14 Ağustos 1931 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

14 Ağustos 1931 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

T 14 Ağustos 1931 SON TELGRAFLAR Almanya'da arbedeler ARA SIRAı Camkuriyet ANKARA MEKTUPLARI £n cesur erkek! Berlin'de adeta örfî idare var Komünîst, nasyonalistler hâdise çıkarıyorîar En yüksek dağ, en geniş su, en muhteşem vapur, en korkunç gir dap malumdur. Türkiye güzeli, Avrupa güzeli, Amerika güzeli ve nihayet dünya güzeli de seçilmiştir.En uzun veya en kısa boylu adamı da tanıyoruz. Fakat küre üzerinde yu 9 varlanıp giden yedi yüz elli milyondan fazla erkek nüfus arasında en cesurumuzun kim olduğunu bilmi • yorduk. Tan gazetesi son nüshala rının bhmde bu en cesur erkeği büPrusya d«vleti operasuıda bir meBerlin 12 (A.A.) Bülunplatz'm resim yapılmistır. Berlin Belediye Rei tün dünyaya tanıttı. Ben de vakit etraf ında h*f if bir örfî idare devam si M. Sham, büyük bir nutuk söyle • geçirmeksizin kendisini karilerime etmektedir. Yolcular elleri ceplerinmiş ve bu sırada iş»iz muzikacılardan takdim ediyorum: Amerika Sıhhiye de olduğu halde gezmemek mecbu mürekkep muazzam bir orkestra riyetindedirler. Tarassut altında buKomiseri Dr. Çarls Kraster'... reicstag karsısmda açıkta mubtelif lunan Rote Fahne binasınm önünde Doktor nasıl bir hareketle, ne gibi havalar çalmıştır. duramazlar ve binaya yaklaşamaz bir muvaffakiyetle erkeklerin en celar.. PolU, yakın bir binada taharriYeni arbedeler suru olmak mevkiine yükseliyor?.. yat yapmış, dolu üç tabanca ve bir Magdeborg 12 (A.A.) Wei . Acaba Niyagara şelâlesini nu asmış, sandık kurşun bulmuştur. Bir kişi mar kanunu esasisinin ilânı gününün tevkif olunmuştur. yıl dönümü münasebetile yapılan me Hindistan ormanlarındaki vahşi hayKomünistler 1112 gecesi, şehrin rasim bittikten sonra milliyetçiler îm vanları emrine mi rametmiş, Cenubî muhtelif mahaJlerinde alaylar tertip paratorluk Bayrağı teşkilâti azasma Kutba gidip tek başına çadır mı kuretoneğe teşebbüs eyleraiflerdir. Po • revolverie tearruz etmislerdir. Za • muş, ne yapmış?.. Hayır; bu adamlis, bîr iki el atese maruz kaldıktan bıta mUliyetçilerden 60 kadar kimcağız bunların hiç birini yapmamışsonra ateş açmağa mecbur olmuştur. seyi tevkif etmîş, bir çok bıçak ve tır, fakat bütün erkeklerin bihakkın Taharriyat esnasında iki kişi tevkif revolver raüsadere etmiştir. en cesuru olduğunu isbata muvaf olunmuştur. Komünistler fak olmuştur. Çünkü... Çünkü kaŞehrin merkezinde Wehnar kanu Aix • La • Chapelle 12 ( A . A . > dmların dudaklarına boya sürme nu esasisinin 12 inci yıl dönümü tes'it Scheweller'de, Geisweiler'de ve Notmeleri için propagandaya girişmiş berg'de eski «Kızıl eephe» teşkilâ • edilmiştir. «tmparatorluk bayrağı» tir! trara yerine kaim olan RoteıuchuetCumhuriyetperver cemiyeti, Unter Doktorun yüksek sesle ortaya atden Linden'de bir geçit resmi yapmif zen bund namındaki yeni komünist hücum taburuna mensup elli kişi tev tığı iddia şudur: Dudaklara sürülen