—., İl SONTEŞRİN — 1545 BARBAROSTA| e Tefrika numarası : 62 Yazan:(Vâ- Nü) Prens, Hızırın kızını göstererek sordu" “Nasıl bu çocuk bana benziyor mu ?,, doçan kısımların hulâsası Seyahatten avdet eden Kont dAmbro zenci ile konuşuyor. Onunla ortak olmak istiyor. | cinin gözleri testekerlek a i Siz, bu seyahatinizde şeytan: | kerik mı ettiniz?... Bu kadar İmez esrarı ancak iblis bilir... kin size ön söyledi? — Hızır, zahir, baba olduğunu ilüserek, bu son zamanda sa . koyuverdi... Sakalı da kızıla Yor. Tıbler kızının saçları ren » Ni Benzeyiş her cihetten, de - mi2... > Şimdi farkediyorum... Val - Prenses Lidya tıpatıp Hızıra iyor... Fakat, bu nasıl olur?.. ie Düşün, aklına gelmezse de > Playıp bul, Ramarama! Pren- Lidya, Hızırın buradan ayrıl 9 ay 10 gün sonra doğdu. ”> Aman yarabbi... hali Ve, o, burada ancak bir gece dı. —. Nİ Peki, nasıl oldu da buluşabil- 2. Sarayın içinde © dere “ağ, bir zaptırapt vardı... Bir ta- öğ, bir tarafa geçmek kabil de- > İlâhi Ramarama... Sen, © drape, Zübeydenin bile © iç saki kalmasına mâni olama- ğin başını yeisle iki yana sal- > Sahi... Sahi... Bir an düşündükten sonra: *g Peki amma, akşam üstü geç çe ve sabahleyin erkenden, ma "ti, Prensesi kendi dairesinde örmüşter... Maş K MM başından sonuna kadar nak anlatayım... 5» Şimdi artık bütün tablo, iki-|İl de gözleri önünde canlanır; ta “ME, zencinin bileğinden tut - >> Sen nasıl Zübeydeyi seviyor- . ben de Prensesi seviyorum... da, “ette, senin dikkatli gözün- tır, Mukadderatr w enine benziyor: Senin de, sevgililerimiz başka er- Kaklerde.. Ancak elele verdiğimiz m onlara sahip olabiliriz... E- Züi 9İ, ağımıza düşmüşlerdir... y Biydenin yüzü şişken ve bu şi- han irmek için derman ancak yr “3 manastırdayken Tunuslu kız iç . senindir... Ramarama nla, — da, Kontun eline sa- hi mi söylüyorsun? Buna var mı? ittifak edersen var. öyle heyecanlı harektler yap 7 nn görüp şüphelenir- 5 Peki. Bundan ne çıkar, Ramara - “nt d'Ambra, sarmaşık mace- | — Ben size ne gibi bir hizmette bulunabileceğim? — Onu da konuşuruz... Sen, hâr lâ başpapasla eskisi gibi dost mu- sun?... — Tabit.. —AlK.. Alâ... Babasının kızı! İçeri girdiler... Merasim merdiveninden yukarı çıkarak, doğruca Prensin dairesi- Be girdiler. Cilberto d'Albertino, bir koltur ğa oturmuş, önünde diz çöken bir asilzadenin kucağında tuttuğu bir kaç aylık mini mini çocuğu okşu- yordu. Eski müsahibini zörünce, fırla- dı, ayağa kalktı: — Gel, gel, aziz dostum! diye haykırdı. Geri döndüğünü haber aldım da yavrumu sana göstermek için getirttim... Bak... Bana benzi» yor, değilişni?:... Tıbler ben, değil mi?.. Kont, mutat reveransları yap- tıktan sonra, büyük bir hürmetle Prensin önünde eğildi: — Tıbkı, efendimiz! dedi — Nasılmış?... Nasılmış?... Etrafındakilere gururla baktı. — Bana benzediğini herkes söy lüyor... İşitiyorsunuz Ya... Musahiplerden biri, Kontla göz göze geldi: “— İnanma...,, demek istedi. Kont, bıyık altmdan gülerek sordu: — Demek ki, artık, odalarmızı birleştirdiniz, efendimiz? — Kek... mek... Dalkavukluğuyla tanmmış ber- ber ileri atrldr: — Odaların birleşmesine ne har cet... Prenses her gece, efendimi.