Srmharivei 9 Nisan 1933 Bayramdaki maçlar Boçkay 31 ve 10, muhtelitimiz 2 1 galip (Bırıncı sahıfeden mabaıt) Üç filim yıldızı gelîyor Don Joze Mojika çarşamba akşamı Glorya sinemasında konser verecek Üç kişi bir olup «•• Müteakıben Kasımpaşa ile Fenerbahçe küçükleri Cumhuriyet liki için maç yaparak berabere kalmışlardır. Bu merasimden sonra heyecanla beklenen müsabaka başlamıştır. Sabahleyin trenden inen Macar futboleuları, saat dörtte alkışlar arasında sahaya çıkmışJar, kendilerini Fener'li oyuncular takip etmişlerdir. Fenerbahçe takımı şu şekilde dizilmiştir: Hüsamettîn Yaşar, Firazan Cevat, Angelidiı, Fikret Niyazi, Alâettin, Zeki, Muzaffer, Şaban. Müsabakayı, tstanbul Futbol Heyeti azasından Nuri Bey idare et miştir. Oyuna başlama vuruşunu 1933 İstanbul ve Türkiye Güzellik Kraliçesi Nazhe Hanım yapmıştır. Oyun bu suretle başladıktan sonra iki taraf ta bir müddet birbirini yoklar gibi bir vaziyet almışlardır. Fakat bir müddet sonra Maoar'lar pek ustahkh paslasmak suretüe Fen«r müdafaasım tehdide başlamışlardır. Maamafih Fener muhacimleri de Macar kalesine akın yapmakta tereddüt etmiyoelardı. Bir ibu güzel akından ve Macar'Iarın güzelce atlattıkları kornerden sonra Zeki'den Alâ'ya giden gayet müsait bir pas, kuvvetli bir vuruşla gol oldu. Bu gol Fener'e fazla bir gayret rermekle beraber Macar'ları da ikaz etmifti. Maamafih Macar oyuncular, galibiyeiten kat'iyetle emin olduklarını gösteren bir soğuk kanhlıkla oyuna başladılar. Artık yerden kısa paslarla mütemadiyen Fener kale sine bıiyorlardı. 25 inci dakikada soldan gelen bir pasla Macar sağiçi cok mahirane bir kafa vuruşile topu kaleye soktu. Bir inci devre 11 bittikten sonra ikinci devrede Fikret orta muavin mevkiine, Angilidis sol muavin mevkiine geçmişlerdi. Maamafih Fener takımı bugün iyi bir halde değild'i. Nitekhn ikinci devrede Macar'lar daha serbest ve daha intizamla oy namağa basladılar. 20 inci dakikada Macar'lar, ikinci gollerini, biraz sonra da ÜCÜRCÜ gollerini atarnk galibiyeti emniyete aldılar ve oyun Macar'ların hâkim oyunarı atında bu netice ie Kfti. 'Maamaiih bu 31 netice, oyunun hakiki çehresini ifade edemez. İkinci devrede Macar'lar, ekzersiz yapar gibi, tamamile hâkim bir oyun oynuyorlardı. Fener kendi nısıf sahasına tıkılmış, mezbuhane bir müdafaa Ue iktifaya mecbur kalmıştı. Macau'lar, yaralanmak tan çekinerek kendilerini sıkma dılar. Canla başla oynasalar, her halde bir k*>ç gol daha atarlardı. Maçın son kısmında paslaşmaktaki meharetlerini göstermekle iktifa ettiler. Fenerbahçe Boçkay maçı ilerili, gertli bir oyun oynadığı için muhacimler bol bol frrsat buluyorlar, müdafaa da o kadar sıkılmıyordu. Maamafih 15 inci dakikada Macar soliçine gayet güzel bir vazi yette gelen pas, Macar'lara gol yapmak fırsatını bahsetmiş oldu. tlk golü Macar'Iarın yapmış ol ması, bizimkileri adeta meyus et mişti. Bir anda takım berbat bir oyun oynamağa başladı. Şitndi bü • tün yük müdafaaya yüklenmiş, Hüsnü, Sabih, Nihat mütemadiyen Ma * car muhacimleriie ugrasıyorlardı. Kalemiz bu aralık hayli tehlikeler atlattı. Hatta bir