AMERİKA SULARINDA Türkîye iktisadiyatı Bir Fransız muktesidi Işehrimize geldi Cumhuriyei İKTlSADÎ BAHİSLER = 27 Ağustos 1931 Alman Tahtelbahirleri Tediye muvazenemiz 193031 de emtia fiatları düşmüş, ihracat ve ithalât ta azalmıstır. Bunda dampingin tesiri yok değildîr 2 1929 senesi son iki ayı zarfmda Türk parası kıymetinde görülen devamlı sukutun esbap ve avamili şu suretle mütalea olunabilir: 1 1929 ithalâtının hulul eden vadeleri, 2 Demiryolu ve sair înşaattan mütevellit borçların hulul eden va deleri, 3 Haricî borçların faizleri... (Kuponlar), 4 Sene sonu münasebetile bankaların tüccara açtıkları ecnebi parası avanslannın tasfiyesi, 5 Haricî tediye taahhütlerile alâkadar olanlarm ecnebi kambiyosu almağa temayülleri, 6 Küçük tasarrufat sahipleri nîn telâşı ve kambiyo talepleri, 7 Bazı imtiyazlı şirketlerin ecnebi kambiyosu ile bilâihtiyaç (provision) yapmalan, 8 Kambiyo alım ve satımı hakkındaki ahkâmın ciddî bir kontrola tâbi tutulmaması. Işte bu ve buna mümasil bazı esbabın içtimaı üzerine tstanbul Borsasında müthiş bir panik başlamıştı. 4 kânunuevvel 1929 çarşamba günü heyecan haddi azamiyi bulmuftu, ayni günün akşamı bir sterlin bin yüz on bir kuruş olarak tesbit edilmisti. 5 Kânunuevvel 1929 perşembe günü hükumetin millî bankalar vası tasile vuku bulan müdahalesi ve sterlin arzı üzerine kurs (1055) kurusa kadar düşmüştü. Fakat ayni gün bu sukuttan haberdar olanlarm tehacümü üzerine talep çoğalarak sterlini tekrar (1105) kuruşa çıkardı, ayni günün akşamı sterlin otuz kuruş birden düşerek (1085) de kapandi. 7 kânunuevvel cumartesi günü 1067 de açılan sterlin 1070 kuruşa kadar çıktt ve akşam 1048 lniruşta kapandı. 8 kânunuevvel pazar günü ise 1048 de açılmış, 1059 kuruşa kadar çıktıktan sonra 1050 kuruşta kapanmışb. Bundan sonra tngiliz lirası bir daha yükselemedi ve muntazaman sukut ederek 10301033 kuruş arasında kaldı. * Bu krize karşı sadece muntaza man tngiliz lirası arzetmek kifayet edemezdi. tngiliz lirası ve yahut ecnebi kambiyosu alım ve satımını hakikî ihtiyaçlara hasretmek ve spekülâsyonu menetmek lâzımdı. Diğer taraftan da Borsa harici döviz alım ve satımını azaltmak için de piyasadaki heyecanın teskini lâzım geli yordu. Uzun tetkikat neticesinde 2 şubat 1930 da kambiyo murakabesi nimresmî bir surette başlamıştı. 25 şubat 1930 da intişar eden 1567 numarah kanun ve 27 şubatta intişar eden bir numaralı kararname ile bu faaliyet resmî bir şekil aldı. tlk tetkikat bazı bangerlerin Türk parası ikraz ederek tngiliz lirası üzerinden senet almış olduğunu ve bazı şirketlerin de ecnebi kambiyosu ile Provision yapmış olduklarım gösterdi. Konsorsiyomun teşekkülü efkâr ü zerinde teessüs etmeğe başlamış olan itimat hislerîni kuvvetlendirmişti. Bu suretle Borsa harici kaçak kambiyo satımı azaldı. 24 mart 1930 da ilk içtimaını yapan Konsorsiyom heyeti bir setrlinin 1028 de alınıp 1030 kuruşta satıl masına karar verdi. Bu tesekkül bilhassa 27 eylul 1930 tarihli kanunla tngiliz lirası rezerve etmiş ve bu suretle alınan fazla sterlinler 18 haziran 1931 tarihine ka dar piyasanın ihtiyaçlarına kâfi gelmiştir. nasip bir zamanda inşasma verilen karar ve (tasarruf siyaseti), 5 Düyunu umumiye faiz tedi yatında yapılan tenzilât.. (Kuponlar), 6 Bazı ticarethanelerin iflâs veya âciz ilânı suretile ve konkordato aktederek borçlarından mühim bir kısmının ademi tediyesî veya tenzili, 7 Bazı ecnebi şirketleri döviz ihtiyacının kendi mevcutlarından temini: «bu rund 300.000 küsur ster • line baliğ olmaktadır.» 8 Konsorsiyomun piyasaya sterlin avanse etmesi, (Konsorsiyom sa tışları.) * 19301931 senleri zarfmda gerek ithalât ve gerekse ihracat emteasmın kıymeti tenezzül etmiştir. Bir misal: «1930 ve 1931 seneleri ilk dört aylık ihracat miktar ve bedeüeri» (Kânunusani Nisan) C1931) (1930> Kilo: Türk lirası Küo: Türk lirası 173 972,870 41,058,700 163,697,503 48.251,777 thracat e m t e a m ı z m m u a y y e n mevsimlerde m u a y y e n m e v a d a înhisar ettiği m a l u m bulunduğuna göre bu istatîstiğe n a z a r a n : ( 1 9 3 1 senesinde, bir sene evvelk i n e n a z a r a n o n küsur milyon kilo f a l z a m a l ihraç edilmesine rağmen 7.193.077 Türk lirası • b u iki sene zarfında döviz fiatları sabit idi noksan tahsil edilmiştir.) Bundan da ihracat e m t e a m ı z m k ı y m e t itibarile d a h a a z para e t m e k t e olduğu anlaşılır. Buna mukabil ithalât emteası bedellerinden d e küllî t e n e z z ü l vuku bulduğu kaydedilebilir. Bilumum mensucat fiatları y ü z d e 25 v e y ü z d e 4 0 arasmda ucuzlamıştır. Meselâ 1929 senesinde 16 sterlin e d e n bir ton şeker 1930 senesinde 11 sterline düşmüştür ki bir senelik şeker sarfiyatımıza n a z a r a n harice 350 ilâ 4 0 0 bin sterlin noksan veriyoruz demektir. at'ta Darülfünun takımî niçin mağlup oldu? " ( Birinci sahifeden mabait ) gayet teknik oynadığını, birinci devrede muhacimlerin iyi oynadıklan halde müdafaanın daima fena ol • duğunu, ikinci devrede bütün takı • mm fena oynadığını, oyunculann istirahat ve sıhhatlerine itina edilmesine rağmen yorgun olduklarmı, ta kımımızın oyunu kaybetmesinin en başlı sebebinin bu yorgunluk olduğunu, bir devreden fazla oyuna devam edemediğimizi söylemiş ve Rus'ların ferdî ve bedenî kabiliyeti yüksek oyuncular olduğunu ve bunun için sonuna kadar dayanarak oyunu ka zandıklannı Türk futbolcuları için her şeyden evvel mukavemetin lâzım olduğunu, bunun îçin de ferdî ve atletik idmanlara pek çok ehemmiyet verilmesi lâzım geldiğini söylemiştir. Zeki, bir gün söz arasında bu gibi maçlardan sonra mutat olan ziyafet sofrasma galip sıfatile oturmanın zevkini anlatıyordu. Biz henüz bu rada bu zevki tatamadık. Rus'lar, bize karşı çok dostane v« nazikâne muamele etmekte ve mütemadiyen aramızda bulunmakta ve mağlubiyetten müteessir olmamamız için azamî bir itina gostermekte • dirler. Şimdi son ümidimiz Harkof ma • çındadır. Sözün doğrusunu isterseniz bu neticeler de hiç fena değildir. Mecburî bir acele ile ve anform ol mıyan bh* takımla paniğe uğramak tehlikesi