YURTTA OLUP BİTENLER gunu söyleyen Çapçı, Plânlama Teş- kilâtında Demirel politikasını uy- gulamaya başlamış ve “Başbakanım şöyle istiyor”, “Başbakanım şu gö- rüşte” şeklinde konuşmayı âdet ha- Jine baml apçının -aslında Süleyman be yin- ilk hedefi, daire başkaniarın yumuşatmak olmuştur. Bü, gerçek- ten kurnazca bir düşüncedir. Çün- kü namuslu bir teknisyen olma haysiyetini hiç bir şeye değişmeyen rütbesiz uzmanlara göre, büyük pa- ra alan rhevki sahibi daire başkan- larının yumuşatılmaları imkân da hilindedir. Çengeli yiyenler "Ağa düşen daire başkanlarının il ki Cevdet Akarundur. Maliye Ba- kanlığında surplus amerikan mal larını Türkiyeye getiren o teşkilât ta çalışırken -bu malların nasıl hur- da çıktığı hatırlanmalıdır..- Plânla- ma Koordinasyon Dairesi Başkan- lığına getirilen Akarun mühendis. tir. İktisadi bilgisi pek mümmen olmayan ve bu yüzden kendini za- yıf hisseden Akarunun yumuşatıl ması uzun sürmemiştir. Bu mühen- dis, bir süre sonra, Orhan Çapçı ile birlikte taktik hazırlar duruma gel miştir. Çapçı izinli olduğurida, yeri: ne Akarun bakmaktadır. Cevdet A- Karunun, Müsteşar Vekil Vekili ola- rak Devlet Plânlama Teşkilâtını yö- nettiği günler pek hoştur. Diğer iki daire başkanı Ergun ile Baran Tuncer ise, a run kadar olmamakla beraber, göz- den kaçmıyacak derecede yumuşa tılmışlardır. Sosyal Plânlama Dairesi Başka- nı olan Evner Ergun mimardır. Et satma sosyoloji ve siyasi ilimler uş birinci Sınıf ouzmanların delinin E tedirgin oet- mediğini söylemek, isabetsiz bir teşhistir. Evner Ergun buna rağ men rahat ve problemsiz görün mi bilmektedir. Yabancılarla ve bilhassa oOamerikalılarla o içli'dişli dostluklar kurmakta güçlük o çek- memektedir, Plânlama Teşkilâtın. dan birçok talebi olduğu (bilinen Amerikan Yardım Teşkilâtı -AID- yetkilileri ve uzmanları ile yakın ve sıcak ahbaplıklar tesis etmiş- tir Evner İktisadi Plâhlama Dairesi kanı Baran Tuncere Orhan Çapçı -aslnda Demirel. ' tarafından atlan çengel en zayıfıdır. Tuncer, Prof, Besim Üstünelden boşalan bu mev kie Siyasal Bilgiler Fakültesinden gelmiştir. O zaman asistan doktor- du. Çok defa daire başkanı arkadaş- larıyla birlikte hareket etmeye ken- dini mecbur hisseden Baran Tun- 5 ın fazla tö- hak vermektedir. Bu yüzden : Tun- cerin durumu, arkadaşları arasın- da “iki cami arasına binamaz” diye ifade edilmektedir. Daire başkanlarının .yumuşatıl ması ile Demirel politikası, Devlet Plânlama Teşkilâtımnda oldukça ö- nemli bir -merhâle almıştır. ire lin ümidi, kaleyi içinden fethetmek- tir. birinci Plândan bile daha net, al nacak kararların fiyatları ve bedel leri açıkça ve önceden görülür hale sokmuştur, Bu gi Demirel “Hükü- metini endişeye düşürmüştür. Çün- kü, bol bol eee yapabilmek için kalkınma hızının yüzde -7'den de yüksek gösterilmesini Demirel, bu hızı sağlamak için ne kadar ek finansman sağlanması ge- rektiğinin açıklanmasından ürkmüş- tür. Çünkü niyet bu hizı gerçekten sağlamak değil, lâfını etmektir. Ni- tekim Başbakan, son basın toplan- tısında, AP iktidara geldiğindenbe- ri Türkiyenin yüzde 8.4 hızla kalkın- mağa başladığını iddia etmiştir! Cevdet Akarun Sahibinin sesi Gerçekler çıkmazı Daire başkanlarının bu tutumuna mamış uzmanlar arasındaki ilk modeli modele göre işleyen on alternatifin durumu hakkında yaptıkları çalış- malarda ortaya bazı sonuçlar çıkar- mışlardır. Bu sonuçlar, ikinci Pfânı ne göre- tasarruf demektir. Tasarruf arttıkça, yatırım artabilir. Milli ge- lir büyümesi de böyle sağlanabilir. Ne var ki, Türkiyede tasarruf arti 10 Eylül 1966 7