insanların pek sudan oldukları anlaşılıyor! YAPILAN SON KESŞİFLERE GORE: Dünyada tam 1329 cins temiz su vardır ve insanların yüzde sekseni sudur .Su deyip de geçmeyin bu bahis şimdi en büyük kimya lâboratuvarlarını giroştiran çok karışık bir meseledir Solda: Hayatın henüz teşekkül et» meğe başladığı çağlardaki düny yı gösteren bu tab» lo şimdi Şikago te rihi tabii müzesin dedir. Insan oğlunun tekâmülü birçok bil ginlere göre yavaş deği!, fakat hızlı atlamalarla olmuştur, Suya dair e © lan yeni keşifler ise silların tabiatir daki değişikliklerin ilk ötalarımızı değiştirmiş olduğunu meydana koy& viii caktır, Bası bilginlerin iddiasına göre İlk atalarımız böyle yarı maymun şeklin deydiler. Son tetkiklerden anlaşıldığma göre 1929 cins temiz su vardır ve bunların her birisinin içenler üze- rinde tesirleri ayrı ayrıdır. Bir bar| dal su bir çok cinslerin bir araya karışmasını temsil eder. Bu cinsle-| rin sayısı da muhtelif yerlere ve| hatta ayni çeşmeden alındığı ze-| mana göre değişir. Buz kutusunua | ve kahve cezvesindeki suların ha-| yatm muhtelif seyirleri üzerince| Ayrı ayrı tesir yaptığı meydana çık gmıştır. İnsan oğullarmın vücudü yüzde seksen su olduğundan mütebak' yüzde yirmisi de bu suyu içind. tutmak ve kontrol etmek için küp, sarnıç, tulumba ve borular dan ibarettir. Yakın zamanalra kadar her| damla suyun öteki damlaya ber- zediği sanılırdı. Talebelere suyun H 20 olduğu yani su “Molekül, le rinin iki atom hidrojenle bir atom oksijenden ibaret bulunduğu öğ - retilirdi. Atomlarla moleküller is ter buhardan çıkarılsın veyahut ku tupta 10.000 yıldan beri donmuş buzdan eritilmiş olsun bir damla #u da ayni olması lâzımdır. Böyle olmakla beraber içtiğimiz sular 1329 ayrı ayrı cinstir. Su, kendisini içen hayvan veya-! hut nebata göre hayati ehemmiye- | i , | , i Buz çağlarında hayvanların buzdan kaçmasını gösteren but tablo meshur Amerikan artisti Çarls. Kinght'in « lup Nevyork müzesindesir. Bildiğimiz âdi ve temiz su bir sar- nca konacak olursa, kabın her tarafında ayrıdır. Eğer sarnıç taksim edilip de ye rısı dondurulur, diğer yarısı ise kir litlenerek âdi suhunet derecesinde | tutulursa suyun karakteri ayrı kalır. l ti haiz huylar almaktadır. Bir tenekeyi içecek su ile dol - durunuz. Bu tenekenin içindeki suyun yarısı 20 yahut 25 yıl bir buz kabı hallinde, diğer yarısı da su halinde muhafaza edildikten sonra eritilince buz olmadan evvel ne kadar temizse yine ayni olma » lıdır. Nitekim ikinci yarı parçaf- bu kadar zamandır beklediğinden Fakat dondurulan su 20, 25 yl sonra eritilir ve diğer kısım da te| rakölm eden pislikleri temizlemek (hafif, orta, ağır ve tam ağır olarak üç sınıfa ayrılmıştır. için kaynatılırsa bu suların karak teri değişir, dolayı topladığı kirlerden temiz- i lenmek için tebahhur etirilir ya | hut takdir olunursa, öteki yarı ka-| İ dar temiz olmalı değil mi? Yapılan tecrübeler bunun aksi- ni göstermiştir. Meselâ yeni tak - tr edilen parçadan içen nebat ve hayvanların üzerinde yavaşlatıcı! bir tesir hasıl olmakta, hatta has- talık bile görülmektedir. Daha iyi si buzdan erimiş su içmektir. Hat- ta böyle sulara “kuvvet verici,, de denmektedir. Ancak bu gibi sular insan vü- cuduna kuvvet verdiği gibi içinde bulunan mikroplara da kuvvet ve- rebileceğinden insan verem basil- lerile Pnömokokun denilen zattü- rüe mikropları gibi halk düşman- larını hiç de içmek istemez değil mi? Bazan kaynaklarm büyük şifa hassalarından bahsedilip durulur; fakat busular lâboratuvarlarda şekkildir. Vasat bir insan aşağı yukarı 46 litre sudur. Göpdenin ge PE riye kalan yüzde yirmisi ise sarnıç 3 ve fulumba vazifesini gören &za b i le bu suyu nakledecek borulardır. ağırlıklarda oldukla- Jr keşfetmişti. Bu “keşiften sonra Hid » rojen ve oksijenler muayene edilince bildiğimiz adi sudan başka bir şey omadıklları meydana çıkar. İşte bunun içindir ki kimyakerlere filân kaynağın vücuda girdikten sonra alacağı şekli değil, fakat içine girmiş olan manasız birtakım zereleri ara- maktadır. Geçen yıl Nobel mükâfatını al- mış olan profesör Ürey Hidrojen İ tup sularını tercih etmekte ve ora» mey s4) Sağda: a ç Sğ sanlar yüzde eğ seksen ayrı A ayrı sular - dan mite - Suyun en basit şekli talebelere öğretilen H 20 terkibindedir, — kat yukarıda da dediğimiz gibi muhtelif ağırlıkta hidrojenle oksi- jenlerin kombinezonları bu bir tek terkipten başka 18cins terkip daha ortaya koymaktadır, Amerikanm komubiya ve Yale Üniversitelerinde Fizik ve Kimya Jaburatuvarları bu yeni keşifleri tasnif ettikten sonra yeni nazari- yeleri kurmağa o çelşmaktadırlar. Amerikalı profesör doktor T. Cunliffe Barmes, su halinde buhar İa buzdan hasıl olmuş muhtelif suların hayvan ve nebat üstünde muhtelif tesirleri uzun uzadıya tetkik ettikten sonra buzdan hasıl olan suyun bütün canlı mahlüklar üstünde kuvvetli bir muharrik te- siri yapmakta olduğunu görmüş- tür. Bunun da pratik bir izahı Şimal ve Cenub kutuplarının 80 - ğuk sularında yaşamakta olan sa- yısız küçük mikroskopikn nebat - lardır. Bu mıntakalarm deni” men hemen buz soğukluğundadır. Güneş ışığı sıcak bölgelerin deniz- lerinde olduğundan daha azdır.| Buna rağmen milyarlarca şiirde! kopik nebat daha soğuk olan ku- larda üremektedir. İşte doktor Barnes de bu nebat-, ların Kutuplar denizlerinde üre »' vardı; hâvanın bu tebehhür eden sular denizler, e ka su kitlelerine pek çok di dü, bu tebehhür eden suyu” ve bir tek cins olduğunu kabul edebiliriz. Şu da muhakkaktır ki kü tarihinin bazı çağlarmda * şaşılacak bir hızla yürüye” l kısa jeolojik devrelerde yeni iy mahlüklardan bütün grupl8” da getirmiştir. yi Suyun dünyada ne eyer him bir rol oynamakta el bilmek için büyük bir kafa “yaf gin bir bilgiye lüzum yoktur. memleketlerde ve yl yağmadı, her tarafı km lik ve pahalılık sıkmtısı Yine bazı yerlerde de yaf fazla yağdığı için seller vu ri; binaları, şoseleri ve hatts di Islardan toprakları söküP dü. İnsan vücudünün özü #U ol eri gibi görebilmek için bile göl su olması lâzımdır. Sağır! ni olmak için iç kulakta #“ a9” malıdır. Makineler nasıl t sa mafsallarımızın işliyebi çin de beyin bir su mabılülu Wp yüzmektedir. Eğer bu #0 Li lacak olursa beyin der ölür. »*