıl oluyor da hâlâ, bir ge çe ibi tey kalabiliyor 2. SÜ ice e abbab oluşu da, beni hayli düşündürmüştü. Behice aşifte değildir, fakat çok ser besttir, (o boppadır, delişmendir. Halbuki Beyhan, çok masum, çok saf... Harun Şinasi, Beyhanın me- ziyetleri, biraz da kendi marifeti İmiş gibi göğsünü gere gere Övü- İ Ben sana demiyor mıydım? — Demek, dinlemek başka; görmek başka... Doğrusu bu ze- manda, böylesi güç bulunur. Şa- yanı tebriksin, gi GN un Şinasi, yu! - yer vurdu, gözleri do- lu dolu idi: — Ben, e fikirde değilim... Beyhan, beni sevmiyor... Cevad Galib, kafasında kem disisin de karar veremediği biri- birine uyar e birçok mv birden toplıyamı; bere küm veriyorsun? | Japonya Deniz Muahe- desi Feshediliyor Alâkadar Hükümetlere Bu Yolda Al- dığı Kararı Bildirmek Üzeredir E Japon donanmasının âna yemilerinden birkaçı Tokyo, YI (A.A) — Japonyanın bugün bir telyansı ile Vaşington muahedesinin feshini bildirmesi bek- leniyor. Telyasısı, Vaşington sefiri Bay Saito'ya, rika hükümetine verilmek Üzerâ gönderilecektir. Amerika Ne Yapacak? Vaşington, 21 (A, A) — Dış işleri bakanı bey Hul, demiştir kk “— Japonya Vaşington muahede- sini kat'i olarak feshedinceye kıdar Amerika hiçbir harekette bulanmı - caktır. Fakat büyük bir uyanıkik göstermekten de geri durmyacaktır.., Londra, 2l (A. A.) — Kral dün akşam deniz konuşmalarını yapan üç Amerikan marahhasını kabul ederek kendilerini yi sast kadar ahkoy- muş ve mu asların o kerşilaşmiş olduklurı meseleleri görüşmüştür. Silâh Satışı Belçika İle Norveç Muha- riplere Silâh Gönderi- yorlarmış Londra, 21 (A.A) — İngiltere hükümeti, biribirile muharebe halinde bulunan Bolivya ve Paraguny'a silâh gönderilmesi yasağını (o Belçika ile Norveç'in bozmakta oldukları husu- suna uluslar kurumu deanişkemitesinin dikkatini eelbetmiştir. Cönevre, 21 (A.A.) — İngiltere- nin Belçika ve Norveç hakkında ver- diği rapor damış komitesi tarafından bu iki hükümete tebliğ edilecektir. Uruguay ve Şili hümetleri de, tran- sit hakkının ambergoyn dahil olims- dığına dair birer izahname göndere- ceklerdir. — Ben, hislerimde yanılmam. Cevad o Galib, (arkadaşının kolundan tuttu ve kuvvetle siki: , çocukça hükümler. Kendi aleyhine telkinlerle, hayatı, kendine zehir etme... Seni, bun- dan menederim. Harun Şinasi, şaşırmıştı; — Bana çıkışıyorsun amma, sen de kat'i hüküm veriyorsun. Cevad Galib, şiddetle ayağını yere vurdu: — Hayır... Sadece, doğru dü- günüyorum... Beyhamn seni sev- mediğine ne ile hükmediyor sun? Gönderdiğin çiçeği bir ar- kadaşına verdi, diye mi? Bir kere bu çiçek meselesinde, sen, hak- sızsın. Harun Şinasi, gözlerini açarak bakıyordu: — Neden? Cevad Gelib, tekrar, ayakları- nı yere vurmuştu: — Neden? diye sorman bile manasız... Haksızsın.. Bunu ka bul et. — Peki, amma, neden? — Israr etme, haksızsın... Za- ten, ben, ona muhaliftim, Tanıştı- gerı ertesi günü, koskoca bir uket göndermekte mana var mıydı? Harun Şinasi, tutuk tutuk ce- sab verdi: — e ey le, küçücek hediyeler, hattâ iye de değil, hatırlamalar, hatırlat- malar, olmaz mı? Samoel İnsül Dolandırıcılık Suçundan Bu Sefer Mahküm Olacak Mı? Şikago, 21 (A. A.) — Samuel İn- sule karşı açılan davada jüri heyeti geçen gece sazt â,ibden itibaren müzakereye çekilmiş ve kapalı kale maştır, Müddelumumi İnsul aleyhine do- landırıcılık itiihamında bulunmuştur. İnsnl. “MiddesVest Utiliti,, girkes tinin 344 bin 729 dolarım dolandır- maktan suçludur. Bir Vapurda Yangın Boston, 91 (A.A) — Ambarlarında yangın çıkan Âmerika o bandırah Onlarin vapuru yedekte limana geti- rilmiştir. Yangın devam ediyor. — Adamına göre... Tasavvur et ki ben, Beyhanı, © tanıma» dığım, mediğim halde, buna mubhalifdim, Şimdi onu görüb, tanıyınca, senin o