2 Camhurîyei '• 31 Mayıs l933 yazan. MARTA MAK KENNA îki Yiiz 46 Şehir ve memleket haberleri Çevıren: ABİDİN DAVER Siyasî icmal Cenevrede bir şekil daha: Deniz silâhlarının tahdidi Sflâhlari barakma konferansî, he nüz kanşık ve müskül olan kara silâhlannı tahdit mes'elesmi halletmeden bü yük devletleri ötedenberi ağır masraf • lara, rekabete ve dehşetli harplere sü • rüklfyen deniz silâhlan met'elesi 3e uğraşmak tehlikesi karsısmda kalmıshr. Bu tehlike, tngiliz plânnun bahrt silshlara ait kısmmın umumî korrvitede ilk krraab" esnasmda kendisini göstermiştir. tncriliz plâru bu işi pek basit bir surette he"etmek istemiştir: i Uç büyük deniz devleti tngiltere, Amerika ve Japonyaya ait deniz kuv vetlermm yekun hacmi ve silâhlarmın çapı hakkında Londra deniz mukavelenamesinde vazolunan tahdidat bu mu kavelenJn inktzası tarihine yani 1936 sen^sine kadar mahfuz kaiacak, Fransa ile ttalya dahi bu mukaveleye girmeie davet edi'ecekler, diğer deniz devletleri stmdik» kuvvetlerini ve silâhlarmı muhafaza edeceklerdir. Ang^oSakson devletîeri deniz sîlâhlarma ah meselede dahi aralarmdaki birligi mııhafar^ etmMerdir. Fakat di fcer büyük ve küçük devletler, kara si Iâhlan esasmdan değistirildiği, Ü > ve Jn tahdit suretile vâsi mikyasta azaltiidığı bir strada den|z silâhlanna dokunıHmamasına, mevcut vaziyetin olduğu gibi muhafaza ve idamesme ran olmamut lardır. Fransa, kendismin baslıca harp aleti ve satvet vasıtası olan büyük tonlann, kara znhhst addedilen tankiann ve bomba tayyarelerinm ilgasina doğru gidiidiği bir sırada deniz zırhlılanntn ve ağır deniz toplartnın eski sekil ve halini muhafaza etmesme şidetle Hiraz et* mîstir. Diğer taraftan Jaoonva da tn<?iliz plânraa daha kuvvetli bir sekilde hü cum etmistir. Japon murahhası Londra mukavelesinin muhtevi olduğu kayit'erin 1936 senesinden sonraki Japon tetlihatma şarru! olmaması sartile hüku meti tarafmdan kabul edildiğirvbfldirdikten sonra 1935 senesmde toplana eak yeni bir deniz konferansmm simdiki mukavele ahkâmmt deiHstireceiini ve bu kadar kısa bir zaman devam edecek bir mukavelenfn terki teslihata ait esaslı ve devamlı bir muahedei? yeri oNrmyBca5mi söviemiştîr. Jaoon mu rahhast ttalva ile Fransanm Londra deniz mukavelesini kabul ve tasdika da • vet edilmelerfni dahi manasız bulmus • tur. Japon murahhası bmnetice Londra denhr mnkavelesinin simdiden fesMnf, deniz teslîhatmm tarc'it ve tankîsi iein yeni esaslar ittihaı edilmesini, bunların terki teslihat mukavelesîne dercint istemiştir. Murahrtss bu yeni müzakeratta Japonyanm takip edeceği hattı hareketin geçen kânunuevvelm dokuzunda yaptığı teklifler»> uygun olacağma dahi iıtaret etrmstir. O zaman. Jaoonva kendi bnhrî kuvvetmin az olduğunu söyli • verek trnriltere ile Amerikan donanmalannm büyük mikyasta ve kendj do * nanmasınm ise son nisbette tenzilmi talep etmisti. * Bir sahife dolusu takdir ve teşekkürden dahalay Raporlardaki bir kısım Dr. Süreyya Hidayet Bey metli kısacık mektup, teiefoncu Papas Efendinin ahkâmın tatbikı başlıyor kanaatini söylüyor öteki dünyadan selâmını getirmişti ! Bazı hekimleDün tnhisarlar idaresinde, Amerikalı