tır. M. Loebe, Lustigarten'de halka kızıl boya; zehirdir, tılâ olunduğu kif edilmiştir. Bu taburun faaliyeti bir hitabe irat etmiştir. yeri tedricen eritir. Ayni zaraanda fasizm aleyhine müteveccih idi. Komünistlerin kargaşalıklar çı sinek tutan kâğıtlar gibi mikropları karması ihtimaline karşı polis, fener Bu tabur mensuplarınm her birialaylannın geçecekleri yollan takay nin süâUan raevcut olup nisan ta • yakalar, besler, üretir. Binaenaleyb limleri yapmaktadırlar. yüt altına almıstır. kadınlarm eünden mühlik kalemi almnnuuuıtnmuıu.K malıdır ve dudakları zehirlenmeden kurtarmahdır. Tan gazetesinin fıkra muharriri, zarif bir hayretle haykırıyor: Asrî kadının elinden güzel leştirici bir vasıtayı almağa kalkısmak ha, bu ne cür'et?.. Beşeriyet tarihinde elması kadına tahrim eden, Hankeou 12 (A.A.) Tufanı anNevyork 12 (A.A.) Şili dahi Iinde Santîyago'dan bildirildiğine dıran gayet şiddetli yağmurlar ve bo inciyi ondan uzaklaştıran, nermin parmakları zümrütten mahrum et göre bükumet bugüa kongreye yapralar evvelkî feyezanlar yüzünden mek istiyen bir babayiğit görülmetığı bir teklifte altın paranın vaziyeharap olan havalide yeniden bir çok miştir. Halbuki ruj, her hangi bir katini kurtarmak için geçen ay ilân e tahribat yapmıştır. Sarı nehrin su dilen kısmi moratoryomuh ecnebi dmın kolayca temellük ettiği ebebî Iarı pek ziyade kabarmaktadır. Ba memleketlere olan borçlarm faizlebir gevherdfr. Hizmetçinin gerdanlıği yakınlarda yeniden yapılmış olan rine ait tediyatın tatili suretile ta odur, mahviyetkâr daktilonun bilesetler yıkılmış. 500 evin çöküp barap mamlanmasını istemistir. ziği odur ve biz erkekler, çantasmolmasına sebebiyet vermistir. Bir çok Hükumet, ecnebi memleketlerden dan kalemini çıkarıp mînimini ay khnseler enkaz altında kalmıştır. ahnmış ödfinç paralara ait olan ve MiHim bakabaka dudağına dilrüba alâkadar memleketlerdeki bankalara Lunghai ve Tiençin'den Simpukow'a bîr yakut konduran her kadında yayaiınlmıs bulunan faizlerin para • giden demiryolları büyük kanalın run ilâhe mehareti sezeriz, yarattığı sızlık dolayısile tediyesinden vaz taşması yüzünden su altında kahnış• geçilmesim kongreye tavsîye etmistir. tır. Sarı nehrin sularının yükselip ka nefis mücevheri de hayran hayran alkışianz. Bu faizlerm bu seneye ait olan mikbarması Shantung eyaletini büyük bir tarı 13 milyon doları bulmaktadır. Sonra ilâve ediyor: tehlike karsısında bırakmıstır. Bundan başka hükumet kısa vadeli Dudaklara sürülen boyanm sıhbonolara ve dahilî borçlara ait faizhî mahzurları var mıdır, yok mu lerin de tediyesine nihayet verflme • dur, münakaşa olunabîlir. Lâkin ceŞanghay 12 (A.A.) Hankeou sini teklif etmistir. sur doktor, her şeyden evvel düşünfeyezanları yüzünden telef olanlann melidir ki bu mücadelesinde tek kalmiktarı 8,000 i geçmistir. Ankara 13 (Telefonla) Maliye Ecnebüere kolera asısı yapılmış mak, kadın âleminin müttehit hü tır. Müstesarı AIi Rıza B. ekspresle tscumu karsısında ezilip tarumar oltanbul'a