de vardı. Artık sureti kat'iyede tahakkuk etmiştir ki, bu gibi müsabakalara çıkacak ve götürüle • cek her hangi bir takım efraduıı çok iyi hazırlamak lâzımdır. Bunun için hükumetin azamî ve her türlü mü zahereti elzemdir. Kıymetli bir o • yuncuya izin almak için günlerce müşkülât çekilirse, ekzersiz îçin lâ • zım olan müddet, muhabereler, rica< lar, intizarlarla zayi edilirse akibet işte böyle müessif olur. Meşhur Fransız iktisatçı larından ve bize yardım ediyor. Rüzgâr, proRadyo, evvelâ, ahvali havaiye Fransa ticareti haberlerini verdi. Arkasından de vadan geldiği için sür'atle yol ahariciye millî nizde göriilen enkazın ve cümu lamıyoruz. Bîz, Hattie Dunn'un müşavirler ko güvertesinden bu kaçma ve ko diyelerin mevkilerini bildirdi. mitesi müdiri Sonra bora haberlerini, spor ha valamayı takip ediyoruz. 151 yeti ataşelerinsür'atle yelkenliye yetişiyor. Biz den Kont Jorj vadislerini, boks maçlarınm ve bate • ball (Beyzbol) müsabaka • de bombayi koyduktan sonra f i dö Süzor Yunanistan'da ikti lannın neticelerini söyledi. Niha likalara atladık ve çala kürek usadî bazı tetki yet kulaklanmız îçin en hoş muzaklaşmağa başladık. siki yerine geçen mutat nakarati Von Nostitz kaçan gemiye 8000 kat icra ettik Kont Jorj dö Suzor ten şehrimize gel • tekrar etti: sonra metro yaklaşınca ona bir gülle miştir. Kont dö Süzor muhetlif mem«Tahtelbahir yok, harp tebliği attı. Biraz sonra da, kuvvetli bir leketlerde yaptığı tetkikat üzerine yok.» taraka işidildi. Hattie Dunn'un i mühim ve iktisadî bir salname neş • Mayin döktugümüzün kimse şi bitmisti. öteki gemi, mütema redecektir. Fransa'da iktisat âle cikler farkına varmamıştı. Alâ! diyen kaçıyor, U 151 de müte minde pek tanınmış bir şahsiyet olan Haydi, simdi tam yolla Delawa madiyen kovalıyordu. Nihayet bu zevatın vücude getireceği bu eser re körfezine! Korkunç boynuz • dört saatlik uzun bir takipten son iktisat âleminde büyük bir alâka ile lu hayvanlanmızın baki kalan karşı lanacaktır. Kont dö Süzor neşra tahtelbahir, firariyi yakaladı redeceği îktisadî salnameden maada lntnnnı burada dökecektik. Sahil bu, Haupagge isminde yepyeni memleketimizde yapacağı malî ve yollanndan uzaklaşmak için en • bir yelkenliydi. Tezgâhtan henüz iktisadî tetkikat neticesinde Türkiye gine doğru yol verdik. Günes doğ inmiş, boş olarak Portland Hmahakkında da mühim bir eser neşre • duğu zaman, bizi Okyanos'un or nına gidiyordu. Hattie Dunn'un decektir. Kont dö Süzor tetkikatını taainda buldu. Saat 9 a doğru bir tayfalarını U. 151 e teslim ettikten şu esaslar üzerine istinat ettirmek yelken gördük. Hemen dalarak sonra, iki müsellâh askerle Hau tedir: periskopla tarassuda başladık. Bu Coğrafî vaziyet, demiryollan, tîuç direkli bir yelkenli idi. Düç • pagge'ye giderek gemide işimicareti bahriye filosu ve bahrî tica ze yarıyacak ne varsa hepsini manın ağzına atılan masum bir ret, kara ve hava yolları, posta, telbalık gibi, dosdağru üstümüze ge topladım. Bir çok harita, bir kaç graf, telefon muhaberatı, turizm, liyor, «anki yakalanmak istiyor • kitap ve her şeyden kıymetli ola maden suları, ve kaplıcalar, ticareti rak ta bir hayli taze yiyecek bul" du.. hariciye ve gümrük tarifeleri, ticaduk. Ah, o taze zerzevatlar ne ka ret odalan, bütçe ve bütçe muvazeKumandan Nostitz bana sor dar iştihaaver idi. Haftalardan nesi, düyunu umumiye, müessesatı du: beri konserve yemekten bıkmış maliye, kredi fonsiye ve tasarruf san Ey bunu ne yapacağız? tık. Biz, bu yeşil zerzevatları top dıkları, borsalar, sigorta şirketleri, Müsadere edelim. lamakla meşgulken ufukta başka ziraî kredi ve kooperatifler, ziraat Şimdi, artik bizden ancak ya bir gemi göründü. Bu, bir vapur bankaları, gıdaî ve kimyevî sanayii, run tnil mesafede idi. Denizin du. hayvan besleme işleri, ormanlar, yün yüzüne çıktık. Toplanmızm bi ve pamuk mensucat, trikotajcılık, Kumandan, köşkün üstündeki rini doldurduk. Baş tarafı ilerisi çanaklıktan aşağı inerek bağırdı: halıcılık, dericilik, madenî sanayi, ne attığımız ihzar mermisi, deniz madenî servetler ve saire... NakÜİ : ABİDİN DAVER * de bîr fıtkiye yükseltti. Yelkenli. nhı güvertesinde bir takım adamlar koşuştu; fakat gemi yoluna devam ediyordu. Bir mermi daha salladık. Derakar : zgân başa alarak orta alabanda eğlendi. Küçficfik filikamızı denize indirdik. Dört kiş^İA^eraber f ilikaya athyarak gemiye yaklastım. Bu yelkenli, Charleston'da Ncw York'a giden Hattie Dunn isminde bir gemi idi. Tam bu esnada baska bir gemi daha çıkageldi, bu, dört direkli bir yelkenliydi. Kumandan Von Nortitz, U 151 in güvertesinden megafonla bana bağırdı: «Gemiyi bomba ile batırınız. Murettebatını yanınıza alarak f ilikalarla beni takip ediniz.» tkinci yelkenli, dümenini ala banda ederek kaçmağa kalkıstı. Fakat, biz kolay kolay adamın peşini bırakır mıyız? Zaten tabiat te «Top basma!» Vapur, ufukta, gayet uzakta yoluna devam ediyor, bizi göre • miyordu. Haupapage'yi de berhava et tik. Geminin direkleri, serenleri, korkulukları ok gibi havaya fır ~ ladı. Bu, insana muhtelif hisler veren bh* manzaraydı. Fakat bir deniaci, bu güzel yelkenlmin batmasından her halde eza duyuyordu. Transatlantik vapurları devrinde, güzel bir yelkenli geçmiş zamanların son bir hatırasıdır. Şimdi, U. 151 de 17 esirimiz vardı. Bunları, filikalarının içinde sahile doğru yedekliyerek kürek kuvvetile karaya çıkabilecekleri bir mesafede bırakmak mümkündü. Fakat bu takdirde, ikinci mayin tarlamızı vücude getirmeden mevcudiyetimiz malum olacaktı. Mabadı var Halk Bilgisi Derneğe, Etnografya Cemiyeti ismi veriliyor Halk Bîlgisi Derneği heyeti idaresi J evvelkî gün toplanarak Birliğia A • nadolu'nun muhtelif yerlerindeki »ubelerini küçültmeğe karar vermistir. Bundan maksat dernek mesaisinin merkezde toplanmasıdır. Birliğin Anadolu'nun muhtelif şehirlerinde 19 şubesi vardı. Bu şubeler mesailerine devam edecekler, yalnız idarî hususatta merkeze merbut olacaklar ve tetkiklerini merkeze gönderecek lerdir. Neşriyat ve saire hakkında merkezce karar ittihaz