YURTTA OLUP BİTENLER Bütün bunlara rağmen, geçtiği- miz hafta içinde, Demirelin morali- ni takviye eden olaylar da olmadı değil. Meselâ, Cumartesi günü yine Gölbaşı Sinemasında yapılan Genç- lik Kollan Kongresinde Demirel, "Türkiye Cumhuriyetinin son fati- hi!" nârâlarıyla karşılandı. Demi- rel, bir süredir devam ettirdiği "tehlike çanları - tehlike rüzgârla- rı" sözleriyle dolu okonuşmaların- dan birini de burada yaptı. Aynı kongrede bir gencin yaptığı atatlirk- çülük tarifi ise günün esprisi oldu. İstanbul delegesi olan bu gence gö- re, AP'liler "flesxible", yâni "iğilir bükülür" çeşidinden atatürkçülerdi. Ancak, APli gencin bilmediği, bu tâbirin "eyyamcılık" anlamına da geldiğiydi. Seçimleri, Demirelcilerle Bilgiç- çilerin hazırladığı karma bir liste kazandı. Yapışık düşmanlar 27 Kasım Pazar günü başlayacak o- lan Büyük Kongrenin kulis çalış- malarının yoğunlaştığı aynı günler- de, Demirelci bir Bakan, Meclis ku- lisinde ea AKİS muhabiri- ni ok?" şeklindeki so- rusuna şu ögvabi verdi: — Bu Büyük Kongre bizim için büyük bir problem değil. Genel İda- re Kurulundan hacıları, hocaları te- mizleyeceğiz ve partinin idare kade- melerine yekvücut bir hava verece- giz. Meselâ geçen devrede Genel Başkan bir şey söyledi mi, Genel Başkan Yardımcısı -Bakanın kasdet- tiği, Osman Turandır- tam aksini bir gazeteye yazıyordu. Böyle, şeyle- rin olmamasını sağlıyacağız. AP'nin dinci kanadı ve her fır- satta "liderinin emrinde olduğunu" söylemekten büyük zevk duyduğu anlaşılan Saadettin Bilgicin grupu- nun el altından yaratmak istediği Demirel aleyhindeki havaya rağmen durum, yine de Demirelin lehinde görünmektedir. Bütün ihtimalleri dikkate alan Demirci ise bir oyuna gelmemek için her türlü tedbiri al- maktadır. Meselâ, haftalık bir der- ginin ortaya attığı genel başkan a- dayının, şu günlerde boş olan ve Kongreye kadar doldurulması gere- ken Devlet Bakanlığı koltuğuna o- Mi ısrarla Dai ongre arefesini akim kanaat, genel başkanlık için bir mücadele- nin olmıyacağıdır. Ancak hiziplerin, Parti Temsilciler Meclisini ve Ge- nel İdare Kurulunu ele geçirmek için olanca güçleriyle çalışacakları 14 da ortadadır. Çünkü, partinin bu organlarım ele geçirecek ekip, hem partinin kaderi, hem de Hükümet üzerinde büyük çapta etkili olacak- tır. Ancak, AP içinde kurulması muhtemel liderlik müessesesinin parti için ne derece hayırlı olabi- leceği, bu çevrelerde mevcut endi- şeler arasındadır. Haftanın başında, Kongrenin son hazırlıkları da yapıldı. Pazarte- si günü toplanan AP Grupu, Kongre- ye gerekli dokümanları hazırlaya- cak komisyonları, kongre idarecile- rini ve kongre komiserini seçti. Bu- na göre ,kongre idareciliğini, Cevat Önder başkanlığında 6 mea linden kurulu bir ekip, kongre ko- miserliğini de Kayseri milletvekili Vedat Ali Özkan ve arkadaştan ya- pacaklardır. Görünen şudur ki, bu kongre, bütün gayretlere rağmen, yeni bir- şey getirmeyecek ve eski tas eski hamam hikâyesi, soluğu kesilinceye kadar yürüyüp gidecektir. Sendikalar İşçinin parası deniz A damlar, ellerine geçen her fırsatı, "millet", "işçi hakları", "hür sendikacılık" nutuklarıyla en iyi şekilde (o değerlendirip giderler- Hasan Türkay "Ye Memet ye" AKİS ken, birgün, hiç beklemedikleri bir şey oldu ve kendilerini yargıçın kar- şısında buldular: Başında bulunduk- tan kooperatifin paralarını usulsüz olarak harcamak, yârân gözetmek ortaklara hesap vermemekle suçlanıyorlardı. Olay, bundan bir süre önce İs- tanbulda cereyan etti. Petrol İşçile- ri Sendikası Yapı Kooperatifi Baş- kam İsmail Topkar -aynı zamanda Petrol-İş Sendikası İkinci Başkanı ve Türk- İş 1. Bölge temsilcisidir-, İkinci Başkan Ziya Hepbir -aynı za- manda Petrol İşçileri Sendikası Ge- nel Başkam ve Türk-İş Yönetim Ku- rulu üyesidir- ve Kooperatif Yöne- tim Kurulunun diğer Üyeleri, son toplanan Genel Kurulca ibra edil- memişler ve seçilen yeni Yönetim Kurulu apalından da mahkemeye verilmişler Koomemli? 1958 yılında, sendika üyelerini mesken sahibi yapmak a- maçıyla kurulmuş ve fakat inşaat ilerledikçe işler karışmış, bir süre sonra da içinden çıkılmaz bir hâl al- mıştı. Aradan uzun zaman geçmiş olmasına rağmen, İstanbulun Le- vent, Kartal ve Bakırköy semtlerin- de yapılmakta olan meskenler bir türlü tamamlanamamış ve bu ara- da, harcamalardaki hovardaca tu- tum sebebiyle, meskenlerin maliyet- leri astronomik rakamlara ulaşmış- ti. Kooperatifin 2500 lira aylıklı Başkam, "işçi babası" geçinen İsma- il Topkar ile İkinci Başkan Ziya Hepbir, ortaklara bir türlü hesap vermiyorlardı. o İnşaatı (başlayan ve şu günlerde bir kısmı da tamam- lanmış olan 650'nin üstündeki dai- relerden bazılarının kimlere ait ol- duğu ortaklarca bile meçhuldü. Hattâ bunlardan 6 tanesinin sahibi, bütün aramalara rağmen buluna- mıyordu. Ortaklar arasında İşçilik- le ve sendikayla uzaktan yakından hiçbir ilgisi, ilişkisi bulunmayan kişiler de vardı. Meselâ bunların arasında, petrolle ilgili devlet dai- relerindeki bazı yüksek dereceli me- murlarla, Ziya Hepbirin, bir benzin istasyonunda işçilik yaptığı ileri sü- rülerek ortaklar arasına alman kız- kardeşi de bulunuyordu. İlginç bir İstifa mektubu İşlerin yürütülmesi sırasında araya gereksiz aracılar sokulmuş ve iş- ler, çoğu kere, ihaleye dahi çıkartıl- madan, Özel anlaşmalarla ve piyasa fiyatı dikkate alınmaksızın, bazı ki- şilere verilmişti. Müteahhit sıfatı taşıyan bu kişiler, çoğu kere, aldık- 26 Kasım 1966