hareket etmistir. mak tehlikesine maruzdur. Kendisi, zevcesile istişare etmeden bu cidale Kahire 12 (A.A.) Irak'ta müsatılıyorsa, ilk darbeyi ondan yiye Ankara 13 (Telefonla) 3 0 atevli surette kolera büküm sürmekte cektir. ğustosta Dumlupmar'a gidecek o olduğu haber almdığmdan Irak'tan fşte Dr. Çarls Kraster'i en cesur lanları götürecek olan katarın temini gelen yolcular karaya çıkacakları erkek mevkiine çıkaran mes'ele!... için icap eden makamat nezdinde zaman gayet sıkı bir muayeneye tâbi M.J. komisyonca tesebbüsatta bulunul • tntulmaktadır muştur. Hükumete göre buhra nm sebepleri ve çareleri Ankara (Hususî) Bütün dünya ile beraber memleketimiz de buh randan muztariptir. Bu hususta bizde de çok söz söylemiş ve yazılmış olmasına rağmen buhranm esbabı ve çareleri hakkında vazih ve insicamlı fikirlere az tesadüf ediliyor. Hele mahallî şartlarm ve hususi • yetlerin tetkikine müstenit etraflı bir etüt neşredilmemiş gibidir. Bu itibarla bizdeki buhran edebiyatının hulâsasını yaparak «buhranı nasıl görüyoruz?» sualine cevap araştıracak değiliz. Daha müsbet olmak üzere hükumetin buhranm menşe ve sebepleri telâkkilerini hulâsa e • derek mes'elenin daha ilmî bir zaviyeden münakaşasına yol açmak istiyoruz. Bahis biraz akademiktir. Fakat tedbir olarak ileri sürülen ve kıy • metleri hareket noktasına nazaran çok değişen çarelerin ne derece isabetli olduklarıru tebarüz ettireceği için f aydasına kaniiz. Buhranın menşe ve sebepleri hakkındaki klâsik telâkki malumdur: Sırf sınaî buhranlann tetkikinden doğan bu telâkkiye göre buhran istihsal fazlasından mütevellit bir hâdisedh*. tstihsal ile istihlâk ara • sındaki muvazene, istihsalin artmasından dolayı zaman zaman bozu • lur. Cemiyet için bazan pek elim neticeler tevlit eden bu hâdise, haddi zatında iktisadî ilerilemenin, iktisadî faaliyet ve hayatiyetin mevcu diyetine delâlet eden normal bir vâkıadan başka bir şey değildir. Eğer buhran olmıyorsa iktisadî inkişafın durduğuna hükmetmek lâzım gelir. Bu itibarla buhranlar, mevcudiye tini bize tasdik ettiren bir ahenk kanunnna tevfikan her mütekâmil iktisadî camiada mütemadiyen te vali edecek ve her defasında mu vazene tekrar teessüs ederek beşeriyet terakki yolunda ilerliyecektir. 19 uncu asrın her on senede bir muntazaman tekerrür eden buhranları iktisadî tekâmülün seyrini durdurmamıştır. Binaenaleyh buhranlar dan yılmağa mahal olmadığı gibi çare aramağa da lüzum yoktur, buhranlann çaresi bizzat buhran lardır. Gene malumdur ki liberal mektebin bu nikbin ve artık pek az ta raftar bulan nazariyesine mukabil çok bedbin olan sosyalist nazariye, tam manasile zıt bir münteha teşkil eder. Sosyalistlere göre müstehlik lerin ve bahusus müstehlikler ekseriyetini teşkil eden araelenin alım kabiliyetinin istihsal nisbetinde artmamasıdır ki buhranlan tevlit et • mektedir. Yani buhran haddi zatinda istihlâk noksanmdan ileri gelen bir hâdisedir. Fabrikacıların, onları finanse eden büyük malî müessesatın istihsalin namütenahi