mütehassıslar tarafından ve rilen ıslahat raporlannın kanuna mütevakkıf olmıyan ktsımlarınm nasıl tatbik edileceğini kararlaştırmak üzere Umumî mödür Hüsnü Beyin riyasetind'e bir toplantı ya • pılmıştır. Bu içtimaa Tütün fubesi müdüru Mithat ve Müskirat subesi müdüru Münir Huscev Beyler de i^tirak et • miş ve müzakerat geç vakte kadar devam etmistir. Hüsnü Bey bir muharririmize şunlan söylemistir: < Amerikah mütehassıslar ra • porlannı Vekâlete tevd' ederek memleketlerine gittiler. Raporlar • da gösterilen tedbirlerin tatbik için yeniden ecnebi mütehassısı celbet • mek Vekâlete ait bir iştir. Bu hu susta henüz bize tebliğat yoktur. Raporlarda Iüzum gösterilen teşkilât tedbirleri yeni kanun çıkmasına mü tevakkıf olduğundan şimd'ilik ya pılması mümkün olan tedbirlerin tatbiki ile iktifa edeceğiz. Bu faaliyete başlanmak üzeredir.» rin Etıbba Muhadenet ve Tea vün cemiyetinden aynlarak yeni bir teşekkül yapmak teşebbüsünde bulunduklannı yazmıştık. Maruf dbktorlanmızdan Süreyya Hidayet Bey bir muharririmize demistir ki: Genç dok Dr. Süreyya Hidayet Be torlarla aramızda esaslı bir ihtilâf yoktur. Gençler süratle çok para kazanmak istiyorlar ki bu, imkân • sızdır. Biz, vaktile işe başladığımız zaman vizita ücreti olarak hasta lardan bir mecidiye alıyorduk. Halbuki şimdi gençler, tanınmış ve hastası çok doktorlar gibi hem üç lira ücret almak ve hem de fazla îş yapmak arzusundadvlar. Uç lira ücret veren hasta bittabi, maruf hekim ler) tercih edeceğinden gençler iş yapabilmek için mütevazı olmalı ve yanm lira ücretie iktifa etmelidir • ler. Sonra Beyoğlunda lüks muayenehane açmak, bir sürü raasrafa bo • a ğulmakla iş olroaş. Doktora asıl reklâm ve propagandayı bunlar değîl, iyi tedavi edilmiş hastalar ya • par. Gençler bu cihete ehemmiyet vermeli, ucuz, fakat temiz bir muayenehanede kanaatkârane çahşma lidırlar. tş bulmak için en kestirme yol budur. Bazılan da, bizim ücretlerimizi arttırmak suretile gençlere iş sahasi bırakmamızi istiyorlar ki iktısadî vaziyet buna müsait değildvr. Genç doktorlar işsizlikten şikâyet edeceklerine, iş temin eden amelî çarelere tevessül etmelidirler. Bu itibarla kendilerinin iddialannı haklı görmüyorum. Biz vaktile ise başladığımız zaman şimdiki gençler • den daha müşkül vaziyette idik. O zamanlar tababet hemen hemen tamamile gayritürk unsurlar elinde idi. Uzun ve yonıcu mücadeleler ne» ticesinde bugünkü iyi vaziyet temin edilmiş, Türk tababeti memlekette lâyık olduğu dereceye yükseltilmiştir. Vaziyetin icabına göre hattı hareketmi tanzim eden ve ciddî surette çahşan genç meslektaşlarımız için daima iş vardır. Fakat ilk zamanlarda çok kazanç arzusuna kapılmamak, istikbal için sağlam bir mevki hazırlamağa çahşmak lâzım • dır. Bu esaslara riayet edenlerin muvaffak olacaklanna şüphe yoktur.» İnhisarlarda Yeni tedbirler Doktorlar niçin Anlaşamıyorlar? iHilâliahmer I W V Haftası bitiyor Cemiyete 400 yeni aza kaydolundu KaâKahmer haftası mfinasebetile tstanbul Hilâliahmer merkezine mülhak şubelerde aza kaydine ve bu hususta ahaliyi tenvtre medar olacak konferans ve müsamerelere devam edilraektedir. Bn cümleden olmak