Ctttn htm v#f S a n ' a t ve e d e ü i y a t Cenubî Amerika'nm . Uğradığı felâket Çehirlerde karanlık devam etîiyor, şîmdiye kadar 3000 ton kül yağdı BuenosAIres 13 (A.A.) Genişj fcir saha uzermde ketif bir karanlık d«vam etmektedir. AsVer kuvvptleri muavenet tedbirlerine iftirak eyle mektedir. BuenosAires 13 (A.A.) Şehre ya s an kül vaÇmuru durmuştur. Maamafih keaif ıla devam etmektedir. Mendoza'dan p/elen haberler daha emnîyet Terici olmakla bera^er Malargue kasabasından gelen tel • graflar havanm kukürtle i»ba haline yelmiş o'Ju*!mu bndirmektedir. Küllerin mbzuliyeti yard'ma giden kamvonlann zelzels mahalline ye • tijmeİP''m menetmiştir. heyet âlimleri bu bürkânî f»»lî*M>tîn ne kadar müddet devam edeeeŞini tayin edam<»mislerdh\ Buniarm fikrince bu faalivet A«des sıra dn&la rmda UYHII müdd<*t daha sürebile cektir. Mandoza'da hareket der« • ce«i dı"<m5i»tür. KH1 ya*m«ru tamami'e dînmî'tir. Fakat havada *id deMifc»rkvVürt kokusu hUsedUmektedir. Bir tak»m kırırnsiT^tTrak bulutlar "okyiî'üünü örtm«;ktedir. Arîantin etmihuTİvetmhı şimaHndeki haval'de kül ya*rmmnvTt *tmak i^tidadını gösterdifH ve Bprüya hududuna kadar tevessü ettiği bil dirilmît'r. Beynelnıilel şark musikisi kongresi Mısır'da büyük bir beynelmilel şark musikisi kongresi toplandı. Bütün milletler oraya murahhaslar gönderdiler, Türkiye namına da Rauf Yekta ile Mes'ut Cemil davet edi'di. Avrupa ve Amerika gazeteleri bu konçreden büyük bir hayranhkla, a'âka ile, hararetle bahsediyorlar. Ankara 13 (Telefonla) MaTürk musikisinin orada kazandıgı Hve Vekâleti yeni müvazene ver büyük muvaffakiyete ve musikimîzin gisi hakkındaki lâ^'havı hazırla esasları üzerinde orada cereyan eden maktadır. Bu veni lâyihava nazamünakasalara dair bizim gazeti'lerde ran maaş ve Ocret sahiplerinden henüz bir tek yazı çıkmadı. Rauf kazanç, bubran ve mUvazene verYeHa'nın ve Mes'ut Cemil'ln bizi dagisi şu »uretle ahnacaktır. ha faz'a aydın'atmasmı bekliyerek, simdilik ben, Franstz gazetelrinin Evvelâ yüzde yedi kazanc vermusikimize karşı ilân ettikleri bUyiik Rİsi kesilecek, badehu 1S0 l>'rava takdirin ve havranlıÇın bir nakili kadar olan maaslardan 30 lîrası vazivetinde kalacaÇım. hariç olmak üzere buhran ver?isi almacak, bundan sonra da kaian «Cumhuri"et» i okuyanlar pek iyi mîktard=>n yflzde on müvazene verbilir'er ki, ötedenberi şark ve Türk gisi kesîlecektir. musikisinin kavıtsız şartsız bir mef tunu, ve müdafiiynn. «Sînan» ı ve Meselâ 100 lira maash bir me«Dede» yi yetistiren bir milletin oğlu mur evvelâ yedi lira kazanc veroîduğum için millî san'atımıza yan gisi verdikten sonra 630 kuruş bakanların ı?özlerini Önlerine indirbuhran verarisi, 867 kurus ta mümek ve on'arı uyandırmak daimî vazene verçisi verecek. bu su vazifelerimden biri olacaktır. retle 2297 kurus vergi vermis olacaktır. Bu?