YURTTA OLUP BİTENLER lerin dertlerini ve ihtiyaçlarını mü- cizevi şekilde gideriveren okonuş- malar yaptı. Fakat, yol üzerine di- zilen bir koy halkıyla konuşurken gözüne ilişen bir dövize karşı söy- leyecek söz bulamadı. Küçük bir çocuğun dövizde şöyle de- niliyordu: 1 aileyiz, bir karış top- rağımız yok Aynı yolun yolcuları Konvoy oYerköye yaklaştığında sa- atler 12.30'u gösteriyordu. Prog- rama göre, Yozgat Bira Fabrikası- nın temel atma töreni ise saat 13'te yapılacaktı. Hemen herkes, törene vaktinde yetişilip (o yetişilemiyeceği hususunu tartışırken konvoy, Yer- köye giden yola girdi. Halbuki programa Yerköy dahil edilmemiş- ti. Konvoy, Yerköyde tarafından karşılandı. yunca rastlanılan en büyük kala- balıktı. Başbakan Demirel, son de- rece memnun, çarşının ortasına O- turtulmuş olan kürsüye çıktı ve sö- ze: 300400 kişi Bu, yol bo- "— Dövizleri indirirseniz, çok rahat konuşuruz" diye başladı. Bazı vatandaşların ellerindeki dövizlerde, Yerköye fabrika, sanat ve Ziraat okulları, kız sanat okulu yapılması isteniyordu. o Anlaşılan, dövizlerdeki istekler, daha çok "Al- lah" ve "inşallah" yolunda giden fazlasıyla rahatsız etmiş- Dövizler indirildikten sonra De- ei müjdeyi vermekte gecikmedi; "— Aranıza tekrar geldiğimde bu talepleriniz karşılanmış olursa, buna hiç şaşmıyacağım. Siz de şaş- mamalısınız!" Plânın ve programın su götür- mez inkârı olan bu sözlerin alkış- larla kesilmesinden sonra Başba- kan, memleketin manzarasını şöyle çizdi: "— Memleketimiz büyük, mille- timiz büyük, dertlerimiz büyük... Memlekette işsizlik var, geçim sı- kıntısı var. Görüyorsunuz ki, büyük sıkıntılarımız var. Fakat, karam- sar olmayınız. Milletimizin yüzü mutlaka gülecektir. (o Kalkınmayı mutlaka başaracağız. oMilletle Hü- kümet elele verecek, cenabıhak da bizimle beraber olacaktır. Bu sene iyi bir mahsul idrak ediyoruz. Ce- e ağız tadı versin ve âfetten korusu Aslı müz halkın ekmeğine soğan bile temin edemiyecek olan bu bey- 14 lik vaadlerden sonra Demirel, gö- revini yapmış, halkı inandırmış ol- manın hazzı içinde -ve tıpkı, vak- tiyle de yapıldığı gibi- otomobiline bindi, konvoy saat 13'de tekrar yo- la koyuldu. Dert dinleme faslı yol boyunca yine devam ettiği içindir ki, 40 kilometrelik yol bir saatte a- lınabildi ve saat 14'te Yozgata gi- rildi. Demirel, şehre girişte Vali, Vilâ- yet yetkilileri, Belediye Başkanı Ve 1000 - kadar Yozgatlı tarafın- dan karşılandı. Öğrenciler, Valili- gin emriyle yollara dizilmişlerdi. -Ne benzerlik yârabbi!-. Asıl karşıla- ma töreni Vilâyet binasının önün- AKİS de yapıldı. Konvoy Vilâyet binası- na yaklaşırken askeri bando da Harbiye marşını çalmağa başladı. AP'lileri bir an için olsun ürperten bu marşın tesadüfen çalınıp çalın- madığı öğrenilemedi. Demirel ve beraberindeki Ba- kanlar, Vilâyet binasına alındılar. En üst kattaki Valinin odasında hoparlör tesisatı okurulmuştu. An- laşılan, Başbakan halka buradan hitap edecek ve sonra da fabrika- nın yapılacağı bölgeye gidilerek te- mel atılacaktı. Demirel, Valinin o- dasına girer girmez, pencereye rap- tedilen mikrofona yöneldi. Fakat birden seri döndü ve yanındakilere, 1966 YILINDA 3.5 MİLYON Liralık tam konforlu, kaloriferli, gömme banyolu, Marley döşemeli ve deniz manzaralı AKBANK (İlâncılık: 4236) — 197 2 Temmuz 1966