12 Mayıs 1936 CUMHURİYET Gürültü ile mücadele Her şeyden evvel içtimaî Selânikteki grev Atina Hükumet kâmilen Vefd ve Pîrçye de sirayet etti bir terbiye işidir fırkası erkânından Fakat bazı tedbirlerle sokak güriiltülerini azaltmak imkânları vardır Bu mücadelenin nekadar çok çeşidli, ne derece güç olduğunu bundan evvclki yazımda ortaya koymağa çalışmıştım. Satıcılar, araba, otomobil, tramvay, şimendifer, vapur gibi evin dışmdaki bütün gürültüleri sokak «gürültüsü» namı altında bir yere toplıyabiliriz. Konukomşunun hakkını ve rahatsızhğını düşünmeden gerek sabah çok erken ve gerek gcç evlerde ve apartımanlarda yapılan gürültülcri de «ev gürültüsü» diye ikinci bir kısma ayırmak mümkündür. Ev ve apartıman gibi mesken gürültüsü bir bakımdan içtimaî terbiye meselesi olduğu için bununla yapılacak mücadele aile kucağmdan başlıyarak mekteb sıralannda devam eden ve ömrümüzün nihayetine kadar bitmiyen cinstendir. Alınan ve alınacak olan neticeler pek tedricî olduğu icin kolayca farkına varılmaz. Gerek evlerde, gerek bürolarda olsun, yağlanmadığı için gıcırdıyan, iyi ve usulünde kapanmadığı için çarpıp vuran kapı gürültüsüne, belediye işe karışmadan da çare bulunabilir. Bütün evlerde, bü tün yazıhanelerde, ayni günde ve hep birden kapılar yağlansa ve yavaşça kapansa nasıl bir azabdan kurtulduğumuzu anlardık. Bu işkenceye neden şimdiye kadar katlandığımıza hayret ederdik. Bununla beraber sokak gürültüsile mücadele kısa zamanda ve bizim de hayret edeceğimiz neticeler verebilir. Bizi sabah erken erken rahatsız ve hasta eden münasebetsiz gürültüleri tamamile ortadan kaldırmak kabil değilse bu kadar erken başlamasının önüne geçmek için olsun pratik usuller bulunabilir. Merakla bu usullerin birkaç tanesini denedım. Ve pek garibdir, hemen hepsi iyi netice verdi. Benim yaptığımı yapan çokça olsa ve nihayet belediye de bu işe karışsa bir iki ay içinde büyük fark görülebileceği kanaatindeyim. Geçen sene tam yanıbaşımızda büyük bir apartıman yapıhyordu. Bilhassa ilkbahar ve yazın sabah saat ajtı, altı buçuktan sonra uyumak imkânı tamamile ortadan kalkmıştı. İsçiler saat altıdan itibaren toplan mağa başlar. Onların en hafif görüşmesi veya gülüsü oldukça ağır uykulara bile nihayet verebtfecek şekilde olduğu için böyle erken yüksek sesle konuşmamalarını rıca ettim. Yüzlerinde samımî bir hayret seçiliyordu. Ortalık tamamile ağarmış, güneş çıkmışken, «erken» sözünün ne demek olduğunu bir türlü anlıyamıyorlardı. Nahas Pş. Mısır kabinesini kurdu müteşekkildir Yunanistan gene kanştı Onun ve bunun hazineleri am dört yüz yıl oluyor; bir gün Diu hükümdan Bahadır Şaha Hindistanın ortalarından bir haber ulaştmldı, Babür oğlu Hümayunşahm Delhi Padişahı Sultan İskenderi sıkıştırmıya başladığı ve bu «kerî hareketin Diu mmtakasına kadar uzablacağı bildirileK, Sultan İskenderin Hümayunla başa çıkamıyacağını anlıyarak oğlu Prens Bürhaneddini yardım dilenmek üzere Istanbula yolladığı da aynca öğretildi. Bahadır Şah telâşa düştü, Istanbula bir elçi göndermekle beraber ne olur, ne olmaz diyerek ve ak akçenin kara gün için olduğunu düşünerek bütün hazinelerini develere yükletti, hiçbir hırsızın el uzatamıyacağı bir yerde, Kâbede saklanılmak