AKİS tediğinden şüphe edilemez. Fakat Pekin, bir yandan, sovyet yardımıy- la ulaşılacak bir başarının Vietnâ- mı Moskovanın yörüngesine oturt- masından korktuğu, öteyandan da, Vietnam anlaşmazlığı uzayıp gittik- çe, Washington ile Moskovanın ara- sının, kendi karşısında birleşeme- yecek kadar açık kalmakta devam e- deceğini düşündüğü için, bu Konu- da Sovyetlerle aynı safta yer almak- tan dikkatle kaçınmaktadır. Sovyetler Birliği, uzadıkça kendi çıkarlarını zedeleyen Vietnam an- laşmazlığını, Pekinin Moskovaya is- yan bayrağını açmasından sonra bo- zulan komünist birliğini yeniden kurmak ve Çini mahküm etmek için kullanmayı denemiştir. Geçen hafta Moskovada yapılan zirve kon- feransının arkasında yatan amaç, bundan başka birşey değildir. Fakat, anlaşılan, komünist liderlerin bü- yük bir kısmı, "Vietnam başka şey, Komünist Çinin suçlanması başka şey" şeklinde düşünerek, böyle bir suçlamaya yanaşmamışlardır. Tarafsızlığın böylesi.. Öteyandan, Yeni Delhide yapılan toplantı,' tarafsız devletlerin de, "ne şiş yansın, ne kebap" düsturun- ca, durumu idare etmeye çalıştıkla- rını açıkça ortaya koymuş bulunu- yor. Kayıtsız şartsız Vietkongun ya- nında yer almış görünmek, yardım iplerinden birini elinde tutan Birle- şik Amerikayı ürküteceği için, baş- ta Yugoslavya, onun arkasında da Hindistan olmak üzere, bellibaşlı bütün tarafsız ülkeleri korkutmak- tadır. Oysa, yeni bağımsızlık savaşı vermiş ülkeler, bu arada Cezayir ve 29 Ekim 1966 genç Afrika devletleri, Vietkongun, Güney Vietnam halkını temsil eden o Tito tarafından ısrarla Yeni Delhi tek kuruluş olduğu görüşündedir- toplantısına katılmaya çağrıldığı ler. Nitekim bu yüzdendir ki, Ceza- yir lideri Bumedyen, son yaptığı Yu- (mıştır. DÜNYADA OLUP BİTENLER goslavya gezisi sırasında (Mareşal halde, bu çağrıyı kabule yanaşma- GEÇEN HAFTA DÜNYADA FRANSA — Yedi hafta süren tartışma ve fransız polisinin bütün şefleriyle yeraltı dünyasının bütün şöhretlerinin tanıklık geçidinden sonra, tam karara bağlanmak üzere olduğu sanıldığı bir anda dedi- kodusu bütün dünyayı tutan Ben Barka Dâvası, bilinmeyen bir gele- ceğe ertelendi. Bu ertelenmenin nedeni, kaçırma olayının, Fas İçiş- eri Bakanı fkirden sonraki başlıca sanığı ve Fas gizli poli- sinin şefi Binbaşı Dliminin, Parise gelerek, fransız adaletine teslim olmasıdır. Bilindiği gibi, hem General Ufkir, hem de Binbaşı Dlimi, şimdiye kadar, gıyaben yargılanıyorlardı ve bu yargılama sonunda da, suçlu bulunarak, "müebbet hapse" mahküm edilmeleri bekleni- yordu. Durum böyleyken, Binbaşı Dliminin kendi ayağıyla teslim ol- ması, bazı gözlemcilere göre, De Gaulle'ün başına yeni dertler aça- caktır. Çünkü De Gaulle'e göre, Ben Barka olayında bütün suç Fas görevlilerinindir. Eğer Fransızlardan bunlara katılanlar varsa, -ki yar- gı sırasında banların maşallah pek çok olduğu ortaya çıkmış bulu- nuyor-, sayıları ve rolleri pek önemsizdir. Gözlemciler, Binbaşı Dli- minin General De Gaulle'ün bu iddiasından geri kalanları da çürüte- cek açıklamalarda bulunabileceğini düşünmekte ve Fransaya kadar gelişinin nedeninin de bundan başka birşey olamıyacağını ileri sür- mektedirler. LAOS — Hindiçini savaşının bitmesinden sonra da bir türlü huzu- ra kavuşamıyan Laosta, geride bıraktığımız hafta içinde, bir hükü- met darbesi denemesi yapıldı. Bu, son on yıl içinde yapılan kaçıncı darbe denemesidir, bunu ancak Tanrı bilir. Laostaki durumun özel- liği, bu ülkenin, bağımsızlığa kavuştuktan sonra üç karşıtlı bir iç sa- vaş geçirmiş olmasıdır. Bu savaş 1960 yıllarında geçici bir sonuca bağlanırken, sağcılar ve solcular, yönetimi tarafsız lider Suvanna Fu- maya bırakarak, kendileri için ileride çıkacak fırsatları kaçırmamak üzere pusuya yatmışlardı. Suvanna Pumanın liderliğinin sanıldığı ka- dar birleştirici olamaması ve militan solcuların ulusal birlik hükü- metine katılmaktan kaçınmaları, sağcıları hergün biraz daha sabır- sız olmaya yöneltmiş ve buna bazı komutanlar arasındaki özel ge- çimsizliklerle, muhtemelen, amerikan parmağı da karışınca hava kuv- vetlerinin eski komutam Tao Mao, geçen hatta bir darbe yapmaya ve tarafsız hükümeti devirmeye kalkışmıştır. Fakat bu darbenin ba- şarıya ulaşamadığı ve o sırada Pariste tatil yapmakta olan Suvanna Fumanın koltuğunu korumayı bir kere daha başardığı anlaşılıyor. Tao Mao ise Güneydoğu Asyada en hararetli amerikan, dostu olarak bili- nen Taylanda sığınmış ve kendisine hemen siyasal sığınına hakkı ta- nınmıştır. İNGİLTERE — İngiliz kömür madenlerinin toplandığı Welsh böl- gesinde bulunan küçük maden kasabası Aberfan'da, geçen hafta, bü- tün dünyayı üzen acıklı bir kaza oldu. Günlerdir yağan yağmurlar- dan ıslanarak çözülen dev bir kömür cürufu yığını, o civardaki bir İlkokulun üzerine kaydı ve okulu altına aldı. Kaza tam ders saatleri sırasında olduğu için, çocuklardan pek azı kurtuldu. Şu satırların ya- zıldığı sırada, kaza kurbanlarının sayısının 200'e yükselmesinden | BUNLAR DA OLDU