ün srene, vaktile Türk musikisi alevhine bir cereyan uyandırmağa kalkan ve konservatuvarımızdan a Iaturka kîsmmı ilsra ettîrmefrf» çalı san, muvaffak ta olan Namtk tsma •l'lere, terbiveci tsm»il Hakkı'lara, hatta Musa Sürevva'lara karsı Avrupa'lılann verdikleri bir dersi bu • raya nakledeceŞim. Ci'nkü biz ken • dimizi ancak Avrupa'da yaTnlan aynalarda erörürsek be^enebiliriz. Bu kongre münasebetiie Avrupa gazeteParis 13 (A.A.) Berlin'den bîl lerinde yazılmış bir çok makaleler önîimde duruyor. Hepsi, iark m«si diriliyor: kisinin garp musikisine faik olduAlmanya ile Lehistan arasmda ğunu itiraf ve isbat için yazılmiştır. bilfarz Alman toprasrmın Lehittan tşte bir tane. «Candide» gazetesinordusu tarafından istilasını intaç ede «Emile Vuillermaz» şu makaleyi decek vahim bir ihtîlâf zuhuru takne$rediyor: dirinde HitlerMn Almanya sark hu«Garp üstatlannm Mısır'ı bu zîvadutlarinm mUrfafaası icin ihdas edilretlerinden şarklılarm istifade edip mis olan Reiscswehr Alman hafi te« etmed:klerini bihnem, fakat mu kil&tma mensup kendi taraftarlarına hakkak ki o çarp üstatları, bu kon işbu teskilât emrinde bulunan esliha grede bir cok malumat almak ve kuve mühimmata vazıyet etmeleri ve lakiarile hassasiyetlnrini zengin • âcilen Berlin üzerine yürüyerek bir leştirmek fırsatını bulmuşlardır. müfritler darbei hükumeti vapmağa «Bizim bu sehhar ve ince mÜsfö etnir vereceği söylenmektedir. man san'atmdan öğrenmeğe muh • Bn heyecanbahs hakîkat, son defa taç oiduğumuz pek çok şey var.» Muh'arrir, bir tek not etrafmda saPru»ya poîisi tarafından icra edilen zendenin ne harikalı bir yaratma taharriyat ve tahkikat netice»inde sübut bulmustur. Bu hakîkatin sUbutu kııdretile na^meler yaptıgım anlattıktan sonra diyor ki: nasyonalsosyalirt fırkasma karşı «Bizim barbar kulaklarımız bu heLeipzig imparatorluk âli divanı tayecanı do^rudan do&ruya kavrıya • rafından hiyaneti vataniye curmile maz. Düsününüz ki biz tamamile takibat açılmasını intaç etmiştir. indî bir takım ses kaideleri içinde Saraçoğlu Şükrü Bey yasıyoruz. Bütün garp musikisi ol • Ankara 12 (Telefonla) Saraçoğlu dukça kaba bir basitliğin kafiyeleriSilkrü Bey Paris'e gitmesini bayram ne istinat eder. Kendi kolavlığımız dan sonraya bırakmıjtır. icin «mutedîl» ismini verdiğimiz bir Yenî bütçe Önünde... Yeni vergiler Nasıl alınacak? 100 lîra maaşı olan 2297 kuruş verecek Kül yagmtrrtt durdu BuerosA'res 13 (A.A.) Metıdoza vî'p.veti «*>alisini te«kil ed<»n 80 Gokte ktrmızt bulutlar bin kisinm tahi've ve emin mmtakaBuenofAires 13 (A.A.) K«i! yağmuru dinnn»kle beraber k**«îf bir lara nAli irîn iMivatî ted»"'rTr ittiÛs tabakast hiikîira sürmektedir. Se haz ediimi'tir. Burada şiddetli 3 la J < "ne d^ba hi^solunmustur. hlr, şîma! memlekt'erine hâs bir Bir çok mmtnVnlardm yere dîîsen ınanaara aîmıştir. Sokaklar, dimlar küH'n kalınlığı 35 »antimetreyi bul • ye a4»'"'*>' bembeyaz kesi'mNMr. Bunlar, adeta karla örtülmüs jribi mu«tur. Rasaditı bavaive tnî»*eî»a88i*Nn bir bal *l"iT«hr. B?r kae tavyare *;'osu fehir Cntfînde dola<mnkta ve ahvali I simdiye kadar di'sen Vüi'erin m*k tarmm 3000 tnndan fazla olduiunn havaiye hakkmda ke*if bare^etV • tahmin ediyorlar. rinde bulunmaktadırlar. A^ili, sfi . kÛAunu rmıhafaza etmektedir. Iki şehir kSl alhnia Bir çok kimseleHn «iddetlî baa a|Valnarezo 13 (A.A.) Va!oa • risma