üzere Hilâliahmer merkezi tarafından tstanbul tarafındaki Yerli Mallar pazan camekânma tesvikkâr vaziyette bir manken konurmuştur. Bugüne kadar Hilâliahmere dört yüz küsur aza kaydedilmistir. Cemiyet reisi AH Paşa bir muharririmize demiştir ki: « Bütün nahiye şubelerimizde hafta münasebetile konferans ve müsamerelere devam edilmektedir. Aza adedi son gunlerde sükrana sayan derecede yukselmiştir. Bu cümleden olarak Bul garçarşuında 35 numaralı hanede oturan Ermeni vatandaslanmızdan Mesrup Ef. büyük bir hamivet göstermis ve bugün cemiyete elli lira tebemı etmis tir. Bu zata nekadar tesekkür edilse azdır. Evlerimize cicek çelenkleri gönder • mek âdeti müthiş para sarfını mucip olmaktadır. Halbuki bunlann bedelleri Hilâliahmere teberru edilse »üphesiz insanlığa ve memlekete büyuk bir hizmet yapılmıs olacakhr.» Hilâliahmere bazı mühim şMcetler de hafta münasebetile teberrularda bulunrrtuşlardır. Marta Mak Kermamn hayatı filme çekiliyor Casus t Marta Mak Kennat> nın hayatı bir tngiliz şirketi taraftndan filme çekilmeğe baslanmtsttr. Filmin i»mi «Ben casus idim* dir. ResimJe gordüğünüz kadtn Marta rolünu yapan yıldtz Madeleine Carrolldur. Yanmdaki erkek te rejisörudür. Diğer resim ise, kâmilen dekor olduğu görülen bir Belçika koyunden Umami harpte Alman askerlerinin geçişini gostermektedir. daha hayırbdır. Yalnız su kadar söyFakat onâ acımakla kaybedecek liyeyim ki işler yolunda! vaktim yoktu. Derin bh* nefes aldıktan K>nra, kulübeden fıriadım. Pa Senî getiren asker merak etti. paz Efendiyi kofes« koymak içime Ne oldu diye aordu. Komşuya gitti, büyük bîr ferahlık Te kuvvet ver dedik. Fena halde sinirlendi. Asker mişti. Hava açılmıştı. üniformasile gezerken yakalamrsa başım belâya girer diye »öylenip Ormanda tatlı bir serinlik vardi. durdu. Ay, bulutlar arasında yüzüyordu. Kapıdan çikar çıkmaz bnrden • Sopami, sargılancnı, mütebaki bhe karsımda iri bir insan heyulâsi kloroformu aleyhime bir delil teşkil beihrdi. Sişmanlığindan Hans olduetm^sin diye ateşe attım. ğunu anladım. Kocakari, kulübenin Geceyansından »onra bir de kapıtindan bir gö1?e cıktığını gö • 52 inc! maJcineli tüfek bölüğünden riince birdenbire durdu. boş bir nakliye arabasi, Roulerse Kimdfr o? doğru ay ısisnnda ilerliyordu. Am • cam Sükutî Willvye iki şişe snaps He Dîye bağırdı. Cevap vermediğimi kocaman bir paket dolusu taze dogörünce boğuk bir nara atarak üzemuz sucu*u hediye etmisti. Sükutî rrme saldırdı. Deraîmp geri dön düm ve kulübenin arka tarafma kaç neferin dili çözülmüstü. Yolda: tım. Hans, sişmanlığındaTi beklen Şnaps, sucuk! Snaps, sucuk, miyen bîr sürat ve çevikiikle beni zahmete deydi! diye »öylenip du kovalamağa basladt. Bütün lcuvvetiruvordu. mi baeaklanma vererek ok gibi fırEvet, hediyeler iki gecedir çektîladım ve ağaçiann arasına daldım. ği zahmete değmişti; fakat yakalanKüçük fidanlara ve fundalıklara çar saydık iki şişe içkî ile bir okka suparak, çukurlara basıp sendeliyerek cuk yerine öteki dünyayı boylaması kaçıyordum. Müthtş bir korku içinihtimalî de vardı. de idim. Hayatımda, hiçbîr zaman Ertesi gece çıkmaz sokağa dala • böyle koştuğumu