'12Temmuz 1931 'Cumhuriyet ON TELGRAFLAR Matbuat hürriyeti ve muhalif gazeteler «rSizi susturmak zararlı olur, söyliyeceksiniz fakat, hiyanet edemezsiniz» Ankara 11 (Telefonla) Bolu meb'usu Falih Rıfkı Bey «Hakimi yeti Milliye» de neşrettiği bir ma kalede matbuat hürriyetinden bahsederken muhalif gazetelere ceva ben diyor ki: «... Mademki îsmet Pş. nın Mecliste matbuat hürriyetini müdafaa etmiş olduğunu söylüyorsunuz, onun reisi olduğu hükumetin getireceği kanunun sansürden beter olduğunu nasıl tahmin edersmiz? Çete soygunlarında öğrendikleri bir kaç baskın, pusu hünerlerile cephe kumandanlığı etmiş olanları bu kadar kolay çevireceklerini zannetmekte olanların akıllarından şüphe etmelidir. Budalahğı ve mantıksızIığı susturmak bizim içîn zararlı o lur. Sizi söyleteceğiz. Bunda tered düt etmiyiniz. Yalnız sizi pusuları • nızdan çıkarıp ve ellerinizden ya sak silâhları alıp meydanda ve maskesiz söyleteceğiz. Namus, haysiyet ve müessese şerefini en aşağı serserilerin hüriryeti kadar koruyacağız. Düriist ve sakin fikir ve iş adamı en aşağı söven, taarruz eden, iftira e den gazeteci kadar kanunun hima yesinde olacaktır. Bugün böyle değildir. Çiinkü kanunlarımız yapılırken bu memlekette mütareke ve îşgal hürriyetinin pathyabileceği düşü nülmemiştir. Bütün millet Mustafa Kemal'e doğru gelirken bîr matbuat kolunun AIi Kemal'e doğru gideceği hatıra gelmemişth. Matbuat hür riyetini kaldırmak değil, tehlikeden kurtarmak için matbuat kanununu düzelteceğjz. Hiç merak etmiyin, söyliyeceksiniz, fakat hiyanet ede • miyeceksmiz». ARASIRA: Sahaflar çarşîsî m»ıııiMiiHiımUI!HI!IIOIIHIWII!ll!llll{HltllllllfWIHIIIHllllımımııııııın. Taziyet ve tebrik telgrafları Reisicumhur Hz. ile ttalya Kralı ve Amerika Reisicumhuru arasmda teati edilen telgraflar Ankara 11 (A.A.) ReUicum • tebrik telgrafnamesile müşarünileyhur Hz. le ttalya Kralı Hz. arasında hin cevabî telgrafnamesi suretleri aşu telgrafnameler teati edilmiştir: f ağıdadır: ' Haşmetlu Victor Emmanuel III Müttehit Amerika devletleri Reisi Hz. ne M. Hoover Hz. Washington ROMA İstiklâl gününün yıldönümü mü • Fehametlu Duc d'Aoste Hz. nîn vefatı haberini derin bir teessürle al nasebetile hararetlî tebriklerimin ve dım. Zatı Haşmetanelerîne en sa • gerek zatı devletlerinin şahsî saa mimi taziyetlerimi beyana müsaraat deti, gerek büyük memleketin refahi eylerim. hakkındaki samimî temennilerimin Gazi M. Kemal kabulünü rica ederim. Gazi Mustafa Kemal Hz. ne Gazi M. Kenitd ANKARA Türkrye Reisicumhuru Gazi Mustafa Bu elim vesile ile zatı devletleri Kemal Hz. tarafmdan lutfen heyan buyurulan Zatı devletlerinin istiklâl günütaziyetten dolayı «amimî bir suret • mü tebrik eden telgraflarını yük te teşekkür ederim. sek haz île aldım. Zatı devletlerinin sıhhati ve Türk milletinin devamh Victor Emmanuele Ankara 11 (A.A.) Müttehit A aaadeti hakkında mütekabü ve sa • mimî temennilerimi arzetmekle bahmerika devletlerinin istiklâl günü münasebetile Reisicumhur Hz. ta tiyarım. rafından M. Hoover Hz. ne çekilen Herbert Hoover Büyük