Sahife 9 Zogo kontesi gerdeğe Sağda kraliçe, Arnavudluk kralının düğümü, hazırlıklar yapılırken söylendiği gibi, kakikaten çok parlak ol- muştur. Sabâhtanberi — sokaklara dö- külmüş olan haik, öğle üzeri, atılan 101 parça tep ile, kral- larının evlendiğini heber almış- lardır. Sarayın kütüphane salo- nunda kral Zogo ile Kontes Geraldinanın vikâhları Arnavud- luk meelis roisi B. Evangeli tarafındân kıyılmıştır. B. Evangeli, bir nikâh me- muru sıfatile evvelü Kontese: — Kral Zogoyu koca olarak kabul ediyor musunuz? Sualini sormuş, kızın “Evet, cevabı üzerine, krala dönerek ona da! — Kontes Apanyiyi karı ola- rak kabul ediyor musumuz; de- miştir. Kral da bu süale: “Evet, ce- vabını vermiş ve ikisi, önlerine uzatılan deftere imzalarını at- mışlardır. — BUmdan v0nra Ka Zoyorile birleştiren kararını iki tarafın şah't- leri de imzalamıştır. Bu şahit- lerden biri — İtalyan Hariciye Nazırı Kont Cano, diğeri de Kontesin amcasıdır. Kont Cia- no kral Zogo için, Kont Anton da kraliçe için imzalarını koy- muşlardır... Toplar Atıldı N:kâh meresiminin bittiği at- lan 101 parça topla ilân edilir- ken halk sarayın etrafını çevir- miş bulunuyordu, Top sesleri üzerine, her taralitan alkiş ve: *“Yaşasın kral! Yaşasın kraliçe!, sesleri yükselmiştir. Top sesleri devam ederken kral ile kraliçe sarayın balko- nuna çıkmışlar ve — tezahüratta bulunan halkı selâmlamış'ardır. Bundan sonra sarayda, 120 kişilik bir ziyalet verilmiştir. Ziyafette, — kraligenin yanında Kont Cano krai büyük kız kardeşi idi. Ziyafette yenilen yemeklerin dur: lisi tirilen istakoz, mayonezli dil balığı, şatobriyan denilen bir nevi et yemeği, muhtelif seb- zeler, Bres tavuğu, geraldina dondurması, peynir ve meyva., Otomobilden Kaçırılan Kız Bundan sonra şehirde gece şenlikleri başlıyor. Bu şenlik- lerde milli havalar — çalıamış, oyananmış, her tarafta tam Ar- navud düğünlerindeki milli ha- yat canlandırılmıştır. Hatta dü- ğün günü verilen haberler ara- sında şöyle deniliyordu: *Bu akşam, sarhoş çığanlar Tiran socaklarında çalgı çal. dıkları sırada, kral Zogo, Ar- navat âdeti muc.bince karışını kaçıracaktır. Fakat onu beyaz solda nikâh merasimi girdiler. bir n terkesine alarak değil, Hitler tarafından hediye edilen mükemmel bir otomobilin yu- de götü- ıuıok.yııukl/.ı?v_l/ııfıı’ götü *Nereye Iöknecek? Adriya- tik sahillerine mi? İşkodra kır- larına mı? İki âşıkın gönlünü deniz mi geçecek, ” göller mi? Martılar mı, koğular mı? *Kızı kaçıracak olan, bunu söylemiyor. Bu suretle macera- ya daha fazla bir roman havası vermek istiyOr.... Kral, otomobille *“kaçırdığı, u Draçtaki köşküne ve yeni evliler zifaf geçirmişlerdir. Sarayda kralla kraliçe için döğün yapılırken, ayani gün ve ayni saatlerde Tiranda ve Ar« navut! daha bir çok şehir« lerinde, 150 çift daha evleni- yordu. Kral, kendisi evlenirken, memlekette ayni gün evlenecek. lere hediyeler de vadetmişti. etmişlerdi. 150 çift, yani 300 kişi, ayni akşam gerdeğe girmişler, kral ve kraliçeleriyle beraber, o gece bütün Arnavutlukta 302 kişinin düğünü olmuştur... Kraliçenin Amcası Tokat Yemiş Tirandan Paris gazetelerine bildiriliyor: Arnavutluk kralı ile evlenen Macar kontesi Geraldina ile beraber, Tirana amcası Kont Antuan da gelmişti. Kont sara- yın misatiri bulunmaktadır. Bu- i başına gelen bir hâ- dise sarayda büyük heyecan uyandırmıştır. Hüâdse şudur: Kont Antuan, Tiranda bu- lunan bir Macar gazetecsi ile, bir. meseleden dolayı kavga etmiş ve kendisine tahkir edici sözler söylemiştir. Bunun üze- rine, gazeteci Konta bir tokat atmıştır. Hâdiseye etmiştir. Hâdisenin “daha vahim bir hal almamasına çalışılmaktadır. zabıta müdahale müdürlülerinden istei ANADOLU Fransada yeni ve müdhiş bir dolandırıcı yakalanmıştır. Bu adam, geçenlerde, — rezaletleri ortalığı kaplıyan ve ölen Sta. viskinin de arkadaşı imiş. Pa- ris gazeteleri, bâdise hakkında şu malümatı veriyorlar: Polis müfettişleri Peyres ile Brus, bir müddettenberi Pari- sin Pirene sokağında oturmakta olan San Batist Mersiyer na» mında bi tevkif etmişlerdir. Tevkif hi si, İâalettayin bir mesele üzerinedir. Fakat varr lan netice; başka olmuştur. Bu adam, birkaç aydanberi küçük ilânlar vasıtasile, mücev- her alıcılarla münasebatta bulu- nuyormuş ve, meraklılara iflâs ettiğini söyliyerek, “kelepir fi- at,le sahte mücevher satıyor- muş. Üstelik bir de, do'andırı- cılıklarının farkına varıp parasını geri istiyea müşterilerini taban- ca ile tehdid ediyormuş. Beş altı gün evel tevkif edi- len San-Batist Mersiyer, polis müdürüne — macerah — hayatını başi sona kadar anlatmıştır: içtimai muavenet ce- miyetinin yetiştirdiği kimsesiz Batist Mersiyer bir çocukmuş. Gençliğinde, bü- yük gece barlarında sayısız da- lavereler çevirirmiş. Sonraları, *licarete, atılmış. Harpten evel, tuttuğu işlerde büyük muvafla- kıyetler göstermiş. Bütün spor teşekküllerinin azalıklarında bu- lonmuş. — Nöyyinin Şise 30- kağında çok — muhteşem - bir apatmana sahipmiş. O zaman lar, otomobil inşaatile iştigal edermiş. Fabrikasında yapılan otomobiller, zarafet manasına gelen “Elegant, markasını tar şırmiş. Manisa valiliğinden: 1 — 48709 lira 50 kuruş keşif bedelli Manisa Memleket hastanesi sıhhi tesisatı kapalı zarf usulü eksiltmesinde teklif edilen fiat haddi lâyik görülmediğinden bu iş 28-5-938 Perşembe günü saat on bire kadar olan bir ay müddetle içinde çıkacak ve İâyik had fiat teklif edecek talibine pazarlık suretile verilecektir. Bu işe ait şartaame, plân keşif vesair evrak Ankara, İstanbul, İzmir vilâyetleri Nafia ve Sıhhat müdürlük- lerinde mevcuddür. Daha fazla t ât Manisa Nafia ilir. Eksiltme pazarlık suretile yapılacaktır. Taliplerin 938 yılına ait ticaret odası vesikalarile on bin lira değerinde yüksek tazyikli buhar kazanı tesisatı ve çamaşırhaneyi memnuniyet bahş bir şekilde yapımış olduklarına dair vesika ibraz etmeleri şarttır. Pazarlık için tatil günlerinden maada bir ay müddet içinde her gün vilayete müracaat olunabilir. 981522 1426 çamaşırları meydana çıktı. Bu adam büyük harb esmar sında parasını birçok askeri işlere bağlıyan Mersiyer, bu sa- yede külliyetli bir servet sahibi oluyor. Fakat çok geçikmeden harp esnasında yaptığı gayri- kanuni ticaretten dolayı mah- küm ediliyor. 1926 senesinde takip ettiği nizami ticaret, umduğu kârı bı- rakmıyor. Bu sebeple, altı yedi sene evel büyük bir mali do- Jandırıcılığın — kahrı olan Fransız yüksek memurlarından Staviski ile münasebet kuruyor. O günden itibaren, iki kafadaş, ayni evde oturmağa başlıyor- lar; büyük barlara ve kumar- hanelere daima - birlikte gidi- yorlar. Mösyö Mersiyer birinci sınıf kumarbazlardandır. Ku- marbanelerde, milyonlar kay- bettiği geceler oluyor. O devirde, mücevher üze- rine soygunculuk yapan büyük bir hırsız şebekesine yataklık yapmağa başlıyor. Sıkış'k vazi- yete düştüğü zaman, eline ge- çirdiği emniyeti umumiyenin bir kartını göstererek, yakayı sıyırıyor. Fakat Mersiyer, bununla da kalmıyor. Tedarik ettiği bazı tavsiye mektuplarile Rusyaya giderek orada silâh kaçakçılığı da yapıyor. Staviski yakayı ele verince, Mersirerin çevirdiği bütün da- lavereler meydana çıkıyor. Hü- kümet onun tekmil malını, müb- künü zaptediyor. Şimdi bu adam, en son yap- tığı sahte mücevher satıcılığın: dan dolayı, bir daha çıkmamak üzere hapso tıkılacaktır, Güneş takımı mağlüâp Galatacaray, Beşiktaşı yendi İstanbul, 2 (Husust muhabi- rimizden) — — Galatasaray-Be- şiktaş takımları arasında yapı- lan küme müsabakasında Ga- latasaray takımı güzel bir oyun çıkararak, 2-1 golle Beşiktaşı yendi. Altı muhtelit takımı ile Güneş Aarasındaki müsabaka çok heyecanlı oldu ve çok gü- zel oynıyan muhtelit takım 2-0 — Başı 7inci sahifede — bir eser tabettirmişti. Bu ese- rinin sayısız tabıları sonunda bir tek sahifesini değ ştirerek yeniden cildlerle neşrettirdiğini ve mevcudlarının — kalmadığını söylüyordu.. Tasavvar — ediniz. Ben, bu uzun tedkik ve çalış- maların kazandırdığı verim ola- rak 1926 da (Tekellüm kusur lari) adında üç cildlik bir eseri ancak Vekâletim vasıtasile ney irmiştim. Maalesef derin ve âkaya şahid olama- dim, Normal bir. insan Psyoo- pâteleri tedkikle daha esaslı bir terbiyei ruhiye alır. Habk buki; alelâde romanlar bu işin aksini telkin etmekte, bizimki- lerden daha becerikli iş görü- l yorlar. Sayın doktorun sözünde haklı bir ıstırap seziliyordu. Buna her kü binin iştirak ede- ek mevzuu de- giştirdim. — Bay doktor, bu noksan çocukların çalışmaları ne şekik de yürütülüyor? — Her sağır ve dilsizin ab- hafızadan istifade edilir. Nok- san olan hafızanın diğer tam hafızaların yardımiyle kudreti tezyid edilir. Ve bu şekilde noksan — tamamlanmazsa da; kuvvetli hafızaların emrine ve- rilip harekete - getirilir. Bizde bu şekilde çok çabuk ilerli- yenler var. Tedrisat devre usu- lü olduğundan bir çocuk bir yılda iki üç devre yükselebik diği gibi senelerce de ilk dev- vede kalan vardır. İşte bu sene 115 mevcuddan 13 ünü mezun veriyoruz. Bunlar, hayatta ken- di emeklerile tam manasile ça- lişır ve para kazanabilirler. Bizde otomatismeden ziyade associco şeklinde daha güzel yetiştiriliyorlar. Halbuki bu şe- kilde tedrisat için zengin el ve :öı müzelerimizin ve tecrid ücrelerimizin ve birçok alât ve edevatın bulunması - şarttır. Bu kadar muvaffakıyete mu- kabil iyi bir konser salonumuz bile yoktur. Gerziyoruz. Bay direktör, o sırada bizimle beraber bulunan fotoğrafçı Bay Mazharâ - (Foto Kamaçoka) “Collaborateurüm, diye hitap ediyor. Bay Mazhar on beş seneyi canlandıran bir fotoğraf serisi gösteriyor. Te- kâmül kendini derhal kabul ettirir, fazla söze ne hacet.. Doktor Necati Kipin 925 de tatbik edip Viyana mücssese- sinde ancak 927 de tatbik sa- hasına giren sağırlar için “mısıf gölle Güneş takımına galip | daire sıra, şekli çok — enteroz- geldi. sad.. Sağır Dilsiz ve Körler müessesesi direktörlüğünden: Cinsi Evsafı Kiymeti 4 7,5 Makkap tezgâhi — Üzerinde alektromo — M n Teminatı törlü ve maa İteler- di Kuruş at. ""6 milmden 17 milime kadar delik delecek, — 625 4700 Yukanda cins ve evsafı ve poy akçesi yazılı bir adet mak- kap tezgâhı satın alınacağından taliplerin münakasa günü olan 14-5-938 Cumartesi günü saat 10 da İzmir sıhhat müdürlü- ğünde müteşekk | satın alma komisyonuna müracaatları ilân olunur. 3610 13 1418 Muğla ili Denizova kamunu Yer- kesik köyü muhtarlıgından: 1 — Yerkesikte on bir bin dört yüz doksan bir lira yetmiş dokuz kuruş keşif bedelli ilk okul inşaatı kapalı zarf usulile eksiltmeye cıkarılmıştır. 