AKİS men olduğu takdirde bunun tazyik ve hatta başka yere nakledilmesi Koç Federasyonunun idaresine geç- miş bakanlığın elindeydi. Bu haklı endişe karşısında her türlü riziko- yu göze alacak, korkmayacak ce- sur ve o nisbette sağlam karekterli bir eleman lâzımdı. Allâha çok şü- kür o da bulundu. Saçını millet ve memleket hiz- metinde ağartarak emekliye ayrıl- mış Salâhattin Arıkan en münasibi idi. Milliyetçi Öğretmen Birlikleri- nin kurucusu ve Konfederasyonun Genel Başkanı Salâhattin Arıkan, elbetteki tecrübeli kaptanı telâşa e e Çünkü: Onun hem imanı ve hem de maddi bakımdan sarf edecek parası vardı. On dokuz yıldanberi o çıkarttığı "Öğretmen" dergisi vasıtasile (meslektaşlarının haklarını hemen her devirde müda- faa etmiştiki, öğretmenler arasında onu tanımayan kalmamıştı. Şimdi- ye kadar (50) den fazla eser vermiş, Nebioğlunun çıkarttığı "KİM KİM- DİR" Ansiklopedisinde en çok yeri o almıştır. Avrupada çıkan WHO'S WHO? ansiklopedisinde genişçe yer tutan Salâhattin Arıkan'ın hizmetlerini görür, isterlerse bilgi edinebilirler. Memuriyeti zamanında bir tev- bih cezası almadan (kınama), açık alınla milletine ve memleket maa- rifine hizmet etmiş, temiz sicilli bir kimsedir. İşte bunun için kişiliğini kötüleyecek hiçbir kusurunu bula- mıyan muarızları şaşırmış, kalmış- lardır. Okul malzemesi, kitap ve bayrak satarak alın teriyle helâlin- dan kazanç sağlamasını bahane et- mişler "kırtasiyeci, tebeşirci" gibi sıfatlar takarak kötülemeğe çalıştı- larsa da en sonunda bunu yapanlar amme vicdanında mahküm ve mah- cup duruma düştüler. Hiçbir partiye intisab etmeyen, poltikaılığı şiddetle reddeden bu adam, Türk öğretmeninin ln mantığının mümessili o- hk kimlikleri bizce malüm şahıs- ların karşılarına dikildi. Vatan ve bayrak sevgisi, dolâyisile "mukad- desatçı" dediler, Ö idi, memnun oldu. Vatan ve mille tini sevenlere, din ve iman sahib, olanlara koministlerin ' "gerici (ode- diklerini | İngiliz Başbakanı Çörçil söylemişti. Aynı duyguda olanlar Arıkan'a da "Gerici" dediler. Fakat nereden geldiğini bildikleri için "doğrudur" dedi ve hiç aldırmadı. 18 Şubat 1967 Arıkan ve arkadaşlarının iyi niy- yet ve müsbet mesaileri ile gelişen milliyetçi öğretmen birlikleri bir- den bire kon federasyon haline gel- diler. Bu başarıyı kıskanarak, hat- ta kendi varlıkları için tehlikeli gö- rerek politik bir sebep aramak is- teyen bu yalancılar CHP iktidarı zamanında Arıkan'ı, Milli Eğitim bakanı Öktem'in itimat ve muhabbe- tini kazanmış bir kimse olarak gös- termişlerdirki, bunu yine bu dergi, yani AKİS yazdı. Akisin 31/Tem/ 964 tarih ve 528. sayısının 22. say- fasında deniliyordu ki, "Öktem A- kis muhabirine Federasyonun sanıl- dığı kadar kuvvetli olmadığım, son zamanlarda kurulan milliyetçi öğ- retmenler birliğine dikkat edilmesi gerektiğini de ifade etti. Öktem'in -neden- fazla sevdiği bu yeni teşekkül.." şeklinde yazı devam e€- diyordu. Artık Akis dergisinin her devir- de yazdığı yalanlara inanan kaldı mı, bilmem?. Herkesce malum bir şey varsa Bakanlığa veya daire a- mirliklerine vaktiyle, maksatlı ola- rak yerleştirilmiş kimselerle yeni iktidarın çalışamayacağı, daha ehil ve çalışkan, sağ duyuya sahip mil- liyetçi oOelemanlarla okadrolarının takviye edilmesi ve bunun lüzumur- na inanıldığı keyfiyetidir ki, bu teş- kilâta yeniden getirilen veya getiri- Salâhattin Arıkan Vatanı kurtarıyor YURTTA OLUP BİTENLER lecek olan bütün değerli zevatın bi- zim saflarımızda gösterilmesinden ancak ve ancak memnunluk duyar, memleket adına iftihar ederiz. alk vicdanında mahküm ol- muş, politika yaptığından mahke- meye düşmüş, başında hala bir po- litikacı bulunan Koç Federasyonu- nu AKİS dergisinin de kurtarama- yacağını bilvesile anlatmak isteriz. Konfederasyon Gn. Başkanı Salâhattin Arıkan C.H.P, Hâlâ istiskal çıkmazsa... Haftanın başındaki, Sah günü 1967 Bütçesinin Millet Meclisinde gö- rüşülmeye başlandığı sırada CHP Genel Başkanı İnönü, Grup sözcü- sü olarak bütçenin tümü üzerinde partisinin görüşlerini belirtti. (Bak YURTTA OLUP BİTENLER, Mec- lis). İnönüyü yakın zamana kadar a- lışmadıkları bir şekilde -ve görevde- tekrar Millet Meclisi kürsüsünde görenler: — Artık dananın kuyruğu kopa- cak galiba. İnönü çizmeleri giydi. Bu işi bitirmeden de çıkaracağa benzemez" şeklinde düşünmekten kendilerini alamadılar. Hele İnönü, 20'ye yakın ana ko- nuyu kapsayan konuşmasını bitir- dikten sonra, bazı kimselerin kara kara düşüncelere daldıkları kimse- nin gözünden kaçmadı. Aslına bakılırsa, durumun garip- senecek bir tarafı yoktur. CHP için- deki son olayların içyüzünü bilen- ler, İnönüyü bu tutumunda yerden göğe kadar haklı buluyor ve hattâ, — Eh paşam, kısmette bu gün- leri görmek de varmış" demekten kendilerini alamıyorlardı. İnönü konuşmadığı takdirde, onun yerine kili olarak Turhan Feyzioğlu ola- caktı- ne inciler döktüreceği aşağı- yukarı bilinmekteydi. Feyzioğlu ge- ne, CHP'nin değil, Sekizlerin görü- şünü söyleyecekti. (o Geçtiğimiz son iki hafta içinde Fethi Çelikbaş, Feh- mi Alpaslan ve Mehmet Hazer gibi Ortanın Solu çomakçılarının parti adına Senato ve Millet Meclisinde yapmış oldukları konuşmaları da gözönünde tutan İnönü, bunlara gü- 13