DI Ş Yugoslavya Farklı bir uygulama Dr. Reşat Titizin Yugoslavya izlenimlerinin o sonuncusu aşağıdadır. Dört yazılık bu se- ri dikkatle okunduğu takdir- de, yugoslav uygulaması hak- kında sağlam bir görüşe var- mak mümkün olacaktır. Re- şat Titizin bu sonuncu yazı- sında oOkomünler, yugoslav plancılığı ve bankaların yu- goslav uygulamasındaki gö- revi anlatılmaktadır. Y ugoslav toplumunun, ekonomisi- nin ve siyasal gelişmesinin şim- diye kadar açıklanmaya çalışılan kendine özgü şartlarını bu ülkenin plân ve plancılığını bilmeden ta- mamlanmış saymak mümkün değil- dir. Çeşitli yöndeki gelişmelerde, plancılık anlayışının ve plânlamaya katılan örgütlerin yetki ve sorum- luluk sınırlarının önemi çok büyük- tür. Yugoslav plânı ve plancılığı da, öteki alanlarda olduğu gibi, önemli özellikler göstermektedir. Sosyalist uygulama ile birlikte ortaya atılan ve herkesin kafasında tek bir mo- del halinde iyice yer etmiş bulunan sovyet plancılığı ile hiç bir ilgisi kal- mamış olan yugoslav plancılığının Çinde uygulanmaya çalışılan plancı- lıkla da bir ilgisini bulmak mümkün değildir. Batı ülkelerinde uygulanan plân anlayışıyla da, politik ve ekono- mik felsefesi gereği, aralarında ay- rılık bulunan yugoslav plancılığı, bu konulara eğilen bütün kafalarda bü- yücek bir istifham yaratmaktan geri kalmamaktadır. Batı Avrupanın ünlü plâncıların- dan Bettelheim, son eserlerinden bi- rinde, yugoslav plancılığına değinir- ken, "Sosyalist ülkeler (arasındaki uygulamaları tasnif etmek gerekir- se, sovyet uygulamasını bir orta çiz- gi olarak almak, çin plancılığını aşı- rı merkeziyetçi ve dolayısiyle bü- rokrat saymak mümkündür. Yugos- lav plancılığı ise, oldukça adem-i merkeziyetçi ve liberal görünür" de- mektedir. Bettelheim'in bu kanısına katılmak gerekir. Çünkü Yugoslav- yada, toplumu bütün genişliği içinde kapsayan bir sosyal plân bulunmak- tadır. Federal birlik ölçüsündeki bu merkezi plân, ekonomik ve toplum- 7 Ocak 1967 GEZİ sal gelişmenin her evresini ve alacağı muhtemel yönü etkilemekte, finans- man kaynaklarını bulmaktan ver- gi tedbirlerini uygulamaya kadar değişen çeşitli yöntemlerle toplumu tümü ile sarmaktadır. Bu demektir ki, Yugoslavyada, merkezden çıkan ve emredicilik niteliği gün geçtikçe azalan bir anlayışla uygulanan, en küçük toplum birimlerine kadar u- zanan ulusal bir plân bulunmakta- ır. Bu plân, ülkenin gelişmesini çok kalın çizgiler ve geniş içinde düşünmektedir. Aradaki boş- doldurulmas ive bölgesel şartların gözönüne alınarak uygu- lanması işi ise, daha aşağı seviyede- ki plânlama ünitelerine bırakılmak- tadır. Bu tutum ile, daima ileri sü- rülen masabaşı plancılığı tenkidi L ER komünlerin hazırladığı plânlar iz- lemektedir. Komünler, yugoslav po- litik anlayışının tipik bir özelliği o- larak, toplumsal hayatta çok önemli roller oynamaktadırlar. Yugoslavya- nın bugün ulaştığı nokta, olumlu ve- ya olumsuz ise de, buraya varılmada en büyük rollerden birisini, muhak- kak surette, komünler oynamışlar- dır. Komünlerin seçimle gelmiş yö- neticileri, komün sınırları içindeki her türlü toplumsal, ekonomik ve siyasal faaliyeti (o düzenlemekte ve planlamaktadırlar. Yönetim dizgin- lerini sıkısıkıya elde tuttukları ve günlük yaşayışın içinde halkla o- muzomuza bulundukları için, hata payının küçük olmasını sağlamakta bazı kolaylıklar elde etmektedirler. Bu nedenlerle finansman, yatırım, Makedonya folklöründen bir örnek Türk etkisi nasıl da belli! önlenmek istenmiştir. Komünlerin önemi yeederal plânın kalın ve geniş çizgi- lerine anlam kazandıran ikinci derecedeki plânlama üniteleri, cum- huriyetler seviyesindeki (o plânlama daireleridir. Bu plânlama daireleri, kendi ocumhuriyetlerinin sınırları içinde ve bölgenin özelliklerini * de hesaba katarak plânlar yapmakta ve uygulanmasını izlemektedirler. Merkezi plânın öngöremediği veya soyut bıraktığı birçok konuya can- lılık vermekte ve bu konulan, hal- kın yadırgamadan kabul edeceği bir hale getirmektedirler. Cumhuriyetler ölçüsündeki bu plânları, yugoslav toplumunun s0s- yo-politik ve sosyo-administratif en küçük hücresi durumunda bulunan sanayileşme gibi hayli teknik konu- lardan, çocuk sağlığı ve tatilleri de- ğerlendirme gibi, ilk bakışta ikinci derecede önemli sanılabilen konula- ra kadar her alam düzenlemek Ve plânlamak işi komünlere terkedil- miştir. Komün yöneticileri, cumhu- riyetlerden ve federal hükümetten gelen direktiflerle, bölgenin belli sı- nırlan içindeki şartlan bağdaştır- mak gibi oldukça önemli bir sorum- luluğu omuzlamışlardır. Komünlere tanınan plânlama görevi bununla da bitmemekte, komün sınırları içindeki sanayi ve diğer üretim bi- rimlerinin hazırladıkları (o plânlarla merkezi plân arasında bir uyumlu- luk sağlamak da yine (oOkomünlere düşmektedir. Üretim birimleri içinde işçi kon- 23