bilmiyorum, batta rak bütün aldığım malumatı ve sahmelrtepte iken yanslarda bile... Nete papazi yakalatmak için yapfığım fesîm kesilinciye kadar koştuktan tertibatı, tayyare ile geiecek ada •onra, durdum, dmlenmeğe başla • mm ineceği yeri bîldrren raporumu dım. Ayni zamanda ormanı dinli63 numaraya verdim. yordum. Hiçbir ayak lesi yoktu. Demek ki Hans takipten vaz g«ç • mişti. Takip et»e de karanlık ormanBir hafta merak içinde ameamı da beni yakalayabilmesi imkânsizdüşündüm. Acaba Moruk ile Kocadı. Kan ter içinde, yorgun ve bitkin, kan, ne yapmışlardı? Gönüller faamcanun çiftliğrine giden patikayı tihi mül&zim Otto bana karsi datrrmanmağa başladım. Saat on buha fazla nezaket ve iltifat gosteri • çakta çiftliğin bahçesine kapaği atyor, her zamankinden daÂa tatlı tım. Hemen başımdaki sargılan çıbakıyordu. Ah, hain güzel çocuk B 1 & Ih k e m @ ö © ırcü M Bir dolandırıcılık davasının mahiyeti Mehmet isminde birisinin 14 lirasını dolandıran Osman isminde bi • risi dün Brrinci ceza mahkemesinde muhakeme edildi. Osman bir gün Gümüşsuyu önünde Mehmet Efendiye rasgelmis: < A man efendim, demis, benim bir oğlum vardı. Bir hafta evvel siziere ömür öldü. Yepyeni bir kat elbîsesi var. Onu size satayrm.> Saf adamcağiz ise inanmış, 14 liraya pazarlık kesiltnis, Osman paralan almis ve sırra kadem basmıs. Sorguya çekilen Osman, her ha reketile hayretini göstererek çun • lan söyledi: Hayır efendim, ne mfinase bet... Bu yanhş, bu yalan... Ben bir gün Gümüşsuyuna giden yolda kanapeler üzerinde dinleniyordum. Kanter içinde biri geldi, yakama yapıştı. «Benim on dört liramı ver, beni dolandırdın!» diye bağırmağa başladı. Ben: < Birader yanhşhğın var. Beni birisine benzettin, «ledimse de dinlemedi. Karakola, nihayet mahkemeye düştük.» Mahkeme heyeti ortada dolan • duncıhgı ispat edecek delil olmadığınd*n beraetine karar verdi. Erenköy $ematoryomtmdakt merasim Verem Mücadele Cemiyerinden: Erenköy sanatoryomunun açılma senei devriyesmi tes'it etmek üzere, 2 haziran cuma günü Erenköyünde sanatoryom binastnda yapılacak merasim, muhalefeti hava dolayısile dokuz haziran cuma gününe talik edSdiği davetlilerin'ze bevan ve a m itizar oltmur. S^lhıöır D Yeni seyrOsefer talimatnamesi Belediyenm seyrüsefer tetkikatı için üç memuru Avrupaya göndere • ceği yazılmiştı. Bu üç memurun avdetinden sonra seyrüsefer talimatnamesi büsbütün değiştirilecek, yeni bir talimatname nazırlanacakbr. Belediyede 100 memur açıkta Oktruva resminin ilgası üzerine Oktruva müdiriyatinin lâğvı mu • karrer bulunduğundan yüz kadar memur açıkta kalacaktir. Binaenaleyh Belediye kadrosunda mevcut bulunan münhallerle bugünlerde inhilâl edecek memuriyetlere hiç kimsenin tayin edilmemesi karar altına alınmıştır. Korkudan sonra sevinc Nâzım Hikmet Beyin muhakemesi Eski tstanbul meb'usu Süreyya Paşa tarafından (Gece gelen telgraf) umindeki eserinde mevcut bir şiirle babası Serasker Rıza Paşaya ve kendisine hakaret ettigi iddiasile sair Nâzım Hikmet Bey aleyhine bir dava açılmıstı. Bu davaya ait ilk du rusmaiar Üçüncü ceza mahkemesinde yapılmıs ve son celsede bu da • vanm diğer davalarla tevhidi içîn Ağırceza