ricasile Mekke Emirine gönderdi. Bu hazine şimdiki Hind racalannın ve mihracelerinin eşlerini rüyada bile görmedikleri elmaslardan, zümrüdlerdön, incilerden ve bir çok ta altın külçeden mürekkeb olup tam üç yüz sandık dolduuyordu. Delhi ve Diu hükümdarlarının elçilerini, milyonlar değerinde armağanlannı memnuniyetle kabul eden Kanunî Sultan Süleyman, İstanbuldan Hindistana donanmalar gönderdi, o kıt'anın iç taraflarında değil, kıyılannda Osmanlı hakimiyetini kurmıya ve Portekizlileri koğmıya çalıştı, yol uzunluğuna karışan çesjd çeşid sebebler bu teşebbüsleri hep akamete mahkum etti, fakat Bahadır Sahın ölmesi üzerine Mekkede bulunan üç yüz sandıklık hazineye vazıyed edilmekte hiçbir güçlük görülmedi. Osmanlı Padişahı, kendini Bahadınn varisi saymış ve onun hazinelerini Topkapı sarayına taşıttırmıştı. Zehirli gazlere Habeşli göğsünün de, Milletler Cemiyeti kalkanının da dayanamıyacağını yüz yirmi bin kurban verdikten sonra anlayıp selâmetin yurd dışında bulunacağma kanaat getiren Imparator, pek acele davranmakla beraber yalnız kıunızı şemsiyesini alarak savuşmamış. Gazetelerin yazdığma bakılırsa (9) ton ağırlığında yüz elli sekiz sandık dolusu bir hazine de götürmüş.. Sandığa sepete giremediğı ıçın tahtının şerefiai Adis Ababada bırakan hükümdann şu dokuz tonluk hazinesine mukadder olan akıbet acaba nedir?.. Ben, Bahadır Şahın Mekkeye yolladığı sandıklann geçirdiği maceranın bu soruya da cevab olabileceğini sanryo Kahire 11 (A. A.) Nahas Paşa, tamamile Vefd fırkası mensubların dan mürekkeb o Ian kabinesini teş kil etmiştir. Ken disi Başvekâletle Sıhhiye ve Dahili ye nazırlıklarını üzerine almıştır. Maliye nazırlığı Makrambeidin uh Yeni Mısır Başvedesine verilmiş, Ha kili Nahas Paşa riciye nazırlığına Vasıf Paşa Luabi, Harbiye ve Bahriye nazırlıklarına Ali Paşa Fehmi, Adliye nazırlığına Mahmud Bey ve Ticaret nazırlığma Abdüsselâm Bey getirilmiştir. Londra 11 (Hususî) Prens Meh med Ali Paşa Niyabet meclisi riyasetine, eski Başvekil Nesim Paşa da Âyar meclisi riyasetine seçimlişlerdir. Yunan Adliye Nazırı istifa etti IBaş tarafı 1 inct sahijedel Atinada, Pirede polisle asker kuvvetçalışıyor. Greve iştirak eden Selânik U leri silâh başmda bulunuyorlar. Hüku niversitesi, maarifin emrile müddetsiz ka metin örfî idare ilân etmesi kuvvetle şapatıldı. yidir. T Diktatörlük isteniyor Eski muharibler, hâdiselenn yabancı propagandalar tesirile çıktığından, Ma kedonya asayişini korumak için hükumete yardıma karar verdiler ve Başvekil M. Metaksasa bir telgraf çekerek millî varlığı kurtarmak için hemen diktatörlük ilânını istediler. Metaksasa, bazı dost Ian askerin asayişi korumağa kâfi gelmiyeceği endişesini gösterdiler. Metaksas, askerin kuvvetini hiç kimsenin sarsamıyacağını bildirdi. Selânik lıberal kulübünden, askerin grevcilere muzaheret ettiği hakkında telgraf çekildiği haberini tekzib etti. RE$AD Hükumet amelenin isteklerini kabul ediyor Atina \ 1 (Hususî muhabirimizden, telefonla) Öğrendiğime göre hüku met amelenin metalibatını haklı bulmaktadır. Bunların tervic edileceği ümid e diliyor. Şimdi tüccarlarla amelenin ara Ian bulunmağa çalışılıyor. Selânik limamna dört muhrib gönderildi Atina 11 (Hususî) Selânik grevinin son aldîğı vaziyet üzerine endişeye düşen hükumet, Selânik limanına dört muhrib gönderdiği gibi Larisa kolordusu süvari kıt'alannı da göndermiştir. Şimdiye kadar alınan. tedbirler kâfi görülmiyerek bugün de fevkalâde askerî tedbirler alınmıştır. Sofulisin beyanatı Bir Türk ustası Atatürkün mermerden heykelini yaptı Sofulis beyanatta bulunarak dedi ki: « Grev, komünistler tarafından çıkarılmamıştır. Devletin temellerini sarsan bu kanlı hâdiselerin mes'uliyeti hükumet memurlarına aiddir. Selânik polis ve jandarma kumandanları vazifelerinden uzaklastırılmalıdırlar.» Pirede polisleri taşladılar Atina 11 (Hususî) Pirenin tütün grevcileri dün Nea Kokimiyada polislere tecavüz ederek taşlamışlardır. Birkaç polisle bir korniser yaralanmış, hâdise bastınlmıştır. Atina î 1 (Hususî) Evvlki gün jandarma ile yaptıklan çarpışmalarda ölen amelenin cenaze merasimi dün yapılmıştır. Ağır yaralı olanlardan dört kişi daha ölmüş olduğundan dün cenaze merasimi yapılan işçilerin adedi / 12 idi. Bunlardan üçü Yahudidir. Cenazeleri binlerce işçi takib etmiştir. Cenazeye iştirak edenler mezardan döndükten sonra Beyaz kuleden Hürriyet maydanına kadar dayanan sahada elli bin kişinin iştirakile büyük bir miting yapmışlardır. Mitingciler ellerinde kırmızı, siyah bayraklarla Üçüncü Enternasyonal marşmı löylemekte ve askeri alkışlamaktaydı. Birçok hatibler söz söyle dikten sonra: 1 Hükumetin istifası, ...c. . 2 Selânik jandarma kumandanının azil ve tecziyesi, 3 Muallâkta bulunan işçilerin bütün meselelerinin hemen halledilmesini hükumete ve parti liderlerine bildirmiş lerdir. Askerin aldığı pek şiddetli tedbirler neticesinde mintig esnasında hiçbir hâdise zuhur etmemiş ve toplanan binlerce ahali ve işçi sükunetle dağılmıştır. Selânik hâlâ ölü bir şehir manzarasını göstermektedir. Şehrin ekmek ve elektrik ihtiyacı temin edilmiştir. Selânik ahalisi umumiyetle grevcile re sempati göstermektedir. Pire ve Atinada da grev başladı Saat yedi olunca, elde balta, çekiç, keser, testere, inşaat gürültüsü «resmen» baslar. Bunun önüne geçmek, işçilerin çalışma müddeti meselesine dokunduğu için çok müskül oldu. Bununla beraber inşaatı idare eden genc Türk mühendisi ameleyi saat yediden sekize kadar nisbeten gürültü çıkarmıyan işlerde çalıştırmak Bütün bu ev, mesken, büro gibi «iç suretile buna da çare buldu. Demek ki, belediye tarafından inşaat gürültüler» ortadan kalkınca sokaktaki «dış gürültüler» daha ziyade dikkatimizi müteahhidlerine yapılacak tamimler ve celbederdi ve çaresine bakmağa koşar arada bir icra edilecek kontrollarla bu yüzden çektiğimiz rahatsızlıklar ortadan dık. Görülüyor ki gürültü ile mücadele me kalkabileccktir. Satıcıların bağırmasına gelince, bu selesi, herşeyden evvel telkin ve ter biye ile başlıyarak «gürültüsüz» yaşa başlıbaşma bir meseledir. Matbuat, hü .mak itiyadını edinmekle bitecektir. kumet, belediye seferber halde buhonla Bu itiyad taammüm ettikçe mücadele o nekadar mücadele etsek yeridir. Tamamıle manasız olan bu kapı gü rültüsü ortadan kalksa boş yere yüksek sesle konuştuğumuzun farkına varırdık. Bunun da önüne geçince lüzumsuz yere sert adımlarla yürüdüğümüzü, bilhassa merdivenleri inerken ve çıkarken fazla gürültü ettiğimizi kendimiz de kabul ederdik. nisbette kolaylaşacaktır. Bugün Pirede ve Atinada otomobil grevi kısmen yapıldı. Pirede taşçılar, tütüncüler, dikişçiler ve kunduracılar grev ilân ettiler. Pirede muhtelif küçük bazı hâdiseler oldu. Birkac amele vakalandı. 