2 — Eksiltme 8-5-938 Pazar günü öğleden sonra saat on beşte Yerkesikte ihtiyar heyeti tarafından köy odasında. yapı- lacaktır. 3 — İsteklilerin eksitmeye girebilmeleri için bu gibi - işleri yapabileceklerine dair ehliyet vesikası göstermeleri mecburidir. 2490 sayılı eksiltme gından ticaret odasına kayıtlı olmaları ve nunu abkâmına göre muamele olunaca- yüzde yedi buçuk teminatı muvakkate vermeleri lâzımdır. lebilir. 4 — Keşif, proje ve şartnameleri köy odasından temin edi- KU 3456 1449 Do' andırıcı ve sah_ Sağır, dilsiz ve körler ara:ı:ı;a nasıl kaçırmış?tekârların daniskası Kraliçenin amcasını tokatladı-İMaruf Staviskinin arkadaşının lar. 302 genç ayni gecede İkirli Demirci çocuklar kıvılcımlar. la oynarken, tesviyeci plânla iş görmekte o kadar — ustalaş- maktadır. Müzik talebeleri, bu mekte- bin — senelerdenberi emektarı Bay Stavridinin etrafında ken- dilerine has hürriyet şarkılarını instromanlarile ©o kadar güzel ifade ediyorlar ki, onların ken- di âlemlerinde, hafızalarile ya- şamalarından çok memnun ob dukları derhal anlaşılıyor. la- sanın içinin sızlamaması im- kânsızdır. Fakat cumhuriyetin bu çocukları zavallı olarak bi- rakmadığını ve Kamâlizmden VUdaba şefkatli bir ana ve baba bulunmıyacağını düşünerek bol ve yerinde bir teselli bulue yoruz. Kenan, çaldığı — Sarasat'ın Zigeuner Weiseuni'de bizi bhe- yecandan heyecana sürükledi. Elinden kemanı bırakırken söz söylemeğe takati kalmamıştı. Onlar, bizden çok içlerini din: lemesini bilip kendilerini tanı» yanlardır. Biraz sonra hulyalı gözleri birer denize benziyen ve ne- mütenahiyeti sezen bakışlarının üstündeki sarı, muntazam, ba- kımlı saçlarını kaşlarile müte- madiyen yukarı iten Havvanın yanındayız. —Piyanoda — Vals Brahmsa çalışıyor. Hocası, Ac- lânın son verdiği ders, Bu kıy- metli muallim ile kompozitör Ferid Hilminin ihtimamı ile iş- lenoa bu çocuk; çaldığı kendi eserlerile yarının büyük bir kıymeti olacaktır. Ve bilhassa, (Öksüzlük şarkısı) (Vals Kapris) söylenmeden geçilemez. Dü törünün müsaadesile onun eser- lerini — orkestra ile bir konserde dinliyeceğimizi — duyunca çok sevindim. Doktor ona eğildi.. — Havva kızım -dedi: nota. larını yaz da orkestera arranj: manını yaptırıp çalıştıralım ol- maz mı?, Küçük müzisyene bu söz ci- hanı gören bir göz kadar bü yük bir hediye oldu. Ayrıldık... O gene Brahma'ın valsına dal. dı. Gören, ondâ bir stırap var sanır. Körlük belki de bir w» tıraptır. Fakat biliyorum ki, gören ve işiten ruhtur. Göz ve kulak aslında kör ve sağırdır: lar. Onun da gören bir rubu var ve bu rüh tekâmül eden hayata, muvaffakıyete ve şöb- reto atılmak Üzere bulunan o bir şahsiyet halindedir. Terziler, dokumacılar... Mü- esseselerin bütün atölyelerinde programlı bir - çalışma ve tes mizlik göze çarpıyor. Hlerşey ince bir zekâ ve bilgi ile ku- rulmuş. Artık hiç kimse kim- seye - kör müsün, sağır maşın- diyemez. Çünkü körlük, gören göz olup da bu mücssesedeki tekâmülü takip etmemek, sa- — 937 de Ankaraya gitmiş. tik, iyi karşılandık. Bittabi İe- tanbul ve Ankarada yeni reper- tuar v'ı.ik.ııü*lı birkaç kon- ser ve sergiye — iştirak edersek halkı iyi alâkadar ede- ceğimiz muhakkak. Mektebin güzel ve kıymetli broşörile mütehassısın iki cild eseri koltağumda... Müzik ve Öre sezlerinin müşterek haüre- ketleri arasında mücsseseden ayrıldım. Bugün bu eser hay- retle ve hazla tetkik edilebilir bir tekâmül devresindedir. Doktoru tebrik edip ayrılır- ken o, binanın merdiveninde, körleze doğru göğsünü gererek tavazuun — söyletmediğ — iftiha- rını keadi deruni âleminde haz.- mediyor,