YURTTA OLUP BİTENLER çek mücadelenin onların elinden bu çeşit silâhların alınmasıyla kabil ol- duğunu artık Papa bile anlamış bu- lunmaktadır. Servet Beyannamesi usulünü böyle bir nitelikten mah- rum eden zihniyet komünizme, küt- leler tararından haklı görülecek bir ampanyanın imkânını tekrar ver- memekte midir? Şimdi bütün krip- tolar köşelerinden "Burjuvalar, ka- pitalistler, amerikan parasıyla zen- ginleşenler, vurguncular! İşte yeni- den haksız kazançlarını bir kedinin pisliğini örtmesi gibi örtüyorlar. Sa- kınacak bir şeyleri olmasaydı böyle yollara gitmezlerdi. Zenginlere ö- tüm!" diye bağırırlarsa kimin saye- sinde a, e anan? Amı m arayan uçan kuşa komünist diyenler , Sakın bu açık komünist oyununa gelmeyiniz ve u- yarma görevinizi hemen yapınız! Meclis "Buhran..' İnönü konuşmasının sonuna gel- mişti. Bütün partilerden millet- vekilleri, senatörler, locasında ko- nuşmayı dikkatle izleyen Cumhur- başkanı, locaları dolduran diplomat- lar ve geniş dinleyici topluluğu, mik- rofonun üzerine eğilmiş, kelimeleri tane tane fakat boğuk ve yorgun bir sesle telâffuz eden 83 yaşındaki a- damı sessizlik halinde tezahür eden bir heyecanla dinliyorlardı.. Onun bugün söyliyeceklerine, memleketin kritik anlar geçirdiği bütün devre- lerde olduğu gibi, haftanın başında Sah günü de çok önem veriliyordu., Hattâ "Paşa ne diyecek" sorusu, Millet Meclisinde Bütçe görüşmele- ri başlamadan bir kaç gün önce- den itibaren sorulmağa başlanmış- tı. İnönü, konuşmasının son satırla- rına gelirken "komünizm mücadele- si ticareti" sözünü bir daha ve ü- zerine bariz ve öfkeli şekilde m rak tekrarladı. Bu söz salonda e çok, Bakanlar Kurulu koltukların. dan birinde oturan açık lâcivert el- biseli adama tesir etti. Sağına solu- na baktı, sonra şiddetle gülmeğe ve yerinde hoplar gibi (O kımıldamağa başladı. Bu İçişleri Bakanı Dr. Fa- ruk Sükandı.. Ana Muhalefet Partisi Lideri ko- nuşmasını okuduğu metnin özünü toplayan bir bölüm ile şöyle bitirdi: — 1967 yılını geçirebilmek için çareler bulmağa çalışıyoruz. Harp 6 İnönü konuşuyor Kapalı taraf kalmadı gibi, büyük sulh zamanı buhranla- rında da başarı kazanmak için e- saslı bir şart vardır. Stratejik ted- birlerde esasından ve zamanında yapılacak hatalar, bütün buhran es- nasında güç tamir olunur.." Bu bir Bütçe konuşmasıydı ve Kulağa Küpe Para ile iman hakkında Şı Süleyman Beye kim ne kadar kızarsa kızsın, bir meziyetini her halde inkâr e- demez: Çok samimi bir adam! Hani bizde "Para ile ima- nın kimde olduğu bilinmez" derlerdi ya.. Süleyman Bey po- litika alanına çıktı çıkalı bun- ların ikincisine ne bol sahip bulunduğunu kongrelerde söy- ledi, miting meydanlarında söyledi, e yazdı, ye- minler etti. Ya, pole diyeceksiniz.. Siz Süleyman Beyin, A. nin kuruluş yıldönümü balo- sunda şarkıcı Ayla Dikmen kendisine oOmikrofonu ouzattı- ğında söylediği şarkıyı duy- madınız gi: "Param! Param! Param.!.. ' AKİS İnönünün kullandığı "buhran" ke- muşak" olarak tanımladığı konuş- ma hakkın da: — Paşanın bahar havası kar toplar, ama Süleymanın başı üşüye- ceğe benzer" diye bir espri ile kar- şıladı. Ama konuşmayı çok dikkatli dinleyenler, veya sonra bir defa da- ha okuyanlar "yahu çok önemli" di- ye kafalarını salladılar. Tecrübeli bir parlamenter ise bıyık altından gülerek, — Paşa, konuşmalarım diplo- matik lisanla hazırlar.. Onun sözle- rini gazetelerde haberin büyümesi için sert lâflar kullanan hatipleri değerlendirir gibi o değerlendirme- mek gerekir" dedi... Gerçekten İnönü, Türkiyenin ya- şadığı kritik günlerin -hattâ anla- rın- panoramasını her yönden ve ö- nemli bütün konulara değinerek çizmiş, her konuda kesin fikrini ka- çamaksız ve -kendi üslübuna göre- sert bir şekilde söylemişti. İktisadi ve mali konulardan başka siyasi ve sosyal olaylara da, dikkati çeken a- ğırlık tanımıştı. Bu bakımdan, ko- nuşmasının genel olarak özetini topladığı "sonuç" kısmında kullan- dığı "buhran" kelimesi, katiyen tek bir konuya münhasır değildi. CHP'nin gerçek sesi (zl nin kurultayca kabul edilmiş, Ortanın Solu politikasını dile ge- tirme görev ve şerefini taşıyacak durumu kaybeden Grup Yönetim Kurullarını İnönünün Bütçede başı- boş bırakmıyacağı ve Bütçenin tü- mü üzerinde bizzat konuşacağı bi- liniyordu. Genel Başkan Grup Baş- kanı olarak, yetkisini kullanacaktı. Bunun için İnönü geniş bir mesaiye ve ekip çalışmasına girişmişti. Ar- kadaşlarının hazırladığı dokümanı nn inceliyor ve geniş bir büt onuşmasını muhtevası içinde değerlendiriyordu. Salı sabahı saat 10'da Millet Mec- ln başlıyan (Bütçe görüşmele- inde ilk olarak Maliye Bakanı Ci- hat Bilgehan konuştu. Bir kaç gün önce kardeşini kaybetmenin üzün- tüsü, getirdiği talihsiz bütçe ve son günlerde aşikâr şekilde beliren eko- nomik çıkmazın, sırtına yüklenen sı- kıntısı, Bilgehanda birleşmişti. Du- rumu parlak gösterme çabalarının ümitsiz olduğunu bilen fakat ge- 18 Şubat 1967