500 Universiteli grev ilân etti Bu sabah sol fıkirlı 500 Universıte talebesi fakültelerde toplandılar ve grev yapmağa karar verdiler. Talebenin ek serıyetı bu karara katılmasalar da, sol talebeler, Selânikteki vaziyeti şiddet e protesto etmek için Başvekâlete yürüdüler. Yollarda «yaşasın Makedonya, katiller kahrolsun» diye bağırdılar. Talebeye bazı ameleler de katıldılar. Polis yetişerek kafileyi durdurdu. Talebe tekrar Üniversiteye dönerek birçok hâdiseler yaptılar. Dersleri kestirdiler. Üniversite reisi talebeyi teskine çalışdıysa da müfrit sol talebeler grevde ısrar et tiler. San'atkâr Rızanın yaptığı Atatürk heykeli Adliye Nazırı iatifa etti Adliye Nazırı istifa etti. Dahiliye Nazırı adliye işlerini de idare. edecek. Hükumet, fınncı, şimendifer, liman ve tramvay işçilerini askere alma hazır lığı yapmaktadır. Bu sınıfların askere alınmasına başlanırsa, umumî grev şidde tini kaybedecektir. Bugünkü Atina hâ diselerinde iki amele ve bir polis yara landı. Izmir (Hususî) Tirede taşçılık san'atı ile uğraşan Rıaz namında genc bir Türk san'atkârı, aylarca çalıştıktan sonra Atatürkün mermerden bir büs tünü hazırlamağa muvaffak olmuştur. Çok az noksanlı olan bu eser, salâhiyetrum. tarlar tarafından büyük takdirlerle M. TURHAN TAN karşılanmıştır. Çünkü mermcr üzerin de ve ancak bir fotoğrafa bakarak vü örfi idare ilân edilmesi ihtimali var cude getirılmiş olduğu için hem yük ADLtYEDE Başvekil Metaksas, sarayda Krala son sek bir kabiliyete, hem de uzun ve çePolis müfettişi beraet etti tin bir mesaiye ihtiyac görülmektedir. vaziyeti izah etti. Kral, son hâdiseler dolayısile, Trakyada yapacağı seyahatten Sofoklis adında bir adamı dövmekten San'atkâr, ilk tecrübesinin verdiği muvaffakiyetle yeni bir heykel yapmak vazgeçti. suçlu polis müfettişlerinden Mehmed Aiçin hazırlanmaktadır. İlk eserini satın li hakkındaki davaya dün de Ağırceza almak için bir teklif yapılmış ve genc mahkemesinde bakılmış ve suç varid gösan'atkâr, yardıma muhtac olmasına rülmediği için Mehmed Alinin beraetine rağmen teklifi reddetmiştir. karar verilmiştir. Kendisi İzmir Sultanisinde okumuş, Kaçakçı fabrikatör mahkum mektebi bitirmek üzere iken, hayata atılmak zaruretinde kalmış ve taşçılığı oldu Anneler Birliğinin diinkü toplantısında bulunanlar meslek edinmiştir. Resimde istidadı ve Avrupadan 22 kilo kaçak çanta kilisanayii nefiseye karşı büyük kabiliyeti Çocuk Esırgeme Kurumu Anneler Bır tevzi edilmiştir. di ve levazımatı ithal ederken gümrük Birliğin senelik hâsılatı olan 599 lira vardır. Fakat bir san'at tahsili ve etüdü liği dün Kurumun merkez binasında topmemurlan tarafından cürmü meşhud hayapamamış, Akademi görmemiştir. Bulanarak senelik kongresini akdetmiştir. nın 416 lirası ile 343 fakir ve gebe anne na rağmen böyle bir eserde muvaffak linde yakalanan ve sekiz numaralı İhtıye kundak verilmiştir. sas mahkemesine sevkedilen Hans BenuKongreyi