İKTİSADİ VE MALİ SAHADA Türk-Sovyet İlişkileri Sovyetler Birliği Başbakanı Kosiginin Türkiyeyi res- men ziyaretinin yankıları devam ediyor. Oldukça soğuk başlayıp, protokolün ilk günkü programında ön- görülmediği halde, Demireli, İstanbula kadar giderek, Kosigini uğurlamaya zorlayan ılımlı gelişmenin bir- çok ilginç yönü bulunmaktadır. Ayrılış günü yayınla- nan türk-sovyet ortak bildirisinde, hemen bütün genel konuların yanında, Türkiyeye özgü konulara da geniş bir yer verilmiş olması, bazı çevrelerde ölçülü bir iyim- serlik yaratmıştır. Türk-sovyet görüşmelerinin politik yanının ötesin- de, Türkiyenin içinde bulunduğu ekonomik dar bo- ğazı aşmasına yarayacak bazı konuların da ele alın- dığı bilinmektedir. Suat Hayri Ürgüplünün Başba- kanlığı sırasında Türkiyeye teklif edilen ve toplamı milyon dolar kadar olan sovyet sanayi kredileri, terkedildikleri uykudan uyandırılmış ve tekrar gü- nün konusu haline getirilmiştir. Sekiz adet büyük sa- nayi kompleksinin yapılmasını öngören n bu yatırım- larm Türkiyenin çok muhtaç olduğa ekonomik alt- yapının geliştirilmesinde önemli bir yer alacağı şüp- hesizdir. Sovyet sanayi kredilerinin, Kosiginin ziyareti ve- silesiyle yeniden günün konusu olması dolayısiyle, Sovyetlerle olan ticari ilişkilerimiz ve Sovyetlerin di- ğer ülkelere yaptığı benzer yatırımlar üzerinde biraz urmak gerekec Sovyetler Birliği. özellikle, sapı yıllarda, geniş bir kampanya halinde çaba göstererek, dış ticaret hac- mini geliştirme peşindedir. Zaman zaman politik yanların ağır bastığı ticari ilişkilerin yanısıra, tama- men iktisadi olan ticari ilişkilerde de büyük bir ge- lişme kaydetmektedir. Bu çabaların sonunda Ame- rika Birleşik Devletleri, Federal Almanya, İngiltere ve Fransadan sonra gelen beşinci yere ulaşabilmiş- tir. Amerika Birleşik Devletlerinin yıllık 18 bin 666 milyon dolarlık ithalâtına karşılık, Sovyetler Birliği 7 bin 737 milyon dolarlık bir ithalât yapmaktadır. İhracattaki durum bundan pek farklı sayılmaz. Ame- rikanın yıllık 26 bin 229 milyon dolarlık ihracatı kar- şısında, Sovyetler ancak T pin 681 milyon dolarlık bir ihracat hacmine sahipt Sovyetler Birliğinin dış ticaretindeki politik et- kiler her alanda kendisini hissettirdiği için, Doğu Almanya, Çekoslovakya, Macaristan, Polonya, Ro- manya ve Bulgaristan gibi Doğu bloku ülkeleri ti- caret konusunda da başlıca yeri tutmaktadırlar. Ama. bu demek değildir ki, Sovyetler Birliği Amerika Bir- leşik Devletleri. Japonya ve Ortak Pazar ülkeleriyle ticaret yapmamaktadır. Tam aksine, belirli oranlar- la, dünyanın hemen her ülkesiyle ticari ilişkiler ku- AŞ ve geliştirilmek amacıyla oyürütülmekte- dir. Türkiyenin Sovyetler Birliği ile olan ticari iliş- kileri, diğer Doğu bloku ülkeleriyle olduğu gibi, iki taraflı kliring anlaşmalarıyla yürütülmektedir. 8 Ekim 26 Dr. Reşat TİTİZ mi yılında imzalanan bir "ticaret ve tediye anlaş- ması" gereğince e, her yıl yenilenen protokollerle ye- ni ihtiyaçları gözönüne alan listeler hazırlanmakta ve resmen yayınlanarak, İlin edilmektedir. me 1 Nisan 1966 yılında da, yıllık protokol imzalan: 44 milyon dolarlık bir ticaret hacmi öagörülmüştür 22 milyonluk ithalât ve 22 milyonluk karşılıklı ihra- catı kapsayan listelerdeki rakamların tamamen ger- çekleştirilemediğini ve büyük zigzaglar çizdiğini de hemen belirtmek gerekir. Bu durum, Türkiyenin im- kân bulup, serbest pazarlarda ödeme fırsatı yakala- ması ile orantılı olarak azalıp çoğalmaktadır. Buna rağmen, Türkiye ile Sovyetler Birliği ara- sındaki ticaret hacminin bütün dış ticarete oranı çok büyük bir yer tutmamaktadır. Türkiyenin Sov- yetlerden ithâl ve Sovyetlere ihraç ettiği malların tutan, tamamına oranla yüzde 3 civarında olduğu halde, Sovyetlerin Türkiyeye ihraç ve Türkiyeden it- hâl ettiği malların toplamı sadece binde 3 civarında- dır. Türkiyenin Sovyetler Birliğine ihraç ettiği mal- lar, diğer ülkelere ihraç ettiği mallarla büyük benzer lik göstermektedir. Canlı hayvan, tütün, fındık, üzüm ve narenciye gibi tarımsal ürünler büyük bir yer iş- gal ettiği halde, ihraç edilen sanayi mamulleri yok denecek kadar azdır. Türkiye ise, Sovyetler Birliğin- en sanayi mamullerinin yanında, büyük ölçülerde kimyasal gübre satın almaktadır. Sovyetlerin, Türkiye ile ın ticari nn dışında, Cumhuriyetin ilk rında sanayi üniteleri halen faaliyet göstermektedir. “Bu çok eski tarihlere uzanan yatırımlardan bu yana, özellik- le son yularda, Sovyetlerin az gelişmiş ülkelere yap- tığı yatırımı, sistemli bir şekilde artış göstermiştir. Hindistan, Pakistan, Mısır gibi Asya ve Afrika ülke- lerine demir-çelik kuruluşlarından büyük çapta ba- rajların inşa edilmesine kadar çeşitli alanlarda kre- diler tanıyan Sovyetler, şimdi Türkiyeye de ayni tek- liflerle gelmiş bulunmaktadır. Genellikle, çok uzun vadeli ve son derece düşük faizli olan kredilerin öde- mede gösterilen kolaylıklar yüzünden ilgi çekici hale geldiği bilinmektedir. Çoğu defa yeril ürünler veya kurulan sanayi ünitelerinin bizzat ürettiği (mamül mallarla ödenmesini kabul etmekle, sovyet ile- rine bir özellik kazandırılmış olmaktadır. Türkiye ile Sovyetler Birliği arasındaki ticari ve ekonomik ilişkilerin bir diğer özelliği de, iki ülkenin gerek ticari ilişkiler, gerekse ekonomik yatırımlar konusunda birbirini tamamlayan iki ayrı bünyeye sa- hip oluşlarıdır. Soğuk Savaş yıllarının gerginliği içinde, eşi gö- rülmemiş bir fanatizmin kurbanı olarak, geliştirile- memiş olan ticari ve ekonomik ilişkilerin, her iki ül- kenin çıkarlarının imkân verdiği oranlarda gelişme- sinden Siki komşu ülkenin de kazançlı een kanı- mızı daima muhafaza edeceğiz. 7 Ocak 1967