tutulduklan haber veriİTnekte rezo ve Sant!a?o »ehîrlerî. volkan • dir. Yaoılan tetkfkat netîeetmde vol ların çık?rd<§ı beyaz renkte küller kanlardan çıkan küllerîn kimvevî ter ve cflruf 51e ortiiimüştür. kioleri Hibarile Veru yanardafınra Kraterlerin alevleri k»«af»t'»rîn! İndtfamdan bâsil olan külleri andır ksvbetmiş olmakla beraber kiil ve makta oldujhı anlaşılmıstır. cttrnf cıkarmakta devam etmektedir. Maamafih rüzşrâr istîkametini tebBir çok kimseler, eîbiselerîni ko > rumak icin sokaŞa çtkarken semsiye dil etmi« oldufrundan »imdiki halde almaktadırlar. DUkkân »ahioleri, ve bu m"z'iç maddeier dağlara doğru mek takımlarını temizlemek için bu »ürnklenmektedir. küMen Ntifade etmektedirler. Simdive kadar insanca zayiat if'ar Kendilermden ma'umat Ϋ»«'*«TI 3000 ton kiil yaedt Hitler'in Orduları Hitler aîeyhine takibat yapılıyor Uçuruma Japon'lar Harbin'de bir suikaste uğradılar Tokio 13 (A.A.) NickiNîcki gazetesmi yazdıgina göre, bir Ja • pon kıtasını nakleden tren Harbîn'in 10 mîl şarkında vuku bulan infilak üzerine uçuruma düşmüs, ölen Japon zabit ve askerlerinden ba»ka 19 u tehlikeli olmak üzere 74 asker de hafif »urette yaralanmıştır. Tokio 13 (A.A.) Harbin'den gelen haberler, kaza mahaüindeki raylann bir kısmınm kaidırılmış ol • masının bir suikastin vücudüne delâlet etmekte oldugunu bildirmek • tedir. Fakat faillerin şahıslan hâlâ tesbit edilememiştir. Kazazedeler, gayrimuntazam Çin'Iilere karşı yapılan Fanghen'deki askert harekata iotirak ettikten sonra terhis edilmiş olan Japon bölü^üne roensnp 150 askerden ibaret idi. Tokio 13 (A.A.) Şanghay'dan gelen telgraflar, Japon ihraç kıtaa tının üçüncü ve 4 üncü bolüklerinin dün Japonya'ya müteveccihen Çin'i terketmiş oldukiannı bildirmeVfedir. Atina'da büyük Bîır cuîîoiîmo.! Ticaret Odası reisi de mevkuflar arasında Atİna 13 (A.A.) tstintak d^vlet k*mya lâburahıan müdürfi M. Galooouloı ile diğer baa şahsSyetleria tevkifini emretmistir. Bu zevahn tevkif ediimeierinin M • Ankara 13 (Telefonla) Tenzi • bebi im»I eylemis oldukian isp:/iclar IâÜı bayram tarifesmin tatbikt dola • için verflmesi lftzim gelen vergî TB rfi « yısile bugün buradan tstanbul'a giden sumu tedive etmemeUrinden ileri gelmektedir. Mevknflar arasında Atina Ti trenler çok kalabalıkta. caret ve Sanayi Odası reisi ve sarap v« isoirtoin irkiler «irketi rnSdürü M. ThaAnkara 12 tzmir'e giden Profesör rflos ile Prometheus şirketi raüdörâ M. Yansen dönuste Istanbul'dan geçecek, M?krîs'te buTunmaktadır. Mumaüevfıtm, nesabatta bir sui te • Utanbul plânı hakkında Vali ve Bele • diye reisi Muhittin Beyle görüşecektir. fehhüra o'duğunu «Sylemislerdir. ProfesSr mukavelett mucibince daha Atina Tîcaret ve Sanayi Odan 40 Sç sene Ankara şchri tmar müdürlüğü•endenberi beyneTmilel ticaret ve maliye âlem^n^e b&rmetle tanılm» bir şahriyet nün müşavirliğinî yapacaktır. Profesör sehrimizde bulunduğu müdolan M. Tharilos'un tevkflnden dolayı det zarfmda Başvekil Ismet Pasa Hz. pr<**«toda bn'onacaktır. tarefindan kabul edilmistir. fBaşmakaleden mabaif] gelmesi baskadır, ve elbet bu ikincî