Camhtrriyei =22 I Hikâye \ Hasrete kavuşmanın sevinci I Ağustos sonlarında bir gündü. Küçük otomobilimle Alemdağı'ndan dönüyordum. Sabahleyin, şafakla beraber gitmiş, tarlalarda çalışan ları, ormanda odun kesenleri seyretmi* öğleye dofru da, Kadıköyü'n yolunu tutmuştum. Hava miithiş sıcaktı. Sabahleyin serînce esen rüzgâr, biraz sonra ısmmıştı. Şimdi bir demirci ocağından fışkiran kızgın nefesler gibi, ortahğı kavuruyordu. Otomobilimin su deliğinden dumanlar çkamağa başladı. Karbüratörde su kalmamıştı. Sağım tarla, solum tarla... Eyvah, au nerede bulacağım?.. Biraz daha ilerledim. Yolun sol tarafında küçük bir knlübe gözüme ilişti. Bahçesinde bir çıkrıklı kuyu vardı. Rahat bir nefes aldım. İndim. Sahibine sormadan su çekmek istemedim. Kulübenin kapısını vurdutn. Gird'im. Taş bir avlu. Kapısı açık bir oda. Sarımtırak yelken bezi örtülü bir sedir. Köşesinde, oyma yemenili, dallı entarili, mini mini, büyiimüş te küçülmüş bir ih tiyar kadın... Nine dedim, müsaade der misiniz kuyudan bir kova su çekeyim? Çek evlât... Nah, işte kova şurada... Kovayı aldım, suyu çektim. Karbüratörü doldurdura. Sonra gene kulübeye girip kovayı yerine bıraktım. Teşekkür ettim. Nine gülüm • serfi: Hayvanını mı suladın? Hayvan değil nine, otomobil... Otomobillerde hayvan gibi susayor.. Otomofil ha evlât!.. Şuracıkta otonofil var da ben $rö>emiyorum ha!.. Daha hiç görmedim. Allah Allah!.. İnsan Alemdağı yolu üstünde olur da, otomobil görmez mi?.. Bu kadın bunak!.. Gel de benimkini gör. Ninenin gözlerinin feri biraz daha kaçtı. Başı önüne kaydı. tçini çekti: Ben kötürümüm evlât... Belimden alt yanı tutmaz. Tam yirmi beş senedir bu sedirde mıhlı oturu yorum... Bunu söylerken ağlıyacaktı. Fakat gözleri yaşarmadı. Yirmi bes senedir ağlıya ağlıya gözlerinde yaş kalmamıştı... Dediğime diyeceğime pişman olmuştum. Ninenin yanına oturdum. Sorup sorusturdum. Anlattı. Erkeği de ihtiyarmış ama, gene gün doğarken ta yukarıda tarlada ça lışmağa gider^d'Hvar dönerken gelirraiş... Nine, tarla derken sanki hıçkırıyordu. Yirmi beş senedir tarlasına ayak atamamış. Başaklarını, rüzgâr larda dalgalatan buğdaylarını, arpalarmı görmemiş. Ben başaklar arasında büyü düm evlât!.. Tırpan atarken sövle diğim türkülerle, Alemdağı'nın te peleri çınlardı. ' Birden içim kabardı: Nine, dedim. Bir gün geîeyim, seni otomobilime bindireyhn, yukanya, tarlana götüreyim. Nine düşündü. Ağlar gibi güldü: Şimdıcik götür! dedi. Nineyi kucağıma aldım. Otomo • bilime koydum... Motörün homurtusundan biraz ürktü. Sonra alıştı. Başı dönmesin diye ağır ağır gidiyordum. Ihtiyar etrafına bakınıyor. Yirmi beş senedenberi görmediği her manzara ona yepyeni geliyor. Asırlık yollar, tarihin kaydetmediği devirlerden kalma topraklar, onun için hiç görülmemiş şeyler... Daha gidecek miyiz nine?.. Biraz daha evlât... Nah, şu karşı çınarın dibi... Avuç içi kadar üç tarla... Başaklar kesümis, demet ediliyor. Nine bir şey söylemiyordu. Sücuda varmış gibi, iki elini dizlerine koymuş. Göz lerinin feri gelmiş. Gençlik türkü lerini söylediğ toprağa, üstünde yattığı buğday demetlerine. bakıyor. Hani erkeğin nine? Dömüştür evlât... Kestirme den dönmüştür. Bizim de dönmemiz lâzımdı. Otomobili geri çevird'iğim zaman. nine iki kolunu kaldırdı. ömrünün bütün kâinatı olan tarlalarına el salladı... Nineyi kulübesine bıraktım. Erkeğim gelmiş olsaydı sana bir kahve pişirtirdim, dedi. Ve daha anlattı. Arslan gibî oğlu varmış. Tuzla'da küçük bir çiftlikte çalışıyormuş. Yol irak evlât... Beş senedir yüzünü görmedim. tki de torunum var. Torunumun büyüğü on yaşında olacak simdi... Yüzlerini görmeden öleceğim. . Vadettim: Bir gün gelir, seni Tuzla'y* götürürüm nine... Oğlunu, torunlarını görürsün. Allah senden razı olsun evlât... Sen HiTir mısın?.. Ne vakit g^irsin? On gün sonra buradayım. Nineyi sevindirecektim. Ahir ömründe onun yüzünü bir kere daha güldürecektim. Elini öptüm, ayrıl dım. On gün sonra otomobilim ninenin kulübesi önünde durdu. Bahçe ka labahktı. Ne vardı. ne oluvordu? Karşıma, bir asma filizi kadar cılır ve carpık bir ihtiyar köylü çıktı. Ke dereden boyun damarları parmak gibi şişmisti: Kadmımı almağa çeldin de ğil mi bev?.. dedi... Ama geç oldu. Artık... Kadınım göçtü!.. Sevincind'en öldü!.. Onu, otomobille tarlaya götürdüğündenberi deli olmuştu... Aklı fikri sendeydi... Elbet gelecek, diyordu... Nihayet bu sabah gözlerini açtı. Çocuklarıma nihayet bugün kavuşacağım diye ağrlamağa başladı... Süslenmek istedi... ^enelerdenberi dolabında duran gelinlik entarisini giydirdim. . O durmadan söyleniyor, sayıklar gibi konuşuyordu. Sonra birdenbire sapsarı oldu... Bir iç çekti... Kalbi çırpınmadan yo rulmuş, duruvermişti... Ne edecek • sin, yüreciği bu on gün çarptığı kadar on sene çarpmamıştı.... Odaya girdim, Ninenin cesedini sedire uzatmışlardı. Üstünrfeki ör • tüyü kaldırdım. Yüzüne baktım. Ömrünün son sevinci, bir tebessüm şeklinde dudaklarına takılıp kal mıştı... SELÂMİ İZZET Istanbul ve Izmir takımları Bugün Ankara'da karşılaşıyorlar Evvelki akşam Ankara'ya hareket eden tstanbul muhtelit takımı bugün Ankara'da tzmir muhteliti ile karşılaşacaktır. tstanbul muhteliti, tam kadrosu ile gidememiştir. Giden oyuncular şunlardır: Avni, Nuri «Süleymaniye», Hüsnü, Ruhi «Süleymaniye», Samih «tstanbulspor», Süleyman «Vefa», İbrahim ^Besiktaş», Sami, Niyazi. Alâeddin, Zeki, Hakkı, Esref, Şeref «Besiktas». İstanbul muhteliti ile İzmit muhteliti arasında yapılacak bu müsa baka bundan bir müddet evvel şehrimizde yapılan Izmir . İstanbul maçının bir revanşı mahiyetinde telâkki edilmektedir. tstanbul muhtelitinin zayıf gitmesine mukabil tzmir'liler çok kuvvetli olarak gitmişler • dir. Bu karşılaşmanın İzmir'lilerin lehine biteceği tahmin edilmektedir. Perşembe günü Ankara tstanbul, cuma günü de Ankara tzmir muhtelitleri karşılaşacakardır. Ekmek nerhi Değiştirilmedi Temmuz Kontenjanı Bu akşamki program tSTANBUL: 18 Gramofon 19,30 Saz: Bedayii Musikiye heyeti 20.25 Ajans haberleri, Saat ayan 20,30 Gramofonla opera 21 Saz: Münir Nurettin Bey ve arkadaşları 22 Cazbant. VtYANA: 18.05 Senfonik orkestra 18,55 Hafir musiki 19.25 Konferans 20.20 Fransızca ders 20 40 Havadisler 20.50 Eski mu siki: (Mozart, Beethoven. Hândel) 22.20 Konferans 22,50 Akşam havadisleri 23,05 Dans musikisi. BERLİN: 16.50 Keman solo 17.35 Kcnferans 18 Edebî kıraat 18 55 Gençlik saati 19,20 Orkestra 20 Havadisler 20,15 Hafif musiki 21,05 Bir skec 22,45 Konferans 23,05 Hava raporu. spor haberleri Müteakıben 1,35 e kadar das musikisi. BÜKREŞ: 17 05 İki saat orkestra konseri 19,05 Konferans 19.45 Şarkı 20,05 Piyano solo20.35 Konferans 20,50 Keman solo 21,20 Flüt solo. BUDAPEŞTE: 18.05 Orkestra konseri 19,20 Hıkâye 19,50 Keman ve iki ses üzerine şarkı konseri 21,05 Piyes 22 50 Havadisler Müteakıben salon ve tsgan orkestraları. PARİS (Radio Paris): 20,05 Alman edebiyatı hakkında kon ferans 20.35 Sıhhi musahabe 21 05 Edebi kıraat 21,45 Moda haberleri 21,50 Konser: Şarküar. ROMA: 18.05 Çocuk saati 18.35 Muhtelif musiki 19,30 Musahabe 21 05 Havadisler ve gramofon plâkları 21.20 Sıhhi musa habe 21.50 Operet Müteakıben ede biyat saati. VARŞOVA: 17,10 Plâk neşriyatı 18.05 Hafif mu siki 19,05 Vilno'dan (Konferans) 19.25 Dans musikisi 20,20 Muhtelif 20,40 Radyo gazetesi 21,05 Koro 22 Edebiyat saati 22.15 Piyano konseri 22,55 Havadisler 23,05 Dans musikisi 23,30 Esperantoca konferans 23,55 Dans havaları. BELGRAT: 17,05 Konferans 17,35 Plâk 18,05 Konferans 18 35 Mılli şarkılar 20.05 Konferans 20,35 Konferans 21.15 Konser: (Kemal. piyano, viyolonsel ve şarkı > 22 15 Komedi 23 Orkestra ile akşam musikisi. BARSELONA: 21.05 Rfldvn triosu 21,25 İspanyolea ders 22,05 Plâk 23,10 Radyo orkestrası23.25 Kitar ile şarkılar 24,05 Konferans24.45 Finlândiya musikisi: (Şarkı. keman piyano ve orkestra) Müteakıben kuartet konseri. LONDRA (Reginal): 18.20 Çocuk saati 19,35 Askerî mizıka21,05 Plâk 21,40 Piyano konseri 22,05 (Samson ve Dalila) Saint Saeus'm iki perdelik operası 23 25 Dans musikisi. BRÜKSEL I (Franz): 20,20 Musahabe 20 35 Havadisler 21.05 Buyük orkestra konseri 22.05 Tiyatro 23,25 Konsere devam Müteakıben havadisler Daha sonra bir kaç dans havası fgramofonla). PALERMO: 21.25 Gramofon 21,50 Şarkılar 24 Havadisler. Iktisat Müdürü Borsada Istanbul'un hissesi güm rüğe bildirildi tetkikat yapıyor Ekmek nerhi hakkında dün de yeni bir karar verilmemiştir. Bu vaziyete göre dokuz buçuk kuruş fiatın bir hafta daha devam edeceği tahmin olunmaktadır. Yalnız alâkadarlarca bir cihet nazari dikkati calip görülmektedir. Her hafta çar şamba günleri nerh tesbit edildiği halde bu hafta ne tenzil, ne tezyit ve ne de ipka edildiği hakkında dün akşam geç vakte kadar bir karar verilmemiştir. Fırıncılar daima hafta sonu Belediyeye müracaat ederek bu hususta malumat istedikleri halde bu sefer onlar da alâka göstermemiş; Belediyeye müracaat eylememişlerdir. Bundan fırıncıların vaziyetten memnun oldukları anlaşılmaktadır. Maamafih İktisat müdürü Asım Bey dün de geç vakte kadar Zahire borsasında bu işle meşgul olmuştur. Binaenaleyh bugün yeni bir vaziyet hasıl olması ihtimali de vardır. Haziran ayı için İstanbul gümrüklerine verilen kontenjan tevziatına devam edilmektedir. Umumu müdürlük temmuz ayına mahsus kontenjanı da