29 Ekim 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 11

29 Ekim 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKİS İdare Bu telâş neden? Otomobilinden inen orta boylu, şık giyimli ye gösterişe düşkün- lüğü her halinden anlaşılan zat, ka- pının önünde duran müsdahdemin kendisini selâmlamak için derlenip toparlanmasını zevkle ve kasılarak seyrettikten sonra, ük adımlar ve şanına yakışır figürlerle ilerleyip binaya girdi. Koltuğuna oturduğunda, sakla- mağa çalıştığı bir tedirginlik için- deydi. Az sonra odanın kapısı açıldı ve içeriye, kendisine yakın memur- lardan birisi girdi ve saygıyla se- lâmladıktan sonra, AKİS dergisini okuyup okumadığını sordu. Koltuk- taki zat, AKİS sözünü duyunca ha- fifçe sarardı, fakat belit etmemeğe çalışarak, memurun anlattıklarını sonuna kadar dinledi. Biraz sonra, binanın koridorları koşuşan insanlarla doldu. AKİS'in o haftaki sayısı aranıyordu. Bürolar- da, AKİS okuması muhtemel bütün memurlara başvuruldu. Yerinde du- ramayan "Beyfendi"nin emriyle ba- yilere odacılar gönderildi, her ne şe- kilde ve nereden olursa olsun bir adet AKİS bulunması emredildi Olay, önceki hafta, Et ve Balık Akköprüdeki (o Genel Kurumunun Müdürlük binasında cereyan etti. Odacının getirdiği o haftaki AKİS Dergisini -642. sayıdır- okuyan Ge- nel Müdür Enver Batumlunun eli a- yağı çözüldü ve hemen yardımcıla- rını çağırarak, yazıyı bir kere de on- lara okuttu. Yönetim Kurulu OÖğle- den sonra acele toplantıya çağrıldı, yazı bir kere de burada okunduk- tan sonra müzakeresi yapıldı. Takip edilmesi gereken taktik ve strateji tesbit edildi: Önce Kurumdaki şube müdürleri çağrılarak hava koklana- cak, sonra gerekli hal çaresi araştı- rılacak ve yazı derhal tekzip edile- cekti. Ertesi gün Kurumun toplantı sa- lonuna gelen yirmiden fazla şube müdürü, Yönetim Kurulunu da tam kadro halinde orada buldular. Ge- nel Müdür Enver Batumlu, partizan olmadığını, yapılan tayinlerde kasıt bulunmadığını yeminlerle söylerken şube müdürleri bıyık altından gü- lüyorlardı. Bu arada, bazı Yönetim Kurulu üyeleri de birer James Bond edasıyla şube müdürlerini: inceli- yorlar ve AKİS'e verilen haberin kaypağını bulmağa çalışıyorlardı. Kurum altüst olmuştu. Aranan yöneticiler yerlerinde bulunamıyor, bürolarda haber üzerine tartışma- lar yapılıyordu. Enver Batumlu ve yardımcılarından "renk uzmanı" Fahri Atalayın hiddet ve telâşı ise Et ve Balık Kurumu Genel Müdürlüğü Tekzip 29 Ekim 1966 imalâthanesi mi? YURTTA OLUP BİTENLER görülmeğe değerdi. Doğrusu AKİS, tam da zamanını bulmuştu. Bey- fendiler o günlerde yeni işler için İstanbula gideceklerdi. Sırada baş- ka ve gayet verimli geziler de vardı! Şimdi hepsini bir süre için te- hir etmek gerekiyordu. Hele, Ge- nel Müdür Enver Batumlu ve yar- dımcısı Fahri Atalayın hiç bir yere gitmemeleri lâzımdı. Ya Bakan ve- ya Başbakan çağırır da, AKİS'in ya- yınını göstererek, "Nedir bu yaptığı- nız?" diye sorarlarsa, cevap verme- leri gerekiyordu. Bu arada, "AKİS'in Kurum içindeki adamı"nın da mut- laka tespiti gibi bir durum vardı. AKİS'in yayınının en kısa zamanda tekzip edilmesi ise başlıbaşına bir "istikbal" meselesiydi! İşte bu şartlar altında ve bu ha- va içinde Kurum, bir haftaya yakın bir süreyle tam bir cadı kazanma öndü. Bir taraftan Kurumun de- dektifleri "AKİS'in Kurumdaki ada- mı"nı ararlarken, bir taraftan da Yönetim Kurulu günlerce ve üstüs- te toplantılar yaparak, AKİS'e veri- lecek cevabı hazırladı. Üzerinde çok çalışılmış olmasına rağmen or- taya çıkan hilkat garibesi cevap, mahkeme yoluyla dergiye ey di (Bk. AKİS, Sayı: 644 — are"). Yalan bunun neresinde? Bütün zorlamalara rağmen, AKİS'- in yayınında belirtilen hususları çürütecek tek bir cümle bulunma- yan tekzip, aslında tam bir teyid niteliği taşıyordu. Deprem bölge- sinden 15 bin baş hayvan alındığı belirtiliyor ve fakat "deprem olduk- tan sonra heyetlerimiz aracılığı ile ve felâketzedelere yardım için müs- tahsilden yerinde ve değer fiyatına 15.000 hayvan alındı" denilemiyordu. Halbuki Kurum yöneticileri, daha önceki demeçlerinde, konuyu bilen- lerin gözlerinin içine baka baka, bu- nu söylüyorlardı. "Deprem olma- saydı, bu hayvanlar (o alınmıyacak mıydı?" sorusuna ise cevap veril- miyordu. Et stoku meselesine gelince: ya- zının yayınlandığı tarihte Kurumun et stoku 1508 ton değil, sadece 1177 tondu. "Et stoku" sözünden anlaşıl- ması gereken "donmuş et" olduğu- na göre, Kurum yöneticilerinin ne- lerden medet umdukları anlaşıl- maktadır. Nihayet, birkaç gün önce, Kuru- 11

Bu sayıdan diğer sayfalar: