AKİS raştıranlar ancak, din, siyaset ve basın yobazlarıdır. Bizler, dinci, mezhepçi, ln değiliz. Ve fakat laikliğin, din, hep, vicdan ve inanç hürriyetlerinin savunucusuyuz ve daima da savunu- cusu olacağız Biz, ölü doğmuş bir parti deği- liz. Bir ayda Türkiyenin beyni me- sabesinde bulunan İstanbul ve An- kara başta olmak üzere bir kaç il ve ilçede teşkilat kurmuş bulunmak- tayız. Geri kalan teşkilatımızı da en kısa zamanda tamamlıyacak du- rumdayız. mdiye kadar hiç bir partinin kurucularının mezheplerini araştır- mak Akisin aklına gelmedi de neden şimdi böyle bir mezhep ayırımına, ayıncılığa, bölücülüğe baş vurarak partimizin kurucularının mezheple- rini araştırıyor? Biz kendisinin ne mezhebini, ne de nesebini araştır- mıyoruz. Akis dergisi tarafından okunma- dığı anlaşılan tüzüğümüzün 28.m.lik gaye kısmı ile program kısmı ince- lendiğinde Türkiyede bizden daha ilerici bir parti bulunmadığı açıkça anlaşılacaktır. Bu yenilikleri getir- mek Atatürkten sonra onun ruhu ile dopdolu olan bizlere nasip ol- muştur. Bundan dolayı da bahtiya- TİZ. Saygılarımla. t , Avuka Cemal Özbey, Birlik Partisi Genel Sekreteri. -Ankara- Bu söze sebep teşkil eden manza- ra şuydu: Kalabalığın ortasında, bu- ruşuk lâcivert elbisesi ve domatesli votkasıyla Demirel ve yanında orta boylu, açık kahverengi kruvaze el- biseli, Me ve m sevimli Adam, son derece say- gılı bir tebessüm ve saygılı tavırlar- la bir şeyler anlatıyor, öne doğru iğilmiş olan Demirel ise memnun bir yüzle onu dinliyordu. Manzarayı izleyenlerden biri, Demirelin dinle- diği adamı göstererek, "— Yahu, amma da çökmüş" de- di. Öbürü, "— Ama, ağzı hâlâ lâf yapıyor. İnşallah bunu da diğerine çevirmez- ler. Eskisini, kendisinin peygamber olduğuna inandırmışlardı" diye ko- nuştu. 26 Kasım 1966 Demirelin kokteylde en çok iti- bar ettiği ve bu yüzden dikkati üze- rine toplayan yaşlı, gözlüklü ve say- gılı tavırlı adamın ismi, Burhan Belgeydi. O gece Demirel, Burhan Belgeye o derece itibar etti ki, Başbakanın Büyük Kongre kulisine yardım için Madem ki miras yoludur! Süleyman Demirelin eski De- mokratlar, hattâ kıdemli ve emek sahibi A.P.'liler tara- fından "gökten zembille indi- rilmiş adam" gözüyle görüldü- gü bilinmektedir. Celâ yarın kendisinden "Bizim U- mum Müdürümüz" diye alay- li alaylı bahsettiğini duyma- yan da kalmamıştır. e Demok- ratlar pişirmişler, A. P. liler ko- tarmişlardır, ama ikisi de bir bakmışlardır ki yemeği Süley- man Bey diye bir adam, otur- muş yiyor. imdi, A.P.'nin Büyük Kong- resinin " arefesinde bu Süley- man Bey huzursuzdur, rahat- sızdır, fedirgindir. Eski De- mokratların, kendi partileri saydıkları -ve, ne yatan söyle- meli, öyle de olan- partiyi tek- rar geri almak için hazırlan- maları A.P. Genel Başkanını kara kara düşündürmekte, o- nu bir takım alaturka kurnaz- lıklara itmektedir. , Ama, niçin bu telâş? İnsaf edilsin, eğer A.P. bir miras ise, onda hak iddia etmek Süley- man Demirelden çok, ama çok Jazla Yüksel Menderesin hakkı değil midir? Demirelin çapı nlığ Yüksel Menderesin, bir de is- O halde! ? tâ İzmirden kalkıp gelmiş ve bu kokteyli de şereflendirmiş olan Os- man Kibar pek silik kaldı. Bu yüz- den o ünlü esprilerini, rahat tavırla- rım vitrine çıkaramadı. Burhan Belgenin bu kadar itibar görmesinin tek nedeni, herhalde, YURTTA OLUP BİTENLER Büyük Kongre sırasında Avrupalar- dan gelip arz-ı hizmette bulunması değildir. Sebep, olsa olsa, şudur: Büyük Kongreye altı gün kala De- mirel, dikenli ve endişe yaratan ko- nuşmalarıyla AP kütlesini ne derece etrafında kenetlemiş olursa olsun, başlıca muhalif grupun lideri Bil giç ne kadar "ben liderimin emrin- deyim" diye demeç verirse versin, derinden derine huzur kaçıncı se- bepler vardır. Meselâ bir takım ih- tiyar kurtlar, seçilme şansları olma- sa dahi, iplerin bir kısmını ele ge- çirme denemeleri yapacağa benze- mektedirler. Eski DP'lilerden yana kendini emniyet altına almanın ça- releri arasında, o eski DP'lilere bir zamanlar akıl vermiş olan -verilen akılların faydasını deneyenler oldu ama!..- ve onlardan sayılan bir baş- yazarla işbirliği neden bulunmasın? Avrupadan gelen bir eski başyazar, İzmirden gelen kulis ustası bir par- tici ve daha birçok takviye ile kuv- vetlenme manevraları... Bütün bun- lar Demirel için zorunlu değilse de gerekliydi. Gülü seven.. Çünkü, Teşkilâttan gelen haberler, Demirel ve ekibi için hiç de iç açıcı değildir. Hafta içinde yapılan muhtelif il kongrelerinde karşı grup- lar ve özellikle oYaylacılarla oeski DP'liler ağır basmış ve yönetim ku- rullarından birçoğunu da bunlar e- le geçirmişlerdir. Pazar günü Göl- başı Sinemasında yapılan Ankara İl Kongresinde cereyan edenler, De- mirelcileri daha da telâşa düşürdü. Demokratların kendilerine bayrak yapmak istedikleri Yüksel Menderes, kongrede bulunmadığı halde, Kongre Başkanlığına seçildi ve yarım saat sonra salona girince de, kürsüye kadar omuzlar üzerin- de taşındı. Kongrede Demirelcilerin başkanlık için aday gösterdiği Tur- han Kapanlı, uzun süren gürültüye rağmen seçimi kazanamadı. Kongre- nin havasını gören Altındağ İlçe Başkanı, "— Birlik ve beraberlik içinde olmalıyız. Yoksa, bugün göklere çı- kardığımız Yüksel Menderesin ba- bası gibi sevdiklerimizi kurtaranla- yız" şeklinde konuşmak gereğini -nedense- hissetti. O âna kadar hayatından mem- nun görünen Yüksel Menderes, bu konuşmaya çok bozuldu Ni e delegeyi azarlayan bir cevap ver 13