, AKİS lesinin neticesi obugünlerde alına- caktır. Lokma ya kursakta kalacak, ya işkembeye inecektir. Gençlik Dikenli bir konu (oyu renk elbiseli, aynı yaşlarda görünen dört genç içeri girdikle- rinde güneş batmak üzereydi. Ge- niş odanın Sol tarafına düşen ceviz masanın arkasındaki döner koltu- ğunda sağa hafif bir çark yapan, gür saçları fazlaca itinalı, bilmece yüzlü zat, gelenlerin ellerini istek- sizce sıktı ve yarım ağızla : “—Buyrun, otürun..” dedi. Gençler, bir saniye okadar, birlerini süzdüler. Sessizliği, bilme- ce yüzlü zat bozdu: “Önünüzdeki kutunun birinde sigara olacaktı. Arzu eden, yaksın.” Sonra, gençlerin ve ziyayet se beplerinin tamamen yabancısıymış gibi bir tavır takınmaya gayret ede- rek, ne istediklerini sordu. Genç ler, “başlıyoruz” der gibilerden, bir- birlerine baktılar. Şaşırmadılar. Or- tada oturan genç, büyük bir haksız- hğa uğradıklarını, bir oyunla kar şıkarşıya bulunduklarını söyledi. öteki iki genç ise, bir hukuk dev letinde rastlanması büyük tepkile- re yol açabilecek bir hata yapıldığı. nı ileri sürdüler. İlk konuşan genç, elindeki Zarfı göstererek, istenirse iddialarını isbata hazır olduklarım belirtti. İşte, ne olduysa bundan sonra oldu : Kaşlarını çatarak da olsa, gençleri dinleme gayreti için- de bulunan bilmece yüzlü zat bir- den parladı ve: “—Kardeşim, bizim suçluluğu: muzda ısrar ediyorsanız, mahkeme ye gidin! Ben onu bunu anlamam! ii incelenmiş ve gereken ya pılmıştır. Bunun ötesi sizin bilece ğiniz iş” dedi. Bilmece yüzlü zat sonunda dâ- vanamadı, telefona sarılı leyi pane anlattı ve döne z «Vallahi kardeşim, benim yö pacağım bir şey kalmadı. Bir ve de Muzaffer beyle görüşün. konuyu daha yakından takip ettir dedi. Bu, gayet kibar bir kovuluştu. Gençler bunu da hesaplamışlardı. “Bitti” anlamına bir kere daha ba- kıştılar ve odayı terkettiler. Olay, geçtiğimiz hafta Cuma gü- nü Ankara Vilâyet binasında, Vali p, m gençlere Celâlettin Coşkunun makamında ce- reyan etti. Gençlerden üçü, Türki- ye Mili Talebe Federasyonu -TMTF - Genel Sekreteri Orhan Ka- yıhan, Ankara Üniversitesi - Talebe Birliği eski başkanlarından Emre İleri ve aynı birliğin başkanlığın- dan AP'li idareciler ve militanları tarafından zorla uzaklaştırılan Na- ci Özdemirdi. Valiyi ziyadesiyle kiz- diran ziyaret ise, Ankara Üniversi- tesi Talebe pa engellenen kongresiyle ilgiliyd Hikâyenin b aşı Valiyi ziyaret eden gençlerin dâva- sının kökü, Temmuz şyına kadar YURTTA OLUP BİTENLER te salonunda kongreyi ; topladılar. Fakat salonun çevresinin polislerle sarıldığı ve Ml bükümet ko- miseri yerine sadece bir müşahit gönderdiği hayretle görüldü. Hayli gürültülü geçen kongrede Naci Öz- demir ve arkadaşları Birlik yönelci- liğine seçildiler. Sonucu kabul etme- yen, AP 'ye yakınlıkları bilinen kim- selerden müteşekkil bir grup, köng- reyi terketti, kongrenin usulsüz ol duğunu, nisabın temin edilemediği- ni ileri sürerek, Vilâyete başvurdu ve adli makamlardan da ihtiyati tedbir kararı çıkarttı. Vilâyetin de kendileri gibi düşündüğü kanısında ka LE ğ ğ e v 1 in vk e MİNA Ankara Valisi Celâlettin Coşkun makamında “Beyfertdi"nin yolunda 4 uzanmaktadır. Otuzbine yakın öğ- renci üyesi bulunan Ankara niver» sitesi Talebe Birliğinin eski yönetici. leri, 21 Temmuzda kongre yapacak- larını 24 saat önce Vilâyete yazılı olarak bildirmişler ve gazetelierle de ilân etmişlerdi. Vilâyetin buna cevabı, Cemiyetler Kanununa göre, müracaatın 72 saat, yani üç gün ön ce yapılması gerektiği, bus sebeple, yapılsa dahi, kongrenin ik meyeceği şeklinde oldu. zi a lardan gittiklerine gençler, belirtilen tarihte, Üniversi: olan gruptakiler, 9 Ağustos Atatürk Lisesi salonunda olağanüs- tü bir kongre topladılar ve, Naci Özdemiri destekleyen deleğeler bur rada bulunmadıkları için, kolayca yönetim kuruluna Eri er. Vilâyet bu kongreyi tanıdı ve Orhan Ünal adındaki öğrenci cinin İi- derlik ettiği ekibin Birliğin oyeni yöneticileri olduğunu yazıl olarak bildirdi. Vilâyetin yazısını eline alan ekip, iddiaya göre, bir gece, Birli ğin Olgunlar Sokak Olgunlar apart- manının üst katındaki merkezine 10 Eylül 1966 15 #