eski idare reisi Fatma Atıf oluşu, takdire değer. va isminde bir çanta fabrikatoru dün altı Eski idare heyetinin hesablannı tet ^m ı • açmıştır. Kongre divanı riyasetine îbraay hapisle 72 lira para cezasına mahkum kik için 3 kişiden mürekkeb bir murakabe Anvers konsolosumuzun him Sabir, kâtibliklere de Baha ve Raedilmiş ve tevkif olunarak hapisaneye tib Türkoğlu seçilmişlerdir. Eski idare heyeti seçilmiş ve neticede hesablann cenazesi gönderilmiştir. heyeti azalanndan Mahfuze senelik ça sıhhati heyeti umumiyeye arzedilmiştir. Anverste vefat etmiş olan konsolosu/ Bir eroinci yakalandı lışma raporunu okumuş ve heyeti umumi Bundan sonra dilekler faslına geçilmiş ve muz Münir İbrahimin cenazesi İstan • Üsküdarda Eroin sattığı haber ali yece aynen kabul edilmiştir. Okunan bu neticede idare heyeti şu suretle seçilmiş bula getirilmiştir. Çarşamba günü öğ Inebolu (Hususî) Halkevi GüzelSan'atlar kolu tarafından teşkil edilen nan Salâhaddin nammda biri yakalan le üzerei Beşiktaş Sinanpaşa camisin bando şehrimiz için iftihar edilecek bir hale gelmiştir. Hâlen mevcud olan kad mış, üzerinde 15 paket kadar afyon, ve rapora nazaran, Anneler Birliği tarafın tir: rosu çoğaltılmak için büyük bir gayretle çahşılmaktadır. Gönderdiğim resim esrar bulunmuştur. Salâhaddin hakkında Mahfuze, Fatma Atıf, Safinaz, Me de namazı kılmarak Yahyaefendi tür dan bir sene zarfında 400 fakir yavru Halkevi bando takımını bir merasimde göstermektedir. adlî tajcibata başlanmıştır. besine defnedilecektir. giydirilmiş, 100 çocuğa da her gün süt lek, Zekâvet, Hakkiye ve Naiîe. Hasta iyice kendine geldiği zaman Kendimi attım? dü, ceketini çıkardı ve pantalonunu aşağı dılar. Vücudünü ovmağa devam ediyorCumhuriyetin tefrikası: 1 gözlerini açtı ve anlayışlı bakışlarla etKomiserin sesi alçaldı ve yumuşadı. sıyırdıktan sonra, tereddüd içinde bulu lardı. Ne iştesin? Cesedde nefes alma gayretine benzer rafına baktı. Polisi ve kendisine kurtulnan gence, rumca: duğunu haber veren doktoru görünce Hasta cevab vermedi. • Parmağmı ağzına sok, dilinin üs bir hareket görüldü. îhtiyar balıkçı: Niçin attm kendini suya? Ellerinizi karnınm üstünden çekin! yüzünü buruşturmuştu. Bir şey söylemek tüne bastır! Emrini verdi. istedi, biraz yukarı doğru kaldırmaya çaHasta içini çekti. Dudağının bir uGenc balıkçı bunu yapamadı. Kımıl Emrini verdi. lıştığı başı yastığa düştü. Derin bir nefes cunda% gözünün altına doğru bir çizği Cesedin boğazında bir hırıltı duyuldamıyordu. O vakit yaşhsı kadavranın sıçramıştı. avurdlarına basarak ağzını araladıktan muştu. Ağzmdan ve burnundan köpük almıştı ve hemen uyumaya başladı. Yazan : Server Bedi îki saat kadar sonra gözlerini açtığı Ablam var, dedi, kimsem yok sonra, parmağmı içeri soktu, cesedin bo ler gelmeğe başladı. ihtiyar balıkçı tekrar parmağmı boğazına sokarak cesedi zaman oda karanlıktı ve etrafta kimseler başka. lşsizim. Ablam hasta. uzatmak istedi, sonra vazgeçerek, tek ğazına doğru götürdü, vücudünü sağdan 1 Şadi mi dedin, senin adın? Marmara bir insan cesedi götürüyor. rar batmak üzere olan kadavra hizasın hafifçe öne doğru çevirerek ve başını kusturdu. Bu ikinci boşahştan sonra göğ yoktu. Evet. Haykırdı. Böyle