v':L BİZİİDARE EDE NLER ... Halil Rifat Paşa Doğrudan Doğruya Huzura Girdi Ve.. Abdülhamit O Kadar Sınırlenmıştı Ki Muharrirb x Her Hakkı Mahfuzdur —230— Put gibi duraraki selâmladı. Halil Rifat Paşa, kumandanın önünde durarak - kulağına eğildi. Hafif bir sesle: — Aptest sıkıştırdı. evlâdım.. Kademhaneniz nerede?.. Diye sordu. Kumandan, yol göstermek için — koştu. Fakat, Sadrazam oraya girinciye kadar, olan olmuştu. Bu halde Babıâliye gitmek fmkânı olmadığı için Paşa sık- larak karakoldan çıktı. Arabaya bindi : — Konağa... Emrini verdi... Lâkin o ânda da, Mabeyne haber gitmiş: (Sadrazam Paşa Hazretleri şimdi, Aziziye karakoluna gide- rek bir müddet âram eyledikten sonra, konaklarına avdet buyur- dukları maruzdur. ferman.., | Diye müstacel jurnallar ve- rilmişti. Bu jurnallerden fena halde kuşkullanan Abdülhamit, Derhal emir verdi. — Konağına girmeden doğ- ruca buraya gelsin. Deye irade etti. Alı çatlata- rak giden yaver, tam konak ka- pısından girerken sadarazam ye- tişti. (İradei #seniye * yi bildirdi. Sadarazamı önüne katarak sara- ya getirdi. Halil Rıfat huzura girdi... Abdülhamit, oka- dar sinirleşmişti ki: Sadarazamı ayakta bekliyordu. O, içeri gi- rer girmez sordu: Paşa, — Babıaliye giderken, Azizi- ye karakoluna uğramışsınız? Halil Rıfat Paşa, büyük bir kabahat işlemiş gibi önüne ba- karak cevap verdi: — Doğrudur efendimiz. — Sonra da konağınıza dön- müşsünüz. — O da doğrudur miz... — Sebep?... Sadarazam, buna cevap ver- medi. Redingotunun uzun etek- lerini açarak sırsıklam olan pan- talonunun önünü göstermekle ik- tifa etti. efendi- Aleyhinde en çok jurnal ve- rilen zevattan biri de ( serasker Riza Paşa idi. Rıza Paşanın refikası, Çerkesti. Bu mesele, bir zamanlar jurnal- cılara epice sermaye teşkil etmişti. Bir gün Abdülhamide — bir jarnal verildi. Bu jurnalda: ( Serasker Rza Paşa hazret- lerinin hemşireleri Veliaht Reşat efendinin sarayındadır. Bu vaşıta ile aralarında — muhabere vuku- bulmaktadır.) Denildi. Abdülhamit - bu jur- nal üzerine —epice telâş etti. Derhal tahkikata — çirişti. Fakat nelicede bu ihbarın yalan olduğu doğruca | racat en ziyade Amerika, Alman- | ya ve Fra anlaşıldı. Rıza Paşa da oldukça mühim bir tehlike atlattı. Bir zamanlar, Direkler arasında ( Mes'adet apartmanı ) - denilen büyücek bir bina vardı. Bu bina eskidenberi Serasker Rıza Paşanın malı idi. Paşa, Serasker olduktan bir haylı zaman sonra bu binadan istifade etmek istedi. altına — yeni tarzda dükkânlar, Üstüne daireler yaptırdı. Ortasına da pasaj açtırdı. En üst katta tamamen köşeye gelen noktada büyük ( şahniş )li bir salon inşa edilmişti. Kandillerde, Tamazan- larda Seraskerin ailesi buraya gelecek ve o zaman moda olan ( Şehzadebaşı araba piyasası ) nı seyredeceklerdi. O devri idrak edenler hatır- larlarki, kandil ve Ramazanlarda, Şehzadebaşı,, ( Direkler arası ) pek kalabalık olurdu. İkindi na- mazını müteakip araba piyasası