PEYAMl SAFA şekil birinciye kıyas olunamıyacak kadar fenadır. «gamme» tesis etmişiz, ki hâlis mu • Sonra muvazenesiz ve ihtiyaca •iki noktai nazanndan pek fakir, pek gayrikp.fi bir bütçenin fena akibet âciz bir şeydir. Fazla olarak eski leri yalnız bir maaslann muntazam makamların artıklarından imal ettiğimiz «majeur> ve «mineur> makam tediye edilememesine de muTthatn* lan öyle bir mektebin icatlarindan kalmıyaca^ı ise pek az düsünce He herkesin takdir edebilece$i bir »«y dır ki fakirlikleri hiç söz götürmez. «Bu, dâhi muzisyenlerin garp rau dir. Velevki asgarî şeklmde ihti yaca kifayet etmiven ve bu halinde sikisinden şaheserler çıkarma'arına muvazenesi Jte bulunmıyan bir b&tçe mâni o'mamistır, fakat ayni dsrece de hakikattir ki, müslüman san'atmda ile devlrt hayatınm idare ve rdamesi mümkün oimaz, ve bu mevanda en oldnfu c>bi, daha rakik bir tes per deai taksimatindan istifade eden zen mühim neticelerden biri olarak mali gin bh* musiki lu<;ati karsjsında her vaziyet bastanba»a sarMİır. Millî pazaman mütevazî ve hürmetkâr olma ranın kıymetine halel gelerek u m » mun serveti tehlikeye girer. Baî lıyız. kan'lı memleketlerin bir çoklarında «Garp (sark) musiklsi çevrek bu hal tahaddüs ederek orada millî sesten istifnde ediyor, fakat. hn^iparalar kıvm»tlerinden bir cok kaykatte çok daha ince ve rak<k bir bermislerdir. Her hangi millî bir pa«cbromat<'one» kullanıyor. Bu mu ra kıymetinden ne kadar kaybederse siki bPtün ses ürr>ermelerine, eıd'kmillî servet te o nisbette berhava Ianmalarına, alAimi semanm bütün olmuş olur. Hükumetin bütün müşrenkTerile pırıidamalarına m"saittîr. külâta ragmen taassup dereceaine Ses, böylecc, kendNini daha kanatlı, varan azami d'Hçkat ve gayreti sayedaha Kayrunaddî bir hale getiren sinde Türk millî parası mevkiini sakıvraklıçjnı al'vor. AyaŞinı vere apa»a§lam muhafaza ediyor. Bu vazifir basmıvor. Merhnmetsiz bir meryeti en cüz'î »urette dahi her hangi divenden basamak basamak cikmı bir halele uğratmamak bütün Türk yor. Dal?alanıyor, daima bavılmaf a milletim'n, hepimizin topumuzun en ve hiclî&e dalmağa hazır firörüni'vor. hayati menfaatimiz iktizası olduğu Fakat bu titrek ve kacak zavahir kadar en mukaddes vazifemiz ica altında harikulâde inceliklerle dolu bıdır da. İşte ifaıına davet olundubütün bir heyecan ve his dünyası giz ğumuz fedakârlık bu mahiyet v« elidir. hemmiyette bir fedakârhktır. «Sathî bir dinliyîci için bu hu Türk milleti millî hayatınm selâdutsuz inceliklerle dolu san'at, yekmeti mevzuu bahsoîdugru zaman hiç nasak pibîdîr. Fakat bir an icin însan bir fedakârlıktan çekinmemekle maonun büyüsüne kapilırsa, bizim mu ruf bir millettir. Istiklâl harbi Sa • tat makamlarımızın mudafaası ka • karya'ya davandığı zaman Gazi Basbil oimıvan kabaliŞı mevdana çıkar. kumand'anlığı deruhde ederek Bü«tşte bu kongrede iki ilham peri yük MecliUen aldığı salâhiyetie büsrnîn mülâkatmdan çıkan ilk ders bıı tün milleti mal, can ve kan feda dur. Diğer bir makalemîzde öteki kârlı^ına davet etmisti. Bu davetin dersleri de işaret edeceğiz, çünkü,, ne büyük