bildirmiştir. Temmuz ayında İstanbul için kâfi derecede kon • tenjan verilmiştir. Temmuzun birinci gününden iti baren şeker ve kahve ithalâtı se rbest bırakılacaktır. Ancak şeker ithal eden tacirler ithal ettikleri şekerin kıymeti nisbetinde tütün, tiftik ve sair mahsulâtımızı ihraç etmek mecburiyetindedirler. thracat mukabi linde yapılacak ithalât için gümrüklerde ayrıca bir defter tutulacak ve ayrıca ihracat beyannameleri yapılıp ithalâtta bu beyannameler muteber addolurt acaktır. Bizden mal almak istiyen memleketler Türkiye'den mal almak üzere Ticaret Ofisine şu müracaatler vaki olmuştur : Venedik'ten tuzlu balık ve bil hassa ton balığı. Almanya'dan kuş yemi. Çekoslovakya'dan boynuz, kemik, barsak, haşhaş. Trieste'den malt hulâsası. Brüksel'den meyan kökü, afyon ve msyan balı. Paris'ten kuru üzüm, fındık, hububat, arpa, malt incir, pamuk. Alâkadarlar Ofisten malumat alabilirler. istanbul muhteliti Eskişehirde Tekirdağ'da bu seneki Mahsul ümitlidir maç yapacak Tekidaşh Ticaret ve Sanayi Odasin Ankara 21 (A.A.) tstanbul dan ihracat Ofisine gelen malumata naMuhtelitinin Ankara'da yapacağı maçları itmam ettikten sonra cuma zaran Tekirdağ mıntakasında geçen seakşamı Eskişehir'e gideceği ve orada neye nisbetle kışlık zeriyattan arpa cumartesi günü Eskişehir Muhtelitile mahsulü %\0 nisbetinde fazla buğday, bir müsabaka yapacağı müstahber çavdar, % 1 0 noksan zeredilmiştir. dir. 1931 de mahsulâta zarar veren fareler imha edildiğinden bu sene mahsulünün zeriyatın noksanlığına Ankara 21 (A.A.) Bugün îs rağmen iyi ve fazla olacağı tahmin tiklâl sahasında Ankara Gençler edilmektedir. Birliği takımı ile Konya tdman YurGeçen sene kuşyemi ve ketentodu arasında ve büyük bir kalabalık humu mahsulü farelerin tahribatı kütlesi huzurunda bir müsabaka yayüzünden %25 noksan idrak edil pılmıştır. mişti. Bu sene yağmursuzluk müsMüsabaka çok heyecanlı olmuş tahsilleri endişeye düşürmüştü. Fatur. Filhakika Gençler Birliği birinci kat son yağan yağmurlar vaziyeti haftayımı güzel bir oyunla 51 gibi ıslah etmiştir. Bu sene ketentohumu yüksek bir farkla bitirmiş olduğu ve kuşyemi istihsalâtının %25 fazla halde, ikinci haftayımda Konya takı olacağı tahmin edilmektedir. Ge mı kendisini toplamış ve 4 gol ataçen sene kuşyemi mahsulü 80 bin rak maçı 55 beraberlikle bitirmiştir. çuval idi. Ankara'da bir maç izmir ve Samsun'un bir haftalık ihracatı tzmir limanında son hafta zarfında 2500 kilo balmumu, 6606 kilo deri, 190,000 kilo palamut, 137,000 kilo tütün, 51,000 kilo üzüm ihraç edilmiştir. tzmir'deki mevcut incir stokumuz 3600 kilo, üzüm stoku 340.000 kilo ve afyon stoku ise 110,000 kilodur. Son hafta zarfında Samsun mın takasından tkenderiye'ye 11,514 kilo tütün ihraç edilmiştir. Bundan başka ttalya ve İspanya'ya. da lOlfi sandık yumurta ihraç edilmiştir. Ticaret Odasına gelen malumata göre bu sene Mersin'de susam mahsulü gayet iyi olacaktır. Bu seneki rekoltenin bir milyon okka kadar olacağı tahmin edilmektedir. VUKUAT Bir amele kendisini Makineye kaptırdı Dün saat 17 de Kasımpaşa'da Havuz arkasmda 18 numaraiı hanede oturan Nesim isminde bîr Mu> sevi Kasımpaşa'da Bedrettin ma • hallesinde çalışmakta olduğu ına rangoz fabrikasında müvazenesini kaybederek kendisini makineye kap tırmış ve muhtelif yerlerinden yaralanmış ve Senyorj hastanesine kal dırılmıştır. ipekiş müdürü izmir'e gitti Bir iki gün evvel şehrimize gelen tpekiş Umumi Müdürü Reşat Bey dün İzmir'e gitmiştir. Reşat Bey tzmir'de tpekiş satış teşkilâtı hakkında tetkikat yapacaktır. tstanbul'da satışa çıktıktan sonra Avrupa ma mulâı kumaşları derhal revaçtan düşüren ve nefaseti, sağlamlığı ve ayni ayardaki Avrupa kumaşlarile kıyas kabul etmiyecek derecede ucuzluğu hasebile artık hariçten ipekli kumaş gelmesine imkân bırakmıyan (İpekiş) mamulâtının İzmir'de de büyük bir rağbet göreceğine şüphe yoktur. Mersin'de susam mahsulü izmir'de buğday satışı yok! İzmir 21 Şehrimiz Zahire borsasında buğday üzerine satış olmuyor. Alıcı ve satıcı anlaşamamaktadırlar. Arkadaşını yaraladı Tahtakale'de Uzunçarşı'da kahveci Refetle, Küçükpazar'da Halil oğlu Arap evvelki akşam sarhoş bir halde Beyoğlu'nda Tarlabaşı caddesinden geçer • ierken aralarında hiç yoktan bir kavga çıkmışbr. Arap tabancasını çekerek arkadaşına ateş etmiş, çıkan kurşun Refet'ra sol bacağına isabet eylemiştir. Yaralı tedavi edilmek üzere Zükur hastanesine kaldırılmış, carih te yaka lanmıştır. Kıbrıs gümrük resmini arttırdı Kıbrıs'ta 7 haziran 1932 tarihinde mevkii mer'iyete vazedilen muaddel gümrük tarifesile Kıbrıs'a ithal edilecek bazı eşyanın gümrük resim lerî tezyit edilmiştir. Resmi tezyit edilen ve ihracat ticaretimizi yakmdan alâkadar eden maddeler meyanında beyaz, kaşar ve tulum peynirlerimiz de bulun maktadır. Yeni tarifeye göre bu mevaddan evvelce okka başına alınmakta olan üç kuruş ithal resmi dört kuruşa çıkarılmıştır. Bundan başka buğdayın kantarından alınan ithal resmi altı kuruştan bir şilin üç kuruşa çıkarılmıştır. tşlenmiş deriden alınan ithal resmi de kıymeti üzerinden yüzde yirmiden yüzde yirmi beşe çıkarıl • mıştır. Dehşetli stok! tzmir 20 Eğe iktisat mıntaka sinda 9,500,000 kilo satılmamış tütün stoku vardır. Gençler, Deniz Lisesine giriniz! ASKERUK IŞLERÎ Malulgaziler Cemıyeti Umumî Merke zinden: 1 Malulgaziler menafiine eşya piyangosu muhtelif semtlerde devam etmektedir. Gerek bu hususta ve gerekse hususatı saire hakkında malumat almak istiyen malul arkadaşlarımız pazardan maada her gün öğleden sonra cemiyet merkezine müracaat edebilirler; 2 Evvelce yapılan ilânat mucibince vazedilen tecdidi kayıt müddeti haziran 932 nihayetine kadar temdit edilmiştir. Haziran 932 nihayetine kadar arkadaşlarımızuı âcilen merkeze müracaatle kayıtlannı tecdit ettirmeleri, aksi halde haklarında nizamnamenin ahkâmı mahsu sası tatbik olunacağı tebliğ olunur. Maluller piyankosu ve kayıt KADIN CiLVELERi İlâveten ölüm Kalesi mümessili EDİ POLO Dühuliye 10 kuruştur. Üsküdar Hâle sinemasında Yugoslâvya'da emlâlcî Olan Türk'ler Yugoslâvya'da emlâk ve arazisî olan Türk'lerin 4 temmuz 1932 tarihine kadar bu emlâk ve arazinin bu lunduğu mahal belediyelerine müracaatle beyanname