ORTA DOĞU şadıkları ülkeler olmaktan çıkar- mak suretiyle verilecek bir örnek krallık müessesesine bir hayat şan- sı sağlamakla kalmayacak, Orta ğuyu tehlikeli bir çok yabancı cere- yana da kapatacaktır. Basman sarayının genç, o fakat tecrübeli ye hadiselerin ateş çembe- rinden geçmiş sakini şu anda bu gerçeği farkeden bir kudret sahibi olarak görünmektedir. Yaman bir delikanlı Otuzbir hayat yılı, elbette ki çok u- zun zaman parçası değildir. Ama Kral Hüseyinin otuzbir yıllık öm- ründe dört hadise vardır ki, bunla- rın her biri bir yaşantıyı damgalan- dıracak niteliktedir. Kral Hüseyin, veliaht olarak doğ- mamıştır. Hatta, eğer Haşimiler i- çin hayat normal akıp gitseydi bel- ki de bu genç adamın kaderi bam- başka olacaktı. Bu genç adamın ve memleketinin... Hüseyin, Hicaz emi- ri meşhur Hüseyinin oğlu Kral Ab- dullahın torunudur ve Kral Abdul- lah bir Cuma günü, 1951 yılının 20 Temmuzunda, Kudüsteki Mescid-i Aksada torununun gözleri önünde öldürülmüştür. Genç Hüseyin o ta- rihte, 16 yaşında bulunuyordu. Tah- ta çıkmak sırası kendisinin değildi. Gerçi dedesi bu siyah parlak gözlü, cesur ve zeki çocuğa çok itina gös- termiş, onu bizzat yetiştirmişti. A- ma önünde, babası Talal vardı. Ta- lalın bir sinir hastası olduğu ve kral- lık yapamayacağı anlaşıldıktan son- radır ki -Talal yıllardır, Ortaköyde- ki bir şifa yurdunda tedavi edilmek- tedir ve iyileşmesi bahis onusu değildir- Hüseyin Ürdün tahtına da- vet olunmuştur. Yıl 1953'tür. 1953te Hüseyin, İngilterenin meş- hur Harrow kolejinin bir öğrencisi- dir. Daha tahsil etmesi lâzımdır. Bil- hassa Sandhurst'de askeri talim ve terbiye görmesi şarttır. Fakat mem- leketi, kral olarak bu delikanlıya muhtaçtır. Bulunan çare şudur: Kral, altı aylık kısa bir kurs göre- cek, fakat bu sürede Sandhurst'ün bütün icaplarını yerine getirecek ve imtihanlara girecektir. Bu yapıldık- tan sonradır ki genç Hüseyin yur- duna dönmüş ve ilk resmi görevi- ni 1953 yılının 2 Mayısında, Ürdün Parlâmentosunu açmakla yerine ge- tirmiştir. 1954 yılı, Nâsırın Orta Doğuda Allah, Allah dediği yıldır. Bütün ku- laklar Kahireye dönüktür ve halk kütlelerinin üzerinde Nâsırın nüfu- zu, bu memleketler hükümetinin nü- fuzundan fazladır. Ürdün, bunun bir istisnası değildir. Nitekim kral- Ürdünün gerçek kraliçesi Zeyn diploma veriyor ..ama oğlu "anasının kuzusu” değil AKİS lığının daha ikinci yılında Hüseyin, Nâsırın rızasını da aldıktan sonra Bağdat Paktına girmeye karar ver- diğinde memleketini bir anda allak bullak olmuş buluyor. Nasır inanıl- maz bir dönüş yapmıştır ve elinde- ki bütün radyo istasyonları oHüse- yini bir hain olarak ilan etmekte, Ürdün halkından onu devirmesini istemektedir. Ammandaki Mısır Eİl- çiliğiyse bunun hazırlıklarını zaten daha önceden yapmıştır. 1935'in so- nunda bütün Ürdün ve bilhassa Baş- kent sokak 0 geçil- mez haldedir. Azgın kütleler oher yeri yakıp yıkmaktadırlar. Bu, açık bir ihtilâldir. Hüseyin böyle bir anda, ilk defa, çapını göstermek imkânını buluyor. Derhal Arap Lejyonunu nümayişçi- lerin üzerine gaz bombalan ve ateş- le sevkediyor, on günlük bir soka- ga çıkma yasağı koyuyor. Nasıra kütleler, ingiliz Glupp Paşanın ko- mutasındaki kuvvetli Arap Lejyo- nunun karşısında siniyorlar. Ürdün ve Ürdün tahtı kurtul- muştur. Ama Mısır,eline başka bir koz daha geçirmiştir. Glupp Paşa sade- ce Arap Lejyonunun komutanı de- gil, aynı zamanda Ürdünün Genel Kurmay Başkam, yani Ürdün Ordu- sunun Başkomutanıdır. Ürdünün "emperyalistlerin bir uşağı" olduğu- nun bundan iyi delili bulunabilir mi? Kahire radyoları bu propagan- dayı bütün arap âlemine yayıyor- lar. Vakanın gerçek yönü de vardır. Glupp Paşa, sahiden, devlet içinde devlettir ve emrindeki kuvvetler hem İngiltere tarafından doğrudan doğruya finanse edilmektedir, hem de daha başka ingiliz subaylar ko- muta mevkilerindedirler. Kral Hüseyin, 1956'nın ilkbaharın- da işte bu Glupp Paşanın eline çan- tasını veriyor, kendi özel otomobi- EN son sürat hava alanına gönde- yor ve İngiltereye geri yolluyor. 1955 karşi in sadece dört ay sonra.. Bu, Hüseyinin ikinci bü- yük imtihanıdır. Düşünmek lâzım- dır ki bunu yaparken Ürdün, Bütçe- sini denk getirmek için İngiltere- nin eline bakmaktadır. Hüseyinin hareketi bütün Ürdünü bayram se- vincine garkediyor. Genç arap Ssu- bayları ise tahtta ciddi bir kralın bulunduğunu anlamışlardır. 19 Kasım 1966