tehalüklü bir icabetle karbu iki usulün ve iki düşünüsün mü şilannuş oldu^unu ve böyie olmaaıbadelesinden sonra bir daha anla nın da ne sanlı büyük neticelere gitfildı ki Garp Şark'a dofrudan doğ tigini şimdi hepimîz iftiharlarla ruva borçlu vaziyetindedir.» hatırlarız. En maruf garp musikisi münak Şimdi ihtiyanna davet olundu kitlerinden birinîn bu coşkun ve sağumuz fedakârlık o kadar büyük mimî şehadetini buraya naklettik değildir. Fakat mahîyeten az çok ona ten sonra bir kere daha tekrarlıya benzer. Bîr zor geçit geçiyoruz. Bu cagım: Bizim his ve heyecan itibarile geçidi geçerken millet ve hükumet namütenahiye kadar giden yüksek elele yürüyeceğiz. tşte vaziyetin bir musikimiz vardır. Beyoprlu cadhulâsasi budur. desinin tatlı su frengi musiki hoca • YUNUS NADİ larının, mürebbiyelerinin ve matma zellerinin tesiri altında büyüven Mevlidi . Türk züppelerine bu hakikati anlatMarsilya Basşehbenflerl 'Tnerhum Ser* mak Iüzumsuz bir şey olurdu; eğer, ver Cemal Beyin ruhuna ithaf edflmek millî musîkimiz aleyhindeki hezeyan üzere nisanm on besinci cuma gönü lar, bir fikir cereyanı haline gelmeöğle namaımdan sonra Teşvikiye ca seydi ve Türk konservatuvarından mii şerifinde Hafız Kemaî B. tarafmTürk musikisinî çıkarıp atmaga kadan mevlidi şerif kıraat edilecektir. dar ileri varmasaydı!... Nitekim, Merhumu seven ve tanıyanlarm ve akMısır'da toplanan büyük beynelmilel rabasmm hazır bulunabilmesi için flikongre, bizim konservatuvara da mu nı keyfiyet olunur. racaat etmiştir ve su cevabı almutır: «Biz şark musikisile mesgul değilizb PEYAMl SAFA f Trenler çok katahahk Kur'an tercümesi Sabık Mısır şeyhülislâmı bir kitao neşretti Sabık Mısır Seyhülijlâmı «EzheDarülfünunu reisi» Kur'anın her hangi bir lisana tercümesi caiz olup ol« madığı ve namazın her milletin kendi lisanına tercüme edi'miş Kur'an i!e kılınıp kılınamıyacağına dair bir kitap yazmıştır. Bugün kii tslâmiyet âleminin en yüksek bir şahsiyeti, Mısır'da en yüksek dinî makamatı işgal etmiş olan bu zat Kur'anın tercümesi ve namazın o tercüme ile kılınm kılmmaması mes'e'esini dört mezhebe göre tetkik e+mis ve neticede: 1 Kur'anın tercümesi caiz olduğuna, 2 Arapça bîlmîven bir müslümanın namazda kendi lisanına çevrilmiş Kur'anı okumasmın onun üzerine bir farzoldu^unu, cünkü namaz bir münacat olup bir belâçat mefkuresi olmadıgmi beyan etmiştir. diniz. Beni unutunuz. Ben size lâyik de • ğilim. Alicenap olunuz, beni görmeğe kalk mayınız. Izmir'deki dava Rıhtım şirketi muhake mesine devam edildi Izmir 12 Rıhtım şirketi dava»ına bugün de devam edildi. Maz • nunlardan M. Yordan vaki sunl üzerine vaptıgı tahkikat ile komiser Emin Beye oara verildi^ini anladı ğını söyledi. Şirkete ait han?arın Yunan işgal i zamanında niçin Mm. Gifre namına devredild^?; sortıldu. Buna cevaben de Yunan'lılann hangarı almalanna mâni olmak gaye • sile hareket edild'Şini anlattı. Bundan sonra M. Gifre isticvap olundu. Maznun her sorulan suale «hayır» cevabile mukabele ediyordu. Pederine yazdığı mektup'ar okundu. Maznun bu mektupiarda ya> zılı seyleri hatırlamadığı