çocukluğunun manasızlığısı derhal anladım. Harun Şinasi, yutkunuyordu. Gevad Galib, ayağa kalkmış, kollarını kavuşturmuştu: — Hiçbir şey söyleme... Bey- han tipde bir genç kız; böyle sallapati gönderilen bir hediyeyi kabul edemezdi. Bir kere buketin arasına, kartını koymamışsın! — Şirkette, dedikodular olur- du, başka türlü yapamazdım. — Peki, Beyhana, mechul bir yerden hediye gelmesi dedi- kodu çıkarmaz mı? Beyhan ga- yet ciddi, dürüst hareket etmiş. Harun Şinasi, kamaranın per- ceresinden bakıyordu : — Kâfi, Cevad... Zaten sinir- lerim yorgun, sen de Üstüme düşme... Cevad Galib, ellerini göbe- ğinde kilitledi. Sağır bir kahkaha ile güldü: — Senin fenalığın için, söyle- miyorum ki çocuğum... Boş, mi- nasebetsiz (düşüncelerle kendini ümidsizliğe (o kaptırma... Bilâkis ümidlenmen için çok müsalid ze- minler ve zamanlar olacak! Haran Şinasi, birden don- muştu, pınarları yaşla dolu gör- leri, sevinç, ümid kıvılcımları ça- kıyordu : — Söyle... Bana ümld ver... Sonunda, kırılacak, yıkılacak da olsam, yine ümid- ver... i Gönül İşleri Okuyucularıma Cevablarım.. Maçkadan Perihan imzasile mektub gönderen bir kadın oku- yucum, evli, hattâ iki çocuk sa- hibi olmasına rağmen ayni su- rette evli ve bir çocuk sahibi, fazla olarak yaşı da geçkin bir erkeğe âşıktır. Diyor ki: « Her sabah karşı aparlıman- dan çıkışını, her akşam oraya gelişini âdeta sabırsızlıkla bekle- rim. Kışın geyinişinde hiç deği- şiklik yapmaz, bir melon şapka- sı, İstanbulun en iyi terzisinden çıktığı belli, siyah bir paltosu vardır, bu iki siyahın arasında beyaz saçları ne iyi durur, bik seniz | Artık bende sabit bir fikir heline geldi, karısın tamdım ve onunla konuşuyorum, O konuştu” ğum zaman bazan gözlerimi ka- parım, kendimi onun yanımda tahayyül ederim. » Eski tabirde marazi aşk deni- len bir ibtilâ vardır. Bu kadın okuyucumun (o mektubunda bu marazi aşkın ilk devresini görü- yoruz. Maalesef zamanla ilerle- yecek, kendisini belki “hayalini genişletme,, zaruretlerine sevke- decektir. Bana ne yapması lâzım geldiğini soruyor. Gidip erkeği bulunuz, aşkınızı (Oİlân ediniz demiyeceğim tabi, yapacağı şeyi, berşeyden evvel bir sinir ve ruh tedavisi geçirmesidir. Bay Mazhar Osman, daha doğrusu, Bay Fah- reddin Kerim, yerinde müracaat edilecek bir hedimdir. * Bay Subhi Güntekin; En fena aşk mektubu, üzerin- de çok düşünülerek yazılandır, mutlaka soğuk olur, mâddiyat düşkünü bir adamın kaleminden çıkmışa benzer. Farzediniz ki sev- diğiniz kız karşınızdadır. Ne söy- leyecekseniz, kâğıda onu dökünüz! fakat sütunumu takib ettiseniz bilirsiniz aşk mektublarının daima aleyhindeyim, yapmacak telâkkı ederim. TEYZE bugünlerde, ümid ve teselliye çok muhtacım. Cevad Galib, Harun Şinasinin toyluğunua için için gülüyordu; fakat yine ciddiyetini bozmadı: — Ümidsizliğe kapılman da çocukluk... Dur bakalım, daha perde yeni açıldı, «Fesrie» ünin, daha heniz «Ouverture» ndeyiz. * Sen, hemen kendini faclaya kap- tırıyorsun. Harun Şinâsinin, tutup çekti: — Sen de hazırsın.. Çok ko- nuştuk, artık çıkalım. Dışarda güneş var, deniz var, hava var, kadın var, aşk var, saadet var, genelik var, güzellik var... Bunla- rın yalnız bir teki, ölüleri dirilte- bilir. Bu havada mağmum olmak, mecuun olmak demektir. Locadan çıkıyorlardı, Cevad Galib, gazinonun tarasında duran garsonlardan birini, elile çağırdı ve en garsona: w Motöre bir kasa bira götür. Dedi. Harun Şinasi, gülüyordu: — Bıravo, iyi hatırladın. Cevad Galib, garsona emirler veriyordu: — Söğüş, salam, sandoviç gibi soğuk, kuru mezeler de hazırlayın. Sonra büyük bir parça da bi gelir. Garson, kurnaz kurnaz gülerek eğilmiştiz — Merak etmeyiniz Bay Ce vad İstediğinizden âlâsın hazır ederim. ensesinden (Arkası var )