defasında Macar'lar ikinci golü de yapıyorlardı. Avni, boş kaleye atılan topu adeta arka smdan yetişerek tuttu. Devrenim sonlarına doğru muhacimlerimiz, soldan güzel akınlar yapmağa başlamışlardı. Her nedense bir türlü şüt attnadıklarından bu hücumlar müsmir olamıyordı. Sol haf iken sağda oynatılan Feyzi sol açığı tuta ' mıyor, iç muhacim iken sağ açığa konulan Salâhattin, esasen hasta da olduğu için muvaffakivet gösteremiyordu. Zeki ise mutadı veçhile arasıra kesilen bir gayretle oynuyordu. Bu yüzden Nihat ta bazı bazı bocaItyordu. llk devre bu suretle bitti. İkinci devrede takrmda hayli tadilât yapılmıştı. Esasen bu maç, miLlî takıma alınacak oyuncuları tecrübe için yapıliyordu. 'kinci devrede takıtn su şeki'de çıktı: Sadri Hüsnü, Samih, «/. S.» Süleyman, Nihat, Fevzi Rıdvart «Bevkozı, ffakkı. Zeki, Şeref, Eşref. Fakat bir müddet sonra, iç oyuncusu o'an Rıdvan «ikta tamamen muvaffak olama niı için yerine VeFa'dan Muhteşem *'«"di. Oyuna bizim hücumumuzla baş Iandı. Belki de takımda yanılan tadilât dolayısile bizim rocuklar daha canlı oynuyorlardı. Ara^an iki üç dakika geçmemişti ki, Hakkı'dan Zeki'ye gelen ve kalenin yirmi metro uzaeında bulunan top, anî bir vurusla Macar kale»ine girdi. Zeki, ustahğını göstermiş, firsat gelir gel mez anî bir baskınla golü atmntı. Oyun berabrre vaziyete girince si mrler daha fazla gerilmisti. îki ta raf ta galibivet golünü atmağa ufrasıyordu. Maamafih bizim takım, canlı oynamakta Macar'lara tefev vuk ediyordu. Onların teknik oyunları, bizimkilerin enerjik oyutıları önünde kuvvete boyun eğiyordu. Bu sırada Feyzi yaralanmıs, yerine Aziz girmiş, Rıdvan'm yerine de Vefa'lı Muhtesem geçmisti. Fakat Feyzi'yi bir müddet sonra başı sarıli olarak tekrar sahada görüyoruz. Şimdi tam bir mücadele halinde rki taraf ta çahsıyordu. Bizim muavin hattı, bilhassa Feyzi ve Nihat ga yet güzel oynadıkları için muhacimlerfnjiz mütemadiyen Macar kalesini tehdit ediyorlardı. Muhacim hattında Esref, bilhassa Şeref cidden mükemmel oynuyorlardı. Şeref'in nefu pasları, seri inişleri takdfrlerle karsılanıyordu. Zeki, sağa, sola pas tevzi ediyor, kendisi de münasip vaziyet kolluyordu. Bu sırada Zeki al dıgı bir pası Şeref'e atmıs ve kendisi hemen »üt menziline girmişti. Şeref, aldığı pası derhal Zeki'ye iade etti. Zeki'nin süt çekeceğini anIıyan Macar müdafileri, buna mani olmak için ancak ellerini kullana nabildîler. Hakem, pek hakh olarak bir penaltı cezası verdi ve Hakkı'nın ayağından fırlıyan top bize galibiyet sayısını kazandırdı. Bundan sonra oyun mütevazin bir sekilde cereyan etti ve sonlarına doğru Macar'lar bir kaç güzel fırsat kaçırdılar. Muhtelit takımda oyunculann hemen hepsi iyi oynamıslardır. Bilhassa Şeref, Nihat, Feyzi, Hüsnü, Samih Sadri, temayüz etmislerdi. Feyzi'nin yaralı olduğu halde gösterdiği muvaffakiyet umumî bir takdirle karşılanmıstır. Muhtelit takımda, ekseriyeti teşkil eden Beşiktaş'lı oyuncular yüksek gayret ve nefeslerile bihakkin temayüz etmişlerdir. Bu müsabak&yı İstanbulspor'dan Kemal Halim Bey idare etmistir. Bu dirayetli hakem, mühim bir müsa bakanın nasıl bir bitarafhkla idare edildiğini herkese göstermiş, umumî bir takdir kazanraıstır. 