YURTTA OLUP BİTENLER ne bu yoldan bir efsane yaratmış olduğu doğrudur ama bunun bede- lini nasıl ödediği de hatırdan çıka- rılmamalıdır. Hiç bir şeye doğru teşhis konulmadan ve en kötü hadi- seler bile zafer diye gösterilerek -yahut yutturularak- iktisat politi- kası takip edildiği takdirde iflâsın en kısa zamanda memleketin kapısı- nı gelip çalması mukadderdir. Nitekim, bizzat Demirel bir zam- mın veya vergi artışının bahis ko- nusu olmayacağını defalarca temin ettiği halde ilk zam furyası kendi- sini belli etmiştir ve şimdi "nurlu ufuk"ta bekleyen vergi artışlarıdır. Bunlar, bu derginin kanaatince, sıh- hatli bir iktisat politikası için kaçı- nılmaz tedbirlerdir ve iktisat ilmi- nin emrettiği hususlara karşı çık- mak için ya özel maksatlı, ya da de- magog olmak lâzımdır. Ama, bir İktidarın başına bunca ciddiyetsiz lâfı söyleten hangi lü- zumun icabıdır, ah, bir o öğrenile- bilse.. Ve Başbakan, bir "İnanılma- yan Adam" olmanın orta vâdedeki mahzurlarını bir anlayabilse.. CH. P. Yol ağzı A sık bir suratla pardesüsünü giyer- ken AKİS'çi ile karşılaşan CHP Emin Paksüt Paritnerin zararlısı Merkez Yönetim Kurulu üyesi Or- han Birgit, "Nereye?" sorusuna, "Paşaya.." diye cevap verdi ve son- ra kısaca açıkladı: "— Feyzioğlu ve arkadaşları Mec- liste karşı bildiri oyayınlamışlar. Merkez Yönetim Kurulu ile Genel Başkan durumu görüşecek.." Olay, haftanın başında Pazartesi günü CHP Genel Merkezinde cere- yan etti. Mecliste bir bildiri yayınlan- dığı ve bunun bir gün Ünce çıkan Parti Meçlisi bildirisine karşı bir anlam taşıdığı duyulmuştu. Saat 14.30'du. Pardesüsünü, paltosunu kapan Merkez Yönetim Kurulu ü- yeleri birer ikişer Rüzgârlı Sokağa çıkıyor ve ilk buldukları vasıta ile Pembe Köşkün yolunu tutuyorlardı. Koridordan ilerleyen gazeteci, soldaki odalardan birinde, çıkmak üzere bulunan bir Merkez Yönetim Kurulu üyesi gördü ve kendisinden Feyzioğlu hizbinin bildirisi hakkın- daki fikrini sordu. Cevap şu oldu: "— Adamlar isyan ettiler!" CHP'li genç yönetici sonra, "— Şimdi Merkez Yönetim Ku- rulu, Paşa ile toplantı yapacak. Ba- kalım, Paşa ne diyecek.." dedi, bir süre durdu ve ekledi: — En keskin noktaya gelinmiş- tir.." Kutsal olmayan isyan Varılan "keskin nokta", CHP için- de uzun bir süredenberi devam e- den mücadelede tarafların en sert şekilde karşıkarşıya (geldikleri ve iplerin kopması ihtimalinin ufukta açıkça göründüğü nokta idi. CHP'- nin Kurultaydan sonraki en yetkili organı olan Parti Meclisi günlerce çalışmış, meseleleri görüşmüş, tar- tışmış, vardığı sonuçları bir bildiri ile kamuoyuna açıklamışken, bunun ertesi günü, cevit ekibini yıprat- mak için Kurultay öncesinden bu yana çaba gösteren hizbe dahil se- kiz Parti Meclisi üyesi kendi başla- rına âdeta ikinci bir bildiri yayın- lamışlardı. Bir gün önceki meşru bildiri ile çok noktada çelişen, bazı arti Meclisi üyelerini suçlayan, CHP merkez yöneticilerini sanki marksist ve demokrasi aleyhtarıy- mış gibi göstermek isteyen bildiri- nin -görünüşte muhalefet şerhinin- altındaki imzalar şunlardı: Emin Paksüt, Orhan Öztrak, Turhan Fey- zioğlu, Ferit Melen, Fehmi Alpars- lan, Turan Şahin ve Süreyya Koç. Coşkun Kırca ise bunun sonuna bir not düşmüştü. Bunda, hernekadar AKİS Orhan Öztrak Nereden nereye!.. bu bildirinin ve esas Parti Meclisi bildirisinin imzalarına katılamamış- sa da, Feyzioğlu ve arkadaşları ile aynı görüşleri paylaştığını bildiri- yordu. İşin en ilginç tarafı ise, Tur- han Feyzioğlu, Ferit Melen ve Feh- mi Alparslânın, bu bildiriye koyduk- ları imzalarının üzerine, taşıdıkları Grup Başkan Vekilliği ünvanlarını da iliştirmiş olmalarıydı. Kırca da imzasına "grup kâtibi" ünvanını ek- lemişti! Bununla söylenen herhalde şu oluyordu: "CHP'nin Senato ve Meclis Grupları, Eceviti tasvip eden Parti Meclisine karşıdırlar". Bu suretle Feyzioğlu ve takımı sadece Parti Meclisinde bir hizipleş- me hareketine girişmiyorlar, sanki Meclis Gruplarını da Genel Merkeze karşıymışlar vasiyetine sokuyorlar- dı. Karşı bildiride bu takım, gerek- tiğinde kamuoyuna daha başka açık- lamalar da yapacağını tehditkâr bir edayla çıtlatıyordu. Hadisenin çapının ilk nazarda göründüğünden daha geniş düşünül- düğü dikkat nazarından kaçmadı. Bayrağı Banguoğlu mu tutacak? u isyan bildirisinin yayınlandığı B gün, Son Havadis gazetesinin manşetine, suratında sinirli bir gü- lümseme taşıyan bir adamın resmi iki sütun üzerine yerleştirilmiş ve resmin altına şu başlık atılmıştı: 7 Ocak 1967