YURTTA OLUP BİTENLER kendisine yaptığı müracaatın karşı- lanış şeklinden dolayı AP Genel Baş- kanının "adam olacağı" hususunda fazla bir ümide sahip değildir. Bu- na mukabil Demirel, hatalı bir he- sapla, Muhalefetle sert münasebet- lerin kendi partisi içinde tesanüt sağlayacağını ve Elmalı Meselesinde beliren çatlağı kapatacağı inancın- dadır. Halbuki aslında, gergin siyasi hava Türkiyede en fazla AP'ye za- rar verecek niteliktedir ve CHP'nin Kurultayla aldığı hamle hızı bu za- rarı daha da büyütüp çabuklaştıra- caktır. Böyle bir hengâmede gözler, Mec- lisin mutedil Başkanı Ferruh Boz- beylinin gayretlerine çevriktir. C.H.P. Ayinesi iştir kişinin.. (Kapaktaki Genel Sekreter) Bu haftanın başındaki Pazartesi sa- bahı, saatin l1l'e varmasından hayli zaman önce, trafik bakımın- dan Ankaranın en korkunç sokağı o- lan Rüzgârlı Sokağın başındaki CHP Genel Merkezinde heyecanlı bir hava esiyordu. O gün, Kurul- taydan çıkan yeni Parti Meclisi Genel Başkan İnönünün başkanlı- ğında ilk toplantısını yapacak ve Genel Sekreteri seçecekti. Gerçi, bir gün önce İnönünün Çankayadaki Pembe Evinde yapılan görüşmeler- den haberi bulunanlar Bülent Ecevi- tin Genel Sekreterliğe itirazsız ge- tirileceğini o biliyorlardı ama, bun- lar da dahil, daha bir çok kimse ge- ne de bir sürpriz ihtimalini bertaraf etmiyordu. Zaten, asıl heyecanlı bu- lunanlar, Kurultayda üye bile olma- yan, fakat ilerici bir CHP'ye gönül- den bağlı gençler, kadınlar, İsmet Paşanın tabiriyle "sade vatandaş"- lardı. Bunlar Kurultay günleri Bü- yük Sinemayı, Parti Meclisi seçimle- rinin tasnifi sırasında, gece geç vak- te kadar Genel Merkezi doldurmuş- lar ve ilgilerini belli etmişlerdi. Bun- ların arasında öyle idealist öğren- ciler, politikayla (oalâkası şaşırtıcı olan şık ve güzel genç hanımlar, si- vil giyinmiş o kadar çok subay var- dı ki 1950 öncesinin DP Merkezini veya 1960 öncesinin CHP Merkezi- ni hatırlamamak imkânsızdı. Bu son hafta içinde CHP'de esen hava, bu çeşit bir bava oldu. İnönü, Parti Meclisinin bazı"cep- he sahibi" üyelerini Pazar günü sa- bahtan itibaren, teker teker Pembe Eve çağırdı ve onlardan fikirlerini sordu. Satır geldi, Feyzioğlu geldi, Erim geldi, Hüdai Oral geldi, San- car geldi, Yurdoğlu geldi, daha baş- kaları da geldiler ve tabii Ecevit gel- di. Satır ve Erim bir Genel Sekre- terliği odüşünmediklerini, o Eceviti destekleyeceklerini açık seçik söy- AKİS lediler. İkisi de genç ekibe yardım etmeye hazırdılar. Ötekilerin içinde Genel Sekreterlik için isimleri ba- his konusu olanlar yoktu. Fakat herkes, Ecevitin Genel Sekreter ol- masını tabii bulduğunu belirtti. E- cevit de, bu göreve talip olduğunu nazlanmadan söyledi. İnönü için mesele, akşamüstü bu şekilde hal- ledilmiş oluyordu. Komşuda pişer, bize de düşer Nitekim, Parti Meçlisi saat 11'de toplandığında Genel Sekreter se- çimi, bu sayede bazı gazetelerin tahminlerini yalanladı ve nıücade- lesiz, sakin geçti. Toplantı sırasında bir ara, Genel Başkana, Ortanın So- lunun kesinlikle kabul edilmesi kar- şısında, ültra sol ve özellikle sağ uçtan gelen şaldın kampanyası hak- kındaki fikrini bazıları sordular. İ- nönü bir kahkaha attı ve şöyle de- di: "— AP'liler, CHP'nin Ortanın Solunu kabul ettiğine çok hayıflanı- yorlar. Demek ki, bu iş tutmuştur!" İş, gerçekten tutmuştur. Bir fik- rin ateşi ile Ankaraya gelen yüzler- ce delege, Ortanın Solunu, bundan böyle bütün CHP'lileri obağlıyacak olan bir kurultay kararı haline sok- Ecevit, Genel Sekreter seçilmeden önce ve sonra Ayağının tozuyla işbaşına 29 Ekim 1966