15 yaşmda bir kızı kaçn dılar ve yakalandılar Edirnekapı civarında Topçular'd» oturan avukat Tahsin Beykı 15 yaşmdaki kızı, Ramazan icminde bir Araavutla arkadaşlan tarafmdan ke çırılmışsa da, yapılan şiddetli takiple kız bırakıldığı yerden alınıp aüesine teslhn edilmiştir. Vak'a şöyle olmuştur: Avukat Tahsin Beyin ahınnda kîracı olan Ramazan, yeğeni Bahtiyar la birlikte kafakafaya verip bir plân kurmuşlar, Hüseyin Hüsnü isminde bir şoförün de kendilerine yardım etmesini tenıin etmişlerdir. Bunlar Tahsin Beyin adliyeye kunek üzere evden çıktığım görür görmez, kapıyı çalmışlar ve kapıyı açan kızı kolla rından yakalayıp otomobile atmış lar, bağırmaması için ağzına mendil tıkamışlar, Tahsin Beyin uşağı Hü seyn'e cTe tabanca ve kama çekmişlerdir. Arnavutlar kızı böylece ka çırmca, Tahsin Beyin zevcesi hâdiseyi Eyüp polis merkezme, uşağı Hüseyin de Rami jandarma karakoluna haber vermiştir. Polis ve jandarmalar bir otomobile athyarak, Arnavutlan Pirinççi köyüne kadar takip etmişlerdir. Ramazan burada yakalanmış, küçük kız da Ramazan'm akrabasmın evinden ahnarak ailesine teslim edilmiştir. Şoför Hüseyin Hüsnü Sarıyer'de, Bahtiyar Eyüp'te deniz kenarmda dolaşırken tutulmuştur. Hamdi Emn Beyin beyanatı Futbol Federasyonu Reisi Hamdi Emin Bey, Muhtelit takım maçından sonra su mütaleada bulunmustur: « Takımımızın Macaristan'ın büyük profesyonellerinden Boçkay'a galebe çalmasile sadece seviniriz. Ve çocukların canla başla çahştık larını sükranla kaydederiz. Fakat, bu netice ile takımımızın umumî ahenginin yerinde olduğunu ve plânlı müdafaa ve hücum yapıldığını ve hatta fütbolun klâsik kaidelerinin iyi benimsendiğini idda edemeyiz. Takımımız, Bulgar macları için daha çok çalısmak ihtiyacındadır. Amatör futbolcularımızm bulacakları imkân. lp.r dairesinde, bize bunu da tetnin edeceklsrinden şüphe etmiyoruz. Boçkay, bugünkü oyunu ile de tamamen kombine bir takım olduğunu ve ancak gol çıkarmak kabiliyetinin lâyıkile inkişaf etmedigini göstererek evvelki kanaatlerimizi teyit etmistir. Beynelmilel kadromuz Macar'larla ikinci bir temas yapmıyacak ve bayramertesi idmanlanna devam edecektir.» Gflstav Frohllch Rımon Nov^ıro Joze Mojîka cektir. «Harem esratrı» «Bir busenin kıyBugünlerde faris'te bulunmakta metb «Son ask» filimleıinde güzel olan Ramon Novarro'nun sırf seyasesi ve tabiî oynayışile büyük bir hat ve ziyaret maksadile memlekeşöhret kazanan Meksika'lı filim yıl~ timize geleceği hakkında da bir ridızı Don Jose Mojika bundan iki vayet vardır. ay evvel bir dünya seyahatine çık Diğer taraftan «Kim olduğunu mıstı. Son günlerde Avrupa'ya geldi. bilmek istemiyorum!» filmile dünMuhtelif merkezleri dolastı. ya üzerindeki şöhretini bir kaç misDon Joze Mojika bir kaç güne li arttıran Güstave Fröhlich te <Bokadar şehrimize gelecek ve nisanın ğaziçi şarkısıt> namındaki filme ait 12 inci çarşamba günü akşamı Glorbazı parçaları çevirmek üzere bir ya sinemasında bir konser verecekhaftaya kadar şehrimize gelecektir. tir. Artist bu konserde ispanyolca Filmin mevzuu İstanbul'da cereyan ve italyanca operalardan bazı paretmektedir. Rejisörü «İki kalp birleşince» filmini kfare etmiş olan çalar teganni edecek ve Meksika'lı <rBolvary> dir. kıyafetile de bir kaç şarkı söyliye Muhtelit Boçkay maçı Bayramın üçüncü günü Boçkay takımı, Istanbul'un birmci küme muhtelki Ue yaptıği maçta 21 maglup oldu. llk maçta çok iyi bir tesir bırakmışlar, düzgüa oyunlarile, korkulu bir rakip olduklarını goster mislerdi. Muhtelit takım şu şekilde tesbk edilmişti: Avni «G. S.» Hiunü <B.», Sabih «/. S.» Feyzi tB.>, Nihat, <G. S.», Aziz «/. S.> Eşref «5.>, Şeref «ff.», Zeki <F. B.*, Hakkt <£.», Salâhattin </. S.». Bu müsabaka, ilk maça nisbetle hayli beyecanh olmuştur. Daha ilk dakikadan Hibaren iki taraf ta neticeyi kazanmak için bütün enerjisini sarfetroeğe başlamıştır. Bizim hücumlara Macar'Iarın mukabelesi gecikmiyor, iki taraf kalesi de tehli keler geçiriyordu. Muavin hattımız t gâne golünü yaptılar. '"••..•. Bu gol Fenerlileri gayrete ge^fr di, topla beraber kaleye giren Şaban'ı Macar müdafileri bir çelme ile yere yıktılar. Hakem, penaltı cezası verdi. Fakat Fikret gol fırsatını kaçırdı. Penaltınm kaçması, Fenerbah Fenerbahçe ta çe lehine hareket etmek Utiyea hakımı dün Macar kemin manasız serbest vuruşlar icat takımile ikinci etmesi, bizün çocukları adamakılh b'ı* müsabaka sinirlendirmişti. Hele gene bu sıradaha yaptı. Fenerbahçe takımı, da bir penaltı yaratması herkesi haydün maalesef bu rette bıraktı. Macarlar, bu cezaya maçı da 10 kaybaklı olarak itiraz ettiler. Misafir betmiştir. ler, ilk penaltıya kat'iyyen itiraz Maçı tstanbul etmemişlerdi. Hakem, cezanın tatfutbol heyeti abikında ısrar edince Macar'lar sa zasından Emin hadan çıkmak istediler, fakat nedenBey idare etmisse bundan vazgeçtiler. Kaleci kaletir. Fakat bun den çıkarak sahanın dışarısında d > u. idaıre etmek de Muhtelü 'Boçkay tnadu. Bnrada Zeki güzel bir hareket ğil, i»i çorbaya Çtnı muvaffaktyetle ida çevirmek demek re eden Istanbulspor yaptı, topu boş kaleye atmıyarak gayet hafif bir dokunuşla avta göndaha doğru olıır. lu Kemal Bey derdi ve şidd'etle alkışlandı. Oyunun Hakemin lüzumlu lüzumsuz ve müilk devresi bu sekilde bitti. İkinci temadiyen düdük çalması, iki taraf devrede Fikret oynamıyordu. Yerioyuncularını da azamî sekilde si ne Nevzat geçmiştL Bu devre, he nirlendirmis, bu düdük öttürmek ipmen tamamen Fener'in bariz bir hâtilâsı b'*>' aralık, geceleri bir hâdise kimiyeti altında geçmiştir. Hakeme vukuunda biribirini çağıran polis de mütemadiyen düdük öttürmemed'üdüklerini gölgede bırakmıştır. si söylenmiş olmalı ki düdük sesleHakemin manalı manasız verdiği rind*e o kadar şiddet yoktu. Maamakararlar ve cezalar iki tarafı da fih uydurmasyon cezalar eksik ol memnun edentemis, neticede kabak muyordu. Fenerbahçe'nin başına patlamışttr. Fenerbahçe takımı dün su sekilBu devrenin tafsilâtuu hulâsa etmek lâztm gelirse Fener'li oyuncu de çıkmıstur: ların en son gayretlerini sarfettik Hüsamettin Yaşar, Firüzan * Esat, Angilidis, Cevat Şaban, lermi