zamanlarda, onun bir adamı emri dan kollarını suya daldırdı, geniş avuç aşağı eğerek parmak hareketini tekrar sü inip kalkıyordu. Çocuklar: Çok geçmeden elektrik yanmıştı. KarKomiser polislere ifadesinin alınmasım «Nefes alıyor!» diye bağırdılar. larile cesedi rastgele iki yerinden yaka ladı. Bir miktar su boşanmıştı. Sonra altma aldığını biliyormuş gibi resmî ve Polis geldiği zaman cesed iyice nefes şısmda bir polis. Sonra bir, bir daha. emretti. iki parmağının arasına cesedin dilini alaladı. Çok su yuttuğu için onu yukan çeazametli bir duruşu vardır. Hasta gözlerini kapamıştı. Kendini ahyordu. Gözleri bir iki defa açılıp ka Arkadan komiser içeri girdi ve karyolaAkşam. Su yutarak şişmiş kadavra, kemiyeceğini anlamıştı. Fakat bırakmı rak birkaç defa çekti. Samatyadan denize attığı andan geriye ya yaklaştı: Yenikapı kahvelerinde hâdise çabuk pandı. denizin soğuk menekşesi üstünde ağır ağır yordu. Etrafa baktı ve biraz uzakta gidoğru giderek sabahki uyanışını da ha Kendine geldin mi? diye sordu. * * * kıyıya doğru geliyor. Güneş batmak üze den bir kayığa ikisi rumca ve biri türkçe d^yulmuştu. Biraz sonra cesedin etrafını Hasta doğrulmak istiyordu ve iki po tırladı. Onu, seslenerek ablası uyandırHastaneye götürecek vasıta bulama balıkçılar ve çocuklar sardı. Yaşlı adam re. Fakat cesed daha evvel bath; sonra, üç defa haykırdı. Gelen kayıkta iki kişi vardı. Öyle iken, hâlâ cesedin dilini çekiyordu. Etrafında dıkları için hastayı karakolda nöbetçi lisin yardımile buna muvaffak olduktan mıştı. Fakat odada sesi var, kendisi kıyıya daha yakın bir noktada göründü ve tekme yemiş gibi yüzükoyun döndü. bir manda leşi kaldırıyormuş gibi, cesedi kilere bir battaniye bulmalarını söyledi karyolasına yatırdılar. Belediye doktoru sonra, isticvaba hazır olduğunu hissetti yoktu. Şadi biraz dikkat edince, geceıeyin karyolanın topuzuna acele astığı ve zorlukla ikinci kayığa çektiler ve onun ve çocukları kovdu. Fakat uzaklaşan ka geldi, bir türlü iyi nefes alamıyan ve ren canlı bakışlarım komisere dikti. Batıp çıkıyordu. sonradan yere düşen gömleği ablasının Adın ne? labalık tekrar yaklaşıyordu. İhtiyar ba kendini sık sık kaybeden hastanın ağzma Kayığını biraz evvel kıyıya çeken bir zayıf bir adam olduğunu gördüler. oradan kaldırmak için iğilmis olduğunu Şadi. balıkçı onu gördü. İnsan cesedi olduğuKıyıya ilkönce birinci balıkçı atladı ve lıkçı gencine cesedin kollarını hareket et melisa suyu akıttı, bir enjeksiyon yaptı, Suya kazaen mi düştün? (Kaze görmüştü. Fakat onun ayağa kalkışını v tirmesini emretti. Öteki balıkçılar da yar vücudünün üstünden içi sıcak su dolu bir nu farkeder etmez, bir hamlede kayığı polis* koştu. İkinci kayıktakiler cesedi kını tekrar denize itti. Içine atlamış ve kü yıya çikrarak arkaüstü yatırmışlardı. dım ediyorlardı. Battaniye geldi. Cesedi lâstik torba geçirdi ve yarım saat kadar en gibi telâffuz ediyordu), kendini mi yüzünün renğini daha iyi habrlryor. [Arkası vo attın> reklere sanlmıştı. Cesede evvelâ kancayı Yaşhsı hen«n cwedin düğmelerini çoz soydular ve içine yaürarak sımsıkı sar başında bekledi. V. BIRSON Anneler Birliğinin senelik kongresi Inebolu Halkevinin bando takımı SERSERI