HAFTANIN İÇİNDEN TURHANA MEKTUP gkerdeşim Turhan Bundan on yıl önce, sadece şan ve şerefle değil, aynı zamanda bütün imkânlarla ve büyük avantajlar- la girmiş olduğun bir partide, sanırım son günlerini geçirdiğin şu sırada sana hitap etmek istiyorum. Bunu yaparken maksadım, seni yanlış bildiğim bir yolun üzerinden alıp doğru sandığım bir yola it- meye çalışmak değildir. Bunun için vaktin fazla gecik- miş ve gemilerinin yanmış olmasından korkarım. C.H.P. içinde senin bakımından en elverişsiz silâhlar- la yürüttüğün liderlik savaşında aldığın neticenin tam bir başarısızlık olduğu bu son yıllarda kesinlikle tes- cil edildiğine göre başka bir tertip aramanda şaşıla- cak bir taraf yoktur. Belirli bir dozu politikada şart olan ihtirasın, sende, bir arkadaşının tabiriyle "aklını bir parmak geçmesi" seni böyle bir kadere, çaresiz itecekti, Bundan on yıl önce CHP.'de liderlik yolu, senin ayaklarının altında asfalt bir yoldu. Bunun sonuna başarıyla ulaşmanın bir tek şartı vardı: Sende lider- lik vasıflarının bulunması. Sendeki çok vasfı söyleme- nin, burada tekrarlamanın yeni hiç bir tarafı yoktun Kültürün, kabiliyetlerin ve zekân herkesin bildiği, en amansız düşmanlarının bile kabul ettiği bir husustur. Fakat hislerine hâkim olmada gösterdiğin noksanlık ve yürüyüşüne dahi aksetmiş aceleciliğin terazinin öteki kefesinde bütün vasıflarına denk bir ağırlıkla oturduğunda, senin asla lider olamayacağın ortaya ça- buk çıkmıştır. Buna rağmen, belki de seni sevdikleri için sende hep bir şeyler ümit edenlerin, daha uzun süre handikaplarım avantajlarınla yenmeni bekledik- lerini her halde reddedemezsin. Benim, kendisini tanı- dığı için C.H.P.'de seni lider ,görmek isteyen Aksalın sana kaç defalar, kaç saatler "Turhan, kuliscilik yap ma. Kulise inme. Senin buna ihtiyacın yok. Sen bütün bunların üstünde kalmak suretiyle istediğin mevkiin sahibi olacaksın. Kuliste kendini yıpratıyorsun, harcı- yorsun. Vazgeç o hevesten" diye yalvardığımızı unut- muş olamazsın. Kendini alamadığın kuliscilik, o kayserililiğin se- ni önce, korktuğumuz gibi bir " "hiç inanılmaz adam yaptı, sonra da bugünkü gerçekten acı durumuna ge- ie. bıraktı. urhan, şu gerçeği, sükünetle düşündüğün tak dirde Ti halde kabul edeceksin: Mükemmel bir tak- tisyen olduğun halde hiç bir zaman stratejide başarı kazanamadın. Paşanın çizdiği stratejilerin taktik ta- raflarını, her zaman, herkesten iyi yürüttüğünü kimse inkâr edemez. Fakat hareketlerinin stratejisini de biz zat çizmek istediğin her seferinde, bizim mektep tâbi- rimizle söyleyeyim, fena halde çuvalladın. Bunda, ka- ramsarlığa çabuk düşen karakterinin tesirini görme- mek imkânsızdır. 27 Mayıstan sonra, "Artık her şey 7 Ocak 1967 Metin TOKER halledildi, ben memlekete karşı görevimi yaptım, kür- süme dönüyor rum" etiketi altında, l4lerin hevesleri karşısında istikbalini fazla parlak görmediğin C.H.P.- den fiilen ayrılmak kararın üzerine bizim evin kütüp- hanesinde yaptığımız, saatlerce süren konuşma acaba hatırında mıdır? Benim sana söylediklerimin eşini, birbirimizden tamamile habersiz olduğumuz halde sonradan Aksal da tekrarlamıştı. "Hangi, her şey hal- ledildi? Asıl çetin devre şimdi başlıyor. Savaşı bıra- kıp kaçamazsın. Askeri ihtilâli sivil demokratik reji- me çevirme mücadelesinde Paşanın sana ihtiyacı var. İstikbali başka yerde arama niyetini böyle etiketlerle saklayamazsın. Tekrar politikaya döndüğünde bu ha- reketin senin için handikap olur, sana inanmak güçle şir" demiştik, fakat seni caydıramamıştık. Hava değişince, seni gene politikanın içinde gör- dük. Hem de, 14'lerin tasfiyesiyle duruma hâkim ol- muş aynı C.H.P.'nin içinde.. . Son serencamının İkinci İnönü Hükümeti ile Ü- çüncüsü arasındaki devrede başladığım sanırım. C.H.P.'ye A.P, ile, senin idarende koalisyon yaptırtabi- lirim sandın, yanıldım. Bu suretle Paşanın veliahtı ol- duğun tescil olunur sandın, yanıdın. Paşa bitmiştir sandın, yanıldın. Ortanın Solunu Teşkilât, seçimden sonra şeytan taşlar gibi taşlayacaktır sandın, yanıl- dın. Bunu halk tutmayacaktır sandın, yanıldığım gö- rüyorsun. Bütün bu yanılmalar, seni adım adım C.H.P.'nin dış kapısı önüne getirip bıraktı. Paşayı ve Paşa faktörünü yanındaki bir iki ukalâ megalomana bakıp küçümsemen, hazin halinin temelinde yatan se- beptir. Ama öyle görünüyor ki istikbalin, kemi ha- lini aratacak bir yönde seyretmektedir Turhan, "Turhan Feyzioğlu" imzasını sen, o son yayınlanan bildiri kadar cahilane, dünyadan habersiz, ilmin en basit gerçeklerini dahi tahrif eden, tam de- magoji örneği, hem de en kabasından demagoji örne- 8i bir metnin altına yakıştırır mısın? Banguoğludan farkın mı kalmış senin, o "ortak görüşleriniz"i sıra- larken? Aman yarabbi, bir ilim adamı rus komünist partisinin marksizmiyle isveç sosyalist (partisinin marksizmini aynı sepetin içine nasıl koyar ve kema- lizmin miting meydanlarındaki demagojik istismar tarzım nasıl ciddi bir bildiriye sokar? İnsanlar strateji hatası da yapabilirler. Her hata gibi, bunun da ödenecek bir kefareti olur. O ödenir, strateji terkedilir. £ Affedilmeyecek olan, yanlış bir stratejiyi osonuna kadar uygulamaya kalkışmak ve mağlübiyeti hezimet, kaderi felâket haline getirmek- tir. Ancak iptidailiktir ki insanları, böyle bir yolun üstünde durmaktan alakoyar. Senin gibi bir kimseyi, ihtirası aklından bir parmak yukarda olduğu için bu iptidailiğin pençesinde görmek inan ki bir ıstırap ko- nusu, Turhan Hüzünle gözlerinden öperek»