DÜNYADA OLUP BİTENLER Batı Almanya Gebe olan yarınlar Çok değil, bundan daha çeyrek yüzyıl öncesine kadar nasyonal sosyalist düzenle yönetilen Alman- yada, İkinci Dünya Savaşının sona ermesiyle birlikte, sanki nazilerin epsi de buhar olup ortadan kay- bolmuştu. Hitler devrinde insanlığa karşı işlenen suçlara katılıp da giz- lenmesini beceremeyen bazı akılsız- lar dışında, bu devrin doğmasına ve gelişmesine hizmet etmiş milyonlar- ca kişi, işin içinden kolaylıkla sıy- rılmasını becermiştir. Fakat, bun- lardan hiç değilse bir kısmının, fır- satı bulunca, yeniden otoriter ve milliyetçi bir görüşün o çevresinde ortaya çıkacağından hiç şüphe et- memek gerekirdi. Nitekim, bir za- manlar "Nerede bunlar?" diye me- rak edilen alman milliyetçileri, şim- di yavaş yavaş oradan buradan or- taya çıkmaya başlamış bulunmak- tadırlar Aslına bakılırsa, İkinci Dünya Savaşında ikiye ayrılmış ve batı ya- rısı bir blokun, doğu yarısı ikinci blokun dümen suyuna bağlanmış bir Almanyada, milliyetçilik duygu- larının belirmesi geç bile kalmıştır. 1870 yılından buyana dünya siyaset alanında hep baş role çıkan bir ül- ke olan Almanya, yirmi yıl arka plânda kalmaya gene iyi dayanmış- tır. Bu arkada kalış, hiç şüphesiz ihtiyar politikacı Adenauer'in kuv- vetli liderliği (o sayesinde olmuştur. Operatör Doktor MUZAFFER ARGUN Kadın Hastalıkları Mütehassısı Tel: 127943 (AKİS: 422) Adenauer, Federal Almanyayı Batı Avrupada Fransanın yanında "kuv- vetli ikinci" yaparak, kimsenin dik- kat ve kızgınlığım çekmeden, İkin- ci Dünya Savaşı yaralarının sarsın- tısız sarılmasını sağlamıştır. Fakat Adenauer sahneden çekildikten son- ra, işler birden değişmiştir. Artık koltuğunu kaybetmek üze- re olduğundan kimsenin şüphe et- mediği Erhard işbaşına geldikten sonra, Almanya, Fransanın arkasın- da bir Avrupa devleti olacağına, Birleşik o Amerikanın peşinde bir dünya devleti olmağa kalkışmıştır. Kendisinde Atlantik ötesi misyon- lar görmeye başlaması, çekirdekli güce sahip olmak istemesi hep bun- dan sonradır. Fakat gökteki yıldı- za bakmaktan yerdeki çukurları gö- remeyen Erhard, bir dünya devleti yapmak istediği Almanyanın başına giderek hızlanan bir enflâsyon der- di açmıştır. Almanyanın birleştiril- mesi için ortaya yapıcı hiçbir tek- Komisyona havale Asya kıtasının yarısını kaplayan, nüfusu 700 milyonu aşkın bir Çin devleti var. İç düzenini beğenelim veya beğenmeyelim, bu devlet, çin ulusunun gerçek temsilcisidir. Fakat gelip görünüz ki, b arı- nın ucunda olup-bitenleri anlamak a yoksun bazıları, çin ulusunun temsilcisi diye, geçen ğı bir Çan Kay-şek bulmuşlardır ve Birleşmiş Milletlerde, Çinin itağımı. bu kukla- nın kuklasını oturtmakta inat etmektedirler. Pekinin, son yıllardaki davranışlarıyla, Genel Kurul çoğunluğu tam kendisine dönerken birçok Asya-Afrika devletini ürküttüğünden ve kazanmakta olduğu bir dâvanın çözümünü geciktirdiğinden şüp- he edilemez. Bu fırsatı bayram bilenler, Çin Halk Cumhuriyetini bu yıl da dünya evinin dışında bırakmayı başarmışlardır. Bunların unuttuğu birşey vardır: Dünya barışı için tehlike olarak gördüklerini ve bu yüzden Birleşmiş Milletler dışında bırakmak iste- diklerini söyledikleri Çin Halk Cumhuriyeti, uluslararası topluluğun ında bırakıldıkça, daha büyük bir tehlikedir. Bu durumun, Pekin- TI yöneticilere, devamlı olarak kırmaya çalıştıkları bir aşağılık duy- gusu vermesini bir yana bırakınız, Birleşmiş Milletler dışında kaldık- ça, Çin Halk Cumhuriyeti, taraf olacağı bir anlaşmazlıkta bu teşki- lâtın isteğine uymak zorunluğundan da uzak kalacak, başta silâhsız- lanma olmak üzere, birçok uluslararası meselenin yalnızca başkaları tarafından bulunan çözümüne katılmak istemeyecektir. Pekini barış için gerçek bir tehlike olmaktan çıkarmanın tek yolu, ona, Birleşmiş Milletler içinde hakkı olan koltuğu vermektir. Şimdi öğrenilmiştir ki, Genel Kurulun, bu konuda girdiği Sal zı bu yıl da aşamadığını gören İtalya arma Çin Halk Cumhuri yetinin Birleşmiş Milletlere alınması için bir formül bulmak amacıy- la, bir komisyon kurulmasını istemektedir. Bu, komisyon kurulabile- cek midir, kurulursa çalışabilecek midir, çalışırsa bir sonuca ulaşa- bilecek midir, bilinmemektedir. Doğrusu, bu konuda fazla iyimser olmağa pek de imkân yoktur. Neden mi? Baksanıza, elin oğlunun, ağzına bunun lâfım aldığı mı var! Varsa yoksa, Çin atom tesislerinin yerle bir edilmesinden söz açıyor. Hattâ barış için çıktığım ileri sürdüğü yolculuklarda bile.. 26 Kasım 1966