edilecektir. Birlik bundan başka daha esaslı surette çalışmak için yeni tedbirler almıstır. Halk Bilgisi Derneğinin ismi de değiştirilecektir. tdare heyeti, Derneğe Türk Etnografya cemiyeti ismi verilmesine karar vermistir. l Yerli Mallar Sergisi ( Birinei sahifeden mabait ) İMyeeanın şümullü ve iktisadi bir tesir yapaeağım zannetmemekle be raber her halde geceli gündüzlü mütemadi gayretimizin 300 bine yak layan sair rubu içinde, birdenbire de sönecegine kani değiliz. Üç senedenberi açılan yerli mallar sergilerile Saaajri Birliği millî sanayün n o • vaffakiyetli eserlerini halka arzet • mekle büyük bir imtihan vermif ve hatihan da muvaffak ta olmuştur. Birinci yerli mallar sergisinde nok•anı hissedilen ibtiyaçlar ikincisinde keadistni diizelmeğe başlamış ve ttçüncü yerli mallar sergisile tekemmiilünü arza cesaret bulmuştur. Meselâ Uç senedir sergimizde gördÜğünüz Adapazarı bez fabrikası • aiB mütevali tekemmülü teşhir ettiJi eserle aabittir. Geçen sene Ka dm Birliği çoraplann kadın zevkin! tatmin etmiyecek bir şekilde olduguna söylemiş ve erbabı sanayi de bu tenkidi yerinde bulmuştu. Fakat bu •ene yerli fabrîkalarımız Avrupa maIı ltadar güzel, zarîf ve daha dayanıklı çoraplar imaline muvaffak olmuştur. Mebilya, îpekli, yiinlii ve pamuklu mensucat sanayii îse hariçten gelen aaHara karşı büyük bir rakip ol • mvt ve bazan onlan geride bırak • nıştır. Trikotaj ve ıtriyat sanayii de çok tekemmül etmektedir. Bütün bun • larm teplu bir halde enzan umu miyede teşhiri ve lâyık olduğu aftkayı göstermesi ancak tergi saye • yeunde vücut bulmuştur. Bu alâ • luuun takviyesi de ancak satifla temuı edilmiştir. Bilhassa şeker ve çikolata imalâtı çok inkişaf etmiş ve Avrupa fabrikaları rekabet edemi yerek burada imalât şubeleri tesi sine mecbur kalmışlardır. Sergi maddî fevaidinden başka tstanbul halkımn İS gîin ve gecelik bediî ve manevî zevkini de temin etmiş, bilhassa fakir halk için parasız bir eğlence yeri olmuştur. Sergi heyeti üç senelik tecrübenin verdiğî ihtisasla dördüncü yerli mallar sergisini daha mükemmel surette açacaktır.» Lunaçarski yoldaş şerefine bir ziyafet verildi Bugünlerde İstanbul'da bulunan sabık Sovyet maarif komiseri M. Lunaçarski ile refikası şerefine sefir Suriç Yoldaş dün akşam Büyükde • re'dekî yazlık sef arethane'de bir zi yafet vermiş ve ziyafette Hariciye Vekilimiz Tevfik Rüştü Bey de ha zır bulunmuştur. tsmet Pş. Hz. inden istirham ede rim: Arasıra temsilî müsabakalara iştiraki arzu ve emrolunan sporcu • lar daha ziyade hiMaye ve müsaadeye mazhar edilsinler?' BferaelPa^ sırasi geldfkçe, merdut padiçohlık devrinde kimseye mfiyesse> olımyan himaye ve şefkati her Türk genci nin Büyük Gazi devrinde bulduğu ve gördüğünü söyledim ve işte Ayni z a m a n d a k a h v e v e pirinç fidün geceki ziyafette ayni sözleri atlarmda d a evvelki seneye n a z a r a n m ü h i m t e n e z z ü l vuku bulmuştur. De söyledim. Gazi'yi tebcil eden eller, dakikalarca alkışa devam etti. İşte mir v e madenî eşya fiatları da y