artmasında menfaatleri vardır, diğer taraftan amele adedi coğalmakta ve ücret lerin azlığı istihsal ile istihlâk arasındaki muvazenesizliği gittikçe şiddetlendirmektedir. Bu gidişle buh ranlar sık sık tekerrür ederek hâd bir şekil alacak ve serbest rekabet rejimi kendi kanunlan içinde mahvolup gidecektir. Bu müfrit telâkkilerin ortasmda buhranlann istihsale fazla sermaye yatırılmasından mütevellit olduğunu ileri süren, çare olarak büyük kredi müesseselerinin ve devletin murakıp ve nâzım rollerini gösteren mutedil telâkki ve nihayet buhranm istihsal fazlasından husule geldiğini kabul eden, fakat ayni zamanda serbest rekabet rejiminin icaplarmdan az çok inhiraf ederek müstahsillere buhranlann vahim neticelerinden kendilerini bizzat korumalan için aralarında kartel teşkilini tavsiye eden diğer bir telâkki vardır. Yeni izah tarzları ise daha amelî hedeflere müteveccih oldukları için bilhassa îçmde bulundıığumuz bü • yük buhrandan ve dünya iktisadi yatının bugünkü çok girift ve mudîl mekanizmasından mülhem o larak buhranı menselerinden ziyade tezahürlerile izaha mütemayildirler. Misal olarak beynelmilel parlâ mentolar konferansına verilen ra porlardan birinde sayılan esbabı naklediyoruz: 1 istihsalin artması. 2 Bazı piyasaların kapanması (Rusya, Çin ilâ..) 3 Bir çok memleketlerde istihtihlâk kudretmin azalnıası. 4 Amerika'daki iktisadî te mevvücatm dünya iktisadiyatına tesirleri. 5 tstihsal tekâmül ettiği halde ticaret eşyasınm tevzünin ademi tekâmüHi. Mukayeseye imkân verraek maksadile yaptığımız bu hulâsadan »onra hükumetin telâkkilerine geçebi liriz. Hükumetin buhran hakkındaki f ikirlerini kısmen Mecliste dinlemiş, kısmen de hareketlerinden evvel bizi kabul etmek Iutfunda bulunan muhterem tktisat Vekili Beyin izahla • rmdan öğrenraiş bulunuyoruz. Hükumete göre: «Buhran istihsal fazlası ve istihlâk noksanı ile te • zahür ediyorsa da menşe ve sebep bunlar değildir. Buhranm menşei muasır iktisadiyatin bünyesmdeki kusur ve noksanlardır. Muasır iktisadiyat liberal mektebm vazettiği serbestii rekabet kanununun hâkimiyeti altında bulunuyor. Fakat serbest reakabet rejimi artık istihsalin ve muvazenenin nâzımı olmaktan çıkmıatır. Bugün siparis üzerine mai istihsaline, yani istihsal ile istihlâki tevzine imkân kalmamıştır. Makine ve fabrika istihlâk pazarlarınm ih tiyacını düşünmeksizin mütemadi yen çalışmak lâzımdır. Onun dur ması bir taraftan sermayenin zara nnadır, diğer taraftan işsizliği tevlit edeceği için amelenin zarannadır. Bu suretle fabrika çalışacaktır. Di ğer cihetten tarihî tekâmül neticesi olarak iktisadiyatta başka bir hâ • dise görüyoruz. O da hususî men faatler sahasının genişlemesi, bir çok kütlelere şamil ve onlar ara sında müşterek menfaat haline in • kılâp etmesidir. Dairesi genisliyen bu hususî menfaatler umumî menfaat haline gelmiş olmasına rağmen bugünkü iktisadî rejimin bünyesinde hususî menfaat muamelesi görmekte ve ferdî menfaatlerin teşekkülleri tarafından, yani anonim şirketler tarafından idare edilmektedir. Sanayi kapitali de banka bapitallerinin tagallübü altına girmiş bu • lunmaktadır. Bunlar umumî men faat haline gelmiş olan bu hususî menfaatleri ferdin hodgâmlığından ilham alarak idare etmektedirler. Işte buhranın menşei budur! Hal buki bugünkü iktisadiyat, bilhassa millî hudut dahilinde uzlaşmayı, tesanüdü istilzam eder.» Görülüyor ki bu izah tarzı, ser NALINA JAI MIHINA JA] Şikâyet illeti! Dün, idarehanemize iki zat geldi, bir şikâyetnameleri vardı, ricacı ve hürmetkâr bir lisanla bu şikâyetnamelerinin gazete ye dercini istediler. Bu uzun yazıyı okudum. içinde şöyle bir cümle vardı: «İşte istirhamımız bundan ibaret olduğu halde gazetelerimizin bu maksadı lâytkile anlamıyarak biesas nesriyatla gerek hükumeti, gerekse efkâri amumiyeyi yanlıs yola sev ketmeleri dahi biz zavalhlann aleyhine netice vermektedir.» Hem bîzden şikâyetçiler, hem bizden ricacılar! Daha garibi, gazetelerde neşrinden bir şifa bekledikleri yazıda da gazetelerin aleyhinde buhınuyorlar. Ya, biz ne diyefim? Gönüldendir şikâyet, kimseden feryadımız yok! Havana 13 (A.A.) Hükumet bugün neşrettiği bir tebliğde askerî kıtaatm Cejas Del Negıo'da Luis Deltozus kumandası altında 200 kadar asi ile çarpıstığım bildirmiştir. 14 asi ile bir köy bekçisi ölmüs, 26 asi yakalann>ıştır. ııııııııniMinıııınıiMiııııııııiMiııııııııııııııııınıııııııııııııııııııııııııııııııı Kflba ısyanr Şili de buhran Çin feyzanı Haricî borçlarm fa izini vermiyecekler Yalnız bir eyalette 8,000 kişHelef oldu Hankeou'da 8000 kişi öldO Maliye Musteşarı geliyor Dumlupinara gidecek katar Irak'ta kolera Ankara'da bir otomobil kazası Ankara 13 (Telefonla) Bugün Maliye Vekâleti binası önünde bir otomobil kazası olmuştur. 405 nu • raarah otomobil, Hariciye Vekâleti matbaasında makinist Adil Ef. ye çarparak yaralamıştır. Mecrub hastaneye kaldırılmış, şoför yakalan • mıştır. fiandi Londra'ya gitmiyecek mi? Kat'ı alâka Bir banka veznedarı öldürüldü Glasgow 12 (A.A.) Büyük bankalardan birinin buradaki şubesinin veznedarı akşam üzeri odasında ölü olarak bulunmuştur. Kasadan 1S00 İngiliz lirasının çahnmış olduğu anlaşılmiftır. Bombay 12 (A.A.) Siyasî va • ziyet karanhktır. Londra konferan sındaki Hint'Ii licaret murabhasları, gitmiyeceklerini bildirmişlerdir. Gandi, mütereddittir. Diğer murahhaslar, müşkülât içindedir. Hindistan valii umumîsî, kabîne a zasmdan birini Londra'ya gitmesi içm Gandi nezdinde ısrar etmeğe memur etmistir. Fakat M. Gandi kendisinin gaybubeti esnasında u mumî işlerin idaresine müteallik bir takım şartlar dermeyan etmistir. Murahhasları götürecek olan vapur, cumartesi günü harekete âmadedir. kiz kişiyi kaymakam, bilmem kaç kişiyi müdür yaptırmağa söz vermeğe mecbur oldu. Nihayet günü geldi çattı. Bü tün namzetlerin listesi ilân olundu. Mümeyyiz İrfan Bey Yafa meb'usluğuna namzet gösteril mişti. Fakat Ali Beyefendi listede yoktu. Gazeteler belki yanlış yazmışlar diye resmî listeyi bul durdu. Orada da yoktu. Ali Bey son derece müteessir olmuştu. Fakat itidalini bozmadı. İhtimal başka bir şey düşündüler, başka bir iş verecekler, belki de meb'usluktan mühim... Tavnnı hiç değiştirmedi. Fakat karısı yıldı rımla vurulmuşa döndü. Kafasının içinde kurduğu bütün İspanya şatoları yıkıldı. İrfan bile meb'usluğuna açıkça sevinemedi. Ali B. politikacilığin ne oldu ğunu biliyordu. Her halde mü him bir mes'ele olmasa bu olmaz Bir aralık gazetemizin sey yar muhabirli ğini yapmış o lan ve elyevm sigortacılıkla müştegil bulunan Hidayet Beyin bir iki aydanberi gazetemizle alâkası kat'î surette katedilmiş ve kendisinin gazetemize ait bir guna vazifesi kalmamış bu Iunduğunu görülen lüzum üzerine ilân ediyoruz. best rekabet rejiminin tenkidme müstenit olan bir izahtır ve bu noktadan sosyalist nazariye ile bazı muşabehetler arzediyor. Fakat derhal ilâve edelim ki onun hedefi mülkiyeti şahsiyeyi yıkmak değildir, bilâkis mül • kiyeti şahsiyeye ve şahsî tesebbüse istinat eden bugünkü iktisadî niza > mın arzettiği anarşik manzarayı kaldırmak, yani buhranın temadi ve tevalisinin önüne geçmektir. Çareye gelince hükumete göre e saslı çare şudur: «Buhranın menşe ve sebebi muasır iktisadiyatın uz viyetmdeki bu anarşik esastır. Bi naenaleyh buhranın izalesî için bu anarşik esası kaldırmak ve tesanüdün istediği müeyyideyi bu tesanüde dahil uzviyetlerin iştirakile vücude getirip teşkilâta bağlamak lâzım dır.» Yani millî iktisadî bir vahdet ha Iinde toplamak, bütün iktisadî kuvvetleri birbirine bağlıyacak şekilde bir teşkilâta mazhar kılmak raevzuu bahistir ve hükumet bu nokta üzerinde çalışarak Meclisin önümüzdeki içtimaına bazı teskilât lâyihaları getirecektir. Denecek ki «buhran beynelmilel bir buhrandır. Buna karşı millî teşkilâ t ile büyük bir şey yapılamaz!» Hükumet te ayni kanaattedh*. Fa kat beynelmilel tesanüt ve beynel milel teşriki mesai için evvelâ millî bir vahdet ve millî bh teşriki mesai şarttır. Hulâsa edilirse denebilir ki hükumet, istihsalin istihlâk ile tevzini, yani bozulan muvazenenin iadesi için müstahsillerin teşkilâtına baş vurmak zaruretini görüyor. Cemi • yeti Akvamın, parlâmentolar ittihadı konferansmın buhrana karşı belli başlı tavsiyeleri de millî ve bunların ittihadından müteşekkil beynelmilel karteller teşkilidir. İstihsalin bu suretle tahdidi yeni bir fikir değiise de devletlerin kartelleri ve tröstleri şimdiye kadar hoş görmelerine ve siddetli mevzuat vazederek takip etmelerine nazaran bu teşekküllere buhranın sevkile gösterilen hüsnü kabul yeni ve çok şayani dikkat bir hâdise teşkil etmektedir. ALtSÜREYYA Bu darbe ondandı. Fakat koca, kalabahk bir merkezi umumî nasıl olur da bir tek Vehap Beyin tesirine boyun eğer? Onlarm da şahsiyetleri, kafaları, mantıkları, gözleri yok mudur? İşte Ali Beyin buna aklı ermiyordu. Demek o güzide kalabahk sahtekâr insanlardı. Ali Beyi bu suretle aldattılar.. Fakat tavsiye ettiği İrfan'ı meb'us yapmalarile sabitti ki aldatma • mışlardı. O halde?. O halde za yıf