harp, mes'ut bir sükâna aIısan mideler için acı bir ihtilâç vesilesi oldu. YıIIardan ve yıllardan beri bol et ve bol hamurla ünsiyet kesbeden binlerce mide, meluf oldukları ikramı göremiyince yavas yavaş kımıldanmağa ve içinde ya sadıkları bünyeleri de kıvrandırmağa başladılar. Midenin isyanı başka uzuvların ihtilâline benzemez, uluCuma günü Yalova'ya giden orta tedbirlerle yatıştırılamaz, mutmuhterem misafirimiz Irak Kralaka ve mutlaka istediği yapılmak lı Faysal Hz. dün öğleden sonra veya kendi haline bırakılarak ha yattan vaz geçilmek lâzım gelir. Ertuğrul yatile Yalova'dan şehfase buhranı, midelerde tekevvün rimize avdet etmişierdir. Kral eden isyankâr ihtilâçların teskin e Hz. saat 2,30 ta Dolmabahçe rıhdilebilmesine mâni oluyordu. Bir çok tımına çıkmışlar ve saat dörde insanlar, midelerini tatmin için bükadar istirahat ettikten sonra reyük büyük fedakârlıklar yapmak ve o meyanda manevî gıdalardan fe fakatlerinde maiyetleri erkânı buragat etmek mecburiyetinde kaldı lunduğu halde otomobillerle Bolar: Kitap okumağı unuttular, muğaziçin'de bir cevelân yapmışlar siki dinlemeği ihmal eylediler, te • ve saat yedide Dolmabahçe saramiz havaya burunlarını kapadılar, yalnız midelerini düşündüler. Bu fe yına avdet etmişierdir. Kral Faysal Hz. saat sekiz buragatlerin' her cephede olduğu gibi irfan cephesinde de tesiri görüldü, çukta tngiliz sefarethanesinde kitapçı dükkânlarının adedi azaldı verilen ziyaf ette hazır bulunmuşve işsizliğe rağmen açık kalabilenlerin vitrinleri fasulye, mercimek gi tur. Bu ziyafete Kral Hz. nin mihmandarları ve maiyeti erkânile bi mideye yarıyan şeylerle doldu. erkân ve rüesayi hükumetten müİstanbul'un meşhur Sahaflar çarsısı da böyle bir istihale geçiren rekkep olmak üzere 34 zat iştirak yerlerdendir. Vaktile kitap seven etmiştir. Ziyafeti müteakıp şe lerm sık sık uğradıkları bu neşeli ve • daimî müzayedeler sebebile de velveleli çarşı, seri bir tahavvülle simasını değistirmişti. Artık khap camekânlarmın yerinde fasulye çuvalları, kuskus torbalan görünüyordu, o şöhretli ve cazibeli müzaye deler unutulmus gibiydi, çünkü kitap müşterisi yoktu ve çarşıya uğİzmir'de Foça'da memnu mıntarıyanlar mideye uygun şeyler artyorkada yakalanan AlmanyaMı M. Şi lardı. natos'un caşu* olmadığı anlaşıldığınBugün o istihalenin ric'î bir h • dan kendisi serbest bırakılmıstır. tikamet takip etmesi ve kitapçıltk Seyyahın kauçuk bir sandal ile Alhayatının gene Sahaflar çarşısında manya'dan Tuna nehri tarikile seyamerkezi siklet bulması lâzım gelirdi. hate çıkarak Foça'ya kadar geldiği Zira harf inkılâbının kari kütlesinanlaşılraiftır. Seyyah tevkif edildiği de adedî bir ziyadelik vücude getirzaman sandal elindea alınarak mdlidiğine şüphe yoktur. Halbuki yenm emanet dahesine verilmişti. M. çarşıdaki o acıklı manzara hâlâ deŞinatens serbest bırakılınca pasa portunu ve sandalını istemişse de evam ediyor ve elliye yakın dükkândan otuz besinde kitaptan başka şey manet memuru mezunen fstanbul'da bulunduğu îçin kendisinin arzusu der ler