mahkemesine tevdiine karar verilmişti. Nâzim Hikmet Beyîn bu haka • ret suçundan muhakemesi 11 hazi • randa Ağırceza mahkemesinde icra edilecekth*. kardım. Kapıyı çalınca amcam fırladı, merak içinde ne yaptığımı sordu: Sizîn hiçbir şey bilmemeniz ah! Onun memnun olmak ve sevinmek istediğim bu iltifatlanndan ne kadar korkuyordum. (Mdbadi var) Mevcut vaziyete göre tiitiin fiatları ne olabilir? IBasmakaleden mabattl maman, o mmtaka tütünlerinin fedüdiğine rfelil sayilamaz. Tütün ier, fabrika kapısmdan içeriye gi rinciye kadar, a*aği yukarı stok $ayılmahdır. Çünkü ber hangi bir stok tesekkülüniin pazarda yapacağı iktısadî tesirleri yapar. 3 Stoklan biribirîne karıştır mamak lâzimdır. tçlerinde henüz alıcı bulmamı* stoklar vardır, fabrika isine ve hesabma güç uyanlan vardîr, hiç bîr ise yaranuyanlan vardır. Onun için likidasyon imkânlan stoklann vaziyetine göre değişir. Bundan başka, yıl geçtikçe kaliteslni ve kıymetini kaybeden stoklan da gözden uzak tutmamak lâzımdır. Bizim tütün stoklanmız arasında her türlüsü vardır. Bunların en tehlikelileri, dört bes ytlhk tütünler, artdt jHtni bir fermantasyona en küçok bir tahammülü olmıyan tütün lerdir. BSyle tütünlerle yapılmak istemlen her ispekülasyon; yurt ve budun zenginliğinin tam manasile zararınadır. Kendimizi böyle bir kuruntudan kttrtarmak zamam gelmistir. Çünkü bu ydtn yeni bir fermantasyona Türh kolunun yarattığı 6üyak bir seroeti nfıra indirebilir. Za' man çok dardtr ve hemen harekete geçmek lâzımdır. Ufak bir servet damlasının bile yurt için büyük bir değeri olmaiıdır. Takas yolu ile Avrupa pazanna satılmı» gibi gelen tütünlerin btiyük bir kısmı ahcısız durmaktadır ve kıthğı soylenilen yeni mahsulleri mizin fiatlanna tesir yapmaktadır. Sebebi de sudur: Satılmıs gibi gösterilen takaslı tütünler, çabuk likide edilmek için, gelifi güzel fiatlara teklif edilmektedir. Fakat her pazann kendine göre bir hazım sistemi vardır. Eski tütünler, sırasına göre, kalitelerini kaybettikleri ve çok fira verdikleri, ayni zamanda, çok karısık işlendikleri için fabrrkalann her vakit çok çekindikleri ham maddelerdendir. Böyle tütünler için Fiat yükselişi, nihayet temelsiz ve beceriksiz bir kuruntudan ibarettir. Fiat yükselisIeri, normal zamanlarda, yalnız normal ham maddelerde olur. Avrupa pazarlan için normal ham madde olarak aramlan tütün, 1930/1931 yıllarının mahsalleridir. Büyük tü tün alısverisi yapanlarm Avrupa pazanna teklif ettikleri tütün yığmına ve fiatlanna bakıhrsa fiat yükselişi için izler bulmak çok güçtür. Bu yılın mahsulü de kapi önünde duru yor. Bundan baska Avrupa'nın büyük fabrîkalan rfa ellerinde büyük miktarda yedeklik mal bulunduru yorlar. Ortada bana mektup yazanlann anlattıklan gibi bir tütün kıthğı yoktur. Dış pazarm kanaati budur. Yanhş ve temelsiz bir görüs, sırasına göre, yurt için çok za rarlı olabilir. Biz, bu satırlan, zaten, onun için yazıyoruz. Normal ahsveriş bizim öz yolumuz olmalı dır. Zar ve baht oyunlarmın korkunç sonunu gördükten sonra, hakikati, ama yalnız, yüzü, gözü boyanma mıs hakikati kılavuz edinmek za * manı gelmiştir. Yurdun normal ik tısadî yükselişi