| zin odasına gelir... Prens, rahat bir nefes aldı: — Öyle ya... Öyle ya..: Gecele- ri benim odama geldikten sonra ille ayni odada yatmamıza lüzum var mı? — Demek her gece geliyor? — Tabii, ben uyurken kapıyı a- çıyor, geliyor... Gördüklerim rüye değil, hakikattir demiyor muydum #ize?.. Nitekim, o Anadolu oyası ve kapının kapanması meselesin- de iş anlaşıldı! Arkadaşları, Prensin arkasına geçmişler, Konta “Tasdik et! Tas- dik et!,, minasmda başlarını sal İsyorlardı. Kont, gazaba ifğrama- mak için güllâbicilik etmekten baş ka çare olmadığını anladı. Her halde, şimdi de, o Albertino'nun bam teli buydu. — Prenses ne diyor, efendi - miz ? Arkadaşları, kafalariyle “Bra - vo! Bravol,, işaretini yaptılar. Kont, Prensin en ziyade istediği suali sormuştu! — Ne diyecek?... İlk önce, oda- ma geldiğini bile inkâr etti, “Belki bir kedi falan, oyamralarak oyna- ya oynaya oraya getirmiştir, siz rüya görmüşe benziyorsunuz!,, de di. “Peki, kapı nasıl kapandı?,, dedim. Kızardı. “Ne bileyim?...., dedi. Sonra, yavaş yavaş karnı sişmeğe başlayınca, o kahkahayla güldüm. “Haydi inköret baka-| İ!,, dedim. “O gece odana gel- miştim !,, diye gözlerini yere indir di... Hah, hah, hah.. (Devamı var) Bugün TURK Sinemasında WONDER BAR DOLORES DELRİO.AL JOLS O N RİKARDO CORTEZ İlâveten: İtfaiye töreni ve dünya haberleri. Mevduat için elverişli şartlar Para plasmanı için öğütler Kiralık Kasalar Bütün gün arasız açıktır Kızını ib fakat bu sıralarda kulağıma ka-| dar varan dedikodulardan, o ada- i mun bütün diğer insanlar gibi, ba» Bütün İstanbul en büyük filmlerinen büyüğünü görmeye koşuyor öldü- ren kadın i Madritte yirmi yedi yıl hapse mahküm oldu Madrid'den yazılıyor: Dona Aurora Podriguez bir anar şisttir ve dünyayı kendine mahsus| prensiplere göre düzeltmeğe niyet etmiştir. Dünyayı peşine takıp sü: rüklemek için fevkaljâde bir ço- cuk doğurmak istedi. Erkek ar- kadaşlarından birini bu harika ço- cuğa baba olarak seçli ve bir pa” pasın nikâh kıymasına hiç de lü. zum görmedi. Öokuz ay on gün sonra Dona Rodriguez dünyaya bir kız çocuğu doğurdu ve buna Hildegart adımı taktı. Çocuğun doğduğu günden iti- baren Dona Rodriguez onu istedi-! gi gibi yoğurmağa ve yetiştirmeğe| koyuldu. Beynini adamakıllı ge- liştirmek ve anormal bir biçimde büyümek için Hildgarta öyle ras- gele yemek verilmedi. Hususi bir perhize tâbi tutuldu. Perhizin bu! işte bir tesiri olup olmadığı müna- kaşa edilebilir; ancak çocuk fev- kalâde zekâ eseri göstererek bü- yüdü. Bilgiyi o kadar çabuk kavriyor- du ki, onun karşısında profesörler aciz kalıyorlardı. On yedi yaşına varmadan hukuk ( fakültesinden doktor payesini kazanmıştı. OOn sekiz yaşma vardığı zaman ise bir çok kitaplar yazmış ve üniversite nin felsefe ile tıb şubelerinden çık- mış bulunuyordu. Yazdığı kitaplar arasında bir de “Cinsiyet üzerine tahliller, var dır. Kız artık Madridli doktorla- rm kendisine bir şey öğretemiye- ceklerini iddia ederek, yalnız ba- şma siyasal ekonomi tetkiklerine başladı. Bu kız gerçekten bütün Madrid bilginlerini sorduğu sual- lerle karşısında bocalattı. Hildegart İspanyolların sosya- list partisine girdi ve buradaki fa- aliyetleri dolayısiyle kendisine “Kızıl Bakire,, lâkabı takıldı. Do- na Rodriguez kızının babasının i» deal bir adam olduğuna inanmış- yağı bir fani olduğunu anladı. Hildegart kadınlık çağma gir- meğe başlamıştı, Dona Rodriguez de bundan üzülüyordu. Babası J çalıştığını gördüğü için kızı elin- den kaçırmamak üzere öldürdüğü- nü söylemiştir. Muhakeme, bütün İspanyadı büyük bir heyecan ve merak uyan- dırmıştır. Kibar sınıfın kadınları, avukatlar ve doktorlar mahkeme salonlarını doldurmuşlardır. Sir « tında siyah ipekten bir rop, elinde beyaz eldivenler ve göğsünde ko caman bir beyaz kamalya ile Do na Rodriguez büyük bir soğuk kan ılık ve sükün göstererek bütün so- rulara ağır ağır ve pürüzsüz karşı- lıklar vermiştir. Ancak, müddeti umumi Hildegart'ın babasının da mahkemeye gelmiş olduğunu söy- lediği dakikada kadm büyük bir ieyecan ve asabiyet göstermiş ve Minun imkânı olamıyacağını çün- kü babanın birkaç ay evvel öldü. Zünü söylemiştir. Birçok şahitler Dona Rodrigu- ezin kızma çok kuvvetli sevgi bağ» larile bağlı olduğunu söylemişler. dir. Müdafaa avukatları da bu ka- drmm mesul tutulamıyacağını, çün kü katil esnasında çılgınlık nöbet- leri geçirdiğini iddia etmekle bs raber adli tıbla, bir çok doktorla bu iddiayı kabul etmemişlerdir. Mahkeme kadını suçlu bulrm's ve 27 sene hapse mahküm etmi; tir. Müddelumuminin gösterdiği bi çok kurnazlıklara rağmen kadına kızının babasının kim olduğu: bi türlü söyletilememiştir. KASTA DIVA Sinemaya Geliyor Naşit — Ertuğrul Sadi Şehzadebaşı TURAN Tiyatrosunda Bu gece S. 20,30 da HISSEI ŞAYIA Meşhur vodvil 3 perde Cumartesi: HAMLET Her tarafa tramvay. Telefon: 22127 Yarın akşam “Kırmızı Fer.er,, İstanbu! Belediyesi nın âdiliği yüzünden kızının böyl.| Şehir Tiyatrosu olacağından ve insan oğullarına! karşı vazifesini yapamıyacağın- dan korkuyordu. Kadın gittikçe aksileşmeğe ve ileri geri söylenmeğe, (o Hildegart da anasına karşı kızmağa başladı Hattâ bir âşk meselesi yüzünden anasını çılgına döndürdü. Bu sev- da işi de anayı e-lât katili yapan faciaya sebep oldu. Kızının kendi elinden uzaklaş makta olduğunu görei Dona Rod riguez, yarattığı nahlükun İskesiz kalmasına ancak bir çare bulduğu- na karar verdi. Kızıyla bir kır gezintisine' gitti ve bütün öğleden sonra tabanca atmak talimleri yaptı. Ertesi sa |; bah da tanyeri ağarmadan, karyo- lada hiç bir şeyden habersiz, mı: şıl mışıl uyuyan kızını üç kurşun- la öldürdü. | | Mahkemede İngiliz entellicens! | serisinin kızını kandırmağı uğ! raştığını ve bir İngiliz muharriri- nin de onu İngilterey? götürmeğe 10 da MM o ocuk Tiyatrosu N Saat 15 de ve LL akşam 20 de Saz, Caz HABER AKSAM POSTASI IDARE Ev i Istanbul Ankara Câddesi li Posta kutusu: İstanbul 214 Telgraf âdresi: istanbul HABER Yazı isleri talolonu « 24872 dâr6 ve nân 249 ABONE ŞARTLARI Türkiye Ecnebi 1a9p Ker. 2700 Kr. 730 , 1450 409 809 ıso 309 İLAN “TARİFESİ Ticaret ilanlarının satırı 12,50 Resmi mânlarım *0 kuruştur. Sahibi ve Neşriyat Müdürü: Hasan Rasim Us Basıldığı yer (VAKIT) matbaası Senelik 5 aylik 3 oyum * aylik