satıhyor. hal U'af edilememistir. Ancak M. Bunun sebebi galiba şııdur: ÇarŞinatens'in hürriyeti tahdit edilme • şıda oturanlar mideye hizmetin di • mek için müddeiumumî muavininin mağa hizmetten daha kârlı olduğuriyasetinde toplan*n bir heyet hu nu anlamışlardır ve kitapçılığa a«rdeti zararlı görmüşlerdir. zurunda emanet dairesinin kapısı bir çilingire açtırılarak sandal sahibîne Eğer Sahaflar çarşısmda yeni teslim edilmiştir. Seyyah tzmir'den harflerle basılmış kitaplara tesadüf Suriye'ye ve oradan da Mısır'a gi etseydim böyle düşünmezdhn ve bu decektir. hükmü vermezdhn. Kral Faysal Hz. dün İHEM NALINA MIH1NA Yalova'dan avdet etti Mecburî bir seyahat! • ••« • *+•• • • Dün akşam İngiliz sef aretanesinde şereflerine bir ziyafet ve suvare verildi reflerine sefarethane bahçesinde bir süvare verilmiş ve bu süvarede davetli olarak 400 kişi hazır bulunmuştur. Kral Hz. nin Yalova kaplıca larından pek memnun kaldıkları ve banyo yaptıktan sonra bilu mum tesisatı gezerek kaplıcalar müdiriyetine beyani memnuni yet eyledikleri ve bir çok Irak zenginlerinin gelecek sene Yalova kaphcalarına gelmeleri için teşvikatta bulunmağı vadettikleri heber alınmıştır. Mısır sefiri bir ziyafet veriyor Mısır sefiri Abdülmelik Hamza Bey bugün Irak Kralı Faysal Hz. şerefıne Mısır sefarethanesinde bir ziyafet verecektir. Şüpheli Alman! Adalar elektriği İzmir'de yakalanan sey Şirketle Belediye arasın yah serbest bırakıldı da bir ihtilâf çıktı Adalar elektrik tesisatına de vam edilmektedir. Fakat Belediye ile şirket arasında yeni bir ihtilâf çıkmıstır. Şirket muhavvele merkezleri kurmak için lüzumu olan üç arsa dan ikisinî bulmuştur. Şirket bu iki arsadan birini satm almıs, diğeriıri Nizam civarında çıkmaz bir sokakta yapmak îçin Belediyenin muvafakatini istihsal etmiştir. Bu çık maz sokakta yapılacak muhavvele merkezine mukabil şirket ikî mec canî lâraba daha asacaktır. Şirket üçüncü muhavvele merkezinin hü kumet dairesi karsısındakî bahçede yapılmasını münasip görmüş ve Belediyeye müracaat etmiştir. Fakat Belediye buna muvafakat etme • mîstir. Bu yüzden elektrik tesisa • tının ikmali gecikmiştir. İhtilâfın halline çalışılmaktadır. Fakat Be lediye kaymakamlık dairesinin önünde muhavvele merkezi inşasına muvafakat etmemektedir. Yüz yirmi meb'usun, îzmir'de çıkan Yeni Asır gazetesi aleyhine ayrı ayrı dava ikame edecekle rini, dün, Ankara muhabirimiz bildirmişti. Bu meb'uslar, kendi dairei intihabiyelerinin mahke melerinde, birer birer dava açacakları için, Yeni Asrm imtiyaz sahibi ile mes'ul müdürü, mevcırt kanunlarımıza göre, memleketin 120 mahkemesine gidecekler, demek! Hani eskiden, ellerinde asa köy köy gezerek bütün memleketi dolaşan dervişler vardı, işte onlar gibi... Yahut ta yaya devri âlem seyahatine çıkan ve sık sık memleketimize de uğrıyan mer kezî Avrupa'lı seyyahlar gibi... Bu haber tahakkuk eder de 120 mahkeme, Yeni Asırcı'ların ya kasına yapışırsa bu iki gazeteci, davaların tevhidini temin edinciye kadar, bütün Türkiye'yi dolaşacaklardır. Meselâ tzmir'den