söylemelidir. Fakat o kadar Muzaffer, Zeki, Fikret, Niyazi. müsait vaziyetlerde öyle goller kaçırdıar ki Macarlar da buna hayret Oyuna Fenerbahçe'nin azimkâr bir hücumile baslandı, İlk dakika ettiler ve nasıl oldu da galip geldiklarda iki taraf ta bütün enerjisini lerine bir türlü inanamadılar. sarfediyordu. Fakat bicaz sonra Fenesbahçe ekseriya faik ve hâMacar'Iarın yavaş yavas ağir bas kim oynamasma rağmen bir türlü tıklan görüldü. gol yapamadan mağlup vaziyette Zeki, bu oyunla dört günde üç sahayı terketti. maç yapmış olmasına rağmen, ta kımını galip getirmek için son gayretini sarfediyor, Macar kalesi öYunanistan'm en kuvvetli futbol nünde çırpınıyoc, didisiyor, ugrasıtakımlarından olup bu seneki lik yordu. maçlarının en başmda bulunan ve Bu aralık, Hüsamettin Macar «ağtamamen îstanbul'dan giden oyun açığı ile çarpiftı, dişlerinden yara culardan müteşekkil bulunan Enosis lanarak çıktı, yerine Safa girdi. Safa takımı perşembe günü şehrimize gekalede iken Macar sağaçıktan merkeze güzel bir pas attılar ve kuv lecek ve cuma günü ilk maçı Be vetli bir vuruşla dünkü oyunun yeşiktaş takımile Taksim stadyomun Fenerın Boçka ile ikinci maçı da yapacaktır. Yunan takımı, Beşiktaş takımmın daveti üzerine şehrimize gelmekte tir. Enosis takımile ikinci maçı Galatasaray oynıyacak, ertesi günü de Beşiktaş Galatasaray muhteliti üçüncü maçı yapacaktır. Beşikaş kulübünün, oyuncuları nın sakatlığıru ileri sürerek perşembe günü Macar'larla karşılaşan Muhtelit takıma oyuncu vereraiyeceğini yazmıştık. Kulüp idare heyeti, Millî takımın hazırlığı gibi millî bir işe mâni olmması için oyuncuları, sakat olmalanna rağmen federasyo nun emrine vermiş, bu suretle de Macar takımının mağlubiyetinde âmil olmuştur. Bayram yerlerinde kazalar Bayram yerlerinde de bazı kazalar olmuş, Hasköy'de Raif isminde bir cambaz tel üzerinde marifet gösterirken yere yuvarlanarak yaralanmıs, Hamdi isminde bh delikanlı Zeyrek'te attan, Muzaffer isminde bh çocuk Sarayburnu taraflannda uçurtma uçururken bir duvarm üstünden düşmüş, bunlardan başka 6 otomobil kazası olmuş ve bazı kimseler hafifçe yaralanmiftır. Karabaş cinayeti Topane'de oturan Sadi, kardeşi Fazıl ve arkadaşı Hüseyin'le bir likte Karabaş mahallesindeki bayram yerinde zar atarak kumar oynamağa başlamışlardır. Oyunda kavga çıkmış, üç kumarbaz biribîrine girmiş, Fazıl bıçağım çek^erek Hü seyn'in sol kalçasına saplamıttır. Hüseyin de Fazıl'm bıçağım elin den alarak Sadi'nin kalbine sapla mıştır. Yaralılardan Sadi hastanede ölmüştür. Apolln izmirdeki maçı kazandı tzmir 7 (A.A.) Apollon takımı, ikinci müsabakasını bugün binlerce halk huzurunda Altay İzmir muhtelitile yaptı. Oyun çok zevkli ve heyecanlı oldu. Neticede misafîr takım bizim takımın istifade ede mediği fırsatlarrfan istifade ederek müsabakayı kazanmıştır. Pursa'da yarım kalan maç Bursa 8 (Telefonla) İzmit İdman Yurdu ile San'atkârlar takımı arasındaki maç İzmit'lrlerden bir oyuncunun yaralanması üzerine tatil edîlmiş ve neticesiz kalmıştır. Bir facia Pangaltı'da Babayan apartıma ~ nında kapıcılık yapan Hamdi ağa çamaşvrlarını