AKİS ham edercesine, CHP'nin bu seçim- lerde sesinin kısık ve ürkek olduğu- nu söyledi" dedi ve Ecevitin bir sö- zünü alarak: "- oOEcevit son konuşmasında, 'o çatlak ses, CHP'nin gerçek sesi- dir' dedi. O ses çatlak değildir ama, CHP'nin gerçek sesi de değildir" di- yerek ana fikrini özetledi. Mehmet Hazerin, Grupta bulu- nan bir kısım milletvekili ve senatö- rün hislerine tercüman olan bu söz- leri üzerine Ecevit ve takımı sinir alâmetleri göstermediler ama, Gru- pun tansiyonu hayli yükseldi. Haftanın başında Pazartesi gü- nü CHP Grupunda belirli hal alan Ecevit ve takımı ile Statükocular a- rasındaki fikri anlaşmazlığın kök- leri çok gerilere dayanmaktadır. 10 Ekim seçimlerinden hemen sonra CHP içinde yeni bir grup teşekkül etti. Bu grup, başlangıçta, ayni gö- rüşte olanların zaman zaman evler- de toplanıp memleket meselelerini tartıştıkları ve çözüm yolu aradık- ları bir "fikir birliği" ohalindeydi. İlk düzenli toplantı, Aralık ayının başında, Sivas (o milletvekili Nasuh Nazif Aslanın Bahçelievlerdeki evin- de yapıldı. O toplantıya Bülent E- cevit, Orhan Birgit, Şükrü Koç ve daha onbir arkadaşları katıldı. Ece- vit, o toplantıda uzun konuştu ve CHP'ye bir dinamizm getirmenin artık farz olduğunu, bir fikir ve ül- kü birliği halinde, CHP içinde ses- lerini yükseltmenin zamanı geldiği- ni söyledi. Şükrü Koç bu fikri ön- ceden savunmuş olduğundan, arala- nnda anlaşmaları kolay oldu. Bu toplantı, bir süre sonra CHP Grupu içinde girişilecek revizyonist hare- ketin ilk bilinçli ve kararlı adımını teşkil etti. CHP'nin "dinamik kanat'ı, ha- rekete, Merkez Yönetim Kurulu üze- rindeki tedrici basla ile geçti. Mer- kez Yönetim Kurulu üyeleri içinde kendilerine yakın bulduktan Lebit Yurdoğlu, Ali İhsan Göğüş ve Ke- mal Demir ile ilişki kurdular ve fi- kirlerini onlara açık * seçik anlat- tılar. Ecevitin fikri liderliğini yaptı- gı "Ortanın Solu" savunucuları, ilk kuvet denemesini, 5 Haziran se- çimlerinde Ecevitin radyo konuş- masıyla yaptılar. Ecevit, daha son- ra bir başka CHP'li Ruhi Soyer- ta- rafından "çatlak ses" olarak nitele- nen o konuşmasında "Ortanın So- lu" nu savundu. o Ecevitin takımına göre "Ortanın Solu", CHP için can- kurtaran simidi idi. 2 Temmuz 1966 Ecevitin bu tavizsiz çıkışı, parti içinde tepki ile karşılaştı. İyiniyetli pek çok CHP'li feverana geldi ve CHP içinde, "Ne o, yoksa parti TİP'e mi kaydırılmak isteniyor? CHP'yi aşırı solcular mı işgal etti?" kai esmeğe başladı. Ecevit ve takımı -ki p sıralarda bu, sadece on-onbir ki- şilik bir gruptu- bir açıklama yap- mak lüzumunu duydular. İşin ter- tipleyicileri oŞükrü Koç ve Orhan Birgit, Ecevitin, bir konuşma yapa- rak, meseleyi açık - seçik ortaya koyması ve TİP ile CHP'nin ayrıntı- larını tespit etmesi konusunda fikir birliğine vardılar. Ecevit, geçen hafta içindeki Grup toplantısında yaptığı konuşmada Turhan Feyzioğlu Dirsek teması mı? meseleyi, hiç Bir ard düşünceye ve yoruma meydan bırakmayacak şe- kilde açıkladı. CHP'nin TİP ile ka- tiyen aynı paralelde olmadığını, prensipleri dile getirerek bildirdi. Ecevitin verdiği açık, konuşma- sında Amerikaya fazla yüklenmesi oldu. Bu Eceviti "biz TİP paralelin- de değiliz" derken TİP paraleline soktu. Zira genç lider, hiç lüzumu yokken, tam bir TİP ağzıyla meş- hur "CIA Umacısı"ndan, onun Tür- kiyede -ve dünyada- işler çevirdiğin- den bahsetti. Hissi Bülent Ecevit, undan bir süre önce New York Ti- mes tarafından yayınlanan ve CIA -amerikan Merkezi İstihbarat Teş- YURTTA OLUP BİTENLER Ma hakkında açıklamalar yapan azı serisinin fazla tesiri altında ima benziyordu. Amerikayı ten- kit edip onu yererken başka hiç kimsenin durumundan ve tutumun- dan -meselâ, Sovyetler Birliğinin.. Zira, CIA dünyayı karıştırıyor da yeraltı komünist faaliyet hiç bir ta- rafta hareket mi göstermemektedir ve bunların arkasında Rusya yok mudur? bahsetmedi. Halbuki o günler, bir de "Demirperde gerisi hesabına faaliyet (gösteren casus" yakalanmıştı. Buna rağmen, iyi niyeti bilinen ve TİP paralelinde olmadığı zaten açık olan Bülent Ecevitin makul ve mantıki izahları çok CHP Grupu ü- i "yeni takm"dan yana itti. Aslında Ecevitin hareketi hiç bir CHP'li tarafından o yadırganma- maktadır. Ancak, pek çok CHP'li, ortada bir takım şahsi hedefler de bulunduğu endişesiyle bunlara âlet olmak istememektedir. Nitekim bu- nu bir CHP milletvekili şöyle açıklar "— Revizyona âmenna! Ama, ya işin içinde şahsi hesaplar varsa?" Ecevit ve takımı ise buna kesin- likle hayır cevabını yermekte ve ta- nık olarak da parti içindeki geçmiş- lerini göstermektedirler. Ama, şüp- he yok ki, CHP içindeki bu yeni genç takımın yüreğinde, Genel Sek- reterlik makamı için Ecevitin ismi yatmaktadır ve şimdi gösterilen gay- retlerin çoğu da, Ecevite karşı olma- ları muhtemel bazı Ortanın Solu ta- raftarlarını kendi saflarına çekmek ve Ecevitin kendisini kabul ettirme- si için fırsat yaratmak amacı etra- fında toplanmaktadır. Bir Ecevit taraftarı, Meclis kulisinde bunu a- çıkça ifade etti ve şöyle dedi: " —Azizim, bizim gayemiz, bir- gün Eceviti partinin Genel Sekreter- lik koltuğuna oturtmaktır!" Olayların, böylesine hızla gelişti- &i bir sırada Orhan Öztrak, Genel Sekreterlik Yardımcılığından istifa ediverdi. Öztrak, geçtiğimiz hafta Perşembe günü öğleden sonra Ge- nel Başkan İnönü ile görüştü ve is- tifasının nedenlerini açıkladı. Öz- trakın istifasının dış nedeni, Konya teşkilâtında obaşgöstereri huzursuz- uktur. Ama derindeki asıl sebep, CHP içinde şaha kalkmış bulunan fikir cereyanlarıdır. Nitekim Öz- trak, haftanın başında Pazartesi gü- nü bunu şu sözlerle açıkladı: — Ben, mizaç itibariyle hareket- 7