Urfa'ya, Urfa'dan İstanbul'a, İ«tanbul'dan Kars'a, Kars'tan An • talya'ya, Antalya'dan Van'a, Van'dan Edirne'ye, Edirne'den Konya'ya, Konya'dan Kastamonu'ya... Bu suretle memleketin coğrafyasını kitaplardan değil, kasaba kasaba, vilâyet vilâyet gezerek yerinde ve mükemmelen öğrene» cekler de bir daha, böyle sajğa sola çatmağa, yedi cetlerine töWbe edeceklerdir. Eğer bu mec • burî seyahatten sonra, gazetecilik edecek halleri kahrsa artık uslanıriar, bin düşünür, bir yazarlar! * •• Deniz Lisesinde M.T. Yarm davası Arif Oruç bîr sene hapse mahkum oldu Jzmit 11 (Hu. Mu.) Yarın gazetesi aleyhindeki davaya ait karar bugün tefhim edildi. Gazete sahibi Arif Oruç bir sene hapse, 300 Hra cerayi naktiye, mes'ul müdür Süley • man Tevfik Bey bir sene 7 ay, 17 gün hapse ve 350 lira cezayi naktiye, Muhtar Mahir 3 gün hapse ve 3 lira para cezasına mahkum edildi ve Yarın gazetesinin tzmit Valisi Eşref Beye 2500, polis llyas Efendiye 200 lira tazminat vermesine karar veril di. 15 günde gayritabiî hareketlerde bulunan çocuk Varşova 10 (A.A.) Hudut ci varında Alonks köyünde bımdan bir ay evvel bir köylü kadın gürbüz bir erkek çocuğu doğurmuştur. Çocuk sür'atle büyüyerek 15 gün sonra o turmağa ve yaşına nisbetle gayritabiî addolunabileeek harekâtta bu lunmağa başlamıştır. Çocuğun annesi bundan telâsa düşerek köyde akd hocalığı yapan kocakarılara müracaat etmiştir. Bunlar çocuğun içinde şeytan yaşadığını soylemişler ve aralarında çocuğun öldürühnesine karar vermiflerdir. Çocuk bu ka dınlara gethilmiş ve bunlar da ço cuğun içerîrindeki şeytanı çıkara • cağız diye çocuğu bîr tesbihle boğmuşlardır. Bu cinayet gizlenmiş ve zabıta ancak 15 gün evvel haberdar ohnuştur. Mes'uller tevkif olunmustur. Türk Yunan Gümrük itilâ.fı üç ay temdit edildi Atina 11 (Hususî) Dün Ha riciye Nezaretinde Türkiye ile Yu nanistan arasındaki ithalât ve ihraeat hakkında tatbik edilmekte olan gümrük tarifesinin üç ay müddetle temdidine dair olan protokol Tür kiye sefiri Enis Beyle Hariciye Na zırı M. Mihaakopulos arasmda im • za edilmiştir. Bu protokol, Anka ra'da aktedilen ticaret mukavele namesinin tasdikına kadar mer'i olacaktır. Tahmin edildiğine göre bu mukavelenin musaddak nüshalan İsmet Ps. ile Tevfik Rüstü Beyin A tina'yı ziyaretlerinde teati edilecektir. n Matbuat kanunu Vergi kanunile 1 beraber teşrinisani ;: içtimaına kaldı Ankara 11 (Telefonla) ] Adliye Vekâletince hazırlan makta olan fevkalâde zaman^ lara mahsus kanun lâyihasıle |J icra ve iflâs, iş, matbuat ka , nunları ve kazanç, muamele , vegileri lâyihalan Meclisin teş,> rinisani içtimaına kalacaktır. , ) Yeni matbuat kanunu hakkında, buraya gelen Temyiz rüe .; sasınm da mütaleaları alınmış ' ve kanunun birer sureti tetkik için vekâletlere verilmistir. kendi keyfine daldı. Bulunduğumuz yer hafif makinelitüfek yayhmı ile doldu: Şampanya lar birbiri ardınca patlatılıyor du. Biz, tek şisemizin karşısına geçmiş kendi âlemimizde idik. Garson ikai kadehle bir şişe şampanya getirdi ve yeni masanın erkânından birini göstere • rek: Beyefendi gönderdi. Bu parlak iltifat ve tebşire canım sıkıldı ama belli etmedim. İdil, garsona hemen emir verdi: O masaya da bizden iki şişe şampanya götür. Bunu şimdilik açma. Bizimki henüz bitmedi Ben ses çıkaramadım. Mademki böyle istedi. Aradan yirmi dakika geçmemişti. Garson gene geldi. Bu sefer elinde iki şişe şampanya vardı. Masaya bıraktı. Bunu da ayni komşular göndermişlerdi. İdil tekrar emir Cuma günü eski ismile <Bahriy« Mektebi» inde yeni ismile «Deniz Lîsesi», <Deniz Harp Mektebi> ndeki deniz yarışlarında bulundum. Bu gfizel mektebi, bilmem kaçıncı defa elarak bir daha gezdim ve Türk bahriyelileriain çok kıymetii eseri olan bu irfan müessesesi ile iftihar ettim. Şimdiye kadar, bir çok ecnebi de • nanmalarına mensup zabitlerie bn mektebi ziyaret fırsatma nail ol . muştum. Bir çoğu, Heybeli mektebfnin kendi bahriye mekteplerinden mükemmel olduğunu söylediler, baDün bu ihtilâf hakkında Belediye reisi muavini Hâmit Bey gazetecilere zı büyük ve zengin devletlerin baKriyelileri ise Deniz Lisemîzrn kendf şu beyanatta bulunmuştur: « Şirkete tesisatı ikmal için mu mekteplerine. muadil fakat mevkn kavelename mucibince muayyen bir itibarile daha güzel olduğunu tebrifc ve takdirle beyan ettiler. Hatta, iki mühlet verilmistir. Bu müddet zar sene evvel gelen bir Fransız fında tesisatı yapacaktır. Şirket mu üç kruvazöründeki genç mülâzfmler, havvele merkezleri için arsa bul • samimiyetle: mağa mecburdur. Fakat muhavvele merkezinin kaymakamlık dairesinin Mektebiniz o kadar güzel kf önünde yapılmasına müsaade vere burada talebe olacağımız geliyor* miyiz.» Demislerdi. Yamyamlar tarafmdan yenilen bir tayyareci Adelaide 9 Geçen aydanberi kaybolan tayyaresi hakkında New Guinea sakinlerinden biri gönderdiği bir mektupta bir yerlinin tayya reyi inerken gördüğünü ve içindekinin de yamyamların ziyafetinde yenJiğini söylemekte olduğunu yaz maktadır. Adam kaçıran kadın! Ankara 11 Kıhçlar köyünden Fatma, Mehmet isminde bir erkeği kaçırmıştır. Mehmet evli olduğundan muhakeme edilmis. Fatma mah • kemede: « Sevdim, ben kaçırdım.» Dediği için Mehmet beraet etmiştir. Yanımızdaki masaya dört şişe şampanya götür. Ne yapıyorsun gibi baktım. Gülümsiyerek yavaşça cevap verdi: Bugüne kadar hangi dos tun sana yirmi dakikada üç şişe şampanya ikram etti? Yirmi senede bir tanesi bile ikram etmedi. Fakat... Dur! Beni dinle. Bu ikram lar sana değil, banadır. Kötü kadınlar pahalı ikramlarla teshir edilir. Ben kötü olduğum için bilirim. Fakat şampanya o kadar müptezelleşti ki artık Abanoz sokağındaki meslektaşlarım bile şampanyaya tükürüyorlar. Kabul.. Ama.. Sen niye mukabele ediyordsun? Beyhu de. Onlar zengin adamlar. Alnının teri ile yaşıyan kadın, dünyanın en zengin kadı nıdır. Alnımm teri her ne şekilde ktr yorgımlukla dökâlürse dökiil 6emi doktorlan Ankara 11 (Telefonla) Gemi tabiplerine mahsus talnnatname Heyeti Vekilede tasdik edilmiştir. muhakkak olan şudur. Ben her zaman kazanınm, onlar bir da kika kombinezonsuz, dalavere • siz kahrlarsa iki para kazana • mazlar. Bir