başlardı. nağı ) önünden, Direkler arasının münteha noktası olan ( Osman baba ) türbesine kadar bir araba zinciri husule gelir. Akşam eza- nına bir çeyrek, on dakika ka- hacıya kıdır bu ılııclı t agır ıgır Binan n | (Zeynep Hanımın ko- | ve — mütemadiyen — devrederdi. Burasi adeta İstanbul kibar hal- kının bir. telâkigâhı idi.. Devrin taassup ve mesuriyetine rağmen, mühteşem — konak — arabalarının perdeleri — indirilmiş pençereleri arkasından zinet ve haşmet saçan elmaslar, bu elmaslardan daha kıymettar olan pembe ve olğun görünlürdü. Parlak koşumlarının altından be- yarz — köpükler #saçılan Macar ve Rus katanalarına koşulmuş kupa ve faytonlarda, arabanın köşesine arametle kurulmuş olan (Mahdum beyler) , (Damat paşa- lar ) görünürlerdi. Bunlar cadde- nin iki tarafımı bıncahınç dolduran halkı, mağrur nazarlarla süzerek saatlerce burada gezerler; aşinâ kadın arabalarının hizasına ge- sineler ve omuzlar ederlerdi. Bazen, küçük bir kâğıt parçasının arabadan arabaya uç- tuğu görülür, bazen de bu tan- yanıkların, kadın arabalarına karşı | ellerini açarak : rühi - revanim.. seni ?.. (Arkası var ) — — A benim | Seven ölsün mü — Son Kararlar Çok Mühimdir ( Baştarafı 1incl saylfada ) let İnhisarının — açacağı Fabrika ile ihracat için senede 3500-4000 sandık afyona ihtiyaç vardır. İh- a yapılmaktadır. ,, Ziraat Müderrislerinden -Salih Zeki Bey de bu mesele hakkın- da bize şu mühim sözleri söyledi: Uyuşturucu — maddelerin tahdit — ve yasak edilmesi — işi, şüphesiz ki çok yüksek ve insa- n! bir gayeyi hedef aldığı tçin takdir. edilmek lâzımdır. Ancak - bizde afyon ziraati | memleket için mühim bir servet membaıdır. Bu sebepledir ki afyon ziraati tahdit edilirken çok — dik- katli ve isabetli davzanmak lâ- zımdır. Drogist denilen ve tıbbi ecza çıkarılan afyonlar dünya üzerinde yalnız Türkiye ile Yu- göoslavyada istihsal edilir. Memle- ketimizde evvelce afyon ziraati mahdut idi. Fakat büyük harpten sonra afyon Fiatı 40 liraya kadar yükseldiği için Garbi ve Orta Andolu vilâyetleride afyon ziraa- tine başladılar. Fakat fiatler iki seneden beri düştüğü için bazı vilâyetler ahalisi afyon ziraatinden vazgeçmişler, bu suretle ziraat kendiliğinden tahdide uğramıştır. Evvelce — memleketimizde afyon istihsalâtı senede 4000 veya 6000 sandık arasında idi. Bir sandık 70 kilodur. Şimdi ise istihsalât dörtte bir derecesi- ne İnmiştir. Memleketimiz Af yonlarının morfin derecesi yüzde 14 den 17ye kadardır. Afyon ih- racatının bir elden idaaresi çok Fiydılı olacak ve bu sayede fiat- lar yükselecektir. Kaçakçılık meselesine gelince; dün bu husustada tahkikat yap- tık. Gerek İstanbul Gümrükleri Muhafaza Başmüdiriyeti, gerekse Polis Müdir?yeti esrar ve afyon- dan istihsal edilen ercin kaçak- çılığını kat'1 şekilde tenkil etmiye karar vermişlerdir. Muhafaza Baç- müdiriyeti memurları kaçakçılık düğümlerini — çözmüşler, — birçok kaçakçıları kanun pençesine ter- lim