yıkamk için camaşırhğa inmiş, kömür çarptığından ani surette mangalın üstüne düşmüş ve feci surette yanmıştır. Hamdi ağa tstanbul birmci ticaret mahkeme j * > hastaneye kaldırılmışsa da hayatı •inden: nı kurtarmak mümkün olamamıştır. Türkiye Sanayî ve Maadin Bankası avvkatı Halil Fevzi Bey tarafmdan Şisli'de Ahmetbey sokağında 59 numaralı mensucat fabrikası sahibi Kibar Alizade Fazıl Bey aleyhine 932/793 nu • marah dosya ile i u m e eylediği iflâs davasından dolayı mumaileyh namına gönderilen arzuhal sureti ikametgâhınm meçhuliyeti hasebile bilâtebliğ iade kılmmıstır. Tahk3cat hâkimliğince H.t.M.K. 141 inci maddesi mucibince ilânen tebligat krasuıa karar verilmiş ve yanlan ilân suretile arzuhal sureti mahkeme divanhanesine talik edilmiştir. Müddeaaleyh Kibar Alizade Fazıl Bey on be» gün zarfmda mahkeme kalenune bihnüracaa arzuhal ve müstenidat suretlerini te • bellug Ue ceyapnamesini ita eyleme diği takdirde kanunu mezkurun 398 inci maddesi mucibince gıyap kararı it tihaz olunacağı ilân olunur. (1709) Enosis takımı geliyor Bromura» «tcnotı Macera romant 3 i Nakleden: KEMAL RAGIP Gizli Eller te toplanacaklardı. Sonra da Şefik Paşanın hanimefendi kendisini ye meğe davet etmiş. Oraya gitti. Yemekten sonra birlikte sinemaya gideceklermis. Saat sekizde tele fonla haber vardi. Geldiğiniz zaman size söylememi emretti. Pek âlâ. Hizmetçi çekildikten sonra eski polis müfettişi cebinden defterini çikardı. Bazı şeyler yazdı, çizdi. Sonra radyosunu açtı. Bir yandan da sigarasını tüttürerek karısını beklemeğe başladı. Çok geçmedi; kapının önünde bir otomobil durdu. Feriha Hanım sinemadan dönüyordu. Kocasının yanına girince: Misafir mi vardı?. Diye sordu. Nereden bildin?. Yalnız basma olsan iki kadehle konyak içecek değilsin ya... • Ha, kadehleri gördün de on dan anladm öyle mi?. Artık böyle Siz Kurtuluş'taki meyhanenin olduğu yerlere bakarsmız. Biz de Yeşilköy'deki köşkü bir dolaşırız. Sonra, akşama nerede buluşahm?. Nerede isterseniz... Sirkeci'de «Lâlezar» diye küçük bir lokanta var; pek göz önünde bir yer değil... Saat sekize doğru oraya gelirsiniz, ben de bir aralık uğrarım. Sirkeci'nin nvinde?. Haşmet, lokantanm oldutu yeri tarif etti. Sözleştiler. Cevat Rıza Bey kapıyı açtı. İlk önce sokağa göz gezdirdi. Bu saatte ortalık iyiden iyiye tenhalasmıştı. Muhtttin Haşmet, kasketini kulaklanna kadar çekti; yan sokaklardan birine saparak gözden kayboldu. * ¥ * Cevat Rıza Bey, yalnu kalınca hizraetçiye seslendi: Hanım geldi mi?. Diye karısını sordu: Hayır efendim. Bugün Birlik şeyler senin de gözünden kaçmaz oldu!. Şakayı bırak şimdi.. Kimdi misafir?. İki kişi... Ama birjsi öyle karşılıklı konyak içebilecek takımından değil... Ne o?. Sende de bir telâş var.. Rengin uçmuş!. Ne oldu?. Sorma... Biz gelhken, tam Nişantaşı'na dönecek köşenin başında bir kalabahk toplanmıştı. Oto mobili durduttum. Baktım: Yolun ortasında boylu boyunca bir adam yatıyor. llk önce, bir kaza olmuş, gene bir adam çiğnenmiş, sandım. Bugünlerde bana bir meıak geldi... Cevat Rıza güldü: Yeşilköy'de yaptığımız gezintiden sonra