tashih Dünkü nüshamızda çıkan ilmi musa habede ziya senesine dair tafsilâtta 9 tiriliyon denilecek yerde sehven 9 milyon denilmiştir. Tashih ve itiraz ederiz. Dün, ben de ayni hissi duydum, Ah, orta mektep talebesi olsaydım da Deniz Lisesine yazılsaydım, de • dim. Deniz Lisesini ikmal eden her genç, yalnız güverte veya makine sımfına mensup bir deniz zabiti olmakia kalmaz, askerlikten istifa ettiği takdirde dahi, kendisini hayatmm so nuna kadar geçindirecek bir meslek sahibi olur; hem de yalnız Türkiye*de değil, dünyanın dört köşesinde d«' geçen ve para kazandıran bîr meslek! KOKAiN Yazan: AKA GÜNDÜZ Koca kadeh rakısını yarım zeytinle içti. Proğram muntazam tatbik olunuyordu. Kahvelerimizi içerken birer kuantro ile cigara tellendirdik. Şaanpanyadan sonra biraz dansedecektik, numaralar bitince onu oteline götürecektim. Bulunduğumuz kısımda bir garsonlar faaliyeti başladı. Dört, beş masa yanyana getirildi. Servisler hazırlandı ve beş dakika sonra on beş, yirmi kişilik bir kafile uzun masanın etrafmı doldurdu. İçlerinden bir çoklarmı tanıyordum. Ankara'ya gelen mümtaz hemşerilerine ikram için bunu tertip etmişler. *oara kmrkm U Garson! Beyefendilerin hep ze şimdi hizmet eden garsonlar asine ayrı ayrı birer şişe şampanya rasında pay ediniz. Bize de kendi götür. hesabımıza ayrı bir şişe daha ge> Ooooü... tiriniz. Orada bulunanıarın nepsı De Manzara hayalî bir tiyatro sahnim kadar hayrete düşmüşlerdi. nesine benzetilebilirdi. Fakat maGarson komşulardan dört şişe Bunun çok ağır bir şey olacağım atteessüf hakikat idi. Doğmatik şampanya getirdi. İdil önüne bir edebiyat münakkidi taslaği anlamışlardı. Sarhoş nezaketi ile baktı, dişlerinin gıcırdadığını belki: reddettiler. İdil cevap verdi: işitir gibi oldum. Mırıldandı: Roman tekniğinde böyle şey İki kişi sekiz şişe şampanya Anlaşıldı. İnsanlık yanşına olmaz. Muharrir bunda şu veya içemez beyefendiler. İlk bir şişedeğil. Otuz liralık şehvet yarışıbu saçcnayı yapmış. niz kâfi idi. Ya siz de ikramınızı na başladık. makule irca edersiniz, yahut beDiyebilir; o, kendi saçmalarını Benim bir şey söylememe meynim ikramımı kabul... diyekosu, baktık ki yanımıza dan bırakmadan ayağa kalktı. sallapati birisi oturmuş! Kafile reisine döndü ve yüksek Sizin teklifinizi kabul ede sesle: riz. Bu sormadan, gelip oturan, Ço Beyefendi Halretleri! DeBunun bir darbe olduğunu herlak Aziz Bey admda bir dostumdi. lltifatınıza çok teşekkür edekes hissetmişti. Ortahkta hafif bir du. Sormadan oturmak hakkım riz. Hepinizin sıhhatinize içiyosoğukluk peyda oldu. İyi ki peyda haiz olacak kadar dostumdu. ruz. oldu. Herkes kendi eğlencesine Sinirli bir halde bulunan İdil'i Ben de ayağa kalkmak mecbu dalmağı muvafık buldu. daha fazla çıldırtmamak için heriyetinde kaldım, ve canım sıln İdil metrdoteli çağırdı: men işaret ettim: larak kalktım. Bu altı şişe sampanyayı size En iyi dostlarımdan Çolak veriyorum. Yann bakkallara on Şiddetli alkışlar bitince İdil ses Aziz Bey, takdim ederim. (Mabadi var) heşer liraya satınız ve parasım bi