vermeleri ve aksi takdirde haklarından mahrum e dilecekleri Yugoslavya muhabiri • mizden bildirilmektedir. Yugoslâvya'da bu gibi arazisi olup ta şimdiye kadar beyanname vermek suretile müracaatte bulun muş olan vatandaşlarımızın bir an evvel beyannamelerini makamı ai dine tevdi etmeleri menfaatleri iktizasındandır. Bugün de diyorlarki... Akşam gazetesinde her gün bir kaç yazismı zevkle okutan Hikmet Feridun Bey devrin tanınmış şairleri, muharrirlerile yaptığı mülâkatları bu isim altmda top lıyarak neşretti. Gazetesinde her günkü tetkiklerini kuvvetli bir görüş ve canlı bir üslupla yazan ve bu sayede kendine has bij yol tutarak tanılan muharrir bu edebi mülâkatlarında muvaffak ohnuş ve son devrin san'at hareketlerini aydınlatmış oluyor. Ruşen Esref Beyin pek meşhur olan «Diyorlar kis si ile yeni eseri kıyas edecek olursak Hikmet Beyin daha pratik ve kıvrak intibalarla görüşmelere renk verdiği anlaşılır. Ruşen Esref Bey daha ziyade üstadane bir ressamhk yapmıstı, bizzat kendisinin de kitap mukaddemesinde dediği gibi Hikmet Bey hassas ve kuvvetli bir objektif kudreti göstermiştir. Camında; gördüklerini, duyduklarmı asılları kadar yaşatan, onlara ahenk ve ruh veren bir objektif... Eserin yazış noktasından kıymeti kadar edebiyat tarihi cephesinden de mutlak bir ehemmiyeti vardır. Ruşen Eşref'ten sonra boş ve mühmel bırakılan yirmi seneye yakın bir devri ve devrin şahsiyetlerinl dile getirmek itibarile... Her halde «Bugün de diyorlar kl» cfcunacak. okunması lâzım gelen bir eser. Bilhassa genç tahsildeki genclerimiz için bu, bir lâzimedir de denilebilir. Hararetle tavsiye ederiz. Pamuk piyasası Harici Ticaret Ofisinin pamuk vaziyeti hakkında hazırladığı haftalık rapora göre dünya pamuk fiatlarında bu hafta sonunda ufak bir tereffü husule gelmiştir. Son hafta zarfında pamuk piyasası bir çok tahavvül geçirmiştir. Bu vaziyette Amerika bütçesîni tevzin için kongre tarafından yeni vergilerin kabulü ve Amerika'da bu sene yeni mahsulün iyi bir surette inkişaf ettiği haberleri âmil olmuştur. Dente Ltsesinin tertemiz ve ferah yemekhanesinde talebe efendüer yemek yerızen Mavi Marmara'nın ortasında Adalar esseseler viicude getirmişlerdir ama yesfl bir yuva, Heybeli'deki Deniz Li mektepleri Marmara'nın yeşfl yuvası sesi de bu yeşil yuvarlann sinesinde bir olan adalarda değildir. Bizimki bir irfan yuvasıdır. Deniz Lisesi, yalnız mektep değil, bir sayfiyedir, ki önünden Türkiye'nin değil, dünyanın en güzel ve geçerken orada hayahnın bir kaç semükemmel mekteplerinden biridir. De nesini geçirmek istemiyen bir tek adam askerlikten istifaya lüzum görürse onun niz Lisesini, en büyük denizci milletleyoktur, diyebilirim. Yeşil çamlarla maiçin denizde ve karada, dünyanın dört vi denizin kucağında yükselen o beyaz rine mensup olanları da dahil olmak köşesinde bir iş bulmak mümkündür. binayı, ben, içinde tertemiz beyaz el özere, dünyanın belki bütün deniz za • Çünkü bugün ilmü fennin hemen hemen bitlerile beraber gezdim. Hepsinin mek biselerile dolasan küçük bahriyelilerile hiç bir şubesi yoktur ki en son tekembir güvercin yuvasına benzetirim. Bütün tebimize bayıldıklarmı gurur ve iftiharmülâtı bahriyede tatbik edilmemiş ol • la gördüm. Bazı milletlerin bahriye mek adalarda mevkii ondan güzel bir bina sun. Onun için bahriye zabiti bir fen tepleri bu derece muntazam ve mu • yoktur. Her türlü modern istirahat es ve ihtisas adamıdır. Kaptan, insaiye babını haiz olan böyle bir mektepte kemmel olmaktan uzakhr, diğer bazı mühendisi, çarkçı, motörcü, telsiz telokumanın da ayn bir zevki vardır. Fabuyük ve zengin milletler ise güzel mügrafçı, elektrikçi gibi mütehassıslar, ekkat Deniz lisesi, yalnız mevkii, binası meğini taştan, hayır tasa gitmeğe lü • dflmeli, fena oynadığı zaman tenkit itibarile mi güzeldir? Hayır, Deniz Lizum yok, denizden çıkarır, hiç bir za edilmelidir. öyle yapılmaz da, hakikat sesi denizci yetiştirir. Deniz zabiti, yalman hiç bir yerde issiz ve aç kalmaz. muhtelif saiklerle başka sekillere soku nız vatanın denizlerini, deniz yollarını, Denizle, fırtına ile uğraşmak ona, çilek lur, methü sena 3e gençlerin başı dön sahillerini müdafaa eden yüksek bir şahgibi bir azim ve iman, yılmak bilmez bir dürülürse bu, sporcuya ve spora iyilik siyet olmakla kalmaz. Deniz zabiti, ayni itimadı nefis vermiştir. Elindeki san'atla değil, fenabk olur. zamanda, mükemmel, münevver ve hayatta daima muvaffak olur. malumatlı bir adamdır. ömrünü denizOrtamektebi bitiren Türk çocuklan de geçirrneğe, bütün dünyayı görmeğe Deniz Lisesi beyaz ve nurlu kucağını namzet bir adam. Deniz zabiti, bir gün A.D. Mugla ipek istihsal ediyor Muğla 21 (A.A.) Vilâyetin sahil mıntakalarmda yeni ipek mahsulü id rak edilmiş, bazı mıntakalarda da ham ipek istihsaline başlanmıştır. Muğla'da evlerde iptidaî vesait ve usullerle; fakat iyi cins ipek istihsal edilmektedir. Halkevi Reisliğinden: Haâranın 24 üncü cuma günü Anado lu'nun yirmi üç yerinde daha yeniden Halkevi açüacaktır. Yeni doğan bu evleri tes'it etmek üzere o gün saat üçte İstan bul Halkevinde bir musiki müsameresi verilecektir. Müsamereye Fırka Kâtibi Umumisi Rcep Beyefendinin Ankara Halkevinde söyliyecekleri nutkun burada Radyo ile dinlenmesile başlanacaktır. Müsamereye herkes gelebilir. Halkevinde müsamere Teşekkür Ailemizin çok sevgili reisinin irtihali münasebetile aldığımız taziyet mek tup ve telgraflanna, cenazede hazır bulunan zevata ve merhumun mensup olduğu insanî ve hayırperver cemiyetler tarafından gösterilen kardeşliğe, Elek • trik Şirketi ve elektrik fabrikası me • murin ve müstahdeminine ayrı ay n teşekküre büyük kederimiz mânidir. Bu vazifeyi gazeteniz vasıtasile ifa ediyoruz. Merhum Fazlı Necip Beyin aflesi Camma zevcesi Rebia Buğday düşmeğe başladı Buğday fiatları dün de bir miktar daha düşmüştür. Pulatlı malı 3 4 , çavdarlı ekestra mallar en fazla 8 kuruş otuz paraya ve çok çavdarlı mallar ise 7 kuruşa kadar satılmışhr. Dün şehrimize 24 vagon bağday, iki vagon arpa ve bir vagon çavdar * elmiştir. Foto Süreyya Foto Süreyya mecmuasının 14flncönumarası mükemmel resimlerle mücehhea olarak saha! lntlşara vazolunmuftor. Karilerimize tavsiye eylerlı.