için yalnız, bu lâzımdır. M. NERMÎ Limon kralınm muhakemesi Limon krah Diyamandi ile mevkuf ve gayrimevkuf arkadaşlannın mu • hakemesine dün de sabahtan akşa ma kadar, Gümrükteki Sekizinci ıhtısas mahkemesinde devam olun • muştur. Muhakemenin dün dinlenen şahitlerden bir kısmı Diyamandjnin kacakçılık yaDtığını bilmediklerini söylemisler, bir kısmı da kaçakçılı • ğından bahsetmişlerdir. Bazı sahit ler gümrüğe müracaatlerinde ne şekilde cevap aldıklanna dair bir takım ifadelerde bulynmuşlardır. 30 senedir limon ticareti yaptıgını söyliven Abdülhamit Angilis Efendi de, Diyamandinin kaçakçılığmı sezdiğini ve bu vaziyeti ertesi günü gümrüğe hi'dirdiğini söylemi'tir. Malî senebaşı Malî senebaşı dolayısüe yarmdan itibarro Defterdarhk katalannda mevcut paralarla kıymetli evrakın devir ve tesellüm muamelesi yapılacaktır. Bu işle mesgul olmak üzere Malnvidürlerinin riyasetinde heyet ler teşkil «»dilmistir. Defterdarlık, memurların haziran maaşını yarın tevzi edecektir. Kazıran maaşı Bu taleo Jaoon donanması ile tngiliz ve Amerikan donanmalan arasında ade Vaktile yazmıştık. Beyoğlunda ta müsavat tesisme mua dil olduğundan ömerhayyam mahallesinde bir ŞertngiHere ve Amerikanm siddetli itirazbethane sokağı vardır ki tngiliz seIarma uğramuh. Şimdi Japonya bu taleb> tekrar ileri sürmüştür. faretine çıkan kısmı mükemmelen tamir edildiği halde diğer ciheti paötedenberi tnfnliz siyasetrnip, ve batika halindedir. Halk Beyoğlu Kayhusus tngih'z deniz politikasınm taraf • makamlığına ta kânunuevvelde mütan bulunan ttalya dahi bu defa tngiliz Dil derleme işi etrafındaki faali • raeaat ederek buranın tamirini is • plânma karşı okadar tasvinkâr davranyet devam etmektedir. Vilâyet temiş, fakat hâlâ bir netice alınamamw, deniz silâhlan tahdidahnda Dil Derleme heyeti umumiyesi ya • mamıştır. O muhitte oturanlardan al şimdiki nisbî kuvvetlerin değil; her bah kmda üçüncü içtimaını yapmak üdiğîmiz mgktuplarda hep bu soka • rt devietîn ihtiyacuım esaa tutulmasmî zere hazırhklara başlamıştır. Bu içıst<*nuştir. < ğın geçilemez derecedeki perişanlıtimada şimdiye kadar derlenen sözğmdan şikâyet edilmektedir. Alâ • tspanya murahhasî eihansümul tecâler tetkik edilecek, bundan •onraki kadarların nazarı dikkatini celbe • vüz silâhj olan donanmalarm coğrafi faaliyet tesbit olunacaktır. deriz. vaziyete münha«r kalan ve mahallî te« tstanbul DO Derleme heyetinin cavüz âlâhı olan büyük ordulardan da* topladıği kelimeler otuz bini geç • ha tehlikeli olduğuna nazarî dikkat! miştir. Bımlardan mükerrer ve ma celbetmiş, büyük harp gemilerinin on lum olanlarla Iuğatte mevcut bulu • bin tondan fazla haeimde vapılmama * tstanbul Halkevi umumî idare henanlar tasnif edilmiş ve neticede smı istemiştir. Diğer deniz devletleri yeti dün akşam müdür Hâmit Beyin Ankaradaki cemiyet merkezine on dp^i tn^iliz plânuıa Hiraz etmisif^dir. ! riyasetinde toplanmıştır. tçtîmada üç bin küsur kelime gönderilmiştir. tngiliz ve Amerikan murahhaslari,Aynca halkiyat tetkikleri, halk inan Halkevi tarafından kimsesiz ve muhkendi bahrî kuvvetlerini indirmis oiduk/ ma ve âdetleri zümresine ait te iki tacı mvtavenet talebenin iaşesi için lanm söyliyerek plânı müdafaasetmis 4 bin fiş gönderilmiştir. Yakında halk açılacak aşhaneler ve Talebe Yurdu lerdir. Amerikan murahhası Japon teksan'at ve edebivatına aft te mühim hakkında görüşülmüstür. Bu hususta liflermin dünya efkân umumiyesi üze * miktarda fis gönderilecektir. lâzım. gelen tahsisatın tedariki cirinde fena tesirler yapacağım ileri sü < hetlerini görüşmek üzere gelecek tstanbul Vilâyeti söz derleme hurerek aynca teessüf beyan etmistir. ' salı günü tekrar torj'anılacakhr. tusunda bi'inci, Ankara ikinci jrelDeniz silâhlan meselesinde JaponvS mektedir. tstanbul Vilâyeti on bin ve diğer büyük ve küçük devletlerin tnkelime toplavıp merkeze srönderdigiltere ile Amerikaya karsı aldıklari Si zaman Ankarada da alti bin keDünkü nüshamızda heroin kaçakçı muhalefet vaziyeti, kara silâhlan kada# lime toolanmıştır. lan tahkikatı etrafında malumat verir deniz silâhlarmın da Cenevre konferanDil faaliyetinde ellM^n fazla öz ken, istintak tahkikatının ikmali üzerine smda tehlikeler yaratacağma ve siyasî türkçe kelime bulup Dîl hevetine hazırlanan müddeiumumilik mütalea gerginlikler doğuracağına şüphe brak' gönderen yüz otuz muallime Vilâ namesinde evvelce agırceza rivaseu'n rmyor. ' yetçe birer teşekki'rname verilmiş ce serbest bırakılmı* olan Baklacıoglu ~~~~ MUHARREM FEYZİ tir. tsin sonu almdıktan »onra fa^la Yorgi ve Dimitri Dimitriyadis Efendi ıravretleri görülen muallimler Velerin de tevkıfini istediğini, bu hususta kâlete yazılarak münasio şekillerle biiâhare bir karar verileceğini yazmış taltif edilmelerî teklif olunacaktır. uk. (Birind sahifeden mabait) Dün Baklacıoglu Yorgi Efendiden şu giderek orada Madam Doıuun zev « S o t h h a t llşDeırD mektubu aldık: cine mülâki olacaklardır^ «Aslını size ibraz eylediğim, tstanbul Madam Dons dün sabah', Forf Veni bir mikrop mu bulundu? müddeiumumiliği canibi âlisinden tara fabrikası garajma bıraktığı bir ei> Türk Mikrobioloji cemiyeti pazartefıma tebliğ edilen 933/4995 numaralı gibi heeseyi havi büyük otomobili • si günü reis Server Kâmil Beyin riyaseti ve 24/5/933 tarihli iddianemede hero ne binerek Kabataştan araba va • altında toplanmıştır. in kaçakcıhğı meselesinde icra kılman purile üsküdara geçmif ve Adana.Doktor Osman Şerafettin Bey bir yıtahkikat ve tetkikat neticesinde hak ya hareket etmistir. v lancık vak'asmdan bizzat cıkardığı yeni kımda men'i muhakeme karan verilmiş Dün refiklerimizden biri Madara^ hususî bir streptokok hakkında tebliğat ve bu suretle adalet tecelli etmis bulunDons diye, Ankara tarikile gene o[ yaomıstır. Bu meseleye dair münaka duğundan gazetenizde aksine d^;r vu tomobille şehrimize gelmiş olan Maşalar cereyan ederek stafilokok^ile stku bulan neşriyattn tashih edilmesini dam Goltün resmini basmış ise de reptokok arasında bir mikrop olduğu talep ve rica ederim efendim.» Madam Donı, yukarıda rgıjmîni der< fikri ileri sürülmüstür. Yorgi Baklactoğlu cettiğimiz kadmdır. " * Dil faaliyeti Bir sokağın hali İstanbulda 30,000 den fazla kelime toplandı I Halrevînm açacagı aşhaneler Baklacıoglu Efendinin tavzihi , Mm. Donsa gitti