“7. ok değil,yön!,, C.H.P.'nin yeni Genel Sekreteri Bülent Ecevit, Or- tanın Solunun C.H.P. için ne olduğunu dikkat çe- kecek bir şekilde söylemiş bulunuyor. Bu açıklama, Ecevitin Ege Gezisi sırasında bir partilisinin sorduğu sual üzerine yapılmıştır ve yalnız Egedeki o partili- nin değil, bilhassa Ankaradaki çok partilinin duyma- sında "sayılmayacak kadar çok" fayda vardır. EN C.H.P.'li diyor ki: "— Bu, Ortanın Solu nedir? Biz Devletçi değil mi- yiz? Ea de.. Halkçıyız ve Cumhuriyetçiyiz. Milli- yetçiyiz ve Devrimciyiz. Şimdi, bunlara, Ortanın So- lu diye bir a ok mu eklendi? Ben bunu öğren- mek istiyoru Ecevit anlatıyor: "— C.H.P. tek parti devrinden geldi. O zaman, herkes C.H.P.'liydi. Daha doğrusu, C.H.P. içinde her yönden insan vardı. Köy Enstitülerini kuran Yücel de atatürkçü, devrimci, altıoklu, C.H.P.'liydi, onları kal- dıran Sirer de.. liberal Ticaret Bakam Behçet Uz da atatürkçü, devrimci, altıoklu, CH.P.'liydi, sosyalist Cemil Sait Barlas da... Petrol konusunda bir tutumu olan Fethi Çelikbaş da atatürkçüdür, devrimcidir, al- toklu, CH.P.'lidir, aynı konuda onun tam zıddı tutu- mu olan İhsan Topaloğlu da.. Biz oklarımızı, kimimiz sağa, kimimiz sola, kimi- liler değil sendikacılar, hattâ AP'li- Fakat salona ler vardı. Eşrefpaşa İzmirde, oyu (karşılaştıkları daima DP'ye, ondan sonra da AP'ye bütün gitmiş bir bölgedir. - Muhtemelen bu bölgede, bundan üç sene sonra da AP oyları CHP oylarını geçecek- tir. Ama yeni Genel Sekretere ve onun temsil ettiği o fikirlere, önce gösterilen ilgi, sonra belli edilen tasvip bu üç yıl içinde CHP'nin Eş- refpaşada mutlaka yol alacağını or- taya koyuyordu. kişi vardı. varım kaplayan ibare yazılmıştı: girdikleri zaman manzara, nüktelerin bir arada becere- meyeceği bir nisbette güldürdü. Sa- lon, normal olarak en az bin kişi a- lacak büyüklükteydi. Ona yakın bir kalabalık ise, konuşmalar hoparlörle dışarıya verileceğinden sokağa Ecevit ve arkadaşları inanılma: bir hararetle alkışlandılar. Salonun du- miz de havaya atardık. Bazılarımız i vE bunları tirke- şinde paslandırdı. Ortanın ara katılan bir yedinci ok değildir. Ortanın Solu bir yönün ifadesidir. Bize, hedefimizi göstermektedir. Altı okumuzu hangi yönde atacağımızı bilmeliyiz ki o oklarımız ziyan ol- masın, boşa gitmesin. Ortanın Solu bize bu yönü işa- ret ediyor. Bu yönü önce İnönü, sonra ittifakla Ku- rultay, partimize vermiştir. Yeni bir ok bulmadık, ok- larımızın yönünün adını söyledik." Ecevit devam ediyor: "— Soranlar var: Canım, bunu söylemek şart mıy- dı? Şarttı. Nereye gideceğimizi biz bilmeliydik, bi- zimle yola çıkanlar, bizimle yola çıkmak isteyenler bilmeliydi. İnönü 'Biz Ortanın Solundayız' dediği za- man sağımızdakiler bizim aşırı solda bulunduğumuzu, komünist olduğumuzu yayıyorlardı. Aşırı solda bulu- nanlar ise bize 'sağcılar', 'burjuva partisi', 'kapitalist- ler' diye hücum ediyorlardı. İnönü, oklarımızın yönü- nü açık seçik ilân etti. Biz aşırı sol değiliz, biz sağ da değiliz. Ne komünistiz, ne burjuva ve kapitalist. Biz, ortanın solunda olan partiyiz ve ortanın solundaki parti halkın, sade vatandaşın, toplumun yararını ve ıkarım bir sınıfın veya bir imrenin yararından, çıkarından üstün tutan siyasi teşekküldür. Anlatabildim mi?" Anlatabildi mi? ettiğini, hangi mânaya geldiğini ba- zısı' mahalli, bazısı umumi, fakat her halde herkesin anlayabileceği bir şekilde ifade ettiler. Ekip men- supları, aralarında böyle bir görev taksimi yaptıklarından birbirlerinin söyleyeceğini ML ve bu bir latifenin de konusuydu. Ecevitin pa- tatesleri vardı, rl barajcı ve jet yüzlerini İçinde iki bin toplanmıştı. benzincisiydi, Oo Yurdoğlu (o inekleri çiftleştiriyordu, Erten tütüncülük perde üzerine üç yapıyordu, Ok ise Pratt gemisinin kaptanıydı. Esatoğlu ise, arkadaşla- Ecevit ekibi ve CHP'liler için as- ıl büyük sevinç sebebi, Ödemiş ol- du. Ödemiş, Eşrefpaşanın aksine, hemen daima CHP'ye oy vermiş bir ilçedir. Ama CHP'liler son seçimler- de orada bile kaybetmeyi başarmış- lardır! Seçimleri takiben ise, çok yerde olduğu gibi Ödemişte de kongreleri toplamak gü iç olmuş, il- çe kongresi dahi, bazı iç rekabetler bulunduğu halde fazla ilgi çekme- miş, toplantı salonları dolmamıştı. İlçenin genç, sevimli ve canlı ilçe başkanı Coşkun Karagözoğlu Bü- ipi Ecevitin sohbet toplantısını ge- ce için ve gene nikâh salonunda ter- . Ekip mensupları bir defa tabelâ- sının altından geçerken gülmekten kendilerini alamadılar. Aralarından biri: "— Bu, CHP'nin lanmasıdır.." halkla nikâh- nüktesini yaptı. 26 Kasım 1966 yolundayız”, ” ve "Ecevite Bir yük baht ise köşeye gerilmişti; tanın Solundayız". Ü "Or- Bu, Kurultaydaki zaferinden son- ra Ortanın Solunun bütün CHP teş- kilâtının parolası olduğunu gösteri- yordu. Parola, yepyeni ve şaşırtıcı coşkunluk yaratmıştı. Seçimlere da- ha üç yıl vardı ve Ödemiş kendi kongrelerinden yeni çıkmıştı. O hal- de, enişte baldızı neden öpüyordu, bu kadar büyük ve ilgili bir kalaba- lık, gece vakti CHP Genel Sekrete- rini dinlemek için niçin toplanmış- tı? Çünkü Şiki partide yeni bir rüz- gâr esiyor Çarıkla değil, fikirle dolaşanlar Ecevit ve arkadaşları "türlü çe- şitli" konularda Ortanın Solun- da bir politika izlemenin ne ifade rının vecizelerini kaydediyordu. A- ma bu konulardan her biri, halkın ufkunda yeni pencere açarı bir "yeni tutum"du. Patatesiyle Ecevit, müs- tahsil kooperatifleştiği ve aracıların sayısını azalttığı takdirde, ne müs- tahsilin, ne onun malını satan esna- fin cebinde kalan, o malla zerrece ilgisi bulunmayan bir aracı sınıfı zenginleştiren yüklü paranın nasıl müstahsile kalacağını belirtiyordu. Oralın barajları, Demirelin şimdilik hep CHP devrinde hazırlanmış ve- ya başlamış eserlerin kendi adına törenlerini, Oo fütursuzca (oyaptığını söylüyor, jet benzini ise, jetlerimi- zin Kıbrısı bombardımana gideceği sırada bir yabancı petrol şirketinin, iki milyon liralık tazminatı da göze dan geçirmek istediği Pratt gemisi 11