YURTTA OLUP BİTENLER Öte yandan, aynı gün, aynı gaze- tenin iç sayfalarında bir yazı daha yır alıyordu. Osman Yüksel Serden- geçti imzasını taşıyan yazıda AP'li kodamanlara şiddetle çatılıyor ve, isin ilginç yanı, Alpaslan Türkeş bunlara karşı şiddetle savunuluyor- du. Serdengeçtinin, durup dururken böyle bir yazı yazması acaba neden icap etmişti? Olayları bilmeyenler, "düğün değil, bayram değil.." diye- rek, hayretlerini ifade ederlerken, Serdengeçti ne yaptığım ve bunu ni- çin yaptığını gayet iyi biliyordu. Çünkü Türkeş, yeni partinin lideri olmaya hazırlanıyordu ve bazı çev- relere şirin görünebilmesi için böy- le telkinlere şiddetle ihtiyaç vardı. Serdengeçtinin, aynı yazıda, yeni kurulacak partide yer alacak AP'li milletvekillerinin isimlerini de üs- tü kapalı olarak ihsas ettiği görül- dü. Bunlar Osman Turan, Mevlüt Yılmaz, Mehmet Ateşoğlu ve Sadi Pehlivanoğlu idi. Senatörlerden ise Ali Fuat Başgil ile Hüsnü Dikeçli- gilin adı geçiyordu. İsimler, AKİS muhabirinin bu konudaki istihba- ratım doğruluyordu. Parti değil, doğumevi! yeni parti kurulacağı haberi, AP' ye hakim yöneticiler tarafından çoktan duyulmuş ve aşırı sağdaki doğum sancısına karşılık bunlar, ge- rekli tedbiri alma, yönüne gitmişler- dir. Çünkü böyle bir parti, AP için büyük tehlike olacaktır. Bir defa, partinin bütün gücünü teşkil eden dinci - gerici oyları kaybetme duru- mu vardır. İkincisi, parti tutar da, AP içindeki bütün milliyetçi - mu- kaddesatçılarla Demirel muhalifle- ri ve hele eski DP'liler o yana mey- lederlerse, Hükümetin düşmesi mu- kadderdir. Nitekim yeni partinin a- lemdarları bunu saklamamakta, e- ger mümkün olursa Bütçe oylama- sında, olmazsa ilerde, Hükümeti dü- şürmek için ellerinden geleni art- larına koymayacaklarını söylemek- tedirler. Bütün bunları bilen, hiç değilse hesaplayan Demirel ve çevresi, bir süredir yoğun bir transfer faaliyeti- ne girmişlerdir. Meselâ Safa Yalçuk kanalıyla YIP idarecilerine, AP'ye iltihak etmeleri için haber gönderil- miş ve fakat "elçi" eli boş dönmüş- tür. Çünkü şu günlerde YIP ile MP '- de, birbirleriyle birleşme temayülü mevcuttur ve yapılan temaslarda, prensipte anlaşmaya varılmıştır. 12 Alpaslan Türkeş "İpin ucu bendedir." Lider konusu yanında bazı teferru- atta da anlaşmaya varılabilirse, bu iki partinin pek yakında birleşme- leri muhtemeldir. Yani, AP için U çevreler şimdilik umut verici değil- e yüzvermediği için iş- ler iyice sarpa sarmış ve AP yöneti- ci kadrosunda telâş elle tutulur ha- le gelmiştir. Küçük ve etkisiz de ol- sa, AP'den bir grupu koparacak olan yeni parti hareketi ve küçük parti- lerdeki bu birleşme temayülü, AP'- nin yakın gelecekte başına "türlü çeşitli" işler açacağa obenzemekte- dir. AP İktidarını ve Demireli bu so- nuçtan, "oruç keyfi" ile atılan nu- tukların kurtarıp kurtaramayacağı Bütçede belli olacaktır. Eğitim Öğretmen kırınıma devam Kk onuşma aynı minval üzre uzayıp gidiyordu ki telefon çaldı, 174927 numaranın şehirlerarasından aran- dığı bildirildi. Odadakiler sustular. Konuşma kısa sürdü. Orta boylu gençten adam, karşısındakini odik- katle dinledikten sonra, "biraz da- ha sabır" dileyerek telefonu kapat- tı. Eğitimci İsmail Hakkı Tonguçun karakalem portresinin aşılı olduğu küçük odada sessizlik bir süre da- AKİS ha devam etti. Sonra, fi tarihinden- beri kullanıldığı belli tahta masa- nın ötesinde oturan ve biraz önce telefonla konuşan orta boylu genç- ten adam, AKİS muhabirinin bu sı- rada kendisine yönelttiği o "Bunun sonu nereye varacak dersiniz?" so- rusunu şöyle cevaplandırdı: — Öğretmen arkadaşlarımızı on- lara enik etmiyeceğiz. 35 bin ü- yemiz var. De ki bunların 5 binini harcadılar. Geri kalanlar onları bes- leyecektir." Olay, geçtiğimiz haftanın son gü- nü, Türkiye Öğretmenler Sendika- sının Tuna Caddesindeki Genel Mer- kezinde cereyan etti. AKİS muhabi- rinin sorularım cevaplandıran ve Devr-i Süleymanla başlayan devrim- ci öğretmen kırımından kendisi de yakasını kurtaramayan T.O.S. Genel Başkanı Fakir Baykurt, "Bu kırıma karşı her türlü meşru mücadele yollarını deneyeceklerini" söyledi. A.P. iktidarının giriştiği bu "kı- rım" karşısında gerek T.Ö.S. ve ge- rekse Türkiye Öğretmen Dernekle- ri Milh Federasyonunun geçtiğimiz hafta içinde aldıkları son karar şu oldu: "Pilâvdan dönenin kaşığı ki- nisin." A.P. İktidarının, sadece oHükü- met programına koymadığı bu "dev- rimci öğretmen kırımı"nda kararlı olduğu anlaşılmaktadır. Nitekim, Milli Eğitim Bakam Orhan Dengiz, daha Bakanlık koltuğuna oturduğu günlerde, ilk işinin ne olduğunu sak- lamamış, "Bakanlığa milliyetçi bir hüviyet vermek için bir inceleme kurulu ihdas edilecek. Bu kurulun aldığı kararlar da uygulanacak" de- mek suretiyle A.P. İktidarına şirin görünmeyen öğretmenlere karşı gi- rişilecek "büyük cihad"m bayrağını açmıştı. Plânın Mili Eğitim Bölümü H işi demagoji plânında halletme gayreti içinde olan A.P., iktidar koltuğuna yerleştikten sonra "pata- tes fabrikaları" ve "Boğaza köprü" gibi tarihi önem taşıyan vaadlerini de unutup, bir "Milli Eğitim İhtilâ- li"ne girişti. Binlerce köyde o okul olmaması, okul olan köyde öğret- men bulunmaması ve milyonlarca insanın okuma - yazma dahi bilme- mesi önemli değildi. A.P. İktidarı i- çin önemli olan, bütün idari me- kanizmada olduğu gibi, Mili OEği- 7 Ocak 1967