adamlardı. Hırsız, rüşvetçi, şantajcı Vehap hepsine galebe çalmıştı. Binaenaleyh böyle zayıf, iradesiz bir heyetle çahşmaktansa kendi vazifesinden başka şeye karışmamak... Buna karar ver di. İntihaptan sonra merkezi umumî fstanbul'a geldi. Ali Beyi davet etti. Daveti kabul etmedi. Israr ettiler gitti ve açık söyledi: Mabad; var EDEBÎ TEFRÎKA : 52 dı. O gün eskisi gibi daireye gitti. Mühim bir kâğıt hakkında ma lumat vermek için nazırın ya nına girdi. Nazır kıçının beşte birini kımıldatarak selâm verdi. İzahatı bir söz söylemeden din ledi. Yalnız eli ile oturunuz işareti yaptı ve Ali Bey söylerken o başka kâğıtlarla meşgul oldu. Ali Bey işte buna fena halde içerlemisti. Bu nezaretin otuz senelik Ali B. ne otuz günlük nazırı bunu yapsm! Hiç ses çıkarmadan makamına döndü. Ufak memurların arkasından gülüştüklerini hisseder gibi oldu. Fakat asıl bomba iki gün sonra patladı. Selânik'ten Vehap Beyefendi gelmişti. Vehap Beyefendi Cemiyetin en ileri gelenlerin dendi. Gazeteciler etrafını sardılar. Bir sürü sorgu cevaptan sonra Ali Beyin namzetliğini sordular. Ve KOKAiN Yazar: AK GÜNDÜZ (tntihabat mesaili mühimme sini müzakere ve fikri devletle rinden istifade etmek üzere yarin öğle üzeri merkezimizi teşrif buyurmanız hürmetlerle rica olunur. Heyeti âliyeye muhterem İrfan Beyefendi kardeşimiz de dahildirler.) Heyeti âliye çalışmağa başladı. öööf! Sen de! Heyeti âliye calışıyor, sen karşıma geçmiş duruyorsun. Azıcık kımıldasana! Ya bir rakı ver.. Hayır, hayır! Rakı verme, koko ver! Koko ver de heyeti âliye iyi çalışsın, kah kah kah kah! Ali Beyefendi o kadar tâciz e'dildi ki şimdiden on bir kişiyi vali, btuz kişiyi ınutasarrıf, doksan «e mahvolmuştu. Bu bilmeyiz, tanıhap Beyefendi şu cevabı verdi: Cemiyeti mukaddese itimada mayız tarzmda söylenen sözler, adeta merkezi umuminin ağzınlâyık gördüğü arkadaşların namdan söylenmişti. zetliklerini tercih eder. Ali Bey işin nereden geldiğini Bu tarzı cevap Ali Bey için mütanlamıştı. İki ay evvel Ali Bey, hiş bir şeydi. Gazeteler gene sorecnebi bir imtiyazlı şirketten müdular: him bir rüşvet alan muhasebeci Ali Bey itimada şayan değil sini kovup mahkemeye vermişti. mi? Muhasebeci, Vehap Beyden ilti Hangi Ali Beyden bahsedimas getirdi, dinlemedi. Vehap yorsunuz? Bey gelip bizzat rica etti, dinle • Aman efendim, herkesçe meşhur. Daha geçende Selânik'te medi.. Çünkü Ali Bey bu işte Vehap Beyin, hemşerisi olan muhaidi. sebeci ile ortak olduğınu biliyor Bu isimde hamiyetmendanı du. ihvandan bir kimseyi tanımıyo ruz! Vehap Bey politikacı tehditleGazeteciler biraz daha kurca rine sapınca Ali Bey kulağına eğilmiş: lamak isteyince Vehap Beyefen Vehap Bey; demişti. Cemidi hiddetli bir tavırla: yet erkânından değil ya, Allahm Aliah Allah! Dedi. Devri damadı olsan nafile. Paraları nakahharı istibdatta canla basla sıl paylaştığımzı biliyorum. çahşmış bir adamı bize zorla mı tanıtmak istiyorsunuz ?! Vehap Bey sapsarı dışan çıkAli Bey bitmişti. Ali Beyefendi mıştı.

Bu sayıdan diğer sayfalar: