AKİS yönetmense... Bundan dolayı bu çe- şit yönetmenlerden çoğu ulusal sı- nırların dışında çalışmayı kabul et- mezler. Örneğin İsveçin Ingmar Bergman'ı, Hollywood'un birbirin- den çekici tekliflerini hep bu yüz- den geri çevirmiştir. Tutumu bakımından Bergman'la birçok ortak yönü olan italyan yö- netmeni Michelangelo o Antonioni'- nin son filmini Londrada çevirmesi bu bakımdan ilgi kadar kaygı da u- yandırmıştı. Ne var ki, bir yandan da, Antonioni gibi yönetmenler, ne- rede olursa olsun belli temaları, bel- li görüşleri yansıtan sinemacılardır' Londrada ya da Hollywood'ta, Pa riste, veya Madritte Romadakinden farklı davranmazlar. Nitekim Anto nioni'nin son filmi bunu ortaya ko- yuyor. Kaldı ki, Antonioni'nin Lon- draya taşınmayı kabul etmesi bir yandan da aynı konuyu İtalyada çe- virmesinin imkânsız değilse bile sa- düşen sahneler yer almaktaydı. Ay- rıca filmin baş kahramanı da Ro- madan çok Londrada rastlanan bir tipti. 1966 Batı Avrupası ntonioni'nin bu filminin de son çevirdiği öbür eserleri gibi, tek 18 Şubat 1967 iki sözcükten meydana ge- len, iki anlamlı bir adı var: "Blow - Up N Patlama, parçalanma, darma- dağın olma anlamına gelen bu söz- cük, Antonioni'nin anlattığı çevre ve olaylara uygun düşüyor. Öte yan- dan bu sözcük, aynı zamanda fotoğ- rafçılıkta belli bir işlemi o belirten bir terim olup bir resmin genişle- tilmesini anlatıyor. Antonioni'nin çıkış noktası da bu ikinci anlamla ilgili. Filmin baş kahramanı Londralı genç bir fotoğ- rafçıdır. em pazar gazetelerine hem de moda dergilerine resim ye- veya tasıdır. SİNEMA anlar. Buraya kadar ani Antonioni'nin, bir polis filmi çevir- diği sanılır, oysa “Blow-Up'ın polis filimleriyle “hiçbir ilgisi yoktur. Tıp- kı bir genç kızın kayboluşuyla baş- lıyan "L'awentura - Macera"nın ol- madığı gibi. Cinayet olayı, başlangıçta da be- lirtildiği gibi sadece bir çıkış nok- "Blow-Up" asıl bu nokta- dan sonra başlamaktadır. Antoni oni Londralı genç fotoğrafçının günlük yaşayışım izliyerek seyirci- lerine 1966 yılında bir Batı Avrupa Hemmings ile Redgrave "Blow - Up"ta Antonioni'nin Londrası tiştiren bir fotoğrafçı. Bir gün bir parkta sevişen bir çifte raslar, ilgi- lenir, peşlerine düşer, gizlice resim- lerini çeker. Kadın, resimlerinin çe- kildiğini farkedince aşırı bir hırçın- lık gösterir; negatifleri almak ister. Hattâ negatiflerin karşılığında çıp lak poz vermeyi bile teklif eder. Ka- dının bu tutumu genç fotoğrafçıyı daha çok meraklandırır. Parkta çek- tiği fotoğrafları teker teker genişle- tir, genişletir... Nihayet ortaya çı kan küçücük bir ayrıntıdan, kadı nın bir cinayet olayına karıştığını başkentinin yaşayışını çizmektedir. Yeni modaların, "pop art'ın, kaçı- şı L.S.D.'de arıyan gençlerin yer al- dığı bir dünyadır bu ve Antonioni, bu yeni çevrede, öbür filimlerinde de ele aldığı ikiyüzlülüğe, para gü- cüne, lükse, birtakım beylik parola- lara bağlı bir toplumun bunalımını işler. Antonioni, filminin yirmi yaşla- rındaki kahramanının niteliklerini ve "Blow-Up'ı çevirmek fikrinin ne- reden geldiğini şöyle anlatıyor: "Thomas, burada, İngilterede hiç 33