ması durduruldu” karşılığını verdi, « Fakat gencin kafasını (kurcalı- van daha bir sürü karanlık nokta vardı. Hazır bu konuda Türkiyenin en sorumlu kişilerinden birini yâ- kalamışken, bir-iki soru sormasın- da fayda vardı. Olumlu cevap ala- mıyacağını bile bile, bu soruların: dan birkaçını gene de sıraladı : “Moiz, milyonluk bir oOaâdam. Tam yurt dışına sürülürketi neden bu işe engel olundu? “Henüz bu, tahkikat konusu» dur. Birşey diyemem.” “——Peki, sizce he arkasında karanlık eller yok mu “Bu bir ihtimal lal” “—Afadan çok gün geçtiği a de, Moiz sürülmedi. Bu, Hüküm tin prestijini sarsmaz Mmı?.. Givi Hükümetin kararı ne olacak?..” du” w Sorular, cevaplar burada kesil di. Lâcivert elbiseli adamla muhö tabı, gençten başka, “Moiz” konu” sunu bilen iki kişi daha vardı. On- lar da, lâcivert elbiseli, kırçıl saçlı adamın sol tarafında oturan “dik saçlı, zayıf, uzun boylu arkadaşı ile tam karşısında oturan orta boylu, kumral şahıstı. Bu son iki şahsın ise, konuşma yetkisi ö gece için yoktu. Esrarengiz adam ukardaki sahne ve * konuşmalar, geçtiğimiz haftanın başında, ge- ce saat İ3 arasında Beyoğlu Emni- vet Âmirliğinin ikinci katında cere- van etti. Lâcivert elbiseli, .şık görü- nüşlü adam, Emniyet Genel Müdü- rü. Hayrettin Nakiboğludan .başka- sı değildi. O gece Nakiboğlu, Cum- hurbaşkanı Sunayın “İstanbula Ve- dâ” ziyafetinder geldiği için fazla- ca şıktı. Sol tarafında oturan "İstan- bul Polis Müdürü Ali Haydar Öz- akın, karşısındaki ise I. Şube Mü- dürüydü. Diğer gençler, o geceki genel baskına, katılmış,. Babiâlinin kurt gağetecileri sayılan polis mür- habirleriydi. Nakiböğlunun muhallebili o top- lantısındaki neşeli havayı bir anda yok eden esmer genç ise-AP yi des- tekliyen bir gazetede çalışıyordu. Nakiboğludu, terleten sorulara se Da olan Moiz, çoğu gazeteciler için o gece “esrarengiz adam” olarak kaldı. Zira kapalı soru ve cevaplar- dan, bu şahsın, İstanbulun ünlü musevi Tüccarlarından Moiz Sada- ka olduğunu nereden ( bilebilirler- di Gerçekten de Moiz Sadaka, gös- terişli AP Hükümetinin kararını bir anda sıfıra indiren ispanyol uyruk- tu tek kişi idi. Koskoca Bakanlar Bağımsızlığın Sorumluluğu "TRT mikrofonu “Dertli kaval” Revo. daha doğrusu TRT'ye karşı olan hücumlar iki ayrı mahi- yet taşımaktadır. Bunların birincisi ve gürültüsü çok olanı, siyasi pak olan hücumlardır. Bugünkü iktidarın, felsefesi itibariyle bir bağımsız radyoyu çekemediği ve onu, eski “Menderesin Borazanı” haline getirmek için uğraştığı ortadadır. Bunu gerçekleştirmek için orada çalişanlara C.H.P.'ilikten komünistliğe kadar çeşitli isnatlar- da bulunulduğu, her hangi bir A.P, gazetesini açmakla hemen görü- lebilir. Ama, radyodan bir ciddi ve haklı şikâyet vardır ki o siyasi hü- cumların varlığı yüzünden önemle üzerinde durulmamaktadır ve bu da radyodaki beceriksizliklerin ekmeğine yağ sürmektedir. TRT yeni usülle . oldukça uzun süredir çalıştığı halde Haberler Bülteni hâlâ batılı, medeni ve modern bir çehreye kavuşmamıştır. Eski ipti- dai habercilik usulü, zaman zaman yapılan bazı sekil rötuşlarıyla devam &ttirilip gitmektedir. Bir takım haberleri altalta okumaktan, batta bunlardan aynı konuda m. dahi birbirine bağlamak zah- metine katlanmaksızın ibaret olan bu usul artık “iyi radyo”larda yoktur. Bir Kalan Haber Bülteni, üzerinde sa atler ve saatler çalışılarak hazırlanan bir gazetedir. Bunun hitap et- tiği kütlenin genişliği, Bültene ayrı bir önem: vermektedir. Halbuki TRT'nin Haber Bülteni, en çapacul gazetenin kalitesini bile taşıma- kali benli böyle olduğunu iddia etmek güçtür, aksinin doğruluğuna Bültenlerin yavanlığı şahittir. Bu Bültenlere, bilgisizlikten gelen yan- lışların bile girdiği reyi TRT'nin Haberler Servisindeki , memleketin en iyi gazettcileri olmak bir yana, büyük çeklu- ğuyla hiç bir gm dikiş taparimmişezıdan müteşekkil bulunur. sa buna şaşırlır mı TRT'nin sr Bağımlı Sa vaşı vermekte olması, bu aksaklığın TRT'de de C.HP.lisi de oi T.İ.P.lisi de, gi de,. Bu bir mahzür değildir. Ama bu iyi a beceriksize yer olmamak lâzımdır. al kalitesizlik, ami k savaşında bir avantaj değil, ağır bir handikaptır. Bunun unutulmaması İyi o 27 Ağustos 1966 15