ettikleri gibi birçoklarını da kaçakçılıktan vazgeçmiye mecbur etmişlerdir. Muhafaza memurları birkaç ay içinde iki yüz kiloya yakın esrar yakaladıkları gibi iki eroin imalâthanesi meydana çe karmışlar ve perakende eroin satan birçok kaçakçıları da ayrı- ca ele geçirmişlerdir. ——— şünüyor ? ( Baştarafı 9 uncu sayfada ) dir. Buhranlar evvelce de beşeri- | yete musallat olmuştur. Mücade- le etmesini bilenler böyle şeyler- | den korkmazlar. Kendimde buh- ran karşısında bir korku hisset- miyorum. Din meselesine gelince; bu işte herkesin az çok manevl bir kanaatı vardır. Ben bir saniin mevcudiyetine kaniim, Bu sebep- | ledir ki islâmiyetin yüksek esas- larını kabul hususunda - terddü- düm yoktur. İnsanlar cemiyet hayatında yaşamıya mecbur olduklarına gö- re aile hayatı esastır. Hayat mücadele demektir. ve ben bu mücadeleden korkacak seciyede değilim. lince zarifane hareketlerle işaret | tanalı hayata hasret çeken bağrı | Gençlik Ne Dü- Klıuıuı*l w - Y özem A n z etaman aa İGumuş lğtoklarından Na- /| sıl İstifade Edilecek ? ( Baştaarlı 1 inci sayfada) paraların miktarı — şunlardır: ( 14396 ) altın (45952) gümüş ve (12953) bakır. Müzede bu paralardan başka kiymet — itibarile çok yüksek, Avrupa ve Amerika müzelerinde | eşleri bulunmıyan ( 33764 ) adet gayrı İslâmi —meskükât — daha vardır. Bunlardan (2585) i altın, (11666)sı gümüş, (15294) & bakır ve (1850) si kurşundur. Altınlar içinde de büyük kıy- meti haiz olan (250) adet kadim Yunan altını vardır. Müze idaresinin tasnif edilen bu paralardan başka tasniften hariç tutulmuş (10) torba kadar İslâm parası vardır. ( 40 ) sene evvel tespit edilen bu, tamamen bozuk gümüş paraların miktarı (20) okkayı geçmiştir. Yarım asırdanberi — müzeye verilen mükerrer ve bozuk para- ların miktarı bir bukadar daha tutar. Yani bugün müzede asarı atikadan sayılmıyacak şekilde 50 okka kadar gümüş para vardır. Ayrıca koleksiyondan artmış 306 mükerrer İşlâm parası, 8527 Or manlı altını ve 8 Osmanlı madal- yasile 24743 İslâm, 11168 Osmanlı glhııü' parası ve 78 gümüş ma- dalya Ayrıca da 1516 mükerrer gayrı islâmi altın 32245 gümüş pa e tamamen bozuk ve istifade edilemiyecek gayrı is- lâm! gümüş meskükât vardır. Müzedeki paralar tasnif edil- dikten sonra beynelmilel şöhreti haiz mühim defineler de bulun- muştur. 1313 te Ergani'de maden kasabasında 1799 altın, 1078 gü- müş para, 1315 te Bağdat'ta 1135 kaymetli mogol paramı ve yine ayni senede Bağdat'ta ve Dicle kenarında 12400 adet altını ihtiva eden zengin bir define bulundu. 