ü z d e 25 ilâ 50 miktarında düşmüştür. Rus' acılarımızı unutturan yegâne tesellimiz budur ki bizde de artık spora ların tatbik ettikleri ( D a m p i n g ) ikçok başka bir zaviyeden bakılacak, tisat siyasetinin ithalât e ş y a m ı z d a n bazısının tenezzülü fiatına sebep ol hükumetimiz daha nafi bir şekilde duğu muhakkaktır. Yalnız şu nok maddî ve manevî müzaheret ede cek, çok yakında bizde de her türlü tayi d a kemali e h e m m i y e t l e kaydesporlar için her nevi vesait bulunadebiliriz ki bilhassa manifatura picak, memleketin her yerinde bu veyasasını kıran Rus v e Japon'lar satsaiti cami stadyomlarımtz olacak, tıkları malın bedlini ekseriya malın sporu seven, spor yapan Türk gençvürudunda derhal ve hatta peşin liğinin adedi çoğalacak, her mü olarak talep etmektedirler. terakki memlekette olduğu gibi yüz Saniyen ötedenberi şeker, pirinç, binlerce f ert spor yapacak ve böyle kahve, ç a y gîbi mevadın bedelleri bir temsilî takım için on bir, yirmi peşin tahsil edilmektedir. Bugün uiki değil, yüzlerce on bir buluna zun vadeli satışlar m a d u m denecek caktır. Benimle beraber siz de emin d e r e c e d e azalmıstır, v e bu d a makine ve mamulâtı sınaiyeye inhisar etmek olunuz ki o gün Türk gencliğinin bileğini kimse bükemiyecektir. Seneler tedir. denberi bütün vasıtasızlık içinde olBu halin ilerideki seneler zarfmduğumuz halde alman neticeler bu da tediye m ü v a z e n e m i z e müessir okanaatimi teyide kâfidir. lacağı kat'iyetle tahmin olunabilir. T.5. * Bütün b u tetkikatın verdiği netice, normal vaziyette iken tediye bilânçomuzun tevzini îçin her şeyden evvel ithalât ve ihracatımızm tev zini lâzım geldiğini göstermektedir. Memleketimizin ithal ve ihraç ettiği mevat mukayeseli olarak zirdeki cetvelde gösterilmiştir: ithalât Mılyon Turk Urası Cinsi1928 1929 1930 Pamuklu mensucat ve iplik: 52,4 59 8 30,8 Demir ve çelik: 26 25 20,2 Yünlü mensucat; ve iplik: 15.7 17,9 10,2 Makine10,5 13.4 11.7 » yaglan: 10,8 10,8 6 Şeker ve şekerli mevat: 12,9 12,2 9,2 Çay, kahve, kakao: 6,9 7,2 5 Araba ve vagon: 8.1 7 3,2 Deri6 2 5,7 4,6 Ihracat Milyon Türk lirası Cinsi: 1928 1929 1930 Tütün: 54,2 40,9 43.2 Pamuk: 10 11 16,7 Üzüm : 15.2 9,9 10 Fındık ve ceviz: 11,7 6,1 11,2 Yün ve tiftik: 11,6 9 4,4 İncir : 4,9 5,3 4,2 Afyon : 5,3 8 6 3,4 Halı : 6,6 5,4 4 Zeytin yağı: 1,4 2,3 1,9 Bu cetvelin tetkiki bize gösteriyor ki ihracat emteamız ahvali havaîye, tuğyan, kuraklık, haşerat, hastalık gibi hâdisattan müteessîr olan mevadı iptidaiye ve emteadan mürek Memleket mektubu ( Birinci sahifeden mabatt ) zarından husule gelseydi o zaman biz de, herkes gibi dişimizi sıkar ve bu feda kârlıkla vatana bizmet ettiğimizi bilir, ondan bir zevk duyardık. Çünkü mem leket menafii her şeyden üstündür. Fakat daha dün kendisine ilk mektep şehadetnamesi verdifimiz bir maliye tahsildanna varıncıya kadar, bütün memurin her ay başında munta.zaman maaşlarını peşin ahrken bizim peşin temmuz maaşımızı ancak ağustosun dokuzunda almamız bariz bir haksnhk