AKİS Hasan Dinçer Nehirleri ters akıtanlar devresinde bal tutan ve şimdi par- mak yalayan çevreler itmektedirler. Bunlar kredi, döviz tahsisi ve "zam haberi" peşindedirler. Yapılacak zamları oönceden öğrenmek pek kârlı durumlar yaratabilmektedir. Meselâ, şekere zam yapılmadan ön- ceki 10 gün içinde her zaman bir ayda satılan miktarda şeker âdeta yağma edilmiştir. Gizli depolardaki stoklar zamanı gelince fahiş kârla elden çıkacak ve AP Hükümetinin politikası sayesinde bir kaç vatan- daş daha refahını arttırmış olacak- tır. Aynı şekilde Başbakanın mem- leketi Ispartada da tekel zamları- nın önceden haber alındığı, içki ve sigara satışlarının zamma bir kaç gün kala çok hızlanmasından belli olmuştur. Herhalde, bu pek kıy- metli haberi önceden alan bir kaç Ispartalı şu anda çok memnun ve keyiflidirler. Ama fakir halk, ama geniş oy kitleleri?" AP'ye oy verince ortalık güllük gülistanlık olacak sanıyor- duk" sözü şu anda Anadoluda pek yaygındır. Zam üzerine türküler düzülmekte, et fiyatları (o pahalıla- 18 Şubat 1967 nınca, halka "At eti yiyin" tavsiye- sini yapan Tarım kanı Bahri Dağtaşa cevap olarak "merak etme 1969'da kıratı yiyeceğiz" diye ha- ber gönderilmektedir... Bir za- manlar Kasım Güleğin "Gaza, tuza, beze, zam" sloganının DP'yi ne ka- dar yıprattığı hatırlanır ve hele E- cevit ve arkadaşlarının o sloganda kalmayıp daha geniş ve etkili anla- tım yeteneğine sahip bulundukları hesaplanırsa AP'nin karşı karşıya bulunduğu siyasi tercih kolayca an- laşılabilir: 1969 seçimlerinde tek ba- şına iktidar sağlıyacak başarıdan vazgeçmeye razı olmak, yahut da kusurlarının halka anlatılmasını önlemek için söz ve fikir hürriye- tini kısıtlamak.. İktidar öyle her babayiğidin kolayca © vazgeçebilece- ği bir nesne olmadığından, Demirel ve kadrosu tercihini şiddet tedbir- leri yönünde kullanmıştır. Bundan önce bir başka iktidar da aynı ter- cihi yapmıştı. Devrimle değişen şartlar... Üstelik bu iktidarın, 1960 öncesin- dekine göre bir büyük kötü şan- sı da Vardır: 1960 Devriminin ge- tirdiği müesseseler ve haklar.. Yeni Anayasanın getirdiği fikir özgürlü- ğü içinde meseleler de derinlemesi- ne tartışılmağa başlanmış, büyük kitlelere kül yutturmak zorlaşmış- tır. İşçi haklarının ve grevin tanın- masından sonra ise bir enflâsyon teşebbüsü iktidarlar için son dere- cede tehlikeli hale gelmiştir. Artan fiyatlara paralel olarak ücret artışı talepleri ve grevler birbirini izleme- ğe başlarsa problemleri halletmek pek mümkün olmıyacak, üstelik bu. enflâsyonun durdurulmasını da zor- laştıracaktır. Nitekim işçiler tepki göstermeğe başlamışlardır. Türk-İş Genel Sek reteri Halil Tunç, toplu sözleşmeler- le alınan bir kaç kuruş zammı son fiyat artışları ve yanların alıp gö- türdüğünü ifade etm — Biz işçi sğiksilre bu du- rumda politikamızı yeni şartlara gö- re düzenlemek zorundayız. Plânlı kalkınma için biz de fedakârlık ya pıyorduk. Bugün Plân da Plânlık tan çıktı, yaptığımız av bir işe yaramadığını da göldük. Ar tık fedakârlık niyetinde değiliz" de- miştir. Tunç zamlar, ile fikir hürri- yetini kısıtlayan tedbirlerin birbiri ile bağlantılı olduğunu, az gelirli kitlelere o vasıtalı vergiyi oObindiren YURTTA OLUP BİTENLER bir iktidarın, toplum içinde doğacak reaksiyonları hesaba katarak, bu re- aksiyonları hukuki yönden önlemek için tedbirleri opeşinen getirdiğini söylemiş "Peki bu şartlar içinde bu tedbirlerle, işçi kitlesini susturabi- lecekler mi?" sorusuna ise tek keli- me ile cevap vermiştir: "— Susturamazlar!" Tuncun bu kanaatine rağmen Batman grevinde olanlar, deneme- nin başladığını göstermektedir. İçi- ne düştüğü ekonomik problemleri örtbas etmek için bir komünizm he- yulası yaratan iktidar, Anayasa ile tanınmış "Grev"i de bir umacı gibi gösterme çabasındadır. Batman ca- milerinde halka grev aleyhine vaaz kampanyasının o başlatılması, (çık- mazdan sıyrılmak için iktidarın hangi karanlık kuvvetleri seferber edeceği hakkında fikir verebilmek- tedir. Fakat bunlar tehlikeli teşeb- büsler, çıkmaz sokaklardır.. Mezarlıkta türkü Her seye rağmen Demirel ve arka- daşları kafayı dik tutmağa, i ser görünmeğe çabalamaktadırlar. Gerçi Tekel Bakanı "yalan söyle- İbrahim Tekin Doğru söyleyeni...