1317 senesinde Bağdat'ın karşısındaki(Tekiye) denilen yerde de mühim bir define keşfedildi. İki sene evvel Büyükadada'da 220 kadar çok kıymetli kadim Yunan altını ve geçen sene Kü- githane civarında mühim bir de- fine ile daha birçok paralar bulunarak müzeye nakledilmiştir. Maliye Vekâleti, müzede şim- diye kadar toplanan ve torbalar içinde muhafaza edilen bozuk ve mükerrer olması itibarile tarihi hiçbir kıymeti olmıyan bu gümüş- lerden de pekalâ istifade edebilir. vardır. Mühendis Ve Dişçi Mekteplerinin İlgasını İstıyorlar (Baştarafı Hinel —:n(ııh ) derslerin Mühendis mektebi tale- besine de Darülfünunda okutul- ması - İâzımgoldiğini bildirmiştir. Mühendis mektebi ise Vekâlete verdiği cevapta, bu hususta muh- telif memleketlerde tatbik edilen usulleri saymış ve karar verilme- sini Vekâlete bırakmıştır. Biz bu hususta tahkikat ya- parken Darülfünun riyaziye ve tabiiye zümreleri müderrislerile konuştuk. Bu müderrisler Mü- hendis mektebinin tamamen ilga edilerek bu vazifenin darüilfOnuna devredilmesi fikrini ileri sürüyor- lar. Bu mesele hakkında Fen Fakültesi riyaziye müderrislerin- den Hüsnü Hamit Bey diyor ki: *— Bizde Mühendis mektebi altı senedir. Dünyanın hiçbir ye- rinde lise tahsilinden sonra altı senelik bir yüksek tahsil yoktur. Bizim Mühendis mektebinde tah- sil devresi çok uzundur. Bundan başka bu mektebin darülfünun- dan ayrı bir teşekkül olarak ya- şaması da doğru değildir. Mü- hendisleri darlilfünunun fen fa- kültesi yetiştirmelidir. Mühendis mektebinin ilga ve darülfünuna ilhık suretile bir hayli tasarruf ta ış olacaktır. ,, Meıolı bakkında fen fakül- tesi reisi müderris Mustafa Hakkı Bey de şunları söylemektedir : — Mühendis mektebinde oku- nan fizik, kimya, tabiiye ve ri- yaziye ereslerinin darlilfünunda okunan ayni derslerle birleştiri- lerek Mühendis mektebi talebe- sinin bu dersi>ri darülfünunda takip etmeleri hakkında bütçe encümeni tarafından ileri sürülen noktai nazar hakkında Maarif Vekâleti fikrimizi sordu. Encü- menin noktai mazarına İştirak ettik. Mühendis mektebinin da- rülfünuna ilhakı hakkındaki fik- rimi soruyorsunuz ? Mühendis mektebi darülfünuna ilbak edil- melidir. Bizim teknik şubeleri- mizde pekalâ mühendis yutişe- bilir. Esascn yetiştirdiğimiz elek- i ) trik ve makine mühendisleri mu- vaffak oluyorlar. Profesör Malş raporunda tıp Fakültesinden ayrı bir dişçi mektebine lüzum gör- memişti. Bunun gibi darülfünun- dan ayrı bir mühendis. mekte- bine de lüzum olmadığı kanan- tindeyim. Diş tabiplerini tıp fa- kültesi pekalâ yetiştirebilir. ,, İçki Yasağı Amerika İçin 100 Milyon Şişe Şarap Hazırlandı Amerikadca kaçak içki mücade- lesine alt temsili bir resim Amerikada yapılan son İnti- hap neticesinde içki yasağının yakında kısmen, ileride tamamen kalkması çok kuvvetli -olmakla beraber yasağın tatbikine memur teşkilât, bütün şiddetile vazifesini yapmakta devam ediyor. Tutulan istatistiklere göre, bu yüzden mahkemelerin ayda hükmettikleri hapis cezası yekünu 1500 seneyl bulmaktadır. Yine bu istatistik- lerin tahmin! olarak - verdiği- ra- kamlara göre ayda bülün Ame- rikaya gizli olarak giren alkollü içkilerin miktarı 2 milyon litreyi geçmektedir. Amerikaya — civar memleketlerde ise, içkl yasağı kalkar kalkmarz memlekete gir- mek için hazır Lutulan 100 mülyoa yİşe şarap bık'.ııııku&_ı.*