değil midir? Hatta kışın icrayi tedrisat ettiğimiz millct mektepleri maaşını da hâlâ almadık, ya Vekil Beyin gayreti olmasa ha limiz ne olacak... Öyle zannediyorum ki biz Vekil Beyin adamlan olduğumuz kadar, muhasebei hususiyenin ve onun ita âmirlerinin de adamlarıyız. Biz de kanunun ziri hima yesindeyiz ve bu vatanın evlâdıyız. Vekil Beyin fayretlerine neden ihtiyaç görülsün? Diğer vekillerin kendi memurlan hakkında gayret gösterdikleri işidilmediği halde onlar, her ay başında mnntaıaman maaşlarmı ahyorlar. Rica ederim bizim ne tecellimiz var; muallim olduğumuz e*er kabahat telâkki ediliyorsa, bari şimdiye kadar çektiğimiz ceza kâfi gorülsun. Bu tasdiimden dolayı affı âlilerini ilâh... Kafile Harkof a hareket etti Abdülgani Bey ne diyor? Ticaret Odası idare heyeti aza • tmdan ve sergi tertip heyetinden Abdülgani Beyler de sergi hakkında şunları söylemiştir: < Biz, başta Büyük Gazi ve îsmet P*. olduğu halde bütün erkânı devletten gördüğümüz teşvik ve yardımlardan, matbuatımızın terğibkârane neşriyatından ve çok muhterem halkımızın sergiye gösterdiklerî büyük rağbete teşekkür ederek üçüncü yerli mallar sergisini kaparken dördüncüsüne daha büyük bir gayretle hazırlandığımızı sHyliyoruz. Ben sözden ziyade işi seven bir adamım. Eserimiz muvaffakiyetle kendisinî göstermiştir. Onu takdir edecek efkâri umumiyedir.» 15 gün devam eden sergi haki • katen kendimiz yaptığımız halde bilmediğimiz bir çok masnuatımızı bize tanıttı. Sergide teşhir edilen mevat arasmda çok muvaffak olunmuş eserler vardır. Sanayicilerimizi tebrik eder ve daha büyük muvaffakiyetler temenni ederiz.. Leningrat 25 (A.A.) Türk Darülfünun takımı dün saraylan gez • miş ve bugün de müzeleri, fabri • kaları gezmektedir. Kafil« yann Harkof'a hareket edecektir. keptir. Diğer taraftan bütün dünyadaki fazlai istihsal ve rekabet te ihracatımız üzerine müessir olmaktadır. Bilhassa fiat sukutu ihracatımızdan memul edilen neticenin elde edile • bilmesini güçlestirmektedir. Bu halde ihracat emteamızm temini revacına çahşırken diğer ta • raf tan ithalâtı icap ettiren mamulâtın memleketimizde istihsal ve imalini temin etmeğe de gayret etmeliyiz. tthalât emteasından pamuklu, yünlü mensucat, şekerli mevat ve saire gibi bazı maddeler memleke • timizde kabili imaldir. tthalâtımızın ihracatımıza nazaran hiç olmazsa yüzde elli tenakusunun temin edil diği gün memleketimizin tediye müvazenesinde daimî bir istikrar ve aktif bir bakiye temin edilmiş ola • caktır. MEHMET FAHRETTtH [Makalenin İlk kısmı dönkü nüjfaamızda totişar etmlştlr.J 1930 . 1931 de görülen tevazün 1930 ve 1931 seneleri zarfmda tediye müvazenemizde görülen teva fuk sebepleri şu şekilde kabili mü taleadır: 1 tthalâtta vuku bulan tenakus: a • Senei sabıkadan müdevver stok, b tstihlâkin tenakusu, c Fiatlardaki tenezzül (Damping, ve Superproduction). 2 Kibrit tnhisarı avansı, 3 Bir kısım ecnebi şirketlerin bilânçolarını zararla kapamaları, 4 Bir kısım devlet mubayaatının tebiri, bazı derairyollarının mü