cevabını verdi. Bundan sonra sıra Gad Franko Ef. ye geldi. Kendisine bir defa dort bin, bir defa da üç bin lira veril . diğine dair olan evrak okundu. Franve ahenktar... Bana liyık değilmiş.. Evet, hakikat budur! Acı acı gül • dükten sonra: Kendi kıymetini kendisi bilmiyordu. Bunu baloda mükemmelen öğreniverdL Artık sefil bir mektepliyi nasıl düsünebilirdi ? Bunda anlaşılmıyacak bir şey yoktur... Muhakeme silsilesi bu noktaya gelince onun sevdakâr sözlerini.. vaitlerle dolu tebeuümlerini.. gözlerine tesadüf ettikce ateşler sacan bir daha görmek ve unutulmak imkânı olmıyan gözlerini.. ve şimdiye kadar yalnız bir kere nagehan alabildiği bir tek buseyi düşündü? Muhteliç, perişan, hiddetli bir halde, hıçkıra hıçkıra ağlamağa başladı... Yüzü koyun dondü, v ' * " " v»u. yordu, boğulur bir halde idi, vahşi bir lezzetl* başına vuruyor; kendini de, etrafmda ne varsa onları da paralamak istiyordu. Ateş gibi yanan başını divanın yashklarınm altma aoktu ve yastığın ucunu ağzına alarak uırdı...* Hayat Ansikloneclisi Pro'esör Yansen ıncı cuzu Bugün çıktı Ankara 13 (Telefonla) Dahitiye Vekilinin yann aksam tstanbuPa bareket etm?si muhtemeldir. Dahiliye Vehili yarn geüyor Bir fokat yOzOnden ölöm Ankara 13 (Telefonla) Ankara E.kek lisesi izcileri bayram tatUinden bilistifade yanrtki öğle treni ile seyahate çıkacaklardır. tzcîler tzmir'e, Konya'ya ve tstanbul'a gideceklerdir. Ankara izcileri seyahate çıkıyorSar Bir aşiret reisini öldörduler Diyarbekir 9 Emrize koyü ci • varmda bulunan Karakeçi aşireti rei ti Driğ oğlu Abdülkadir Bey çadı • rında amcazadeti tarafından oldü • rtilmüştür. Cinayetin aşiret reisliğîn ele geçirmek makıadı ile yapıldığı anlasılıyor. yor. Gosleri kıpkırmızıymış, sişmiş. Litvinof odada bir iki dolaştı. Müthiş bir soğuk aimış gibi titriyordu, evine dondü. Yüksek bir kulenin tepesinden aşagılara bakan marazî bir insanın hislerine benzer bir hal geçiriyordu. Başı dönüyor; eblehane bir hayrete dahyor; başına pis, küçük düsünce'er.. müşevveş bir kor« ku... sâmet bîr intîzar mecburiyeti... garip, daha ziyade fenalıklara mail bir merak hücum ediyor; gözlerin • den boşanamıvan ya*lar kendmi bofacakmış gibi tazyik ediyordu. Dudakiarında zehirli bir tebes • •üm ve niyaz ve tazarru ifadeleri teressüm ediyordu: Bunlar muayyen hiç bir şahsiyete müteveccih def'ldi. Bütün bu olup biten şeyler ne zalimane, ne kvrük şeylerdi. tçinden: Ben! gBrmek i«tem!yor, besbelli, fakat nedfen? O meş'um baloda neler oldu? Bir itunn bu kadar Cabuk naul detifcbilir? Diyordo. Adana'da buiunan tunç heykel Adana 12 Bakkal Hasan Efendi itminde biri ısmarladığı tütünii ge. tirmiyen 13 yaşmdaki çocuğunu to« katlamış, çocuk bu yüzden ülmUştür Katil baba yakalanmıstır. Adana 12 Kadirler kazastnda boş bir arsada hafriyat yapılırken Roma'hlara ait tunç bir heykel bu Iunmustur. Halbuki hayata ölüm kadar büyük inkilâp getiren ne vardır? ölüm de hemen daima nagehan gelip çatmaz mı? Şu halde o tebeddülde nihayet tabit addolunamıyacak ne vardı? Hakikat böyle iken delikanlı, kız tarafından kendisine bir şey söyle • nilmemesine, kendisile hesaplaşmamasına taaccüp ediyordu. tıminin ça|ırıldığını duydu, kalktı, baktı, uşağı elinde bir mektupla içeri girmîşti. Iren'in yazısmı tanıdı, açmadan teşeüm etti, başını eğdi, omuzlarını kaldırdı. Ani bir felâketin sadme sine karşı koymağa hazırlanıyordu. Nihayet cesaretini toplıyarak zarfı açh. KUçük bir mektup kafridT v» üzerinde şu satırlar vardı: ko Ef. bu paraları aîmadığını »öyledi. Paralara mukabil makbuz vermediğinden dolayı M. Gifre tarafından yazılan sikâvetname okundu. Gad Franko Ef. M. Gifre.ye borcu olduğundan, mektubun bu maktatla yazıldığından bahsetti. Bundan sonra Fransız Bankası müf ettişi M. Bartelmi, Doyçe Oryent Bank müdürü Salâhattin Bey, maliye müfettislerinden Esat Bey şahit «fatile dinlendiler. Şahitler sirketin çifte muhasebe usulü kullandığını söylediler. Bundan sonra muhaketne 3 mayısa talik edildi. Litvinof'un bir gün evvel arabada gördüğü zat Prenses Ozinin akraba»! olan milyoner mabeyinci Kont Röy» zenbah'ın tam kendisi idi. tren'in en yüksek makamatta ttf tuşturduğu tesiri görerek, bundan kendisinin temin edebîleceği fayda» ları bir anda keşfetmiş, işleri billr çevik bir adam ruhile dakika fevt«t« meksisin bataryalara ateş vermiştL Napolyonkâri bir sür'atle hareket» karar vermis: Bu sehhar genç klSt yanıma alırım. Kendime hiç olmalM kısmen mirasçı tayin ederim. Evl4* dım yok. Yeğenim oluyor. Karımm da yalnızlıktan canı çıka» cak... Salonumuzda bu derece güttl bir sima bulundurmak her zamaB, her mu ıaseu&tie tatlı bir «ey> cv#t, evet, es ist eine Iree, es ist eifM tdee! dedi. K'zın annesinin, babasının gösl«> rini kamaştırmak, onları aldatabll» mek lâzım olacafrını düşündü. Ara* basının içinde: Yiyecekleri bile yok. Mdbadi var , J CUMHURİYETİn tefrihan: 20 DUMAN Muharrlrl Müterclml tren /. Turgeniyef Haydar Rifat Ablam annemle dışan çıktı. Nasıl sokağa mı çıktı? Bu suali aorarken ta icinde bir se> yin titrediğini duymuştu. Bu saat onun sizinle meşgul oldugu, size piyano gösterdiği »aat değü mi? Hayır, artık bise ders venniyecekmif. öbür çocuk ta atıldı: Evet, artık bise ders vermi • yecekl Babanız evde raî? Babam evde defrü, ablam hasta, bürün gece agladı. Ağladı mı? Evet, afladı. Hizmetçt s<51ü Bu satırlan okudu ve gaipten bir el itmiş gibi divanın üzerine yığıldı. Mektup e'înden düşmüştü. Aldı, tekrar okudu. Petersburg'a! Dedi. Kâğıt elinden gene düstü. Şimdi kendisini garin bir sükut istilâ ediyordu. Arkasmdaki yastıkları düzeltmek üzere ellerini kaldırdı. öldürecek derecede tehlikeli bir yara alanlar kımıldanmazlar. Geldiği gibi uctu, gitti; bu da tabiî. Bunu beklerdim. Dedi. Yalan »öylüyordu, yani kendini aldatıyordu. Ak'ına hic bir vaBeni affediniz. Aramtzda her şey kit bövle bir şey gelmemiştL ttr. Petersburg'a gidiyorum. Ezümiş bir haldeyim. Fakat bu böyle mukarrerdır. tçinden devam ediyordu: Afrla • Şüphe yok ki, kaderim bu imiş. Kenaimi miş... Şu halde neden aflamış? Beni haklı çikarmağa çalısmak istemem, fakat sevmivor mu imi&? Bütün bunlar otahminlerim tahakkuk etmitttr. Beni afte nun mizacile tamamen kabili ixah