değil mi?. Evet . En ufak bir şey gör sem merak erfiyorum. Sebebini ara«tırmaic istiyorum. Soföre: «İn de bak, dedim, ne olmuş?. Anlayıver!.» İndi, kalabalığa karıştı. Sonra gelip anlattı. Bir adamı iki küi'eğinin ortasından bıçakla vurmuşlar... Üs tünden de bir saat kadar geçmiş... Anîaşılan yolun karanlık bir köşesinde vurmuşlar; hiç gören olma mış... Neden sonra bulmuşlar... Kimmiş?. Belli değil... Galiba Rus'muş!. Rus mu imiş?. Evet.. İşin garibi: Üzerinde de tam iki yüz lira para çıkmış.. İki yüz lira mı?. Evet.. Ustü başı da o kadar düzgün değil... Cevat Rıza başmı salladı. Dalgm dalgın sigarasını savuruyordu... 12 Perihan, kendini zorlıya zorlıya gözlerini açtı; etrafma bakındı. Her yer, sanki duman içinde idi; bütün eşya buğulanmış gibiydi. Bu dumanm arasmdan, işte birec birer karşıda, duvardaki resimleri, köşedeki koltukları, sandalyeieri, orta daki masayı, hepsirii yavaş yavaş seçmeğe başlıyordu. Bu resimleri, bu eşyayı taoıdı. Burası kendi evleri idi. Demek şu dakikada kendi evinde idi!.. Acaba bu, bir rüya mi idi?. Rüya mi görüyordu?. Yoksa rüya olanlar, şu bir kaç günd'enberi ba şından geçenler miydi?. Titredi; onlar, bütün o gelip geçenler şimdi birer birer tekrar gözünün önüne sıralandı: Beyaz gomlek f lj korkunç ihtiyar... Mor ışıklar.. Kendisini kapattıkları daracık bir yer .. Sonra beline sarılan kuvvetli kollar... O daracık yerden kucaklayıp kaçıran dilenci kıyafetli adam... Halecanlı dakikalar... Koşuşma lar... Tabanca sesleri... Korkunç ulumalar... Yeni baştan titredi... O adamı, kendini kucaklayıp kaçıran adamı aradı... Onun kuvvetli kollannı, belini kavrıyan, bütün vücudünü saran kollannı aradı!.. Gözleri biraz daha aralandı. Etrafı saran duman biraz daha sıyrıldı. Artık şüphe yoktu. Burası kendi evi idi. Kendi odasında, kendi yatağmda yatıyordu. Demek ki, bütün o, gözünün önünden gelip geçenler rüya, hep rüya idi!.. O kuvvetli kolları arayıp bula mamanın gizliden gizliye üzüntüsü vardı ama o korkunç rüyanın sıy rılmış olmasından da derin bir se vinç duyuyordu. Rahat rahat soluk aldı. Tath tatlı gerindi... Her yanı ağrıyordu. Başı şişmiş, sanki yerinden kımıldıyamıyacak kadar ağırlaşmıştı. Yoksa hasta mıyAdamcağız çoktan ölmüş. dı?. Büyük bir hastaük mı geçir mişti?. O korkulu rüyalar hastalı ğın sayıklaması mıydı?. Kend'isine doğru bir gölge iğildi. Bir çift siyah göz, iri, parlak, hem güzel, hem de korkunç bir çift göz, genç kızın aralık duran gözletine uzun uzun baktı: Galiba kendine geliyor!.. Diye söylendi. Sonra Perihan'm elini tuttu. Eğlenir gibi bir sesle: Küçük hanım, dedi. Sakın gürültüye kalkayım, deme.. Sonra kendin pişman olursun!.. Genç kız korkudan, halecandan sarsıldı. Kalkmak, biraz doğrulmak istedL Her yanı çüırümüş gibi sızhyordu; kımıldıyamadı bile... Ko nuşmak: Bana ne oldu?. Ne var?. Diye sormak istedi. Sesi çıkmadı. Dili tutulmuş, boğazı kurumuş gi biydi Gözleri yenibaştan kapandı. Bir külçe gibi yatağm içinde yatı yordu. Odanın içinde başkaları da var dı. Eğlenir gibi giilüşmeler duyuldu. Bir sea, ona pek yabancı gelmiyen bir te$: var}